Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 350

    Bütçe Dostu Akıllı Telefonları Listeledik!

    0

    Bu videoda her bütçeye uygun olan 7 telefondan bahsedeceğiz. Özellikle akıllı telefonların fiyatlarının yükseldiği bu dönemde erişilebilir fiyatla, giriş orta segmente hitap eden akıllı telefonlar satın alınabiliyor.

    Biz de bu segmentlerde yer alan uzun ömürlü bir şekilde kullanabileceğiniz akıllı telefonları listeledik. Listemizde olan telefonlar ise şu şekilde:
    realme 10: https://youtu.be/PX-jnEocXbs
    realme C55: https://youtu.be/DWLBDZ0ie3g
    vivo Y16: https://youtu.be/6uQGV3O_9JY
    vivo Y35: https://youtu.be/HCva0Jbjy6A
    TECNO POVA 4: https://youtu.be/b6qrwjKpSxc
    TECNO SPARK 10 Pro: https://youtu.be/VsrlGFrryUA
    Redmi Note 12: https://youtu.be/_KIbM2jR6z4

    Siz bu telefonlardan birisini kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız kendi tecrübelerinizi neler? Satın almak isteyenlere bu telefonları önerir misiniz? Kendi görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın. İyi seyirler.

    #Uygunfiyatlı #telefonlar #mediamarkt

    Yapay zeka destekli video üretim araçları

    Herhangi bir metni hızlıca profesyonel videolara dönüştürmek mi istiyorsunuz? Öyleyse, yapay zeka destekli (AI) video üretim araçlarını denemeniz gerekiyor. Son dönemde sayıları hızla artan AI tabanlı video üretim araçları, herhangi bir metne dayalı videolar oluşturmanıza yardımcı oluyor. Bir AI video yapıcı ile istediğiniz metni kullanarak, yalnızca birkaç dakika içinde sanal bir insan sunucuyla yüksek kaliteli videolar üretebiliyorsunuz.

    Peki, AI tabanlı video üretim araçları nasıl çalışır?
    AI video yapıcıları, metin, görüntü ve ses dosyaları gibi çeşitli kaynaklardan elde edilen verileri kullanarak videolar oluşturmak için yapay zekayı (AI) kullanıyor. Bu araçlar neredeyse hiç insan müdahalesi olmadan videolar oluşturabiliyor. AI tabanlı videoları yapmak için Synthesia gibi herhangi bir platformu seçin. Herhangi bir metni girin, bir avatar seçin ve AI videosunu üretin. Bu kadar basit aslında. En iyi kısmı ise video düzenlemesi gerektirmemesi. Hatta videolarınızda görünmeniz bile gerekmez, çünkü çoğu video üreticisi geniş bir avatar yelpazesi sunuyor. Yapay zeka destekli video üretim araçları, birçok avantaj sunuyor ve video oluşturma sürecini kolaylaştırıyor. Bu avantajları özetlemek gerekirse;

    Hız ve Verimlilik: Yapay zeka, otomatik içerik oluşturma ve videoların dönüştürülmesi sürecini hızlandırır. Bu, kullanıcıların daha kısa sürede daha fazla video üretmesine olanak tanır ve iş verimliliğini artırır.
    Düşük Maliyet:
    Geleneksel video üretim süreçlerinde, profesyonel kameralar, düzenleme yazılımları ve aktörlerin maliyeti yüksek olabilir. Yapay zeka destekli video üretim araçları, bu maliyetleri önemli ölçüde azaltabilir, çünkü çoğu durumda insan katılımı veya fiziksel ekipman ihtiyacını ortadan kaldırır.
    Kolay Kullanım: Bu tür araçlar, video üretimine ilişkin karmaşık teknik bilgilere ihtiyaç duymaz. Metin veya içerik girişiyle çalışırlar, bu nedenle kullanıcıların video yapma sürecini daha basit ve kullanıcı dostu hale getirirler.
    Avatar Seçenekleri: Yapay zeka destekli video üretim araçları, kullanıcıların video sunumlarını kişiselleştirmelerine olanak tanır. Kullanıcılar kendi avatarlarını oluşturabilir veya araçların sunduğu geniş avatar seçeneklerinden uygun olanı seçebilirler.
    Çoklu Dil Desteği: Birçok yapay zeka destekli video üretim aracı, farklı dillerde videolar oluşturabilir ve metinleri otomatik olarak çevirebilir. Bu, küresel bir kitleye hitap eden markalar ve içerik oluşturucular için önemli bir avantajdır.
    Otomatik Altyazı ve Özetleme: Bazı araçlar, videolara otomatik olarak altyazı ve özet eklemeyi sağlar. Bu, içeriğin erişilebilirliğini artırır ve izleyicilere video içeriğini hızlıca anlamalarını sağlar. Bu yazımda video üretiminde çığır açan AI tabanlı popüler araçlara baktım.

    Pictory

    Pictory, videolar oluşturma konusunda deneyimi olmayan yaratıcılar ve pazarlamacılar için mükemmel bir yapay zeka destekli video üreticisidir. Tek yapmanız gereken bir senaryo veya içerik sunmaktır. Örneğin, bir blog gönderisi için Pictory, sosyal medya veya web sitenizde kullanılabilecek gönderiye dayalı bir video oluşturabilir. Dahası, metin kullanarak videoları dakikalar içinde düzenleyebilirsiniz. Pictory ayrıca, fragman veya Reel gibi sosyal medya için kullanılabilecek paylaşılabilir video vurgu ruloları oluşturma özelliğine sahiptir. Dahası, Pictory otomatik olarak videolarınıza altyazı ekleyebilir ve özetleyebilir. Pictory aylık 19 dolardan başlıyor.
    Synthesia
    Synthesia, 120’den fazla dilde, farklı aksan ve ses tonunda videolar oluşturabilen bir yapay zekalı video oluşturma platformudur. Kullanıcılar, markalarını videolarda temsil etmek için özel AI avatarlar oluşturabilir veya 150’den fazla çeşitli stok AI avatarları arasından seçim yapabilirler.
    Aracın diğer ilgi çekici özellikleri arasında metinden sese dönüştürebilme özelliği bulunuyor. Bu sayede kullanıcılar metinlerini profesyonel seslendirmelere çevirebiliyorlar. Ayrıca kullanıcılar kendi seslerini kaydedip avatarlarıyla eşleştirebiliyorlar. Nike ve Google gibi markalar, videolarında Synthesia’yı kullanıyorlar. Synthesia’nın fiyatları aylık 22.50 dolardan başlıyor.
    HeyGen
    HeyGen, kullanıcıların dakikalar içinde videolar oluşturmaları için çeşitli yardımcı araçlar ve özellikler sunuyor. Kullanıcılar, 40’tan fazla dilde 300+’den fazla ses arasından seçim yapabiliyorlar. Ayrıca, kendi seslerini yüklenen kayıtlar aracılığıyla kullanan özel bir avatar oluşturabiliyorlar.
    Kullanıcılar ayrıca yüz değiştirme özelliğini kullanarak avatarlarını kişiselleştirebiliyorlar. HeyGen, günde 1 dakikalık ücretsiz kullanım sunuyor. Daha uzun süreli kullanım için fiyatlar aylık 48 dolardan başlıyor.
    Deepbrain AI
    Deepbrain AI ile kullanıcılar senaryolarını yükleyerek ve metinden sese dönüştürme özelliğini kullanarak videolar 5 dakikadan kısa sürede oluşturabiliyorlar. Senaryonuzu manuel olarak yazabilir veya platforma kopyalayıp yapıştırabilirsiniz. Daha sonra, uygun dili ve yapay zeka modelini seçmeniz ve düzenlemeyi tamamlamanız yeterlidir. Deepbrain, kullanıcıların markalarına uygun özel avatarları seçmelerine olanak tanıyor. Deepbrain’in fiyatları aylık 30 dolardan başlıyor.
    Synthesys
    Markaların ticari amaçlı videolar oluşturmak için tercih ettiği popüler bir seçenek olan Synthesys, içeriğinizi geliştirmeyi amaçlayan bir yapay zeka video üreticisidir. Platform, Synthesys metinden videoya teknolojisini kullanarak senaryoları etkileyici videolara dönüştürüyor. Synthesys ile kamera veya ekip olmadan video içerik oluşturabiliyorsunuz. Sadece bir avatar seçin ve 140+’dan fazla dilde senaryonuzu yazın. Sonrasında üretici, birden fazla platformda paylaşılmak üzere yüksek kaliteli bir video oluşturacaktır. Synthesys’in fiyatları kullanmak istediğiniz özelliklere bağlı olarak aylık 35 dolardan başlıyor.

    Cisco Secure Access tanıtıldı

    Güvenlik Duvarı, Çoklu Bulut ve Uygulama Güvenliği alanlarındaki yeni inovasyonlar Cisco’nun Güvenlik Bulutu platformu vizyonunu daha da ileri taşıyor.

    Kurumsal ağ ve güvenlik alanında dünya lideri Cisco, siber güvenliği basitleştirmek ve giderek karmaşıklaşan tehdit ortamında kişilerin her yerden işlerini en iyi şekilde yapmalarına olanak sağlamak için yapay zekâ destekli Cisco Security Cloud çözümünü hayata geçiriyor. Cisco, operasyonları basitleştirerek ve etkinliği artırarak güvenlik ekiplerini destekleyecek yapay zekâ ve makine öğrenmesi alanındaki üstün teknolojili inovasyonlara yatırım yapıyor.

    Günümüzün BT ortamı radikal bir şekilde değişti. Bulutun benimsenmesi hız kazandı. Uzaktan ve hibrit kullanıcılar artık çoğunluğu oluşturuyor. Çoğu kuruluş, günümüzün yüksek oranda dağıtılmış ortamını desteklemek üzere tasarlanmamış nokta ürünlerden oluşan karmaşık bir ağ kullanıyor. Kullanıcılar tutarsız erişim deneyimleri arasında gezinmek ve gün boyunca yeniden kimlik doğrulaması yapmak zorunda kalıyorlar; bu da üretkenliği sekteye uğratıyor. Cisco’nun yeni SSE çözümü Cisco Secure Access ile kullanıcılar uygulama ve kaynaklara daha hızlı ulaşabiliyor ve daha güvende oluyorlar.

    Cisco’nun Güvenlik ve İş Birliğinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jeetu Patel yeni güvenlik çözümleri için şunları söyledi: “Cisco Secure Access sayesinde kullanıcının üzerindeki yükü kaldırıyoruz. Güvenli ve hibrit çalışmayı mümkün kılmak için sadece bazı uygulamalara değil, tüm uygulamalara sorunsuz erişim ile üstün bir deneyim sağlıyoruz. Ağ üzerinde sunduğumuz eşsiz görünürlük bize başka hiçbir şirketin sahip olmadığı bir avantaj sağlıyor. Güvenliğin ağ ile buluştuğu noktada Cisco’nun gerçekten de dünyanın en iyisi olduğuna inanıyoruz.”

    İşte Cisco Secure Access’in öne çıkan özellikleri 

    ·      Ortak Erişim Deneyimi: Son kullanıcı müdahalesi olmadan trafiği özel ve genel hedeflere akıllı ve güvenli bir şekilde yönlendirerek tüm uygulamalara ve kaynaklara erişmenin tek ve kolay bir yolunu sunar.

    ·      Bulutta Yönetilen Tek Bir Konsol: Birden fazla işlevi, tüm trafiği koruyan kullanımı kolay tek bir çözümde birleştirerek güvenlik işlemlerini basitleştirir. Yöneticiler ve analistler geniş bir araç setini yönetmek yerine tek bir yere giderek tüm trafiği görebilir, tüm politikaları belirleyebilir ve güvenlik risklerini analiz edebilirler. Bu da verimlilik artışları, maliyet düşüşleri ve esnek bir BT ortamı anlamına gelir.

    ·      Daha Hızlı Tespit ve Müdahale: Araştırmaları hızlandırmak için gerekli analizi sağlar ve daha fazla tehdidi tespit edip engellemek için Cisco Talos yapay zekâ odaklı tehdit zekâsı ile desteklenir.

    Şifre kabusu yolun sonuna geldi

    0

    Herkes gibi benim de farklı farklı hesaplarım için gereğinden fazla şifrem var. Şu anda sadece tüm hesaplarıma ve cihazlarıma erişmek için onlarca girişle uğraşıyorum. Ve her web sitesi için değişen parola gereksinimleriyle, her şeyi düzenli tutmak neredeyse imkansız.

    Pek çoğunuz gibi ben de yıllar önce tüm şifrelerimi hatırlamaya çalışmaktan vazgeçtim ve bu sorumluluğu bir şifre yöneticisine devrettim. Ancak hafızamı bir parola yöneticisine devretmek, şirketlerin siteleri daha fazla güvenlik katmanı oluşturmaya devam ettikçe kendi sorunlarını da beraberinde getiriyor. Her giriş, soygun tarzı bir kasa kırma gibi hissettiriyor: Şifre yöneticisinin kilidini kendi şifresiyle açıp tıklıyorsunuz. Benzersiz, telaffuz edilemeyen bir karakter dizisini kopyalayıp oturum açma formuna yapıştırıyorsunuz. E-postama veya telefonuma gönderilen altı haneli bir kodla benim olduğumu onayladıktan sonra da giriş gerçekleşiyor.

    Ve bu sadece tek bir hesap için. Kullandığınız günlük hesapları düşünürseniz onlarcası hemen aklınıza gelecektir.

    Kimlik bilgisi hırsızlığı tırmanışta

    Şifreler, çok sayıda olmalarına rağmen insanların bilgilerini güvende tutmanın kusursuz bir yolu da değil. Kırılmalarının kolay olduğu biliniyor: Microsoft her saniye yaklaşık 1.287 ya da günde yaklaşık 111 milyon parola saldırısı rapor ediyor. Cybersecurity Ventures ise her saniye ihlallerden 44 hesabın çalındığını bildiriyor. Bir dizi harf, rakam ve karakterin yanılabilirliği göz önüne alındığında, teknoloji firmaları 1960’larda kullanılmaya başlanmasından bu yana, kodların hem rakam hem de harf içermesini zorunlu kılmaktan güvenlik soruları gibi ikinci bir kimlik doğrulama adımı eklemeye kadar şifrelerin üzerine bir dizi savunma getirdi. Bu ek önlemler, izinsiz girişleri önlemek için çok az şey yaptı. Yalnızca geçen yıl 24 milyardan fazla oturum açma kimlik bilgisi ifşa edildi ve bu rakam 2020 yılına kıyasla %65 artış gösterdi.

    Teknoloji devlerini tek çatı altında buluşturan platform: FIDO Alliance

    Parola sorununu çözmek için Apple, Amazon, Google ve Microsoft gibi en etkili teknoloji firmalarından bazılarının oluşturduğu bir koalisyon, son on yılını bu geleneksel parola yöntemlerini tamamen ortadan kaldıracak bir oturum açma sistemi üzerinde çalışarak geçiren FIDO Alliance’ı kurdu. Tamamen şifresiz bir geleceğe henüz yakın olmasak da, incelediğim bu yeni sistem şimdiden oyunun kurallarını değiştirecek gibi görünüyor.

     

    İnternetin doğuşu, çevrimiçi faaliyet göstermeyi uman işletmeler için acil bir sorun oluşturdu. Bir kişinin söylediği kişi olduğundan nasıl emin olabiliriz? İşletmeler bu sorunu çözmek için en basit çözüme yöneldi: Metin tabanlı girişler ya da parolalar. Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, şifrelere alternatif olarak sunulan yirmi yıllık öneriler karşılaştırıldı ve her biri, işletmelerin bunları kurmasının ne kadar kolay olduğunun bir ölçüsü olan dağıtılabilirlik konusunda şifrelerden daha kötü sonuç verdi.

    Kullanım kolaylığına rağmen şifrelerin önemli dezavantajları var: Veri ihlallerinin %80’inden fazlası zayıf şifrelerden kaynaklanıyor. Siber güvenlik uzmanları çevrimiçi gizliliği sıkılaştırmanın yollarını bulmuş olsa da, çoğu zaman verileri güvende tutma sorumluluğu nihai olarak kullanıcıların kendisine ait ve insanlar da bu açıdan çok güvenilir sayılmaz. Çoğu insan kimlik bilgilerinin güvensiz olduğunu bilse de, sadece birkaç kişi bu konuda bir şey yapma zahmetine katlanıyor. Ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemleri, şifrelerin yarattığı sorunların üzerindeki yara bantlarından ibaret.

    Şifresiz bir dünya

    Şifreleri yok etme arayışı yeni değil. Bill Gates 2004 yılında geleneksel şifrelerin ölümünü öngörmüştü ve şifrelerin yerine geçecek birçok girişim oldu. Ancak hiçbiri bir alternatif bulamadı. FIDO Alliance’ın “geçiş anahtarları” olarak adlandırılan çözümü, güvenlik yükünü kullanıcıdan teknolojiye kaydırıyor. Passkeys ile her web sitesi için benzersiz şifreler kaydetme konusunda endişelenmenize ya da oturum açmak için güvenlik adımlarından oluşan bir labirentte gezinmenize gerek kalmıyor. FIDO’nun şifresiz dünyasında şifre siz oluyorsunuz. Herhangi bir yerde oturum açmak için tek yapmanız gereken yüzünüzü veya parmak izinizi taramak oluyor.

    Şifre yok hırsızlık yok

    Premium bir parola yöneticisi ve FIDO Alliance üyesi olan 1Password’ün baş ürün sorumlusu Steve Won “Parola mevcut değilse kelimenin tam anlamıyla bir parolayı çalamazsınız” şeklinde durumu özetliyor. Yani Behzat Ç. dizisinin bir sahnesinde geçen “Ceset yoksa cinayet de yok” sözü şifreler için de “Parola yoksa hırsızlık da yok” durumuna dönüşüyor.

    Eğer bu sistem başarılı olursa, geçiş anahtarları en acil çevrimiçi güvenlik endişelerinden bazılarını ortadan kaldırabilir. FIDO’nun son güncellemesinin ardından, geçtiğimiz yıl birçok büyük şirket cihazlarında ve web sitelerinde geçiş anahtarları için destek sunmaya başladı. Apple’dan Mastercard’a kadar pek çok platform sahibi de FIDO’ya destek veriyor.

    Geçiş anahtarları nasıl çalışıyor?

    Yeni şifresiz oturum açma özelliğini kullanmak için öncelikle dizüstü bilgisayarınızda, telefonunuzda, tabletinizde veya başka bir cihazda bir geçiş anahtarı ayarlamanız gerekiyor. Ekstra bir uygulama yüklemenize gerek yok. Apple, Microsoft ve Google artık varsayılan olarak geçiş anahtarı sistemleri sunuyor.

    Google hesaplarımdan biri için şifresiz oturum açmak istediğinizde, şifreyle kayıt sayfalarını ziyaret ediyorsunuz. Web sitesi veya uygulama yüzünüzü veya parmak izinizi tarıyor. Cihazınızda biyometrik tarayıcı yoksa, cihazın kilit ekranı, PIN kodunu veya şifresini girmenizi istiyor. (Bu adım, sizi doğrulamak için yüzünüzü veya parmak izinizi tarayamayan cihazlar için geçici bir çözüm – ancak amaç PIN gereksinimini ortadan kaldırmak). Site kimliğinizi doğruladıktan sonra benzersiz bir sanal anahtar çifti oluşturuyor. Bunlardan biri web sitesinin sunucusunda kalıyor. Diğeri ise özel ve cihazda kalıyor.

    iPhone’un ekran kilidini açmak kadar basit

    Bu hesaba bir sonraki girişinizde tek yapmanız gereken, giriş formundaki küçük bir anahtar simgesine dokunmak. Ardından site kimliğimi Face ID ile doğruluyor ve saniyeler içinde giriş yapmış oluyorsunuz. Uzun bir nümerik şifre girmek ya da iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ekstra giriş adımlarıyla uğraşmak gerekmiyor. Perde arkasında, web sitesi veya uygulama daha önce cihazınıza kaydettiğiniz özel anahtarı okuyor ve yalnızca sunucusundaki anahtarla eşleşirse kapının kilidini açıyor. Kulağa karmaşık gelse de, her şey arka planda gerçekleşiyor ve anında oluyor. Hiçbir şeyi hatırlamanız veya yönetmeniz gerekmiyor. Bir iPhone’un kilidini açmak kadar basit bir işlem.

    Ayrıca şifrelerden çok daha güvenli ve özel. Biyometrik bilgileriniz ve parolalarınız cihazlarınızdan asla ayrılmadığından, oturum açma bilgilerinizin bir veri ihlalinde tehlikeye girme olasılığı çok düşük.

    Kitlelerin adapte olması gerekiyor

    Parolalarla ilgili en büyük sorun kaç sitenin bunları kabul ettiği. Yani bu sistemin oturması için yaygınlaşması şart. Şu anda parola desteği olan web siteleri ve uygulamaların listesi birkaç düzine şirketle sınırlı ve sık ziyaret ettiğim hizmetlerin çoğu bu desteğe sahip değil maalesef.

    Ancak geçiş anahtarı hareketi yayılıyor: Daha fazla şirket FIDO İttifakı’na katılıyor ve parolaları benimsiyor. Gelecek 12 ila 18 ay içinde ivmenin önemli ölçüde artacağını söylemek yanlış olmaz.

    Ekosistem sorunu

    Diğer büyük zorluk ise farklı cihaz türleri arasında bağlantı kurmak. Şu anda Apple veya Google ile bir geçiş anahtarı oluşturduğunuzda, bunu yalnızca kendi ekosistemleriyle senkronize ediyorlar. Tüm cihazlarınız tek bir şirkete aitse bu harika bir şey; Apple geçiş anahtarınız iPhone, iPad ve MacBook’ta çalışabilir. Ancak bir iPhone’unuz ve bir PC dizüstü bilgisayarınız varsa, geçiş anahtarınızı bu cihazlar arasında kolayca aktaramazsınız. Oturum açmak için, oturum açmak istediğiniz web sitesini ziyaret etmeniz, kullanıcı adınızı girmeniz ve ardından Bluetooth aracılığıyla geçiş anahtarınızı depolayan yakındaki bir aygıta bağlanmanız gerekiyor. Eğer yakınınızda ihtiyacınız olan geçiş anahtarına sahip bir cihaz yoksa, geleneksel şifrenizi kullanmak zorunda kalırsınız. Yani geçiş anahtarınızın kayıtlı olduğu telefonunuzu kaybettiyseniz, bilgisayarınızda geleneksel bir şifreyle hizmete giriş yapmanız gerekecek.

    Aile üyeleri ve dostlarla paylaşılan hesaplar

    Netflix dahil bazı platformlarda şifreleri arkadaşlarımızla, ailelerimizle paylaşırız ya da bir şekilde bu hesapları ortak kullanmayı tercih ederiz. İşte tam bu noktada yeni bir sorun ortaya çıkıyor. Birçok kullanıcı, hesaplarını arkadaşları ve aile üyeleriyle paylaştıklarını ve bunun da biyometrik bilgilere dayanan geçiş anahtarlarının kullanımını zorlaştırdığını söylüyor. Bu durum, halihazırda hesap paylaşımını engelleyen yayın platformları da dahil olmak üzere bazı işletmeler için faydalı olabilir, ancak paylaşılan bir hizmeti yasal olarak kullanmaya çalışan müşteriler için sorun teşkil ediyor. Şu anda, geçiş anahtarlarını destekleyen web siteleri aynı zamanda geleneksel bir giriş de sunuyor, böylece hesap erişimini örneğin başka bir ülkede olan biriyle paylaşmak istediğinizde, ona şifreyi mesajla gönderebiliyorsunuz. Ancak bir sitede yalnızca parola seçeneği olsaydı, diğer kişi Bluetooth menzilinizde olmadığı sürece hesabınızı kullanmasına izin vermeniz mümkün olmazdı.

    Teknoloji devleri parola paylaşımına karşı

    Bu tasarım gereği: Google gibi firmalar bir parola paylaşmanızı istemezler çünkü bu parolasız bir geleceğin tüm önermesini ortadan kaldırır ve bilgisayar korsanlarının hedeflerini olmadıkları biri gibi davranarak kandırdıkları yaygın bir saldırı türü olan kimlik avına karşı savunmasız bırakır.

    Elbette geçiş anahtarlarında hala güvenlik açıkları mevcut. Örneğin, yeni bir iPhone kurmak için hala Apple ID parolanıza ya da PIN kodunuza ihtiyacınız var. Son raporlar, suçluların sadece kilit ekranına bakarak PIN kodunu kolayca öğrenebiliyor ve bu bilgiyle suçlular bir kişinin dijital hayatını kolayca ele geçirebiliyor. Ölümcül olabilecek bir boşluk kesinlikle. Yani bu sistem güvenlik sorunlarını tamamen ortadan kaldırmıyor ancak bilgisayar korsanlığı girişimleri için çıtayı yükseltiyor, onları daha zor hale getiriyorlar.

    Sonuç olarak, sayısız güvenlik çemberinden geçmeden internette gezinebilmek ferahlatıcı. Karşılaştığımız kusurlar birinci nesil hatalardan başka bir şey değilmiş gibi geliyor. Şifreler bir gecede ortadan kalkmayacak, ancak FIDO Alliance’ın girişimleri şifresiz geleceğin anahtarı olacak gibi görünüyor.

    FIDO Alliance ile ilgili detaylı bilgiye bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

    KOBİ’lerin %35’i dijital güvenlik riskine kayıtsız

    Aksigorta’nın dijital güvenlik algısına yönelik yaptığı araştırma sonucunda; KOBİ’lerin %35’inin dijital güvenlik risklerine karşı herhangi bir önlem almadığı ortaya çıktı. Risk algısının ‘internet siber saldırıları’ ve ‘kişisel bilgilerin kopyalanması’ konularında yoğunlaştığı araştırmaya göre, endişe düzeyinde de ciddi bir düşüş yaşanıyor.

    Toplumsal risk bilinci seviyesini yükseltmek üzerine çalışmalarını sürdüren Aksigorta, KOBİ’lerin dijital güvenlik algısına yönelik yeni bir araştırma gerçekleştirdi. Yöntem Araştırma şirketi ile 14 ilde gerçekleştirilen araştırmaya, hizmet ve üretim alanlarında faaliyet göstermekte olan 300 KOBİ katılım gösterdi. Araştırma sonuçlarında, KOBİ’lerin %35’inin dijital güvenlik risklerine karşı herhangi bir önlem almadığı ortaya çıktı.

    Araştırmanın ilk yapıldığı yıl olan 2020 yılından bu yana, dijital risklere yönelik endişe düzeyi düşüş eğilimi gösteriyor. 2020 yılında grubun %30’unda endişe görülürken, 2021’de bu oran %23’e, 2022 yılında ise endişelenme oranı %18’e geriledi.  Risk algısı her üç dönemde de temel olarak; ‘internet siber saldırıları’ ve ‘kişisel bilgilerin kopyalanması’ konularında yoğunlaşıyor.  Genel olarak hedef firma ekiplerinin dijital risk konusunda endişe düzeyinin azalması da bu konuda düşünme sürecini olumlu olarak tetiklediği görülüyor. 2020 ve 2021 dönemlerinde dijital risk konusunda ekiplerinin ‘bilgili olduğunu’ düşünen grubun 2022 yılında yükseldiği görülüyor.

    Toplumsal olarak genel kanının risk yaşanmadan önlem almamak yönünde olduğunu dile getiren Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Araştırma sonuçları bizlere gösteriyor ki; olumsuz bir durumla karşı karşıya kalmamış olan kesim, ki bu %35’lik oranla azımsanmayacak bir kitle, gelecekte karşılaşabileceği risklere yönelik olarak da herhangi bir önlem almıyor. Dahası alınabilecek önlemin de bir katkısı olduğuna inanmıyor. Bu konuda eğitimle bilinçlenmenin önemi büyük. 2022’de her 10 hedef firmadan 4’ünün dijital güvenliğin daha iyi sağlanması için eğitime ciddi bir ihtiyaç duyduğu görülüyor. Aksigorta olarak 2020 yılında, tam da bu ihtiyacı gözeterek Dijital Güvenlik Platformu’nu kurduk. Bu proje ile hem KOBİ’lerin hem de bireylerin karşılaşabileceği dijital riskleri ve bu risklere karşılık alabilecekleri önlemleri eğitimlerle aktarıyoruz. Kurum olarak kendimizi müşterilerimizin ‘risk yoldaşı’ olarak tanımlıyor, dijitalleşen yeni dünyada onların kendilerini daha güvende hissetmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ diye konuştu.

    Infinix NOTE 30, JBL ile geliyor

    0

    JBL kalitesi ile yüksek çözünürlüklü çift hoparlöre sahip olan Infinix NOTE 30, kullanıcıların daha iyi bir deneyim elde etmesini sağlamak için üst düzey bir ses kalitesi sağlıyor.

    Küresel mobil teknoloji markası Infinix’in tasarımının yanı sıra yenilikçi batarya özellikleri ve etkileyici oyun performansı ile dikkat çeken yeni akıllı telefonu Infinix NOTE 30, JBL kalitesi ile sunulan yüksek çözünürlüklü iki hoparlörü sayesinde sinema kalitesinde bir ses deneyimi sunuyor.

    Infinix, NOTE 30 modelinde yazılım sistemini optimize etmek için Harman’ın efsanevi ses ve teknoloji markası JBL ile işbirliği yaptı. Yüksek çözünürlüklü sürücüler ile kullanıcılara profesyonel bir ses deneyimi sağlanırken markanın 75 yıllık akustik kalite, uzmanlık ve yükseltilmiş ses kalitesi, kullanıcıların beklentilerini aşacak bir performans ortaya çıkardı. JBL’nin yüksek kaliteli ve aslına sadık ses reprodüksiyonu, zengin bas ve dengeli orta tonları garanti etmek üzere ayarlandı.

    JBL tarafından tasarlanan ve mükemmelleştirilen gelişmiş ses işlemeyi bir araya getiren Sound by JBL özellikli yeni NOTE modeli, kullanıcıların özellikle müzik dinlerken, oyun oynarken ya da video izlerken tükettikleri içeriğin keyfine varacakları bir ses kalitesi sunuyor. Bu teknolojik atılım, hem Infinix’in hem de JBL’in üstün ses kalitesine sahip yenilikçi ürünler sağlama taahhüdünü ortaya koyuyor.

    Yenilikçi batarya özellikleri

    Geniş ekranında yüksek yenileme ve tazeleme hızı sunan Infinix NOTE 30, ekran performansı ile profesyonel düzeyli oyuncuların bile ihtiyaç duyacağı performans ve kaliteyi sağlıyor. Cihazın aynı zamanda sahip olduğu gelişmiş şarj özellikleri sayesinde uzun saatler oyun oynandığında bile ısınma yaşanmıyor.

     

     

    KONAMI’nin yeni oyunu göründü: ‘Super Crazy Rhythm Castle’

    0

    Çılgın Ritimli Macera ‘Super Crazy Rhythm Castle’ ile çok yakında PlayStation5, PlayStation4, Xbox Series X|S, Xbox One, Steam ve Nintendo Switch’e geliyor.

    Konami Digital Entertainment B.V. ve İngiliz oyun geliştiricisi Second Impact Games, daha önce denediğiniz hiçbir oyuna benzemeyen ve farklı tarzların karışımı olan yeni co-op oyunları Super Crazy Rhythm Castle’ı duyurdu! Temelde karakter odaklı bir ritim oyunu olan Super Crazy Rhythm Castle farklı oyun türlerini birleştirerek sizi acımasız bir kralın, ritminizi bozmak için her şeyi yapmaya kararlı olduğu tuhaf bir kalede benzersiz bir maceraya götürüyor!

    Tek başınıza veya üç arkadaşınızla birlikte bir grup olarak kaleyi fethedebilecek misiniz? Super Crazy Guitar Maniac Deluxe’ü geliştiren çılgın zihinlerden ruhani bir devam oyunu niteliğinde, farklı türleri birleştiren yepyeni bir tarz denemesi!

     

    Fragmanın yanı sıra, KONAMI ve Second Impact Games’in, TikTok ile gerçekleştirdikleri iş birliği kapsamında spectrexgaming, itsnick&cam, Magukarp ve sholaheyy 12 ve 13 Temmuz tarihlerinde çeşitli seviyeleri ve oyun modlarını sizler için özel olarak sergileyecek. Bu tarz bir iş birliği platform için de bir ilk olma niteliği taşıyor.

    LinkedIn influencer’ları ne kadar etkili?

    Günümüzün iş dünyasında, etkili bir ağ kurmak ve güçlü bağlantılar oluşturmak, başarı ve büyüme için oldukça önemli. İşte tam da bu noktada LinkedIn devreye giriyor. İş dünyasının önemli sosyal ağlarından biri olan LinkedIn, kariyer yönetimi ve iş ilişkileri açısından güçlü bir platform. Peki LinkedIn’de nasıl yer almalıyız? LinkedIn influencer’ları ne kadar etkili? LinkedIn influencerı olmak bizlere iş hayatında hangi avantajları sağlar?

    LinkedIn'de kişisel marka oluşturmak
    LinkedIn’de kişisel marka oluşturmak

    LinkedIn’le kişisel markanızı oluşturun

    LinkedIn, diğer sosyal medya platformlarından farklı bir amaca hizmet ediyor. İş dünyasının sosyal ağı, profesyonel kimliğinizi, yeteneklerinizi ve deneyiminizi sergilemenin yanı sıra iş dünyasındaki güncel gelişmeleri takip etmenize ve iş fırsatlarını keşfetmenize olanak tanır. Burada, yeteneklerinizi ve uzmanlığınızı diğer iş profesyonelleri ve işverenlerle paylaşarak daha geniş bir ağ oluşturabilir ve sektördeki düşünce liderleriyle bağlantı kurabilirsiniz.

    LinkedIn, kendi kişisel markanızı oluşturmanızı ve yönetmenizi sağlar. Profesyonel bir profil oluşturarak, işverenlerin ve iş arkadaşlarının sizin hakkınızda daha fazla bilgi edinmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, içerik paylaşımı ve katılım yoluyla sektördeki bilgi birikiminizi ve uzmanlığınızı gösterme fırsatı elde edersiniz. Bu, iş dünyasında fark edilmenize ve kariyerinizde önemli adımlar atmanıza yardımcı olabilir.

    LinkedIn aynı zamanda iş fırsatları ve bağlantılar için kritik bir kaynaktır. İş arayanlar, potansiyel işverenlerle doğrudan iletişim kurabilir ve iş ilanlarını takip edebilirler. Ayrıca, işverenler de yetenekli profesyonelleri keşfedebilir ve iş için en uygun adayları belirleyebilirler.

    Markanıza uygun influencer’ları seçmek için bilmeniz gerekenler

    LinkedIn, iş dünyasında etkili bir şekilde ağ kurmanızı sağlayan güçlü bir sosyal ağdır. Profesyonellerin, iş liderlerinin ve düşünce sahiplerinin buluşma noktası olarak, LinkedIn, işletmelerin marka bilinirliğini artırmasına, güvenilirliğini pekiştirmesine ve hedef kitlesine daha etkili bir şekilde ulaşmasına yardımcı olabilir. LinkedIn influencer’larıyla işbirliği yapmak, bu hedeflere ulaşmanın etkili bir yoludur. Ancak doğru influencer’ları seçmek, başarılı bir işbirliğinin anahtarıdır. Peki markanıza uygun influencer’ları seçerken nelere dikkat etmeniz gerekiyor?

    – Öncelikle iş birliği yapacağınız kişinin kendi kişisel markalarını nasıl yönettiğine dikkat edin. LinkedIn profilini, içeriklerini ve profesyonel kimliğini inceleyerek, işletmenizin marka değerleriyle uyumlu olan influencer’ları tercih edin.

    – Influencer’ların içeriklerini inceleyerek, uzmanlık alanlarını ve ilgi alanlarını belirleyin. İşletmeniz için uygun içerikler üretebilecek ve hedef kitlenizle doğrudan bağlantı kurabilecek influencer’ları seçin.

    – Influencer’ların geçmiş işbirlikleri ve referanslarına dikkat edin. Daha önce hangi markalarla çalıştıklarını ve bu işbirliklerinin nasıl sonuçlandığını inceleyin.

    – Popülerlik ve takipçi sayısı önemlidir, ancak etkileşim oranları da dikkate almalısınız. Influencer’ların içeriklerine gelen beğeni, yorum ve paylaşım gibi etkileşimleri incelerken, gerçek etkileşim oranlarını belirleyin. Katılım oranları, etkileyicilerin takipçileriyle gerçek bağlantılar kurup kurmadığını gösterir.

    – Influencer pazarlamasına başlamadan önce, işbirliğinden ne elde etmek istediğinizi netleştirmek önemlidir. İşletmenizin hedefleri doğrultusunda belirleyici faktörleri belirleyin. Örneğin, satış artışı mı istiyorsunuz, yoksa marka bilinirliğini mi artırmak istiyorsunuz? Belirlediğiniz hedefler doğrultusunda influencer’ları değerlendirmeniz daha kolay olacaktır.

    LinkedIn influencerları
    LinkedIn influencerları

    LinkedIn influencer’ları ile nasıl iş birliği yapabilirsiniz? 

    Günümüz iş dünyasında, etkili bir ağ kurmak ve güçlü bağlantılar oluşturmak, başarı ve büyüme için hayati önem taşıyor. İşte tam da bu noktada LinkedIn influencer’ları, sektörlerinde öne çıkan liderler ve düşünce önderleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu isimlerle iş birliği yapmak, işletmenizin görünürlüğünü artırmanın, güvenilirliğinizi pekiştirmenin ve hedef kitlenize daha etkili bir şekilde ulaştırmak için oldukça etkili bir yöntem.

    LinkedIn influencer’ları ile iş birliği yapmaya başlamak için ilk adım, doğru influencer’ları belirlemektir. İlgilendiğiniz sektörde etkileyici kişileri araştırın ve onların paylaşımlarını, yorumlarını ve takipçi kitlesini inceleyin. LinkedIn’de yapılan etkileşimleri değerlendirerek, çalışmak istediğiniz isimlerin hedef kitlenize ne ölçüde ulaşabileceğini belirleyin. Doğru influencer’ları belirledikten sonra, kişisel ve özgün bir iletişim kurarak iş birliği için adım atabilirsiniz. İş birliği yapmak istediğiniz kişiye firmanızla ilgili bilgi vererek, nasıl iş birliği yapabileceğini ve her iki tarafın da fayda sağlayacağı konusunu net bir şekilde ifade edin. İş birliği yapmadan önce, influencer’larla belirli şartları ve beklentileri netleştirmek önemlidir. İşbirliğinin süresi, içeriği, yayın zamanlaması ve her iki tarafın taahhütleri konusunda anlaşma sağlayın. Bu, işbirliğinizin daha verimli ve başarılı olmasını sağlayacaktır. Ayrıca, işbirliğinin sonuçlarını ölçmek için belirli hedefler belirleyerek etkileyicilerle gerçekleştirdiğiniz işbirliğinin etkinliğini değerlendirebilirsiniz.

    Bilişim 500 sıralamasına giren şirketlerin gelirleri 400 milyar TL sınırına dayandı

    0

    Türk bilişim sektörünün en önemli referans kaynağı “Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması-Bilişim 500”ün ilk verilerine göre, 2022 yılında sıralamaya giren şirketlerin toplam geliri, 2021 yılına göre yüzde 74 büyüyerek 372 milyar TL oldu. Araştırmaya katılan 187 şirket yüzde 100’ün üzerinde büyüme gösterirdi.

    Türkiye bilişim sektörünün en önemli referans kaynağı olan ve M2S Araştırma Şirketi tarafından bu yıl “Yeni Yüzyılımızda Daha da İleri – Further” mottosu ile gerçekleştirilen “Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması-Bilişim 500”de son aşamaya gelinirken, ilk veriler açıklandı. Bilişim dünyasının 2022 performansına projeksiyon tutmaya hazırlanan araştırmaya göre, 2022 yılında sıralamaya giren şirketlerin toplam geliri, 2021 yılına göre yüzde 74 büyüyerek 372 milyar TL oldu. Sıralamaya giren şirketlerin 187 tanesinin yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme gösterdiği araştırmada 2022 yılında 89 yeni şirket yer aldı. En yüksek büyüme, yüzde 501 ile bir yazılım şirketine ait oldu. Araştırmada finans, perakende ve üretim gibi temel sektörler en yüksek teknoloji yatırımlarını yapan sektörler olarak önde olmaya devam etti.

    Türkiye ekonomisi içerisinde önemli bir yer alan olan ‘Türkiye Merkezli Üretici Yazılım’ kategorisindeki büyüme yüzde 84 olarak gerçekleşti. Aynı zamanda sıralamada yer alan şirketlerin de ortalama büyümesine yakın olan bu oran, Türk bilişim sektöründe itici gücün yazılım olduğunu bir kez daha gösterdi.

    Araştırmadan elde edilen ilk verileri değerlendiren M2S Araştırma Şirketi Genel Müdürü Özlem Unan, 2022’de Bilişim 500 sıralamasında yer alan şirket gelirlerinin 22 milyar dolar olduğunu belirterek, “Gelirler 10 yıl önceye göre dolar bazında yüzde 41 azalmış durumda. Ancak bu tespite rağmen 2022 yılı sıralamasında yer alan şirketlerin dolar bazında ortalama yüzde 10 büyüdüğünü görüyoruz. Sıralamada yer alan 165 şirket dolar bazında bu ortalamanın da üzerinde büyüme performansı sergiledi.” dedi.

    Hem evinizde hem otomobilinizde kullanabileceğiniz 5 şarjlı süpürge

    Ev işlerini kolaylaştıran devrim niteliğinde bir ev aleti olarak ortaya çıkan elektrikli süpürgelerin evrimi devam ediyor. Pil teknolojilerindeki gelişmeler ve tasarım alanındaki ilerlemeler sayesinde elektrikli süpürgeler artık kablosuz hale geldi. Son dönemde birçok kullanıcının tercihi haline gelen şarjlı süpürgeler birçok avantajı da beraberinde getiriyor.

    Şarjlı elektrikli süpürgelerin ortaya çıkışı temizliğe olan yaklaşımı değiştirdi. Şarjlı süpürgeler kullanıcıları kabloların sınırlamalarından kurtararak odadan odaya özgürce hareket etmelerine ve dar alanları kolayca temizlemelerine olanak tanıyor. Taşınabilirliği sayesinde kullanıcılar şarjlı süpürgeleri yalnızca evde ya da ofiste değil aynı zamanda otomobillerini temizlemek için dahi kullanabiliyor. Pil teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde şarjlı süpürgeler daha uzun süreyle daha fazla emiş gücü sağlıyor. Şimdi kısaca şarjlı süpürgelerin avantajlarına birlikte göz atalım.

    Taşınabilirlik ve Manevra Kabiliyeti

    Şarjlı süpürgelerin en önemli avantajları arasında taşınabilirlik ve manevra kabiliyeti yer alıyor. Kullanıcılar, kablolarla uğraşmak zorunda kalmadan evlerinin her köşesini kolaylıkla temizleyebiliyor. Şarjlı süpürgeler hafif olacak şekilde tasarlandığından uzun süre rahatça taşınabiliyor ve çalıştırılabiliyor. Böylece kollar ve sırt üzerindeki yük azalıyor. Ayrıca, kabloların olmaması takılıp düşme riskini ortadan kaldırıyor ve süpürgeyi takıp çıkarma zahmeti olmadan hızla temizlik yapılmasına olanak tanıyor.

    Güç ve Performans

    Şarjlı süpürgelerin ilk günlerinde güç ve emiş kapasiteleri kablolu modellere kıyasla oldukça sınırlıydı. Ancak teknolojik gelişmelerle birlikte modern şarjlı süpürgeler artık güç ve performans açısından kablolu muadilleriyle yarışır hale geldi. Yüksek güçlü motorlar ve yenilikçi emiş teknolojileri, şarjlı süpürgelerin parkeden halıya kadar çeşitli zemin türlerindeki kir, döküntü ve evcil hayvan tüyleriyle etkili bir şekilde başa çıkabilmesini sağlıyor.

    Çok Yönlülük ve Farklı Aparatlar

    Şarjlı süpürgeler evrim geçirerek zamanla çok yönlü temizlik araçları haline geldi. Birçok model farklı temizlik ihtiyaçlarını karşılayan bir dizi ek parça ve aksesuarla birlikte geliyor. Örneğin evcil hayvanlara yönelik aparatlar koltuklar ve halılar üzerindeki tüylerin kolayca temizlenmesine olanak tanıyor. Bu aparatlar aynı zamanda ulaşılması güç alanlara erişilmesini kolaylaştırarak mobilyaların altını, tavanları hatta otomobillerin için temizlemeyi kolaylaştırıyor.

    Doğru Şarjlı Süpürgeyi Seçme

    İhtiyaçlarınıza en uygun şarjlı süpürgeyi seçmek için çeşitli faktörleri göz önünde bulundurmanız gerekiyor:

    • Pil ömrü: Tek bir şarjla temizliği bitirmenize olanak tanıyacak pil ömrü uzun olan bir model tercih edin.
    • Şarj süresi: Süpürgenin şarjı bittiğinde hızla şarj edilmesine olanak tanıyan bir model tercih edin.
    • Emiş gücü: Farklı zeminleri ve ortamları kolayca temizleyebilecek emiş gücüne sahip bir model tercih edin.
    • Aparatlar: Şarjlı süpürgeyle birlikte gelen aparatların yeterli olduğundan ve işinizi kolaylaştıracak tüm aparatlara sahip olduğundan emin olun. Örneğin evde evcil hayvanınız varsa evcil hayvanlara yönelik aparatı olan bir model tercih edin.
    • Filtre türü: HEPA filtreler, daha küçük partikülleri tutarak iç mekan hava kalitesini iyileştirdiğinden, evde alerjisi veya solunum sorunları olan biri varsa bu tür filtreye sahip bir modeli tercih edin.
    • Ağırlık ve tasarım: Kullanım kolaylığı ve rahatlığı için hafif ve ergonomik tasarıma sahip bir model tercih edin.

    Kabloların getirdiği kısıtlamalardan bıktıysanız ve hafif, taşınabilir, ergonomik bir şarjlı süpürge arayışındaysanız aşağıdaki önerilerimize göz atmanızda fayda var.

    Bosch BBS712A (2 Bataryalı) Şarjlı Dik Süpürge

    Listemizin ilk sırasında değiştirilebilir pil teknolojisine sahip bir ürün olan Bosch BBS712A var. Yüksek emiş gücü ve ergonomikliğiyle öne çıkan bu model çift pille birlikte geliyor ve pilin bitme endişesi olmadan temizliğinizi tamamlamanıza olanak tanıyor. Cihaz, Bosch’un 18 V Power Tools ailesinde kullanılan pili kullanıyor. Yani evde ya da ofisinizde başka bir 18 V Bosch elektrikli aletiniz varsa bu aletin pilini şarjlı süpürgenizle kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Süpürgenin toz haznesi kolayca temizlenebiliyor. 10 yıl pil garantisine sahip cihaz ayrıca otomobilinizi kolayca temizlemenizi sağlayacak aparatlarla birlikte geliyor.

    Ürün hakkında ayrıntılı bilgi almak ve satın almak için: https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_bosch-bbs712a-2-bataryal%C4%B1-%C5%9Farjl%C4%B1-dik-s%C3%BCp%C3%BCrge-1221955.html

    Electrolux EP71UB14DB Şarjlı Dikey Süpürge

    Listemizin ikinci sırasında yalnızca 2,2 kg ağırlığıyla oldukça hafif bir şarjlı süpürge olan Electrolux EP71UB14DB var. Evinizde ya da küçük ofisinizde her yeri kolayca temizleyecek güce sahip bu model, ergonomik ve hafif tasarımıyla temizlik işini büyük oranda kolaylaştırıyor. Uzun pil ömrüne sahip olan bu model tek bir şarjla 50 dakikaya kadar kesintisiz temizlik yapılmasına olanak tanıyor. Otomatik emiş gücü modu, yüzeye göre emiş gücünün ayarlanmasını sağlayarak enerji tüketimini optimize ediyor.

    Ürün hakkında ayrıntılı bilgi almak ve satın almak için: https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_electrolux-ep71ub14db-%C5%9Farjl%C4%B1-dikey-s%C3%BCp%C3%BCrge-mavi-1228894.html

    LG A9N-Lite Kablosuz Şarjlı Dikey Süpürge

    Listemizin ikinci sırasında LG’nin A9N-Lite modeli var. Çıkarılabilir ve yıkanabilir filtreleri, tek dokunuşla kontrol, uzatılabilir borusu ve ergonomik tasarımıyla dikkat çeken bu model, güçlü emiş gücü ve tasarımıyla temizliği kolaylaştırıyor. Değiştirilebilir pil özelliği sayesinde ekstra pille kesintisiz temizlik sağlıyor ve her türlü yüzeyde kullanılabilen farklı aparatlarla birlikte geliyor.

    Ürün hakkında ayrıntılı bilgi almak ve satın almak için: https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_lg-a9n-lite-kablosuz-%C5%9Farjl%C4%B1-dikey-s%C3%BCp%C3%BCrge-mor-1221204.html

    Electrolux ES52CB18DB Şarjlı Dikey Süpürge

    Electrolux 500 Serisi ES52CB18DB  Şarjlı Süpürge, kullanımı kolay ergonomik tasarımıyla mükemmel performans sunuyor. El ünitesi ve aksesuarların sökülebilir yapısı, her yüzeyde uyarlanabilir ve zahmetsiz temizleme sağlıyor. Kullanımı kolay yapısıyla her yüzeyde etkili ve gözle görülebilir sonuçlar alınmasına olanak tanıyor. El ünitesi olarak da kullanılabilen model, koltuk, masalar, otomobiller ve diğer ortamlarda kolay temizlik sağlıyor. El ünitesi, hızlı ve noktasal temizleme veya dar alanlar için çubuk kısmından kolayca çıkarılabiliyor. Tam şarj edildiğinde 45 dakikaya kadar kesintisiz temizlik imkanı sunuyor.

    Ürün hakkında ayrıntılı bilgi almak ve satın almak için:  https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_electrolux-es52cb18db-%C5%9Farjl%C4%B1-dikey-s%C3%BCp%C3%BCrge-kot-mavisi-1228176.html

    Arzum AR4203 Magicclean Boost Şarjlı Dikey Süpürge

    Listemizin son sırasında Arzum AR4203 Magicclean Boost Şarjlı Dikey Süpürge var. Bu model 400 W gücünde yüksek performanslı ve uzun ömürlü motoruyla üst düzey emiş gücü sunuyor. Tam şarjla 50 dakikaya kadar kullanım süresi sunan cihaz, büyük evlerde dahi ayrıntılı temizlik yapma imkanı sağlıyor. Yumuşak fırçalı ve ince uçlu boru aksesuarlarıyla evin farklı köşelerinde temizlik kolaylığı sunuyor.

    Ürün hakkında ayrıntılı bilgi almak ve satın almak için:  https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_arzum-ar4203-magicclean-boost-%C5%9Farjl%C4%B1-dikey-s%C3%BCp%C3%BCrge-beyaz-1220428.html