Huawei MatePad Air, genel tasarım ve görünümü bakımından önceki Huawei MatePad serisi tabletleri anımsatsa da, bazı özellikleri sayesinde diğerlerinden ayrılarak özel ve kullanıcı dostu bir tablet deneyimi sunuyor. Huawei MatePad Air detaylı incelemesine göz atalım.
Huawei MatePad Air inceleme
Başlangıçta, “Air” ibaresine layık bir şekilde, MatePad Air incelik ve hafiflik konusunda oldukça iddialı bir tasarıma sahip. 6.4 mm inceliği, diğer ince tabletlerle aynı liga girerken, sadece 508 gram ağırlığıyla daha hafif bir seçenek sunuyor. Bu incelik ve hafiflik, tabletin tek elle kolayca kullanılabilmesine olanak tanırken, uzun süreli kullanımlarda yorgunluk hissi oluşturmuyor. M-Pencil ile ekran üzerinde yazarken, klasik defter ve kalem hissini başarılı bir şekilde sunuyor.
Düz ve öne çıkan detaylara sahip tabletin kenarları hafifçe kıvrımlıdır, bu hem tutuşu kolaylaştırıyor hem de zarif bir görünüm katıyor. Arka yüzeyin tasarımı, ergonomi ve dayanıklılık açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor ve cihaza estetik bir hava katıyor. Huawei logosu ve kamera modülü de estetik açıdan çekici bir tasarımla entegre edilmiş görünüyor.
MatePad Air’ın 11.5 inçlik ekranı, 3:2 en/boy oranıyla geliyor; bu da doğal bir kağıt hissi sağlayarak hem yatay hem de dikey kullanımda rahatlık sunuyor. İnce çerçeveleri ve 500 nit parlaklık seviyesi, açık havada kullanımı kolaylaştırırken, 144 Hz yenileme hızı akıcı bir deneyim sunuyor ve üretken işler için mükemmel bir seçenek sunuyor. Ekranın renk yönetimi geliştirilmiş ve P3 renk gamı desteği sayesinde gerçek renkleri doğru bir şekilde yansıtıyor.
Dört hoparlörlü ses sistemi, güçlü ve yüksek kaliteli ses performansı sunarken, Histen 8.0 ses teknolojisi sayesinde bas ve tiz dengesi iyileştiriliyor. Ayrıca görüntülü görüşmeler için yeterli kalitede kameralar bulunurken, arka kamera belge tarama ve gece modu performansıyla da öne çıkıyor.
2021 yılında Elon Musk, Optimus adında bir Tesla insansı robotunu duyurmuştu. Musk’a göre bu robot, işgücü açığını azaltmaya yardımcı olmak ve işçileri daha güvende tutmak için tasarlandı. Bu pekala çığır açıcı olabilir, ancak üretime hazır olması ve satın alınabilmesi için önünde hala uzun bir yol var.
Daha önceki raporlara dayanarak, Optimus’un 1.80 boyunda ve 125 kilo ağırlığında olacağı anlaşılıyor. Tüm vücut ağırlığından daha fazlasını kaldırabilecek ve saatte 5 mil hızla 45 kilo taşıyabilecek. Maksimum kaldırma gücü ve hızına dikkat çeken Musk, sınırlamaların bir hata olmadığını ve fiziksel düzeyde kasıtlı olarak tasarlandığını belirterek, YouTube izleyicilerine şaka yollu “ondan kaçabilir ve büyük olasılıkla onu alt edebilirsiniz” şeklinde konuşmuştu.
Bazıları bu fiziksel sınırlamaları bir dezavantaj olarak görse de, bu durum halkın Terminatör serisi gibi filmleri ve robotların dünyayı ele geçirdiği diğer kurgu eserleri izlerken sahip olabileceği korkuları yatıştırmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, örneğin bir robotun çok daha fazla ağırlık taşıyabilmesinin yararlı olacağı uygulamalar kesinlikle olacak.
Musk, bu robotun yaratılmasının ardındaki amacın insan işçileri korumak olduğunu söyerken bu robotların tehlikeli görevleri devralacağına dikkat çekti. Musk bunun da güvenliği artıracağını söyledi. Gelecekte asgari temel geliri desteklediğini belirten Musk, Tesla’nın 2021’deki yapay zeka etkinliğinde izleyicilere bunun işgücü sıkıntısını sona erdirmeye yardımcı olmak için tasarlandığını belirterek “fiziksel çalışmanın bir seçim olacağı” yeni bir gelecek arzusunu dile getirdi.
Optimus, sinir ağını besleyen sekiz kameraya bağlı Tesla’nın Autopilot yazılımını kullanacak. Optimus’un maliyeti şu anda bilinmiyor ve aynı şey nihai sürümü için de söylenebilir. Bununla birlikte, robotun çalışmayan kopyaları bazı Tesla mağazalarında ve showroomlarında görülüyor.
Geçen yıl, dünya yarı işlevsel bir Optimus robotuna ilk kez göz attı. Bu prototip, şirketin yapay zeka gününde canlı olarak kalabalığa el sallayabildi, ancak yardımsız yürümeye hazır değildi. Önceden kaydedilmiş bir videoda Optimus, bir bitkiyi sulamak gibi işleri tamamlarken ve bir fabrika ortamında kaldırma becerisini sergilerken görüldü.
Geçtiğimiz Mart ayında Musk, Optimus robotlarının bir gün insan sayısını geçebileceğini öngörerek ses getirmişti. Bu yılki güncelleme videosu, Optimus’un kendi başına yürüyebilmesi ve daha karmaşık görevleri tamamlayabilmesi ile belirgin gelişmeler gösterdi.
Musk’ın robotu eninde sonunda Tesla’nın fabrikalarında çalıştırma ve halka satma planları var. Ancak daha bu planda alınacak çok ama çok yol var. Bir yatırımcının sorusu üzerine açıklama yapan Elon Musk Primus’un bugüne kadar kaç adet üretildiğini şu sözlerle açıklamıştı: “Sanırım 5 veya 6 civarındayız. Her ay daha fazlası oluyor. Optimus robotuyla ilgili pek çok ilginç şey var.”
Üretilen Optimus robotlarının sayısının az olması, çoğunlukla Tesla’nın aktüatör tedarikinde bir sorunla karşılaşması ve robot için doğru cihazı üretebilecek tek bir şirket olmadığını fark etmesinden kaynaklanıyor.
Musk, Optimus için yolun başında olduklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Bu yüzden aslında motoru veya güç elektroniğini, kontrolörü ve sensörleri entegre eden kendi aktüatörlerimizi tasarlamak zorunda kaldık. Gerçekten de her biri özel olarak tasarlandı. Ancak bu aktüatörleri tasarlarken, onları hacimli üretim için tasarlıyoruz. Yani, sadece daha hafif, daha sıkı ve dünyanın herhangi bir yerindeki diğer aktüatörlerden daha yetenekli değiller, aynı zamanda gerçekten üretilebilirler. Yani bunları hacimli olarak üretebilmeliyiz.”
Musk, Optimus üretiminde bazı önemli bileşenlerin de kendilerince üretilmesi gerektiğine vurgu yapıyor ve bir robot ordusundan uzun yıllar bahsetmenin söz konusu olmadığını bu sözlerle gayet net bir şekilde bizlere anlatıyor.
Mayıs ayında bir Optimus’un kendi başına yürüdüğü ve hareket ettiği, diğerinin ise insan yardımına ihtiyaç duyduğu bir videoyu gösteren bir güncelleme yayınladıktan sonra, proje için umutlar epey yeşermişti. Robotun el hareketlerinin doğası ve kendi başına gezinmeye başlama yeteneği, işlerin doğru yönde ilerlediğini gösteriyordu. Ancak son açıklamalar da gösteriyor ki henüz Optimus yolun çok başında ve yıllar sonra bir ihtimal seri üretimden söz edebiliriz.
Teknolojik çağın getirdiği inanılmaz yenilikler ve dijital gelişmeler, etkili iletişim sanatını kökten değiştirdi. Sıkıcı ve metin ağırlıklı sunumlar artık izleyicileri etkileyemiyor. Yeni dönemde ise yapay zeka ile güçlendirilen sunumlar, sıradan içerikten çıkarak etkileşimli deneyimlere dönüşüyor. İzleyenleri etkileyen, bilgilendiren ve son derece dikkat çekici sunumlar hazırlamak artık oldukça basit. Peki ama nasıl? Gelin bu hafta kurumsal hayatta performansınızı artıracak en etkili yapay zeka ile sunum hazırlama teknikleri ve platformları inceleyelim.
Ai sunum siteleri
Yapay zeka ile nasıl sunum hazırlanır?
Yapay zeka platformlarını kullanarak hazırlanan sunumlar, en basit fikirleri bile daha etkileyici ve çarpıcı hale getirmeye destek oluyor. Özellikle görsel içeriklerin yoğun olduğu sunumlarda, yapay zeka sayesinde hareketli, canlı ve akıcı sunumlar hazırlamak artık mümkün. Bu araçlar, sadece metinlerden oluşan slaytları aşarak, izleyicileri etkileyen videolar, animasyonlar ve interaktif öğelerle dolu sunumlar oluşturmanıza yardımcı oluyor.
Yapay zekanın getirdiği bu devrim, hem deneyimli konuşmacılar, hem de sunum dünyasına yeni adım atanlar için önemli avantajlar sağlıyor. Kullanımı kolay arayüzleri sayesinde, tasarım konusunda tecrübesi olmayanlar bile etkileyici sunumlar hazırlayabiliyor. Yaratıcılığı artıran, işleri kolaylaştıran ve izleyici deneyimini zenginleştiren bu araçlar, geleceğin kurumsal iş kültüründe olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.
Yapay zeka ile sunum hazırlayabileceğiniz siteler
Yapay zeka yıkıcı-yenilikçi uygulamalarıyla iş hayatını kökten değiştiriyor. Artık office uygulamalarıyla birbirine benzer standart sunumlar hazırlama devri sona erdi. Geleneksel slayt gösterilerinin yerini, yapay zeka destekli sunum araçları almaya başladı. Bu yenilikçi yaklaşım, profesyonel sunumlar oluşturmayı daha erişilebilir ve etkileyici hale getiriyor. İşte bu alanda ön plana çıkan yapay zeka ile sunum hazırlayabileceğiniz siteler:
Tome AI
Teknolojinin hızlı ilerlemesiyle birlikte sunum hazırlama süreçleri de büyük bir dönüşüm geçiriyor. Geleneksel sunumların yerini, yapay zeka destekli araçlar alıyor. Bu alanda öne çıkan isimlerden biri de “Tome AI.” Yaratıcı hikaye anlatımı yetenekleriyle dikkat çeken Tome AI, herkesin sıfırdan profesyonel kalitede slayt gösterileri oluşturabilmesini sağlıyor.
Tome AI, sadece metin yazmakla sınırlı kalmayıp, etkileyici sunumlar oluşturmanın kapılarını aralıyor. Yapay zeka teknolojisi sayesinde, kullanıcılar yaratıcı başlıklardan sayfa düzenlemelerine, özelleştirilmiş şablonlardan yapay zeka destekli slayt gösterilerine kadar birçok farklı özelliği kullanabiliyorlar. Bu da sunumları daha etkili ve çarpıcı hale getiriyor.
Platformun kullanıcı dostu tasarımı ve dinamik içerik imkanı, gelecek vaat eden bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Özellikle Figma ile uyumlu olan entegrasyon özelliği, canlı ve etkileşimli içerikleri sunumlara hızla eklemeyi kolaylaştırıyor. Video anlatımı ve sunum da bu platformun sağladığı olanaklar arasında yer alıyor.
Tome AI, sıradan PowerPoint şablonlarından sıkılanlar için özel şablonlar sunuyor. Bu sayede kullanıcılar, sunumlarını tamamen kişiselleştirerek özgün bir görünüm elde edebiliyorlar. Ayrıca platformun fiyatlandırma politikası da oldukça esnek. Kaydolurken 500 kredi kazanma fırsatı sunan Tome AI, uygulamayı başkalarına tavsiye ettiğinizde ekstra krediler kazanmanızı da sağlıyor. Severek kullandığım bu site sayesinde artık saniyeler içerisinde etkili sunumlar hazırlayabiliyorum. Deneyin, siz de çok seveceksiniz!.
Decktopus AI
Yapay zeka ile sunum oluşturma platformlarının öncülerinden biri olan Decktopus AI, etkileyici slayt gösterileri oluşturmayı kolaylaştırıyor. Decktopus AI, sunum hazırlamak istediğiniz konu temelinde hızlı ve kolay bir şekilde slayt gösterisi oluşturmanıza yardımcı oluyor. Bir konu hakkında sunum hazırlamak istediğinizde seçtiğiniz hedef kitleye yönelik bir dil kullanarak, seçtiğiniz süreye göre uygun formatta sunum hazırlayabiliyor. Bu özelliği sayesinde zaman ve enerji tasarrufu sağlanırken, hızlı ve etkili sunumlar hazırlanabiliyor.
Decktopus AI kullanmanın birçok avantajı bulunuyor ancak deneme sürümü için yeterli kredi kullanamıyorsunuz, doğrudan ücretli üyeliğe yönlendiriyor. Platformun beni en çok etkileyen kısmı doğru hedef kitle seçimi oldu. Örneğin Türkiye’de anne bebek sektörü ile ilgili bir sunum hazırlamak istedim. Bu sunumda hedef kitle olarak yeni anneler, anne adayları, bebek bakımı ile ilgilenenler, bebek ürünleri satan mağaza sahipleri, anne bebek sektöründe çalışan profesyoneller gibi hedef kitle önerilerinde bulundu. Bu hedef kitlelerden birini seçtiğinizde sunumunuzun içeriği bu doğrultuda hazırlanıyor. Sırf bu yüzden bile ücretli olarak hizmet almaya değer bir site.
Apple kısa süre önce tanıttığı Vision Pro isimli akıllı gözlüğünün farklı bir versiyonu üzerinde çalışmaya başladı. Uygun fiyatlı Vision Pro geliyor!
Teknoloji sektöründeki öncü isimlerden biri olan Apple, kısa süre önce Vision Pro isimli akıllı gözlüğünü tanıtmıştı. Genel olarak Vision Pro, tasarımı ve yapabildikleri ile teknoloji tutkunlarının beğenisini kazanmayı başardı. Apple’ınilk akıllı gözlüğünün en büyük eksisi ise fiyatı oldu. ABD fiyatı 3500 dolar olarak duyurulan gözlüğün yılbaşından sonra satışa sunulacağı belirtilmişti.
3500 dolar Türkiye’de yaşayan teknoloji tutkunları için ciddi bir meblağ. Zaten işin içerisine vergiler vs. dahil edildiğinde karşımıza 100 bin TL’yi aşan bir etiket çıkacaktır. Fakat ilginç bir şekilde bu etiket ABD’de yaşayan teknoloji tutkunları tarafından da eleştirildi. Zira şimdiye kadar Apple, ABD’de fiyatlar tarafında böyle bir tepkiyle karşılaşmamıştı. Çünkü Apple’ın ürünleri için belirlediği fiyatlar ABD’li vatandaşlar için makul geliyordu. Lakin Vision Pro ile birlikte işler değişti.
Uygun fiyatlı Vision Pro geliyor!
Bilindiği üzere Apple, akıllı hoparlörü HomePod’u da beklentilerin üzerinde bir fiyattan satışa çıkarmıştı. Nitekim bu hoparlör, satış beklentilerin çok çok altında kaldı. Aynı hataya VisionPro’da da düşmek istemeyen Cupertino merkezli şirket çeşitli tedbirler aldı.
Sızdırılan bilgilere göre Apple Vision Pro’nun daha uygun fiyatlı bir versiyonunu geliştirmek için düğmeye bastı. Bilindiği üzere Apple CEO’su Tim Cook’un AR tabanlı gözlüklere karşı özel bir ilgisi var. Dolayısıyla Cook geleceğin bu gözlüklerde olacağına inanıyor. Doğal olarak Apple’ın da bu pazarda güçlü bir isim haline gelmesini arzuluyor.
Bunun için de halkın daha kolay ulaşabileceği, geniş kitlelere hitap edecek yeni Vision Pro için düğmeye basılmış durumda. Uygun bir fiyatla geleceği tahmin edilen yeni nesil Vision Pro’nun nasıl bir görünüme sahip olacağı, orijinal Vision Pro’ya göre ne gibi eksikliklerinin olacağını şimdilik bilmiyor.
Elbette şu da bir gerçek. Apple’ın uygun fiyatlı olarak tanımladığı bu gözlük ne kadar olacak? Örneğin 2000 dolar belki ABD ve Avrupa için uygun olabilir. Lakin Türkiye’deki teknoloji tutkunları için bu 50 bin TL’nin üzerinde bir para anlamını taşıyor. Sonuç olarak bu soruların yanıtını önümüzdeki günlerde öğrenmiş olacağız.
MediaMarkt Türkiye, Maximum Mobil ve İşCep ile yaptığı iş birliği kapsamında, mediamarkt.com.tr üzerinden yapılacak alışverişler için özel bir fırsat sunuyor. 31 Ağustos’a kadar geçerli olan kampanya ile tüketiciler, tek seferde 7.500 TL ve üzeri ilk alışverişlerde 500 TL değerinde MaxiPuan kazanıyor.
Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, mediamarkt.com.tr’de tüketicilere sunduğu avantajlara bir yenisini daha ekledi. Buna göre tüketiciler, 31 Ağustos tarihine kadar mediamarkt.com.tr’den Maximum Kart’la tek seferde yapacağı 7.500 TL ve üzeri alışverişlerde 500 TL MaxiPuan kazanacak.
Tüketicilerin kampanyadan faydalanabilmesi için, Maximum Mobil veya İşcep uygulamasındaki ilgili bölümden ‘‘KATIL’’ butonuna tıklaması yeterli oluyor. Puanlar; kampanya koşullarını sağlayan son alışverişin yapıldığı karta 10 Ekim tarihinde yüklenecekken, son kullanma tarihi ise 30 Kasım 2023 olacak.
iPhone 15 modelleri ile ilgili olarak ortaya atılan iddiaları ve olası özellikleri bu yazıda sizler için araştırdım.
Apple iphone modellerini son yıllarda çok küçük değişikliklerle piyasaya sürmeye devam ediyor. Özellikle iPhone 12 ile başlayan bu durum 13 ve 14 ile devam etti. İşlemci depolama alanı konusundaki güncellemeleri saymazsak diğer donanım özelliklerinde büyük bir değişiklik yapmayan Apple, 15 ailesinde de benzer bir yol izleyecek gibi görünüyor.
Eylül ayında tanıtılması beklenen yeni iPhone modelleri ile ilgili birçok detay ortaya çıktı. Bunlar arasında en muhtemel olanı ise artık Apple’ın da Tip C bağlantısını kullanmaya başlaması olacak. Marka bugüne kadar telefonlarında kendi geliştirdiği ve Lightning adını verdiği bağlantı türünü kullanıyordu.
Bir diğer önemli yenilik ise işlemci tarafında bekleniyor. iPhone modellerinde Apple A16 Bionic işlemci kullanılacak. Bu oldukça muhtemel zira iPhone 14 modellerinde bir önce Pro modellerinde kullanılan işlemci tercih edilmişti.
Dinamik Ada özelliğinin iPhone 15 modellerine gelmesi de bekleniyor. Bildiğiniz gibi bu özellik sadece 14 Pro ve 14 Pro Max modellerinde vardı.
Tasarım anlamında arka yüzde büyük bir yenilik beklenmiyor. 6 GB RAM, 128, 256 ve 512 GB depolama seçenekleri iPhone 15’in özellikleri arasında yer alacak. Bunlar dışında 15 ve 15 Plus modellerinde boyut olarak bir değişiklik beklenmiyor.
iPhone 15 Pro ve Pro Max modellerinde ise yine OLED bir ekran, A17 Bionic işlemci, 128, 256, 512 GB ve 1 TB depolama seçenekleri gibi özellikler yer alıyor. Önceki sürümde hayatımıza giren Dinamik Ada sürümü bu seri de devam edecek.
Gördüğünüz gibi olası özellikler Apple’ın yeni modellerde büyük ve radikal bir değişiklik yapmayacağı anlamına geliyor. Elbette bu bilgiler şimdilik kesin değil ancak önümüzdeki günlerde kesinleşmesi muhtemel özellikler olduğunu söyleyebiliriz. Son dakika bir sürpriz olmazsa iPhone 15 ailesi bu ve benzeri güncellemelerle satışa sunulacak.
iPhone 15 tahmini fiyatları
Yeni iPhone modellerinin fiyatlarının 50 bin TL’den başlayacağını tahmin ediyorum. Bu rakam en büyük ekran ve depolama kapasitesine sahip sürümde 100 bin TL’ye kadar dayanacak. Yani bu ekosistemde kalmak isteyenler ciddi bir bütçe ayırmak zorunda.
2.4GHz bağlantı aracılığıyla PC’nize saniyeler içinde bağlanabilen Pusat One Shot Pro, çalışmak için bir yazılıma da ihtiyaç duymuyor. Ürünün resmi uygulamasını kurduğunuzda, özel profiller oluşturabilirsiniz. RGB ışıklandırmada düzenlemeler yapabilir, programlanabilir 8 tuş için atamalar gerçekleştirebilirsiniz.
Mouse için başta bir özet sunmak gerekirse, hafif bir ürün bu. Sağ elli kullanıcılar için ideal yapıda, tık hissi güçlü, DPI değerleri arasında kolaylıkla geçişler yapabileceğiniz bir mouse.
Tabii farklı türde oyunlar için tek şarj ile uzun süreler yol almanız mümkün, ama özellikle FPS oyunlarında, hele de online karşılaşmalarda bu mouse ile rakiplerinizin birkaç adım önüne geçebilirsiniz.
Örneğin Doom Eternal, son yıllarda sıklıkla oynadığımız bir FPS. Diğer pek çok FPS’lerden farklı olarak dikey oynanışa imkân sunan, yakın mesafe dövüşleri destekleyen ve tüm aksiyonu 60FPS olarak sunabilen bir oyun. Kısacası çok hızlı ve akıcı bir oyun ve böyle bir oyunu ona ayak uydurabilen ekipmanlarla oynayabilmek önemli. Pusat One Shot Pro da bunu başarabiliyor ve keyifli deneyimle yaşayabilmenize yardımcı oluyor.
Farklı oyunlardan mı hoşlanıyorsunuz. Hiç sorun değil. Örneğin biz, son dönemin gündemdeki oyunu Diablo IV’ü bu mouse ile deneyimledik ve keyifli saatler yaşadık.
Sağ elle kullanıma yönelik güzel bir tasarımı var
110 gram ağırlıktaki ürünü kullanmanız için bir mousepad gerekliliği bulunmuyor. Zira tabanı gayet kaygan. Bünyesindeki Pixart PMV3389 sensör, hızla yol alabilmenize yardımcı oluyor. Ürünü beraberinde gelen Type-C kablo ile yaklaşık 3 saatte tamamen şarj edebilirsiniz. Kablonun 1.6 metre uzunlukta ve örgü yapıda olduğunu da söyleyelim. Yani uzun süreli kullanımlar için gayet dayanıklı görünüyor.
Pusat One Shot Pro, toplamda 8 tuşa sahip ve her birini istediğiniz gibi programlayabiliyorsunuz. Sol yan tarafta, tam da baş parmağınıza denk gelen tuşu isterseniz yerinden çıkarabilir ve o bölgeyi tamamen kapatabilirsiniz de. Kutuda yedek bir tuş da var.
Ürünümüz 16000 DPI değerine kadar erişebiliyor ve mouse’un sırt kısmındaki tuşlar yardımıyla değişik seviyeler arasında hızlıca geçişler yapabiliyorsunuz.
Mouse’un alt kısmına baktığımızda ise, profil değiştirmek için bir tuşun yer aldığını görüyoruz.
Evet, program üzerinden toplamda 5 farklı profil hazırlayabilir ve bu profilleri mouse’un yerleşik belleğine kaydedebilirsiniz. Böylece mouse’u farklı bir PC’ye taktığınızda da size özel ayarlarla oyun deneyimleri yaşamanız mümkün oluyor.
6 farklı renk modu
Nefes alıp verme, dalgalı görünüm, akıcı ya da standart. Ek bir seçenek olarak isterseniz aydınlatmayı tamamen kapatabilir ve pil tarafında tasarruf sağlayabilirsiniz. Pil tasarrufu demişken, cihazı bir süre kullanmazsanız, otomatikman tasarruf moduna geçiş sağlıyor ve böylece daha az enerji tüketiyor.
Ürünün tuşlarını özelleştirmek, profiller oluşturmak ve RGB tarafında düzenlemeler yapmak için Monster’ın sitesine gitmeli ve mouse’un uyumlu yazılımını ücretsiz olarak PC’nize indirmelisiniz.
Pusat One Shot Pro kablosuz mouse, 700mAh pile sahip ve beraberinde gelen Type-C kablo aracılığıyla şarj edilebiliyor. Öte yandan, mouse’u Qİ standartına destek veren bir pad üzerine yerleştirerek kablosuz olarak şarj etme imkânınız da bulunuyor.
Birinci kişi gözünden (FPS) oynanışı ile büyülü evren konseptine özlenen bir dokunuş yapan Immortals of Aveum keyifli, renkli, fantastik ve heyecan dolu bir serüven sunuyor. Kendinize ciddi ciddi yeni bir yere gitmiş gibi hissettirecek bir macera arıyorsanız bu oyun farklı tatlar yaşatabilir.
Oyuna girdiğinizde etrafın ne kadar “güzel” olduğu, sadece güzel demenin de yetmediğini ve ne kadar doğal olduğunu da fark edeceksiniz. Uzun süredir çoğu yapımda bu hissi yaşamamıştım. Temel sebebi geliştirici ekipteki arkadaşların uzmanlıkları diyebiliriz. EA imzası ile gelen bu oyunun geliştirici kısmında farklı ve ikonik deneyimleri ortaya çıkartmış isimlerin imzası var. Bu da doğal olarak ekranın dışına yani size yansımasını sağlıyor.
Oynanış olarak baktığımızda bu farklı hissettiren dünya açısından yeni nesil oyuncular için heyecanlı, orta yaşı biraz geçmiş oyuncular için ise eski hoş anılara bir yolculuk tadında deneyim sunuyor. Arx Fatalis ve Dark Messiah of Might & Magic oyunlarını andıran büyülü aksiyonlu anlar yaşadım. Kılıç, kalkan, tabanca, tüfek mevzularının ötesine geçip biraz daha mistik ve renkli deneyim olarak büyü gerçekten oyunu daha şık gösteriyor. Kırmızı, mavi ve yeşil büyüler farklı kullanım alanları ile size duruma göre aksiyon seçenekleri sunuyor. Büyülere ek olarak mühürler ve iki elin birden dengeleri değiştirecek kazanımlara dönüşmesi ile birlikte oynanış ve deneyim oyuncu için hızlı düşünmeye ve doğru büyüleri seçmeye dönüşüyor.
Akış tamamen büyü savaşları ya da koşturmacalı aksiyonlar üzerinden dönmüyor. Arkada bir hikaye, bu hikayenin baş rolündeki karakterler, onların çeşitli dertleri diye genişleyene bir ortam da var. Soru soruyor, cevaplar arıyor, bazı yerlerde bol bol konuşma yapıyorsunuz. Ne yalan söyleyeyim bazı sahnelerin geçilemez olmasından içim bayıldı. Salt aksiyon oyunu olsaymış daha güzel olurmuş bu oyun. Hikaye akışı olarak fena değil, çok bir şey beklemeden ilerlediğinizde alacağınız keyif daha fazla diyebilirim. Bazen bir otobüse binip hiç bilmediğiniz bir şehrin merkezinde inip etrafa bakar ve zaman geçirirsiniz ya (ya da en azından aklınızdan geçirdiniz diyelim böyle şeyleri) öyle bir tadı var hikayenin. Ortalama 24 saat sürebilen bir anlatım için fena değil diyebiliyoruz. Günümüzde oyunların sıkıcı tekrarlar ile 100 küsür saate eriştirildiği bir ortamda yeni bir deneme olarak bence kendini puan olarak kurtaracak bir hamle yapmış Immortals of Aveum.
Oynanışa en büyük etkiyi katan kısım olarak teknik gereksinimler ve olası problemlerden bahsetmezsek olmaz. Yapım çıktığı gün teknik açıdan bir takım problemleri de beraberinde getirdi. Aldığı büyük güncellemeler ile yoluna devam edeceği aşikar gibi duran oyun, yüksek sistem gereksinimleri ve o gereksinimleri sağlasanız bile stabil olmayan bir oynanış problemlerini aşmaya çalışıyor. Oyunun çıkmasıyla birlikte geliştirici ekip var gücüyle güncelleme peşinde koşuyor, olası sorunların üstesinden gelmek için zaman harcıyor. Takdire şayan bu hareketlerinden dolayı kutluyorum arkadaşları. Oldukça keyifli olabilecek bir yapım için bu konu ıskalanmamalı.
İlave Notlar: 1440p/60fps olarak oynanabilmesi için önerilir.
Görüldüğü gibi sistem gereksinimleri bile fazlasıyla yüksek. Teknik açıdan çıtayı yukarı fırlatan bir ekibin bazı handikaplarla mücadelesini de oynamaya çalıştığınızda görebiliyorsunuz. Aynı hızda bu problemleri çözmeye ve teknik güçlendirmeye odaklanmış olmaları da yukarıda dediğim gibi umut verici bir adım.
Cesur bir deneme olarak beliren Immortals of Aveum kendi çıtasını koymak istediği yere şimdilik belki ulaşamamış olabilir. Teknik aksaklıkları ayağına taş bağlanmış etkisi yaratıyor olabilir lakin gitmek istediği yolda bakalım ilerde nasıl bir deneyim ile karşılaşacağız. Her geçen gün birbirinin aynısı yapımları gördüğümüz oyun endüstrisinde böyle farklı ve cesur denemelere (kendimizi daha iyi hissedebilmemiz adına) ihtiyacımız var. Ben açıkçası yapımı beğendim, umarım gelecekte şu an yaşadığı sorunlarından da kurtulacak ve olması gereken yere gelecektir.
Sosyal medya ve mesajlaşma platformları yıllardır sohbetlerde “görüldü” desteğine yer veriyor. Bu özellik, attığınız mesajın okunduğunu veya en azından görüldüğünü ifade ediyor. Bu özelliği WhatsApp’ta kapatmak mümkün olsa da, Instagram hala aktif tutuyor. Ancak Instagram, görüldü kapatma desteği üzerinde çalışıyor.
Instagram görüldü kapatma nasıl yapılır?
Milyonlarca kullanıcıya sahip olan Instagram, her gün binlerce mesaj gönderilen bir platform. Ancak kullanıcılar, şu anda uygulamada bir mesajı görüp görmediğini gizleyemiyor. Twitter’dan paylaşılan ekran görüntüleri ise yeni seçeneği gözler önüne serdi.
Instagram, uygulamada görüldü durumunu devre dışı bırakmanızı sağlayacak bir özellik üzerinde çalışıyor. Günümüzde bir mesajı görüntülediğinizde, mesajın hemen alt kısmında “Görüldü” ifadesi yer alıyor. Ancak bu bilgiyi iki taraf için de kapatmak mümkün olacak.
Instagram halihazırda aktiflik durumunuzu gizlemenize izin veriyor. Etkinlik Durumunu “gizli” olarak seçerseniz, en son ne zaman aktif olduğunuzu sizi takip eden veya mesajlaştığınız kişilere kapatabilirsiniz. Ancak benzer bir destek mesajlardaki “görüldü” için sunulmuyor.
Yeni desteğin WhatsApp’a benzer çalışacağı düşünülüyor. Yani görüldü durumunu kapatırsanız karşı tarafa bu bilgi gösterilmeyecek, aynı zamanda siz de gönderdiğiniz mesajın okunup okunmadığını öğrenemeyeceksiniz.
Öte yandan Instagram’ın bir süredir video notları test etmeye başladığı bildirildi. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, profillerine video notlar bırakarak daha fazla etkileşim alabilecek. Video notlar kullanıcının profilinin üst kısmında görünecek ve 24 saat boyunca kalıcı olacak.
Peki sizler bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.
Günümüzde gençler arasında en popüler başlıklardan birisi de YouTuber olabilmek. Peki Youtuber olabilmek için gerekli donanımlar neler? İşte bu sorunun yanıtı.
Artık internet çağında yaşadığımızı kabul etmemiz gerekiyor. Pek çoğumuz için internetsiz kalmak, susuz kalmaktan farksız bir hal almış durumda. Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte internete olan düşkünlüğümüz daha da arttı. Çünkü, akıllı telefonlar sayesinde dilediğimiz an, dilediğimiz yerden internete bağlanmak mümkün hale geldi.
Elbette internet çılgınlığının bu boyutlara gelmesinde sosyal mecraların hakkını da teslim etmek gerekiyor. Özellikle gençler için sosyal medya sadece bir eğlence mekanı değil, aynı zamanda geleceklerini inşa edebilecekleri bir evren. Elbette herkes burada istediğini bulamayabiliyor. Lakin yine de sosyal medya tarafında fenomen olmak genç kesim için önemli bir öncelik.
Peki sosyal medya fenomenliği denildiğinde akla gelen ilk mecralardan YouTube için yapmamız gerekenler neler? Herşeyden önce YouTube’a video koyabilmek için öyle ya da böyle sahip olmamız gereken bazı ekipmanlar mevcut.
YouTuber olmak için gerekli donanımlar
Şunu hemen baştan belirtelim. Günün sonunda sahip olduğunuz akıllı telefonla da YouTube için video çekip, bunu kanalınıza yükleyebilirsiniz. Fakat belli bir kalite çizgisi oturtmak istiyorsanız o zaman mutlaka sahip olmanız gereken bazı ekipmanlar var.
Öncelikli olarak çekimi yapacağınız mekana göre bir mikrofon temin etmeniz gerekiyor. Eğer ev çekimleri yapacaksanız bu bir yayıncı mikrofonu olabilir. Dış çekimlerde ise yaka mikrofonları işinizi görecektir. Kamera demiyoruz çünkü, kamera ciddi maliyetli bir ekipman olduğu için ilk başlarda akıllı telefonunuzu kullanmanız da yeterli olacaktır.
Olmazsa olmazlardan birisi de tabi ki ışık. Özellikle ev çekimlerinde yeterli ışığı sağlamak için mutlaka iyi kötü bir ışık edinmeniz gerekiyor.
Son olarak da çektiğiniz videoları kurgulayacağınız bir bilgisayara ihtiyacınız var. Az önce de bahsettiğimiz üzere. Tüm bu işlemler için tek bir telefon yeterli olabilir. Fakat çektiğim video biraz kaliteli olsun, ortalamanın üzerinde bir iş çıkarayım diyorsanız o zaman mutlaka saydığımız bu ekipmanlara sahip olmanız gerekiyor.
Sonrasında YouTube tarafında hedeflediğiniz potansiyele erişir, belli bir gelire sahip olursanız, ekipmanlarınızı daha kalitelileri ile değiştirebilirsiniz.