Meta ve Ray-Ban, giyilebilir teknoloji sektöründe çok ses getirecek yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. 2025’in ikinci yarısında piyasaya sürülmesi planlanan yeni nesil akıllı gözlükler, bu kez entegre bir ekranla birlikte geliyor. Bu ekranla birlikte, kullanıcılar için daha interaktif ve pratik bir deneyim mümkün olacak. İşte beklediğimiz yenilikler…
Meta ve Ray-Ban ortaklığındaki entegre ekranlı akıllı gözlükler 2025’in ilk yarısında piyasaya sürülecek
Yeni akıllı gözlüklerin ekranı, boyut olarak küçük olacak, ancak büyük bir işlevsellik sağlayacak. Bu ekran sayesinde kullanıcılar, bildirimleri görüntüleyebilecek ve Meta’nın sanal asistanının yanıtlarını anında görüntüleyebilecek. Dolayısıyla, kullanıcıların gözlükle olan etkileşimi çok daha hızlı ve rahat olacak.
Bildiğiniz gibi Meta, daha önce “Orion” adlı bir prototip üzerinde çalışmış, ancak yüksek üretim maliyetleri nedeniyle bu ürünü ticari hale getirememişti. Yeni gözlükler, daha erişilebilir bir tasarım ve maliyet ile bu sorunu çözecek.
Bu arada 2025 yılının, yalnızca Meta için değil, genel olarak akıllı gözlük piyasası için de önemli bir yıl olacağı söyleniyor. Google ve Samsung gibi büyük oyuncular da Android XR platformuna entegre akıllı cihazlarını piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Yani, kullanıcılar için daha fazla seçenek ve yenilik yolda diyebiliriz.
Peki, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bu yenilikler akıllı gözlüklerin yaygınlaşmasında bir dönüm noktası olabilir mi? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
Apple, 2025 yılında piyasaya süreceği iPhone 17 serisiyle, ürün yelpazesine yeni bir model olan iPhone 17 Air modelini eklemeye hazırlanıyor. Yeni cihazın 6 mm gibi ultra ince bir tasarıma sahip olmasını bekliyoruz. Ancak, fiyatı uygun tutmak için cihazda bazı donanımsal fedakarlıklar yapılacak. Peki fiyatı ve özellikleri neler olacak? İşte detaylar…
iPhone 17 Air modelinin fiyatı uygun, ancak fedakarlıklar büyük olacak! İşte cihazın özellikleri ve fiyatı
Son sızıntılara göre iPhone 17 Air, iPhone 17 Pro’dan daha düşük bir fiyatla satışa sunulacak. Eğer Apple’ın mevcut fiyat politikası değişmezse, iPhone 17 Air’in 899 dolardan başlaması muhtemel. Yani bu fiyat, cihazı iPhone 17 Pro’nun 999 dolarlık başlangıç fiyatının altında konumlandıracak ve iPhone 17 Air’i önceki Plus modellerinin yerine geçecek şekilde bir alternatif haline getirecek.
iPhone 17 Air’in en dikkat çeken özelliği, yalnızca 6 mm kalınlığındaki tasarımı olacak. Bu inceliği mümkün kılmak için Apple, cihazın özelliklerinde bazı değişiklikler yapacak:
Kamera: Sadece bir arka kamera bulunacak.
Batarya: Daha küçük bir kapasiteye sahip olacak.
Ses Sistemi: Cihaz, yalnızca bir hoparlörle gelecek.
Kısacası, sırf ucuz olsun diye yapılacak olan fedakarlıklar, tasarımı ön planda tutan kullanıcılar için estetik bir avantaj sağlarken, cihazın performans ve işlevsellik açısından bazı sınırlamalara sahip olacak. Apple’ın iPhone 17 Air ile tanıtacağı ince tasarım anlayışı, gelecekteki modellerin (örneğin iPhone 18 serisi) tasarımına da ilham verebilir. Tıpkı 2024 iPad Pro modellerinde olduğu gibi, Apple’ın üst segment cihazlarında da bu tasarım dilini benimsemesi bekleniyor.
Anlaşılan iPhone 17 Air, tasarımı ön planda tutan ancak yüksek performans beklentisi olmayan kullanıcılara hitap edecek. Siz iPhone 17 Air’in tasarımı ve fiyat stratejisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
HONOR, katlanabilir telefon teknolojisine yön veren yenilikçi yaklaşımıyla sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Markanın yeni modeli HONOR Magic V3, hem estetik tasarımı hem de gelişmiş özellikleriyle kullanıcı deneyimini üst seviyeye taşıyor. TIME dergisi tarafından 2024 yılının “En İyi İcatları” arasında gösterilen Magic V3, yalnızca bir akıllı telefon değil, aynı zamanda bir teknoloji çözümü olarak konumlanıyor.
Katlanabilir Telefon Algısını Değiştiriyor
Sadece 9.2 mm inceliği ve 226 gram ağırlığıyla dikkat çeken HONOR Magic V3, bu segmentteki cihazlar arasında benzersiz bir konfor sunuyor. 50MP ana kamera, 50MP ultra geniş açı kamera ve 20MP telefoto kamera kombinasyonu, profesyonel fotoğrafçılık deneyimi sağlarken, Snapdragon® 8 Gen 3 mobil platformu üstün performans ve verimlilik sunuyor.
3840Hz PWM Karartma teknolojisi ile donatılmış ekran, uzun süreli kullanımlarda göz konforu sağlayarak kullanıcıların sağlığını ön planda tutuyor.
Akıllı Deneyimin Yeni Seviyesi
HONOR Magic V3, kullanıcıların ihtiyaçlarını her açıdan karşılayan yenilikçi özelliklere sahip. Parallel Space teknolojisi, iş ve özel hayatı cihazda ayrı tutarak maksimum verimlilik sağlıyor. AI Portre Motoru, Studio Harcourt iş birliğiyle geliştirilmiş ve profesyonel düzeyde fotoğrafçılığı herkes için erişilebilir hale getiriyor.
Yapay zeka destekli alışveriş özellikleri, fiyat karşılaştırma ve ürün analizleriyle kullanıcıların daha bilinçli seçimler yapmasına yardımcı oluyor. Ayrıca yüz yüze çeviri ve AI Eraser gibi işlevler, günlük hayatı kolaylaştıran detaylar sunuyor.
Dayanıklılıkta Zirve
Magic V3, IPX8 suya dayanıklılık sertifikası ve NanoCrystal Shield teknolojisiyle günlük hayatta karşılaşılabilecek zorluklara karşı üstün koruma sağlıyor. 500.000 kez katlanmaya dayanıklı Süper Çelik Menteşe yapısı, uzun ömürlü kullanım garantisi sunarken, üçüncü nesil silikon-karbon bataryası hem hızlı şarj hem de uzun süreli performans vadediyor.
Ödüllerle Taçlandırılmış Başarı
HONOR Magic V3, “IFA’nın En İyisi” ve “En İyi Katlanabilir Telefon” ödüllerini kazanarak sektördeki liderliğini perçinledi. Kullanıcılarına hem günlük yaşamda hem de profesyonel alanda eşsiz bir deneyim sunmayı hedefleyen cihaz, teknoloji dünyasının beklentilerini aşmayı başarıyor.
HONOR Avrasya Bölge Başkanı Jason Liu, “HONOR Magic V3, tasarım, teknoloji ve dayanıklılıkta yeni standartlar belirleyen bir cihaz. Türkiye’deki kullanıcılarla bu başarıyı paylaşmaktan büyük heyecan duyuyoruz” ifadeleriyle cihazın global başarısına dikkat çekti.
OnePlus, 2025’in ilk çeyreğinde piyasaya sürmeyi planladığı yeni orta segment bir tablet ile sektördeki tüm ilgileri üzerine çekmeye hazırlanıyor. OnePlus Pad 3 olarak adlandırılacağını tahmin ettiğimiz cihaz, güçlü donanım ve rekabetçi özellikleriyle adından epey söz ettirecek. Peki yeni tablette neler göreceğiz? Detaylar haberimizde…
OnePlus, Dimensity 8350 işlemcili yeni bir tablet hazırlıyor
Yeni tableti ilk olarak, Geekbench’te yapılan testlerle birlikte tanıma şansımız oldu. Cihaz, MediaTek Dimensity 8350 işlemcisiyle donatılmış olarak karşımıza çıkacak ve bu işlemci 4 nm üretim teknolojisi ile yüksek performans sunacak. Sekiz çekirdekli yapıya sahip olan işlemcinin frekansları şu şekilde sıralanmış:
4 çekirdek: 2,2 GHz
3 çekirdek: 3,2 GHz
1 çekirdek: 3,35 GHz
Ayrıca OnePlus Pad 3 içerisinde Mali-G615 MC6 GPU bulunuyor. Geekbench testinde tablet, tek çekirdek performansında 1.385 puan, çoklu çekirdek performansında ise 4.230 puan elde etti. Tabletin 12 GB RAM ile geleceği ve Android 15 işletim sistemiyle çalışacağı belirtiliyor. OnePlus Pad 3’ün, OPPO Pad 3 modelinin yeniden markalanmış bir versiyonu olması bekleniyor. Bu nedenle şu teknik özelliklere sahip olacağını söyleyebiliriz:
Batarya: 9.520 mAh kapasite, 67W hızlı şarj desteği
OnePlus Pad 3’ün, Çin’de 26 Aralık’ta OnePlus Ace 5 serisiyle birlikte tanıtılması bekleniyor. Avrupa lansmanının ise 2025’in ilk çeyreğinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Fiyatın OnePlus Pad 2 ile benzer seviyede olması ve Avrupa’da yaklaşık 549 Euro civarında satışa sunulması bekleniyor.
Yeni tabletin özellikleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşapğıdaki yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
DJI Mic Mini markanın ekosistemini tamamlayan yeni mikrofon seti olarak karşımıza çıkıyor.
Drone, gimbal destekli kamera ve aksiyon kamerası derken DJI mikrofon tarafında da ciddi bir marka oldu. Daha önce markanın DJI Mic ve Mic 2 olmak üzere iki farklı mikrofon seti vardı. Bu setleri ister tek alıcısı, ister çift alıcılı (röportajlarda iki kişi kullanma amaçlı) satın alabiliyorsunuz.
Aileye yeni katılan DJI Mic Mini ise adından da anlaşılacağı üzere minik bir model. Bir ceket düğmesi boyutunda olan Mic Mini, ailenin önceki modellerinde olduğu gibi tek alıcısı ve çift alıcı satın alma seçeneğine sahip.
Screenshot
DJI Mic Mini, hem Tip C hem Lightning bağlantısına sahip. Bu iki seçenek sayesinde telefonlarla da kullanılabiliyor. Hem alıcı hem verici istasyonu bulunan bu mikrofonun vericisinin üzerinde ses seviyesi ayarlama bölümü var. Gürültü engelleme özelliği de bulunan mikrofon setinde yüksek ses seviyesini limitleme özelliği de yer alıyor.
Önceki sürümlerde de bulunan mıknatıslı tutucu özelliği bu yeni modelde de bulunuyor. Ürünü çift alıcı seçeneği ile alırsanız özel bir şarj kutusu da geliyor ve bu kutu ile beraber 48 saate yakın kullanım imkanı sunuluyor.
Bu ürünün bir diğer ilginç ve tercih sebebi olabilecek özelliği ise DJI’ın Osmo Pocket 3 kamerası ve Osmo Action 4 ve 5 Pro aksiyon kameraları ile verici olmadan da kullanılabiliyor olması. Bu sayede özel bir vericiye ihtiyaç duymadan bu mikrofonları kullanabiliyorsunuz. Güzel ve işe yarayan bir özellik.
DJI Mic mini telefonlar dışında kameralara da bağlanabiliyor. Bu sayede geniş bir skalada kullanım imkanı da sağlıyorsunuz.
Benim bu cihazla ilgili en beğendiğim ilk özelliği birçok cihazda kullanılabiliyor olması. Ayrıca boyutlarının çok küçük olması da etkiledi.
DJI Mic Mini’nin Mic 2 modelinden önemli bir farkı bütünleşik bir dahili hafıza sahip olmaması. Bu yüzden kendi üzerine ses kaydı yapamıyor. Ayrıca 32 Bit Floating kayıt özelliği de yok. Bu ikisi biraz profesyonel özellikler olduğundan bunlara ihtiyaç duyanların Mic 2 modeline göz atması daha mantıklı olacaktır.
DJI Mic Mini, amatör ya da yarı profesyonel kullanıcıların tercihi olabilecek bir mikrofon seti olmuş. Telefondan kameraya kadar birçok cihazla bağlantı kurabilen bu mini mikrofon seti içerik üreticilerinin beklentilerini karşılayacaktır. Özellikle DJI aksiyon kamerası ya da Osmo Pocket 3 gibi cihaz kullananlar çok memnun kalacaktır.
Google, gelecekteki artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) cihazları ile akıllı gözlükler için geliştirdiği yeni işletim sistemi Android XR’ı duyurdu.
Google’ın mobil işletim sistemi Android herkes tarafından biliniyor, Alphabet çatısı altındaki öncü teknoloji markası, bu kez de gelecekteki artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) cihazları ile akıllı gözlükler için geliştirdiği işletim sistemi Android XR’ı tanıttı. Yeni Android XR, kullanıcıların izleme, çalışma ve keşfetme şekillerini dönüştürmeyi hedefliyor.
Android XR’ın ilk somut örneği ise Samsung tarafından geliştirilen “Project Moohan” adlı karma gerçeklik (MR) başlığı olacak. 2025’te piyasaya sürülmesi planlanan cihazda Android XR önyüklü olacak.
Öte yandan yazılım geliştiriciler, Android XR’ın yeni sürümüne şimdiden erişim sağlayabiliyorlar. Bu adım, platform için geliştirilecek yazılımlar için bir hazırlık süresi anlamına geliyor.
Google’ın ürün direktörü Juston Payne, konuya ilişkin açıklamasında Google Glass’tan beri, bu alanda çalışmalarını sürdürdüklerini ve Android XR’ın Google Lens, Haritalar için Canlı Görünüm, anında kamera çevirisi ve Gemini yapay zekâ gibi mevcut projeleri de içereceğini belirtti.
Android XR, Apple’ın Vision Pro‘su gibi aile fotoğrafları görüntüleme, TV izleme ve üretkenlik odaklı kullanım senaryolarını da hedefliyor. Ayrıca, artırılmış gerçeklik gözlükleri için de destek sunarak, Meta’nın akıllı gözlükleri ve Snap’in Spectacles’ına rakip olmayı amaçlıyor.
Google, yeni platformu ile birlikte mevcut Android mobil uygulamalarının da uyumlu olmasını sağlayarak, kullanıcı deneyimini zenginleştirmeyi planlıyor.
Rekabetin yoğunluğu ve önceki deneyimler ışığında, Android XR’ın başarısı merakla bekleniyor.
Huawei, daha kaliteli günlük telefon görüşmesi ve müzik dinleme deneyimi yaşamak isteyen tüm kullanıcılar için, HUAWEI SOUND markası altında ilk TWS kulaklıklarını tanıttı.
Yeni HUAWEI FreeBuds Pro 4, Dual-driver True Sound ve hassas ses reprodüksiyonunu bir araya getirerek benzersiz bir dinleme deneyimi sunuyor. Kemik iletimli mikrofon ve üçlü mikrofon teknolojisiyle desteklenen yapay zeka tabanlı gürültü azaltma algoritması sayesinde HUAWEI FreeBuds Pro 4, her yerde ve her ortamda kristal netliğinde telefon görüşmeleri için tasarlandı. İster işe giderken ister sanal toplantılara katılırken ister iş gezilerinde müşterilerle görüşürken, HUAWEI FreeBuds Pro 4 çağrılarınızın kesintisiz ve arka plan gürültüsünden arınmış olmasını sağlıyor.
Üst Seviye Gürültü Engelleme ile Net Görüşmeler
Günümüzün hızlı tempolu dünyasında, net ve kararlı iletişim büyük önem taşıyor. Seyir halindeyken yapılan çağrıların artmasıyla, kullanıcıların eller serbest modunda en iyi çağrı teknolojisine erişerek netlik, konfor ve gizlilik sağlaması büyük önem kazandı. Huawei’nin sürekli gelişen yapay zeka destekli gürültü azaltma algoritmasıyla desteklenen HUAWEI FreeBuds Pro 4, gece kulübü veya müzik festivali gibi ortamlarda 100 desibele kadar arka plan gürültüsünü ortadan kaldırıyor ve benzersiz bir çağrı deneyimi sunuyor.
Rüzgar gürültüsü, trafik sesleri, kalabalık kafeler; bu tür engeller sorun teşkil etmez. 3 mikrofon ve kemik iletimli VPU içeren dörtlü mikrofon sistemi ve DNN (Derin Sinir Ağı) teknolojisi kullanan HUAWEI FreeBuds Pro 4, insan sesi ile çevresel sesleri ayırt ederek önemli iş toplantılarında veya sevdiklerinizle özel konuşmalarda sesinizin net ve güçlü bir şekilde duyulmasını sağlıyor.
Ses sızıntısını azaltmak ve daha etkileyici bir dinleme deneyimi sağlamak için HUAWEI FreeBuds Pro 4, arka plan gürültüsünü etkili bir şekilde azaltan Şekil Hafızalı Köpük Kulaklık Uçları ile birlikte geliyor. Bu yapısal avantaj, önceki nesil HUAWEI FreeBuds Pro 3 ile karşılaştırıldığında gürültü azaltmada %30’a varan bir iyileşme sunuyor.
Yeni Samsung Bespoke AI Laundry Combo™ yapay zekâ destekli, hepsi bir arada çamaşır yıkama ve kurutma makinesi, 18 kg’lık dev yıkama ve 11 kg’lık kurutma kapasitesi ve AI destekli özellikleriyle verimli, konforlu ve enerji tasarruflu premium bir deneyim sunuyor.
Evlerde yerden tasarruf sağlayan Samsung Bespoke AI Laundry Combo™ yapay zekâ destekli hepsi bir arada çamaşır ve kurutma makinesi; yüksek enerji verimliliği, kumanda merkezi olarak kullanılabilen 7 inçlik AI Home LCD ekranı, kullanıcı deneyimini iyileştiren AI özellikleri ile evde çamaşır deneyimini keyifli hale getirmeye hazırlanıyor. Yeni Bespoke AI Laundry Combo™, işlevsellikten ödün vermeden, bulunduğu yerde alan kazandırmak için tasarlandı. Bu hepsi bir arada ünite, çamaşır makinesini ve kurutma makinesini tek bir ünitede sorunsuz bir şekilde birleştiren zengin bir işlevsellik, yerden tasarruf ve verimli bir çamaşır yıkama çözümü sunuyor. Böylece kullanıcılar, çamaşır asmaya veya çamaşırları kurutma makinesine aktarmaya ihtiyaç duymadan, tek yerde çamaşır yıkama ve kurutma deneyiminin keyfini çıkarabiliyor. Ayrıca Bespoke AI Laundry Combo™ ile bu süre 98 dakikaya kadar iniyor. Güçlü su spreyi, köpüğün yoğunluğunun hızlıca artmasını ve durulama aşamasının etkili şekilde tamamlanmasını sağlıyor Bir yorganın sığabileceği genişlikteki tamburu sayesinde, büyük miktarda çamaşırı yıkanıp kurutulabiliyor.
Çamaşır yıkama ve kurutma deneyiminde AI ile sınıf atlayan standart
Bespoke AI Laundry Combo™’daki en önemli özelliklerden biri olan AI Yıkama ve Kurutma, çamaşır yıkama verimliliğinde yeni bir standart belirliyor. Bu gelişmiş sistem, tüm çamaşır yüklerinde hem yıkama hem de kurutmayı optimize etmek için bir dizi sensör kullanıyor ve kullanıcıları her yıkama için en uygun ayarları belirlemek zorunda bırakmıyor. Çamaşırların ağırlığını algıladıktan sonra, doğru miktarda su ve deterjan kullanan Bespoke AI Laundry Combo™ kumaş cinsini de algılıyor ve yıkama sırasında kir seviyesini takip ederek program süresini ve deterjan kullanımını buna göre ayarlıyor. Yıkama programı bittikten sonra, bu teknoloji, kurutma işlemini de ağırlığa ve kumaşa göre optimize ediyor, mükemmel temizleme ve kurutma sonuçları sunuyor. AI Yıkama ve Kurutma özelliğiyle kullanıcılar; kapsamlı, verimlive kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşıyor.
AI özellikleriyle enerji verimliliği evlere geliyor
Bespoke AI Laundry Combo™’nun bir diğer avantajı ise enerji verimliliği. Yıkama döngüleri, ortalama A sınıfı enerji verimliliği sınıfından %20’ye kadar daha verimli olan Bespoke AI Laundry Combo™’nun yıkama ve kurutma döngüsü, enerji verimliliğinde A sınıfında derecelendiriliyor. Ayrıca, SmartThings aracılığıyla AI Enerji Moduuygulandığında, yıkamada %60’a, kurutmada ise %30’a kadar ek bir enerji tasarrufu elde edilebiliyor. Bu tasarruf değerleri, çamaşır makinelerinin en çok enerji tüketen parçalarından biri olan ısıtıcı kullanımının azaltılmasıyla ve bunun sonucunda program süresinin uzatılmasıyla sağlanıyor. Ek olarak, Bespoke AI Laundry Combo™’nun Isı Pompalı Kurutma Teknolojisi, sıcak havayı sürekli olarak geri dönüştürüyor. Mevcut ısının yeniden kullanımı ve transferi, kurutma süresini %60’a ve enerji kullanımını da %75’e kadar azaltıyor.
Tıp dünyası, yapay zekânın sunduğu yeniliklerle hiç olmadığı kadar hızlı bir değişim yaşıyor. Eskiden aylar süren teşhis süreçlerini günlere, hatta saatlere indiren bu teknoloji, yalnızca doğru teşhis konulamayan vakalarda değil, erken tanı ve etkili tedavi yöntemlerinde de devrim yaratıyor. Kanserden kalp hastalıklarına, nörolojik bozukluklardan tüp bebek tedavisine kadar birçok alanda yapay zekâ, modern tıbbın en güçlü destekçisi olarak öne çıkıyor. Peki, hastalıkların teşhisinde yapay zekâ nasıl kullanılıyor?
Tıpta yapay zekâ tıpta nasıl kullanılıyor?
Günümüzde yapay zekâ, büyük veri setlerinden anlamlı çıkarımlar yaparak karmaşık sorunları çözme kapasitesiyle, sağlık sistemlerini iyileştirme ve hastalıkların teşhisi, tedavisi ve önlenmesinde yeni ufuklar açıyor. Yapay zekâ, tıp alanında yalnızca teşhis koymakla kalmıyor; tomografi ve MR gibi görüntüleme sonuçlarını yorumlamada da giderek daha fazla kullanılıyor. Son dönemde Google’ın Gemini’si gibi yapay zekâ sistemleri, karmaşık görüntüleme verilerini hızla analiz ederek, doktorlara destek oluyor.
Ayrıca, ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamaları, internetteki mevcut metin verilerine dayanarak çalışıyor ve tıp alanında özellikle karmaşık rahatsızlıkları olan hastalar için çok faydalı olabilir. Bu teknoloji, hekimlere bilgiye hızlı erişim sağlayarak daha iyi kararlar almalarına yardımcı oluyor. Aslında yapay zekâyı, ‘süper güçlü bir tıbbi arama motoru’ olarak düşünmek mümkün.
Yapay zeka ile hastalıkların teşhis edilmesi
Yapay zekâ ile teşhis edilebilen hastalıklar
Bugün yapay zekâ, kanser, kalp hastalıkları ve nörolojik bozukluklar gibi ciddi rahatsızlıkların hassas ve hızlı bir şekilde teşhis edilmesine olanak tanıyarak sağlık alanında devrim yaratıyor. Kanser türlerinde erken teşhis sağlayan yapay zekâ, kalp hastalıklarının tanısında ekokardiyografi ve kardiyak MR gibi ileri tekniklerle entegre çalışarak etkili sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Nörolojik bozukluklarda ise beyin görüntüleme yöntemlerini optimize ederek hastalığın erken evrelerinde müdahale şansını artırıyor ve yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor.
Tüp bebek tedavisinde yapay zekâ, umut verici bir aracı olarak öne çıkıyor. Fairtility CHLOE™ gibi uygulamalar, embriyo transferi sürecinde en sağlıklı ve kaliteli embriyoları seçerek gebelik ve canlı doğum oranlarını anlamlı bir şekilde artırıyor. Bu teknoloji, çiftlere umut sunmakla kalmıyor, aynı zamanda tedavi süreçlerini daha başarılı ve etkili hale getiriyor. Bütün bu gelişmeler, hastalıkların erken evrelerinde müdahale olanaklarını geliştirerek bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırıyor.
Sağlık alanında yapay zeka kullanımı
Yakın gelecekte yapay zekâ sağlığımıza nasıl yön verecek?
Yapay zekâ, bireysel tedavi deneyimlerini iyileştirirken sağlık sistemlerini daha verimli, öngörülebilir ve etkili hale getirecek bir geleceğe yön veriyor. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde sağladığı yeniliklerle artık yapay zekâ, modern tıbbın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor.
Önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde yapay zekâ, sağlık alanında önemli dönüşümlere imza atmaya devam edecek. Kısa vadede, diabetik retinopati taraması ve tıbbi görüntüleme gibi hassas teşhis yöntemlerinde yapay zekânın kullanımı yaygınlaşacak, giyilebilir cihazlar ise hastaların uzaktan izlenmesine ve erken müdahale olanaklarının gelişmesine katkı sağlayacak. Orta vadede, genomik ve klinik verilere dayalı hassas tedaviler geliştirilecek; robot destekli tedavi uygulamaları ve ilaç geliştirme alanlarında önemli ilerlemeler kaydedilecek.
Uzun vadede ise yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri standart hale gelirken, Dijital İkiz teknolojisi ile hastaların birebir dijital modelleri oluşturulacak. Bu modeller, deneysel tedavi senaryolarını test ederek sağlık hizmetlerinde hız, doğruluk ve etkinliği artıracak. yapay zekâ, bireysel tedavi deneyimlerini iyileştirirken, genel sağlık sistemlerini daha verimli, öngörülebilir ve etkili hale getirecek bir geleceğe yön veriyor.
CD Projekt Red’in uzun süredir beklenen yapımı The Witcher 4 ile ilgili detaylar netleşmeye başlıyor. The Witcher 3: Wild Hunt’ta hikayenin güçlü bir figürü haline gelen Ciri’nin, serinin yeni oyununda daha “insancıl” bir seviyede yer alacağı açıklandı. İlk detaylar, Ciri’nin zaman ve mekan üzerinde sahip olduğu kontrolün ciddi ölçüde kısıtlanacağı ya da tamamen ortadan kalkacağı yönünde.
Ciri’nin yeni güç dengesi nasıl olacak?
GamesRadar’a konuşan CD Projekt Red’in yönetici yapımcısı Małgorzata Mitręga, Ciri’nin yeteneklerinin kısıtlanma kararının nasıl alındığını detaylandırdı. Mitręga, “The Witcher 3’ün sonunda Ciri’nin aşırı güçlü olması ile yeni oyunda gösterdiğimiz yetenek seti arasındaki boşluğu nasıl dolduracağımızı çok düşündük,” diyerek, bu konunun oyunun özgün hikayesini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti.
Ciri’nin The Witcher 3’teki zaman ve mekan manipülasyon gücü, hem hikaye açısından hem de oynanış dinamikleri bakımından oyuncuların hayranlık duyduğu bir özellikti. Ancak oyunun yönetmeni Sebastian Kalemba, bu güç dengesini yeniden kurgulamanın hikaye açısından kritik bir gereklilik olduğunu belirtti:
“The Witcher 4’ün hikayesini tasarlarken her şeyin net bir cevabı olmasına dikkat ediyoruz. Ciri’nin bu güçlerden neden yoksun olduğu da oyunun hikayesinde bir şekilde açıklanacak.”
Ciri’nin neden bu yetenekleri kaybettiği şu an için bir sır olsa da, teoriler arasında White Frost’un mağlubiyetinin ardından güçlerinin zayıflaması, bilinçli bir tercih yaparak bu yeteneklerden vazgeçmesi ya da bu gücün bir düşman tarafından elinden alınması gibi ihtimaller yer alıyor.
Ciri’nin daha dengeli bir güç seviyesine indirilmesi, oyuncular için daha zorlayıcı ve tatmin edici bir deneyim sunmayı hedefliyor. Bu karar aynı zamanda, Ciri’yi tam anlamıyla bir “witcher” olarak görme fırsatını da sunuyor. Artık büyü ve kılıç yeteneklerini daha uyumlu bir şekilde birleştiren, daha odaklı bir oynanış bizi bekliyor gibi görünüyor.
Sizce Ciri’nin bu yeni hali, oyuna nasıl bir dinamizm katacak? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!