Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 14

    Bilişim Sektörü Jargonunda Sıklıkla Kullanılan 50 Kısaltma ve Anlamları

    Bilişim sektörü çalışanları sektör jargonunda çok karmaşık teknik terimler kullanıldığını bilirler. Bu yüzden bilişim sektöründe çalışanlar sıkça kısaltmalar ile karşılaşırlar. Bu terimleri anlamaları ve etkili bir biçimde kullanabilmeleri gerekir. Aşağıda sektörde çok fazla kullanılan 50 teknik terimin kısaltmalarını ve bunların anlamları bulacaksınız.

    Bilişim Sektörü Jargonunda Sıklıkla Kullanılan 50 Kısaltma

    1) API – Application Programming Interface (Uygulama Programlama Arayüzü)

    Farklı yazılımların birbirleriyle iletişim kurması için kullanılan ara yüzler.

    2) AI – Artificial Intelligence (Yapay Zeka)

    Makine öğrenimi ve algoritmalar üzerine kurulu yapay zeka.

    3) IoT – Internet of Things (Nesnelerin İnterneti)

    Cihazların internet kullanarak birbirine bağlanmasıdır.

    4) UX – User Experience (Kullanıcı Deneyimi)

    Bir sistem ya da uygulamayı kullanan kullanıcıların yaşadıkları toplam deneyimi ifade eder.

    5) DNS – Domain Name System (Alan Adı Sistemi)

    Alan adlarını IP adreslerine dönüştürerek cihazların birbiriyle iletişim kurmasına olanak tanır.

    6) HTTP – Hypertext Transfer Protocol

    Web tarayıcıları ve sunucular arasında veri iletimi için kullanılan protokol.

    7) VPN – Virtual Private Network (Sanal Özel Ağ)

    Kullanılan VPN, verileri şifreler ve internette daha güvenli bir deneyim sunar.

    8) OLAP – Online Analytical Processing (Çevrimiçi analitik işlem)

    Büyük veri üzerinde yüksek hızlı karmaşık sorgular ya da çok boyutlu analizler gerçekleştiren teknolojidir.

    9) SSL – Secure Sockets Layer (Güvenli Yuva Katmanı)

    Web siteleri ve kullanıcılar arasındaki veri alışverişini şifreli yapar.

    10) PBX – Private Branch Exchange

    Özel telefon santrali.

    11) JSON – JavaScript Object Notation

    Genel olarak sunucu ile web uygulaması arasında veri aktarımı amacıyla kullanılan bir veri formatı.

    12) LAN – Local Area Network (Yerel Alan Ağı)

    Cihazları kısa mesafede birbirine bağlayan ağ.

    13) BI – Business Intelligence (İş Zekası)

    Kuruluşlarda karar verme süreçlerini destekleyen verinin analiz edilmesi.

    14. CRM – Customer Relationship Management (Müşteri İlişkileri Yönetimi)

    Müşteri etkileşimlerini optimize eden yazılım.

    15) ERP – Enterprise Resource Planning (Kurumsal Kaynak Planlama)

    Kurumun temel iş süreçlerini yönetmek için kullanılır.

    16) FTP – File Transfer Protocol

    Dosya transferi protokolü.

    17) GIT – Global Information Tracker

    Dağıtık bir sürüm kontrol sistemi.

    18) HTML – HyperText Markup Language

    Web sayfalarını oluşturmak için kullanılan bir işaretleme dili.

    19) PWA – Progressive Web Application

    Mobil ve web uyumlu, yenilikçi uygulamalar.

    20) IoT – Internet of Things (Nesnelerin İnterneti)

    Nesnelerin internete bağlanarak veri iletişimini sağladığı bir teknoloji.

    21) CSS – Cascading Style Sheets

    Web sayfalarına stil kazandırmak için kullanılan bir dil.

    22) SQL – Structured Query Language

    Veritabanı yönetimi ve sorgulama dili.

    23) SDK – Software Development Kit

    Yazılım geliştirme için gerekli araç seti.

    24) SaaS – Software as a Service

    Bulut tabanlı yazılım hizmeti modeli.

    25) AWS – Amazon Web Services

    Amazon bulut bilişim platformu.

    26) TLD – Top Level Domain

    Alan adının sonundaki uzantılar için. (com, .net, .org).

    27) DNSSEC – DNS Security Extensions

    Alan adlarında güvenlik katmanı ekleyen protokol.

    28) XML – Extensible Markup Language (Genişletilebilir İşaretleme Dili)

    W3C tarafından tanımlanmış bir standart metin tabanlı dil.

    29) P2P – Peer-to-Peer

    Eşler arasında olan veri paylaşımı.

    30) AJAX – Asynchronous JavaScript and XML

    Web sitelerinde veri alışverişi için kullanılan teknolojidir.

    31) DDoS – Distributed Denial of Service

    Sistemi çökertmeyi amaçlayan siber saldırı biçimi.

    32) DNSBL – DNS-based Blackhole List

    SPAM önlemek için kullanılan DNS tabanlı kara liste.

    33) IDE – Integrated Development Environment

    Yazılım geliştirme ortamı.

    34) RAID – Redundant Array of Independent Disks

    Birden çok fiziksel disk’in birlikte veri depolama ve yönetimini sağlayan bir teknoloji.

    35) VR – Virtual Reality

    Sanal gerçeklik ortamı sunan teknoloji.

    36) IaaS – Infrastructure as a Service

    Bulut tabanlı bir çeşit altyapı hizmeti modeli.

    37) CLI – Command Line Interface

    Komut satırı arayüzü.

    38) GUI – Graphical User Interface

    Grafiksel kullanıcı arayüzü.

    39) OAuth – Open Authorization

    Güvenlik sağlayan standart API yetkilendirme protokolü.

    40) WAN – Wide Area Network

    Geniş alan ağı.

    41) IAM – Identity and Access Management

    Kimlik ve erişim yönetimi.

    42) SFTP – Secure File Transfer Protocol

    Güvenli dosya transfer protokolü.

    43) PSU – Power Supply Unit

    Bilgisayar güç kaynağı birimi.

    44) UPS – Uninterruptible Power Supply

    Kesintisiz güç kaynağı.

    45) CD-ROM – Compact Disc Read-Only Memory

    Salt okunur optik disk

    46) JAVA

    Popüler bir yazılım dili.

    47) NLP – Natural Language Processing

    Doğal dil işleme teknolojisi.

    48) GPU – Graphics Processing Unit

    Grafik işlem birimi.

    49) CPU – Central Processing Unit

    Merkezi işlem birimi.

    50) OS – Operating System

    İşletim sistemi.

    Özet

    Yukarıda Bilişim Sektörü jargonundaki en yaygın kullanılan kısaltmaları ve anlamlarını anlattım. Elbette bu kısaltmalar yukarıdaki 50 adet ile sınırlı değil. Fakat  fazla kısaltmalara  hakim olduğunuzda ihtiyacınızın büyük bölümü karşılanmış olacaktır.

    www.mediamarkt.com.tr

    L’Oréal’den inovatif cilt bakımı teknolojisi #CES25

    Tekno-güzellik öncülerinden L’Oréal Grup, CES (Consumer Electronics Show) 2025’te cilt bakımında devrim niteliğinde bir yenilik getirecek L’Oréal Cell BioPrint cihazını tanıttı.

    Cildin yaşlanma sürecini anlamayı ve ihtiyaçlara en uygun bakım çözümleri sunmayı mümkün kılan taşınabilir cihaz, ileri düzey proteomik bilimini kullanarak, kısa bir sürede kişiye özel cilt analizi sağlıyor.

    L’Oréal Cell BioPrint cihazı ile insan vücudundaki mekanizmaların cildin görünümünü nasıl etkileyebileceğini inceleyen bir teknoloji sunan L’Oréal’in, cilt bakımında yeni bir dönemi başlatması planlanıyor. CES (Consumer Electronics Show) 2025’te tanıtılan cihazın yine bu yıl içerisinde Asya’da pilot uygulamaya geçmesi planlanıyor.

    Cihaz cildin ne kadar hızlı yaşlandığını hesaplayarak yaşlanma belirtilerini yavaşlatmak için kişiye özel öneriler sunmayı amaçlarken, belirli aktif bileşenlerin ciltte nasıl bir etki yaratacağını öngörerek doğru ürün seçiminde yardımcı oluyor. Ayrıca cilt sorunları (koyu lekeler, geniş gözenekler vb.) ortaya çıkmadan önce potansiyel cilt sorunlarını tahmin edip önleyici adımlar öneriyor. Dakikalar içerisinde kişiselleştirilmiş bir cilt değerlendirmesi sunan L’Oréal Cell BioPrint cihazı cilt yaşlanması ve bakımına dair önemli bilgiler sağlıyor.

    L’Oréal’in Longevity Integrative Scienceä teknolojisi (Uzun Ömür Entegre Bilim Teknolojisi )ve Koreli girişim NanoEnTek desteğiyle üretilen cihaz ile ilgili L’Oréal Grup Araştırma, İnovasyon ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barbara Lavernos şunları söyledi: “L’Oréal olarak her zaman güzelliğin geleceğini şekillendiriyoruz. Cilt, insanların sağlığı ve iyiliği için büyük bir öneme sahip. Cell BioPrint ile, cildin derinlemesine analizi sayesinde insanların cilt bakımına dair daha bilinçli ve kişiselleştirilmiş kararlar almalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu cihaz, cilt sağlığını ve güzelliğini korumanın yanı sıra, uzun ömürlülüğüne katkıda bulunmayı da mümkün kılıyor.”

    Acer, yeni Swift Go AI dizüstüler ile Aspire dizüstü ve masaüstü PC’lerini tanıttı

    Acer, zorlu AI iş yüklerini çalıştırmak için gereken performansı sağlayan entegre NPU’lara sahip en son işlemcilerle donatılan dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar dahil geniş bir Copilot+ PC yelpazesini sunuyor.

    Acer, Copilot+ PC ürün gamının dizüstü ve masaüstü bilgisayar portföyündeki yeniliklerle genişlettiğini duyurdu. Bunlar arasında ince ve hafif Swift Go 14 AI ve Swift Go 16 AI dizüstü bilgisayarlar, değer odaklı Aspire 14 AI dizüstü bilgisayarlar, şık ve zarif tasarıma sahip Aspire S AI ve Aspire C AI hepsi bir arada (AIO) masaüstü bilgisayarları ile güçlü Revo Box AI mini PC yer alıyor. Tüm yeni ürünler, yapay zeka destekli iş yüklerini desteklemek için gerekli performansa yönelik entegre nöral işlem birimlerine (NPU) sahip en son işlemcilerle donatıldı.

    Acer Inc. Dizüstü Bilgisayarlar Genel Müdürü James Lin, “Yapay zekanın günlük görevleri iyileştirme ve kolaylaştırma konusundaki faydalarını gören müşteriler, kendi özel ihtiyaçlarına hitap eden farklı boyut ve formlardaki Copilot+ PC’lere ilgi gösteriyor. Genişletilmiş Copilot+ PC ekosistemimiz, bu isteği, yapay zekayı daha da erişilebilir hale getiren ince tasarımlı ve en son yapay zeka işlemcilerine sahip pratik bilgisayarlarla karşılıyor” dedi.

    Acer Inc. Sabit Bilgi İşlem Kıdemli Direktörü Marc Ho şunları ekledi; “Copilot+ PC portföyümüzü masaüstü bilgisayarlarla genişletirken, yüksek performansı gelişmiş yapay zeka teknolojisi ve çok yönlü PC tasarımlarıyla birleştirmekten heyecan duyuyoruz. Amacımız, cihazlarımız aracılığıyla ve yapay zeka alanındaki en son yenilikleri kullanarak kullanıcıların daha fazlasını başarmalarını sağlamak.”

    Yeni Acer Copilot+ PC’ler, üretkenliği ve yaratıcılığı artırmak için yapay zekanın gücünden yararlanıyor. Swift Go 16 AI ve Swift Go 14 AI dizüstü bilgisayarlar ve Aspire C AI hepsi bir arada bilgisayarlar, mobil profesyoneller için üretkenliği ve verimliliği artıran üstün yapay zeka özellikleri sunmak üzere AMD Ryzen™ AI 300 Serisi işlemciler tarafından destekleniyor. Aspire S AI ve Revo Box AI, Intel® Core™ Ultra işlemcileri sayesinde (Seri 2) kullanıcıların zorlu iş yüklerinin üstesinden en verimli şekilde gelmelerine yardımcı oluyor.

    Oppo Find N5, inceliğiyle katlanabilir telefonlarda çığır açabilir!

    0
    OPPO’nun yeni katlanabilir telefonu Find N5, inceliği ve tasarımıyla sektörde yeni bir standart belirlemeye hazırlanıyor. Şirketin ürün müdürü Zhou Yibao tarafından paylaşılan bilgilere göre, cihazın açık konumdayken kalınlığı yalnızca 4 mm olacak. Bu, mevcut en ince katlanabilir telefon olan Honor Magic V3’ü geride bırakacak bir rekor anlamına geliyor. İşte detaylar…

    Dünyanın en ince katlanabilir telefonu olabilir

    Find N5’in, Honor Magic V3’ün 4,35 mm’lik kalınlık rekorunu kırarak katlanabilir telefon dünyasında yeni bir çığır açması bekleniyor. Kapalı konumdayken cihazın kalınlığı ise yalnızca 8 mm olacak. Bu, OPPO’nun tasarımda ne kadar ileri gittiğini gösteriyor. Find N5’in kamera modülü tasarımı ise oldukça dikkat çekiyor. Weibo platformunda ortaya çıkan sızıntılara göre, cihazın kamera modülü üç lens ve bir LED flaş ile donatılmış geniş bir daire tasarımına sahip olacak. Bu tasarım, OnePlus 13 modelinden ilham alınmış gibi görünüyor. Find N5’in teknik özellikleri de en az tasarımı kadar iddialı. Cihazın Qualcomm Snapdragon 8 Elite yonga setinden güç alacağı ve 2K çözünürlüklü katlanabilir bir OLED ekrana sahip olacağı bildiriliyor. Ayrıca 5.700 mAh batarya ve Android 15 işletim sistemi ile geleceği de gelen bilgiler arasında. Kamera tarafında ise periskop lens teknolojisinin de yer alması bekleniyor. Cihazın titanyum gövdesi ise sağlamlık ve hafiflik arasında mükemmel bir denge sunabilir.

    Büyük gün gelmiş olabilir: Nintendo Switch 2 duyuruluyor!

    0
    Nintendo’nun merakla beklenen yeni nesil konsolu Switch 2, sızan bilgilere göre 16 Ocak’ta resmi olarak tanıtılabilir. Ünlü sızıntı kaynağı Nate The Hate, Nintendo’nun sürpriz bir duyuru yapmaya hazırlandığını iddia etti. Bu söylenti, Centro Leaks gibi güvenilir kaynaklar tarafından da doğrulandı. Switch 2’nin tanıtımı sadece saatler uzaklıkta olabilir. İşte ayrıntılar…

    Switch 2 tanıtımı saatler sonra gelebilir!

    Nintendo’nun bu tanıtımı iki farklı şekilde gerçekleştirme olasılığı bulunuyor. Şirket, duyuruyu tamamen sürpriz bir şekilde yapabilir veya bir gün önceden kısa bir teaser ile beklentiyi artırabilir. Daha önce Switch Lite gibi bazı modeller, önceden bir duyuru yapılmaksızın tanıtılmıştı. Bu da, Nintendo’nun geleneksel olmayan stratejilerle dikkat çekmeyi sevdiğini gösteriyor. Switch 2’nin Mart 2025 sonuna doğru satışa çıkması bekleniyor. 16 Ocak’ta yapılacak bir tanıtımın kısa bir teaser ile sınırlı kalacağı ve tasarım ile bazı temel özelliklerin öne çıkarılacağı tahmin ediliyor. Ancak oyun kataloğu ve teknik detaylar muhtemelen daha sonraki bir tarihte paylaşılacak. Nintendo, 2017’de Switch’i tanıtırken hibrit konsol konseptini ve Zelda: Breath of the Wild gibi büyük yapımları ön plana çıkarmıştı. Benzer bir stratejinin Switch 2 için de uygulanması bekleniyor. Özellikle yeni Super Mario veya Zelda oyunlarıyla ilgili sürprizlerin tanıtımda ipucu olarak verilmesi muhtemel. Sizce Nintendo Switch 2 gerçekten duyurulacak mı? Yeni konsolda hangi özelliklerin öne çıkmasını bekliyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.
    Read this news article in English

    Apple, iOS 18.2’yi imzalamayı resmen bıraktı!

    0
    Apple, iOS 18.2 sürümüne imza desteğini kaldırarak kullanıcıların bu sürüme geri dönüş yapmasını tamamen engelledi. iOS 18.2.1’e geçiş yapan kullanıcılar için geri dönüş artık mümkün değil. Şirket, bu adımın gerekçesi olarak güvenliği artırma ve yeni özelliklere odaklanma hedefini gösterse de kullanıcılar arasında bu politikanın tartışmalara yol açtığı açık. Peki, bu kararın kullanıcılar üzerindeki etkileri neler olacak?

    iOS 18.2 imza desteği kaldırıldı!

    iOS 18.2’nin imza desteğinin sona ermesi, kullanıcıların cihazlarını bir önceki sürüme geri döndürme seçeneğini ellerinden alıyor. Apple’ın, güncellemeleri geri dönüşsüz hale getirme politikası daha güvenli bir kullanıcı deneyimi sunmayı amaçlasa da, geçmişte yaşanan sorunlar bu kararın kullanıcılar açısından riskli olabileceğini gösteriyor. Örneğin, bazı büyük iOS güncellemeleri ciddi yazılım hatalarına neden olmuştu.

    Geçmişteki büyük iOS sorunları

      • iPadOS 18.0, M4 çipli iPad Pro cihazlarını kullanılamaz hale getirdi.
      • iOS 16.0, panoya erişimle ilgili sürekli uyarı mesajları sorununa yol açtı.
      • iOS 14.7, Apple Watch’un kilit açma işlevini bozdu.
    Bu sorunlar, Apple’ın yeni sürümlere geçiş sırasında geri dönüş seçeneği sunmasının önemini vurguluyor. Ancak iOS 18.2.1’de bu imkanın olmaması, kullanıcıları güncelleme kararında daha temkinli olmaya yönlendirebilir iOS 18.2.1’i yüklemeden önce, cihazınızın bu güncellemeyle tam uyumlu olduğundan emin olun. Ayrıca, uygulamaların yeni sürümle sorunsuz çalıştığını kontrol etmek ve kullanıcı yorumlarını incelemek güncelleme kararı alırken faydalı olabilir.

    Huawei FreeBuds Pro 4’ün Türkiye’de satışı başladı

    Huawei FreeBuds Pro 4; ses kalitesi, gelişmiş gürültü engelleme teknolojisi ve estetik tasarımıyla dikkat çekiyor.

    FreeBuds Pro 4, Çift Sürücülü Gerçek Ses teknolojisi ve Dijital Cross-Over sistemi ile ses netliği sunar. 11 mm Dört Mıknatıslı Dinamik Sürücü Ünitesi, kararlı ve yüksek kaliteli ses üretir. 24-bit/48kHz çözünürlüğe sahip 2,3 Mbps’ye1 kadar kayıpsız ses aktarımı, dinleyicilere orijinal kayda en yakın deneyimi sağlar.

    Yapay zeka destekli gürültü engelleme algoritmaları ve kemik iletimli mikrofon teknolojisiyle donatılan FreeBuds Pro 4, 100 dB’ye kadar gürültü azaltma kapasitesine sahiptir. Hafızalı köpük kulak uçları, gürültü izolasyonunu optimize ederek her ortamda net bir ses deneyimi sunuyor.

    FreeBuds Pro 4, gümüş yay formundaki tasarımıyla zarif bir görünüme sahiptir. Siyah, beyaz ve yeşil renk seçenekleriyle sunulan kulaklıklar, parlak yüzeyi ve altın renkli Huawei Sound logosuyla öne çıkıyor.

    Çift cihaz bağlantısı, kulaklıklar çıkarıldığında sesi duraklatan Akıllı Algılama ve baş hareketleriyle kontrol gibi kullanıcı dostu özellikler, FreeBuds Pro 4’ü modern yaşam için ideal bir tercih haline getiriyor.

    Kablosuz Şarj Akıllı Telefonların Bataryasının Ömrünü Kısaltıyor mu?

    Kablosuz şarj teknolojisi pek çok noktada bizi kablo karmaşasından kurtarıyor ve bağlanmayı daha hızlı ve pratik bir hale getiriyor. Elbette bunu şarj teknolojisinde de görüyoruz. Kablosuz şarj artık oldukça yaygın ve bugünün şartlarında kablolu şarj kadar hızlı şarj edebilme yeteneklerine çoktan kavuştular bile. Ancak kablosuz şarj konusunda uzun bir süredir devam eden ve kafaları kurcalayan bir şüphe var: Kablosuz şarj telefonların bataryalarına uzun vadede zarar verebilir mi? İşte bu yazının konusu da tam olarak bunun yanıtı olacak, ama evet veya hayır gibi doğrudan ve kestirme bir yanıt vermek yerine bu teknolojiyi daha iyi anlamak adına en baştan alacağız ve sonunda bir karara varacağız.

    Kablosuz Şarj Nasıl Çalışıyor?

    Kullanıcıların kablosuz şarj konusundaki endişelerinin nereden kaynaklandığını anlamak için öncelikle kablosuz şarjın nasıl çalıştığından bahsetmemiz şart.

    Telefonunuzu geleneksel yöntemle, bir USB şarj kablosuyla şarj ettiğinizde, şarj cihazından telefona kablolar üzerinden düşük voltajlı bir akım iletilir. Kablosuz şarj uyumlu bir telefonu kablosuz şarj pedi ile şarj ettiğinizde, hala bir şarj cihazı ve kablo vardır.

    Ancak kablo telefona değil pede gider. Bunun yerine, ped uyumlu bir cihazın varlığıyla etkinleştirildiğinde, pedin içindeki manyetik bir bobin düşük güçlü bir manyetik alan yaymaya başlar. Bu alan, telefonunuzun arkasındaki benzer bir bobinle etkileşime girer ve şarj pedinin bobini tarafından üretilen manyetik enerjiyi telefonu şarj etmek için tekrar elektriğe dönüştürür.

    Kablosuz şarj yıllardır piyasada. Teknoloji 2008 yılında icat edildi ancak birkaç yıl boyunca ticari ürünlerde görünmedi. Kablosuz şarjı destekleyen ilk telefon olan Nokia 920 Windows Phone 2012 yılında piyasaya sürüldü. Aynı yıl Samsung Galaxy S3 kablosuz şarjı destekliyordu (ancak bir adaptör aksesuarına ihtiyacınız vardı). Kutudan çıkar çıkmaz kablosuz şarjı destekleyen ilk Galaxy, 2015 yılında Galaxy S6 oldu. Apple, 2017’de iPhone 8 ve iPhone X’in piyasaya sürülmesiyle iPhone serisine kablosuz şarj özelliğini ekledi.

    Kablosuz Şarj Telefonunuzun Piline Zarar Verir mi?

    Geldik asıl soruya. Kablosuz şarj ve pil sağlığı konusundaki endişeler nereden kaynaklanıyor? Kablosuz şarj %100 verimli değildir ve taban bobini ile telefon bobinini etkinleştirmek için kullanılan enerjinin bir kısmı ısı enerjisi olarak çevreye yayılır. Yani ortada bir ısı sorunu olduğu açık.

    Kablosuz şarj sırasında ya da sonrasında telefonunuzun arkasının ısındığını hissedersiniz. Normal bir 5W (veya daha az) telefon şarj cihazıyla şarj etmek telefonunuzu zar zor ısıtır ve odanın ortam sıcaklığına bağlı olarak farkı tespit etmek zor olabilir.

    Kablosuz bir şarj cihazıyla şarj etmek genellikle telefonunuzu şarj cihazından çıkardığınızda biraz sıcaklık fark edeceğiniz kadar ısı üretecektir. Hızlı şarj cihazları ise genellikle telefonunuzu elinize aldığınızda arkasının ne kadar kızarmış olduğunu fark etmenize neden olacak kadar ısı üretir. Yani kablosuz hızlı şarj teknolojisi ne kadar hızlı şarj ediyorsa o kadar fazla sıcaklıktan söz edebiliriz.

    Telefon üreticileri söz konusu olduğunda, her üç deneyim de tamamen normal ve telefonun beklenen çalışma parametreleri dahilinde. Apple, kablosuz şarj belgelerinde telefonunuzun sıcak hissedebileceğini, ancak çok ısınırsa şarj işlemini otomatik olarak sınırlayacağını belirtiyor. Samsung belgeleri de aynı şeyi tekrarlıyor: Samsung telefonunuz şarj olurken ısınırsa, şarj işlemini durduracak.

    Kablosuz şarj, “yavaş” bir USB duvar şarj cihazı kullanmanın ötesinde küçük ama ölçülebilir miktarda ısı ürettiği sürece, kablosuz şarjın teknik olarak pilinizi eskittiğini ve ona zarar verdiğini iddia edebilirsiniz. Ancak bunun bir dayanağı olmaz.

    Ancak teknik ayrıntıları tartışmanın ötesine geçersek, gerçek dünyada bu zarara ilişkin çok fazla kanıt yok. Pilinizi ne sıklıkta tükettiğiniz ve yeniden şarj ettiğiniz, çalışma ortamı ve benzeri gibi o kadar çok değişken var ki, kablosuz şarjı pil sağlığının azalmasında tek bir faktör olarak izole etmek zor.

    Örneğin, telefon üreticileri size 35C üzerindeki sıcaklıklara maruz kalmanın telefon pil sağlığını kalıcı olarak bozabileceğini söyleyebilir. Ancak milyonlarca insan telefonlarını her zaman ortam sıcaklığının 35C’nin üzerinde olduğu ortamlarda kullanıyor. Güneşli bir yaz gününde telefonunuz cebinizdeyken dolaşmak bile telefonunuzu bu sıcaklığın üzerine çıkarabilir. Kavurucu bir günde klimasız bir evde şarj etmek de bu sıcaklığın üzerine çıkmasına neden olabilir. Arabanızdaki telefon yuvasında bıraktığınızda da bu sıcaklığın üzerine çıkabilirsiniz.

    Telefonunuzun kablosuz olarak şarj olurken hafifçe ısınması, telefonunuzun maruz kaldığı diğer şeylerle karşılaştırıldığında çok küçük bir dalgalanma.

    Telefonunuzu Kablosuz Şarj Etmeyi Bırakmalı mısınız?

    Belki de son bölümü okudunuz ve kablosuz şarjdan telefonunuzu sadece geceleri kablolu bir şarj cihazıyla yavaş şarj etmeye geçmeyi düşünüyorsunuz. Bunu yapabilirsiniz ve teorik olarak pil sağlığınızı birkaç ay daha normalde olduğundan yüzde bir veya iki daha yüksek tutabilirsiniz.

    Ancak kablosuz şarjı kullanmaktan hoşlanıyorsanız bunu pek tavsiye etmiyoruz. Telefonunuzun pilini sonsuza kadar mükemmel sağlıkta tutabileceğiniz fikri bir efsanedir.

    Telefonunuzun pili, tıpkı arabanızın lastikleri gibi zamanla tükenir. Lastikleri eninde sonunda değiştirmemek için arabanızı garajda bırakacak haliniz yok ve eninde sonunda pili değiştirmemek için telefonunuza bebek gibi bakacak haliniz de yok. Telefonunuzun pili hakkında endişelenmeyi bırakmalı ve sadece keyfini çıkarmalısınız.

    Gerçek şu ki, batarya ilk etapta önemli ölçüde bozulmadan önce muhtemelen telefonu değiştireceksiniz. Ve eğer tüm telefonu değiştirmezseniz, yedek bir pilin büyük bir maliyeti de yok.

    Samsung’un yeni monitörleri CES 2025’te sahneye çıktı

    Samsung Electronics, 2025 yılının yeni monitörlerini duyurdu.

    İlk kez CES 2025 Fuarı’nda tanıtılan seriden Smart Monitör M9’un eğlence ve verimlilik özellikleri yapay zekâyla geliştirildi. Odyssey Oyun Monitörleri OLED G6 ve OLED G8 ile 27 inç boyutunda ilk Samsung 4K OLED oyun monitörü ve 500Hz yenileme hızına sahip ilk OLED ekran geliyor. Masa başında maksimum üretkenlik sunmak üzere geliştirilen 16:9 ekran boyutundaki en büyük 4K ViewFinity ise 37 inç boyutuyla pazara sunuluyor.

    Smart Monitör M9 (model adı M90SF), Samsung’un yapay zekâ özelliklerini ilk defa sunarak akıllı görüntü uyarlama ve arama işlevleri aracılığıyla eğlenceyi ve etkileşimi ileri taşıyor. Yapay zekâyı entegre olarak sunan ilk Samsung monitörü olma özelliği taşıyan M9; oyunlarda, videolarda veya üretkenlik uygulamalarında görüntülenen içeriklerin türünü algılamak için giriş sinyallerini analiz eden ve en iyi görsel deneyimi sunmak için ekran ayarlarını otomatik olarak ayarlayan AI Picture Optimizer özelliğine sahip.

    Oyunlar konusunda yapay zekâ, oynanan oyunun türünü algılamakla kalmıyor, her oyun tarzında optimum ve sürükleyici bir deneyim sunmak için görüntüyü ince ayarlarla iyileştiriyor. Ayrıca M9, düşük çözünürlüklü içerikleri 4K kalitesine yükselten gelişmiş yapay zekâ işleme yetenekleri ve sinir ağları kullanan 4K AI Yükseltme Pro özelliğine de sahip. Giriş sinyallerini ve mevcut görüntü verilerini analiz eden bu özellik, orijinal çözünürlükten bağımsız olarak gelişmiş ayrıntılara sahip adeta kristal netliğinde görüntüler sunuyor.

    Akıllı ve kişiselleştirilmiş özelliklerle donanım performansı artırılan M9, inanılmaz ayrıntılar ve canlı renkler sunan VESA DisplayHDR™ True Black 400 özellikli 32″ 4K OLED ekrana sahip. İnce tasarımı ve Kolay Kurulum Standı, kullanıcıların ideal çalışma alanlarını zahmetsizce oluşturmasını sağlarken, monitördeki dahili 4K kamera her ortamda kolayca kullanılabiliyor.

    İkinci nesil LG Signature serisi CES 2025’te duyuruldu

    LG Electronics (LG), genişletilmiş ikinci nesil LG SIGNATURE serisini Las Vegas’taki CES 2025’te tanıttı.

    “Ötesini Yaşa – Live Beyond” marka teması altında sergilenen en yeni LG SIGNATURE serisi, gelişmiş kullanılabilirlik, sorunsuz bağlantı ve benzersiz bir akıllı ev deneyimi sunmak için en son teknolojiyi ve sofistike tasarımı entegre eden olağanüstü ürünler içeriyor.

    İkinci nesil LG SIGNATURE serisi, kendine özgü minimalist estetiğini ve olağanüstü performansını yapay zeka odaklı özellikler ve sezgisel işlevsellik ile geliştiriyor. Bu yeni cihaz serisi, T-OLED kapı paneline sahip LG SIGNATURE Fransız Kapılı Buzdolabı, LG SIGNATURE Smart InstaView™ Ocak Üstü Mikrodalga ve Kızaklı Çift Fırınlı İndüksiyonlu Ocak, LG SIGNATURE Bulaşık Makinesi, LG SIGNATURE Yıkama ve Kurutma Makinesi ve LG SIGNATURE Çamaşır Makinesi ve Kurutucu çiftinden oluşuyor.

    36 inç Smart InstaView Fransız Kapılı Buzdolabı, sağ üst kapıya yerleştirilmiş dikkat çekici ve tamamen şeffaf T-OLED ekranı ile farklı bir mutfak deneyimi sunuyor. Bu çift amaçlı ekran, hem dijital dokunmatik arayüz hem de Dual InstaView paneli olarak hizmet vererek kullanıcıların buzdolabını rahatça yönetmesine ve kapıyı açmadan içindekileri görüntülemesine olanak tanıyor.

    LG SIGNATURE Ocak Üstü Mikrodalga ve Kızaklı Çift Fırınlı İndüksiyonlu Ocak, çok yönlü pişirme özellikleriyle mutfak deneyimini geliştiriyor. Mikrodalga, gerçek zamanlı pişirme izleme ve hızlandırılmış oluşturma için üç dahili kamera ile donatılmış durumda ve yemeklerin fırından masaya kadar olan yolculuklarını gözler önüne serebiliyor. Gourmet AI teknolojisi ile desteklenen indüksiyonlu ocak, malzemeleri tanımlıyor ve yararlı tarif önerileri sunuyor.