80’lerin başından 90’ların sonlarına kadar tüm dünyada hüküm sürmüş atari salonu konseptine özellikle ülkemizde rastlamak artık çok zor. Eskiden atari oyunları denince aklımıza evdeki sistemlerimize kıyasla görece daha yüksek grafik kalitesi gelirdi. Bu fark, bilgisayarların ve konsolların güçlenmesiyle kapandı. Son aşamada da bir dönemin “profesyonel” oyuncularına ev sahipliği yapan atari salonları, internet oyunculuğunun gelişmesiyle günümüzde işlevini hepten yitirmiş oldu. Ancak durum dünya genelinde sanıldığının aksine popülerliğini devam ettiriyor.
Atari ve Japonlar
İlk durağımız Japonya. Çünkü Japonya gerçekten de hiçbir dönem atari kültürünü geri plana atmadı. Japonlar atari salonlarına bayılıyor ve yapımcılar sırf oradaki pazara özgü oyun ve donanım geliştirmekten geri durmuyor. Özellikle Tokyo’nun neredeyse turistik bir noktası olan atari salonlarının temel özelliği 24 saat açık olması. Evet, canınız ne zaman çekerse gidip oyun oynamanız mümkün. Tabii 24 saat açık mekânların bazıları alkol ve sigarayı serbest bırakıyor. Böyle yerlere girmek için de yaş sınırı mevcut. Daha steril bir ortam tercih ediyorsanız ünlü yapımcı Namco’nun mekanı Namco Nakano’yu deneyebilirsiniz. Ancak her ne hikmetse Japonlar, salonda ağır bir duman ve koku olmazsa oyundan tam anlamıyla keyif almadıklarını dile getiriyorlar.
Star Wars Heyecanı!
2015 yılında sadece atari salonları için geliştirilen bir Star Wars oyunu olduğunu biliyor muydunuz? Battle Pod ismi verilen kabinde aslında bir nevi savaş gemisinin içine giriyoruz. Kabinde panoramik ekran, 5.1 ses sistemi, deri koltuklar, ismimize özel kredi ekranı ve çok havalı uçak kontrol sistemleri mevcut. Böyle bir sistemi evinize almak 40 bin dolardan başladığı için pek çoğumuz için uygun fiyatlı jeton seçeneği daha mantıklı olabilir.
Sanal Gerçeklik Oyun Deneyimi
Yeni nesil oyunlar dışında Super Potato gibi salonlar, 70’ler dahil olmak üzere jetonlu oyun kültürüne sahip çıkmaya devam ediyor. Yani böyle bir yerde istediğiniz saatte Ken veya Ryu ile dövüşmeniz mümkün! Mevcut alışkanlıklarınızın dışına çıkmak istediğinizde ise Joypolis isimli mekan karşınıza çıkıyor. Joypolis klasik oyunların dışında, sanal gerçeklikle zenginleştirilmiş 3D oyun deneyimi sunuyor. Bu sayede gerçek boyutlarda ama sanal ortamda karting yarışı yapmanız mümkün.
Dördüncü Boyut
ABD’ye geldiğimizde ise kısa bir süre önce haberini yaptığımız sinema dünyasından tanıdık bir sima ile karşılaşıyoruz. IMAX stüdyolarının geliştirdiği IMAX VR, sinema ve sanal gerçeklik deneyimini en üst seviyeye taşıyor. HTC Vive’ın dışında 210 derecelik açıya sahip StarVR’ın da kullanıldığı IMAX VR’lara kısa bir süre içerisinde koku filtreleri de eklenecek. Bu sayede dördüncü boyutun kapıları açılmış olacak. VR ve atari salonunu en çılgın şekilde birleştiren ülke ise Çin, 1.5 milyar dolar yatırım ile devasa bir lunapark inşa ediyor. Atari salonundan çok sanal gerçeklik şovu olarak nitelendirebileceğimiz parkın içinde 35’in üzerinde aktivite var. Dev bir robottan sanal olarak atlayabilir ya da uzay savaşlarına katılabilirsiniz.
Ülkemizde ise atari salonlarının yerine ne yazık ki örneklerde gördüğümüz yenilikler gelmedi. Sadece o dönemin anlayışının modern yansımaları sayabileceğimiz değişmeler yaşandı. Dönemin salonları zamanla PlayStation kafe olarak anılmaya başlandı. Buralarda uzun süreli futbol turnuvalarını tercih eden oyuncular eskiden salonlarından kalan sosyalleşme duygusunu da yaşıyorlar. Daha yenilikçi girişimciler ise sanal gerçekliğe yatırım yapıyorlar. Örneğin İstanbul Kadıköy’de yer alan ve bizzat deneyimlediğim VRStation’da takımlar halinde ya da bireysel olarak sanal gerçeklik oyunları oynayabiliyorsunuz. HTC Vive ve Sony PSVR makinelerden kurulu mekanda bilgili ve hoş sohbet yetkililerin olması da ayrı bir güzellik.
