Teknoloji gelişmelerine baktığınızda sıklıkla yapay zekaya dair haberler görüyorsunuz. Google, Microsoft gibi devler başta olmak üzere herkesin odağı bu konuda. Tabii ki yapay zeka haklı olarak çok önemli bir gündem başlığı. Çünkü hayatlarımıza direkt dokunan sağlıktan, iş dünyasına, eğitimden, lojistiğe birçok alanda yapay zeka öne çıkıyor. Ancak bazen bu konu kişisel olarak “kabak tadı” veriyor gibi geliyor. Dilerseniz fikirlerimi sıralayarak başlayayım.
Yapay zeka haberleri tekrara mı girdi?
Öncelikle yapay zeka konusunun anaakım medyada biraz hafife alındığını düşünüyorum. Şöyle ki, haberler genellikle biraz sığ oluyor. Artık her gün “Yapay zeka insanlığı ele geçirecek” minvalinde haberlere rastlıyoruz. Aynı şekilde yapay zekanın işsizliği tetikleyeceğine dair de açıklamalar görüyoruz. Fakat bunlar çok işlendiği için artık yeni bir söz söylemek gerekiyor. Yapay zeka köklü bir değişim getiriyor. Buna şüphe yok. Bu nedenle korkmadan, görmezden gelmeden, aklımızı kullanarak onu fırsata çevirmenin yollarını aramalıyız. Felaket tellallığı yaparak tıklama ve izleme peşinde koşmak biraz yüzeysel bir yaklaşım.
Pazarlama stratejilerinde “insan” dokunuşu
Şirketler promosyon çalışmalarında özellikle de pazarlama alanında yapay zekaya güveniyor. Bu çok doğru bir hareket ancak bazen kantarın topuzu kaçıyor. Müşteri deneyimini zengin hale getirmek ile müşteriyi “spam” ile boğmak bazen karışıyor. Örnek vermek gerekirse basit bir ürün aradığınızı düşünün. Diyelim ki powerbank ihtiyacınız var. Ufak bir arama yaptınız. Ardından e-ticaret siteleri peşinizi bırakmayacak. Daha doğrusu dizginlenmemiş yapay zekalı araçlar dört nala peşinizden koşacak. Gerekli gereksiz e-postalar, okuduğunuz bir yazının sağından solundan altından üstünden beliren powerbankler… Daha da ilginci ürünü satın alsanız bile yapay zeka destekli pazarlama ürünleri saldırısına maruz kalacaksınız. Telefonunuza bir SMS… “Şarjın kesilmesin, en yeni powerbankler burada…” Uygulamaların birinden bir uyarı: “Size özel powerbank seçenekleri…”
Ters tepen silah
Tabii ki bu işin biraz da nükteli hali. Fakat gerçekten birilerinin dijital pazarlama araçlarına daha fazla müdahele etmesi gerekiyor. Keyif kaçırmak istemiyorum ancak annesi ya da babası olmayan birine özel günlerde mesaj gitmesi sorunu çok tat kaçırıcı. Ya da bir afet anında gelen hepimizin hatırlayacağı otomatik fatura mesajları. Agresif pazarlama uğruna yapay zeka ters tepen bir silaha dönüşmesin.
Yapay zekanın sanatı bir yere kadar
“Orhan Gencebay Beatles üyesi olsaydı, albüm kapakları nasıl olurdu?” ya da “Armani Viktorya Dönemi’nde Kate Moss için bir giysi tasarlasa…” gibi bir sorunun yanıtını merak ediyor musunuz? Evet, fikir jimnastiği yapmak için fena başlangıç noktası değil. Gelgelelim bunları yapay zekanın cevaplamasını, resme ve fotoğrafa hatta müziğe dönüştürmesine sıkılıyorum. Tamam, eğlenceli bir yanı var ancak milyonlarca kişi sürekli olarak yapay zeka ile sanat üretimi peşinde olunca bir bayağılık ortaya çıkıyor. Açıkçası ben bir süredir bu tarz görsellerden bir hayli sıkılıyorum.
X Faktörü
Benim beklentim yapay zekanın daha derin taraflarıyla konuşulması. Etik konuların olgunlaşması. Bunların yanında yapay zekanın insan dokunuşu diye tabir edilen “X faktörünü” daha anlamlı hale getirmesini umuyorum. Aksi halde sıradan haberler ve yanlış kullanımıyla yapay zekanın içini boşaltıp rafa kaldırabiliriz. Ki o zaman hayatlarımız gerçekten sıkıcı olabilir. Benden uyarması.