Son uzay görevleri sayesinde Mars, Plüton gibi gezegenler hakkında bilgilerimiz artıyor. Diğer bir yandan, evrende ulaşabildiğimiz alan genişliyor ve yeni gezegenler ya da gezegenimsi uzay cisimleriyle karşılaşıyoruz. Peki Dünya dışında bir hayat gerçekten mümkün mü?
Kopenhag’daki Niels Bohr Enstitüsü’nde bir ekip, Titius-Bode Kanunu’nu kullanarak yaşam ihtimali olan gezegenlerin sayısını hesaplamaya çalıştılar. Mart ayındaki bu çalışmada kullanılan 250 yıllık denklem, yaşanabilir bölgeye sahip gezegenler olabileceğini gösteriyordu. Astronomlar yaşam bulunan gezegenlere Earth Analog (Analog Dünya) ya da Twin Earth (İkiz Dünya) adını veriyorlar.
Bilinen 1211 gezegen sisteminden, 482 tanesinde birden fazla gezegen bulunuyor ve insanlık 1918 gezegeni bulmuş, isimlendirmiş ve bunlar hakkında çeşitli verilere ulaşmış durumda. Bunların bazıları Dünya boyutunda, bazılarının Dünya gibi yörüngeleri var, bazıları da bir güneş etrafında dönüyorlar. Ancak üç kriteri de sağlayan tek bir gezegen bile bulunmadığını da söyleyelim.
İki yıldır süren bir başka çalışma ise Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Geoffrey March tarafından yürütülüyor. Yıldızların etrafında gezegenler olduğunu keşfeden ilk insanlardan olan Marcy, ekibiyle Kepler Teleskobu’nun topladığı verileri inceliyor. Bugüne dek 145 bin yıldızı aralıklı olarak izleyen teleskobun görevi, 2013’te güdüm sistemindeki ortaya çıkan bir arıza sebebiyle sonlandırıldı.
Marcy ve ekibi ise bu arızadan bugüne dek geçen iki yılda 42 bin yıldızı inceledi. Yıldızın yaydığı ışıktaki değişimi gözlemleyerek gezegenleri sayabilen ekip, 603 gezegeni bu yöntemle buldu. Bunlardan on tanesi aşağı yukarı Dünya büyüklüğündeydi ve Dünya’nın aldığı ışığa yakın miktar ışık alıyordu. Bu gezegenlerden hiçbirisi İkiz Dünya olacak potansiyeli taşımasa da, ellerindeki istatistikler Güneş’e benzeyen beş yıldızdan birinde İkiz Dünya oluşma potansiyeli olduğunu gösteriyordu.
Bu sayede, yörüngesinde Dünya’ya yakın bir gezegen bulunduran en yakın Güneş benzeri yldızın 12 ışık yılı uzakta olduğunu artık biliyoruz. Bunları sıralamak ve ayrıştırmak içinse astronomlar bir dünya benzerlik endeksi geliştirdiler. Earth Similarity Index (ESI) adlı bu endeks, gezegenin çapına, yoğunluğuna, kaçış hızına, yüzey ısısına bakarak Dünya ile karşılaştırıyor. Daha sonra 0 ile 1 arası bir not veriliyor. Bu ölçekte 1 demek, Dünya’nın tıpatıp aynısı demek.
Bu ölçeğe baktığımızda Dünya’ya en çok benzeyen yer, KOI-1686 adını taşıyan bir gezegen adayı. KOI (Kepler Object of Interest – Kepler Merak Konusu) adı gezegen adaylarına veriliyor, daha sonra onaylandığında, asıl isimlerine kavuşuyorlar. KOI-1686’nın çapı Dünya’nın 1,33 katı. Aydınlık bir kızıl cüce yıldızın yörüngesinde olsa da, yüzeydeki suyu sıvı olarak tutabilecek ısı ona ulaşıyor.
Her şey hesaplandığında ESI puanı 0,89 çıkıyor. Kendi yıldız sistemimize baktığımızda, Mars’ın ESI puanı ise sadece 0,69. Yani bu gezegen Mars’tan daha yüksek bir yaşam ihtimali taşıyor. Ancak, gezegen üzerinde ikinci bir gözlem imkanı olmadı. Sadece gözlemleyebilmek için dahi teknolojimizin gelişmesini beklemek zorundayız.
Bunun için çalışmalar sürüyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) CHEOPS adlı bir çalışma hazırlıyor. 2017 yılında başlanacak çalışma, yakındaki yıldız sistemlerini inceleyerek bunlar hakkında daha fazla bilgiye erişim sağlayacak. NASA da, TESS adlı bir sistemi yine 2017’de devreye alacak. Dört adet geniş açılı teleskopla, gökteki yarım milyona yakın yıldız bu sistem sayesinde incelenebilecek. TESS’in 1000 ila 10.000 gezegen bulması bekleniyor.
Gelelim bilinen gezegenler arasında yaşam ihtimali olanlara…
Kepler-438b
Bu yılın ocak ayında onaylanan gezegenin kaya kaplı bir yüzeyi olduğu tahmin ediliyor. Çapı ise Dünya’nın 1,12 katı. 470 ışık yılı uzaktaki gezegen, her 35,2 günde bir kızıl cüce yıldız etrafında yörüngesini tamamlıyor. Bu yıldız Güneş kadar sıcak olmasa da, Dünya’nın Güneş’e olduğundan daha yakın olduğundan, Dünya’nın elde ettiğinden 1,38 kat daha fazla güneş enerjisi elde edebiliyor.
Kepler-442b
Dünya’dan 1120 ışık yılı uzaktaki Kepler-442b’nin çapı da Dünya’nın 1,34 katı. Yıldızı 438b’de olduğu gibi Güneş’ten soğuk, mesafesi de bizimkinden fazla olduğundan güneş enerjimizin sadece 0,66 katını alabiliyor. Kepler-442b’nin yörüngeyi tamamlama süresi de 112 gün.
Kepler-186f
Geçtiğimiz yılın nisan ayında duyurulan Kepler-186f, Dünya’ya en yakın eş olabilir. Şimdiden bazı yazılarda Dünya 2.0 olarak adlandırılsa da, aslında çok da benzerlik taşımıyor. Çapı Dünya’nın 1,1 katı, yıldızı Güneş’ten daha sıcak ama Kepler-186f gezegenimizin aldığı güneş enerjisinin üçte birini alıyor. Bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunan Dünya’ya en yakın büyüklükteki gezegen olma özelliğini taşıyor.
Kepler-62f
Kepler-62 yıldızının yörüngesindeki beş gezegenden en dıştaki olan 62f, Dünya’nın 1,4 katı çapa sahip. Güneş enerjimizin 0,41 katına erişebilse de, ağırlığı bir yerçekimi etkisi yaratarak daha kalın bir atmosfer ortaya çıkartıyor. Bu da hayata sebep olabilecek bir sera etkisi anlamına geliyor.
Kepler-62e
Kepler-62f’in kardeş dünyası olarak adlandırılan gezegen, bir yıldızın yaşanabilir bölgesinin iç ucunda bulunuyor. Bu yüzden Dünya’dan daha fazla güneş enerjisine erişebiliyor. Kepler-62’nin etrafında iki gezegenin birden bu listeye girmesi, ABD’de meclisteki bir oturumda “Başka bir Dünya mı buluyoruz?” minvalinde bir konuşmaya da sebep oldu.