Yüksek üretim kapasitesi ile dünya ekonomisinde yeni bir akım başlatan Çin, gözünü uzaya dikiyor. Zaten uzun zamandır teknoloji alanında yeni markalar ile gündem yaratan ülkenin bu hareketi sürpriz değil. Son olarak Çin, Tiangong uzay istasyonuna yeni bir mürettebat gönderdi. Uzay Yarışı böylece başka bir boyuta geçti. Bu olay, taraflı tarafsız herkes tarafından büyük bir takdirle karşılandı. Shenzhou-15 isimli uzay aracı, istasyondaki ilk mürettebat rotasyonunu gerçekleştirdi. Bu gerçekten büyük bir olay. Çünkü görevlerin sürdürülebilirliği açısından rotasyon başarısı büyük önem taşıyor. Sonuç olarak Haziran ayında Shenzhou-14 ile gelen üç astronotla yer değiştirdi. Yeni mürettebat, tıbbi ve diğer bilimsel araştırmaları yürütmek üzere yörüngedeki platformda altı ay görev yapacak.
Çin ile kızışan Uzay Yarışı
Pekin, rotasyon görevi ile uzayda baskın güç olmak için resmen ABD’ye meydan okuyor. Devlete bağlı Çin Havacılık Bilimi ve Teknoloji (CASC) kuruluşu uzay programına yoğun mesai harcıyor. CASC ilk olarak 2013 yılında Başkan Xi Jinping’in göreve gelmesinden sonra Ay’a bir araç indirdi. CASC başarının ardından beş yıl içerisinde büyük bir güç haline gelme hedefini koydu. Bunu takiben 2021 yılında yörüngede Tiangong istasyonu kuruldu. Bu görev doğrultusunda 10’dan fazla uçuş gerçekleşti. CASC, Tiangong istasyonunun yaklaşık on yıl boyunca alçak Dünya yörüngesinde çalışmasını planlıyor.
ABD programdan endişeli
Çin COVID kısıtlamalarına karşı kutlamalar gerçekleştirirken ABD endişelerini dile getirmekten geri durmuyor. “Pekin, ABD’ye yetişmek veya onu geçmek için çalışıyor. Çin, Washington’un uzay liderliğinden kazandığı askeri, ekonomik ve prestij faydalarının peşinde yeni yetenekler geliştirmek istiyor.” Bu ifadeler ABD’nin tehdit değerlendirme raporunda yer alıyor.
Pekin’in iddiası Tiangong’u Dünya’da zor olacak bilimsel deneyler için kullanmak yönünde. Ancak savunma analistleri uzay emelleriyle birlikte daha modern, bir ordu inşa etmek riskinin altını çiziyor. Çünkü Çin artık bir savaşı Uzay’dan kontrol edebilecek teknoloji, donanım ve bilgi birikimine sahip. Hatta uyduların, gözetleme ve hassas veri ihlali gibi amaçlarla kullanılması da söz konusu olabilir. Tayvan’daki Çin İleri Politika Çalışmaları Konseyi genel sekreteri Andrew Yang da endişeli. Ona göre Çin uzay teknolojisi ile birden fazla füze türüne sahip oldu. Bu füzeler hava saldırıları düzenlerse sanırız kimse şaşırmayacaktır. Amerikalı bir araştırmacı Richard Bitzinger’a göre, Çin’in asıl hedefi düşman denizaltılarını uzaydan tespit etmek. “Uzayın askeri kullanımları oldukça açık,” diyor Bitzinger. “Halk Kurtuluş Ordusu’nun gelecek vizyonu uzay çalışmalarında. (thewodlife.com.au) ”
Çin uzayda rakipsiz hale mi gelecek?
Tüm bu gelişmeler ışığında Uzay Yarışı’nın yeni bir boyut kazandığını görüyoruz. Bugüne kadar ABD yarışta kendini rakipsiz hissediyordu. Sonuçta da son yıllarda uzay programlarında bir rehavet vardı. Çin, bunu fırsat bilerek agresif politikalarla arayı kapatıyor. Büyüme o kadar hızlı ki birçok ülke Çin’i uzayda tehdit olarak görüyor. Tabii bu durumda akıllara şu soru geliyor. ABD, Hindistan gibi uzaya yatırım yapan ülkeler birer tehdit değil mi? Bu ülkelerin amacı sadece savunma ve bilim mi? Öyle bile olsa Çin, Uzay Yarışı ile askeri operasyonların en çok anıldığı ülke olarak ayrı bir konumda. Sonuç olarak askeri anlamda Çin, ABD’yi geçerek uzayda rakipsiz hale gelmenin sinyallerini veriyor.