İnsanoğlu var olduğu günden bugüne dek bir gözünü hep göklerdeydi. Güneş’i, Ay’ı gözlemleyen insanlık, gece, gündüz, yağmur, kar gibi doğa olaylarıyla Uzay’daki konumumuz arasında bağlar kurmaya başladı. Bunun üzerine uygarlıklar gelişmeye başladı. Çünkü yıldızlar aslında gelişmiş medeniyetlerin yolunu aydınlatan ışıklardı. Uzay turizmi o zamanlar sadece tanrıların muktedir olduğu bir güçtü.
Uzay Turizmi Yeni bir Boyut
1969 yılı… Dönemin ABD Başkanı Nixon’ın talimatı NASA’yı hareketlendiriyor: 1970 yılı olmadan Ay’a çıkılacak. Komplo teorilerinin aksine gerçekten bu kehanet gerçekleşiyor. Ardından Ruslar da Uzay görevlerinde atağa geçiyor. Fakat sonra bir anda ne oluyorsa Uzay konusu rafa kalkıyor. Görevlerin arkası gelmiyor. NASA, bu işin çok maliyetli olduğunu söylüyor. Nixon’dan sonra gelen Gerald Ford ve Jimmy Carter daha çok Vietnam Savaşı ile uğraşıyor. Uzay, bir zamanlar “süper güç” olduğunu ispat etmenin tek yoluydu. Ancak şimdi eski şaşalı günlerini aratan yıldız bir oyuncu olarak kulübede oturuyor. Ta ki günümüze dek…
Yeni isimler
Devletlerin Uzay’a karşı ilgisi kaybolmuş olabilir. Fakat bu açığı son yıllarda özel şirketler kapatıyor. Girişimci, yatırımcı ve milyarder olarak tanınan Richard Branson, Virgin Group’un sahibi. 400’den fazla şirketi kontrol eden Virgin Group, özellikle havacılık alanında inovasyonlar peşinde. Branson, özel bir uçakla Temmuz ayında deniz seviyesinin yaklaşık 80 km üzerine çıkmayı başardı. Uzay turizmi açısından yıllardır görünen en somut adım da bu oldu. Elbette Branson, birkaç defa aksilikler yaşadı. Ancak 71 yaşındaki maceracı pes etmedi ve mühendislerle uçağın tasarımını geliştirdi. Başarılı uçuşun ardından Uzay uçuşu için bilet satışları başladı. 450 bin dolar ödeyenler, plandan şaşılmazsa göre en geç 2023 yılında Uzay’a çıkabilecekler.
Neden Uzay?
Yatırımcılar açısından Uzay, hâlâ çok prestijli bir yatırım. Bu alanda yapılan her yenilik kamuoyunda büyük yankı buluyor. Uzay’a yatırım yapan tüm kurumlar hisse değerlerini yükseltiyorlar. Ayrıca iklim krizi, deprem, sel ve orman yangınları gibi afetler yakamızı bırakmıyor. Bir grup insan da bu olaylar nedeniyle gezegenimizden umudunu kesiyor. İşte Uzay yatırımları, bir anlamda yaşanabilir yeni bir gezegen bulma olasılığını da gündeme getiriyor. Belki de bugün doğan çocuklar yaşamlarına başka bir gezegende devam edecekler. Elon Musk da insanoğlunun birçok gezegene yayılarak hayatta kalma şansını yükseltmesi gerektiğini dile getiriyor. Diğer taraftan Uzay Madenciliği konusu da gündemde. Bir grup araştırmacıya göre Uzay Turizmi, aslında gök taşlarındaki madenleri yakalayıp Dünya’ya getirmenin görünen yüzü. Robotik alanındaki gelişmeler ve yapay zekanın da Uzay Madenciliği için kullanılması söz konusu. Uzay Turizmi yeni bir coğrafi keşfe mi yoksa elit bir tabakanın oluşmasına yelken açacak? Bekleyip göreceğiz.
Küresel bir politika
Yalnız özel şirketlerin Uzay konusuna bu denli yatırım yapmalarına farklı bir gözle bakmak gerekiyor. Elbette ticari amaçla Uzay’a yaklaştıkları için yeni bir dünya bulmayı bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilir. Örneğin, Mars’ta koloni kurma iddiasıyla yola çıkan Elon Musk, bugün Uzay’da reklam işine giriyor. CubeSat isimli özel bir uydu Uzay’dan yayın yapacak bir reklam paneli olarak tasarlanıyor. Tabii ki rekabet ve ticari hedefler önemli. Ancak reklam kokan hareketlerle ulvi bir hedef olan gökler ticari bir zemin haline gelmemeli. Bunun için de fazlasıyla özel sektöre devredilen Uzay turizmi ve macerası, küresel bir politika haline gelmeli. Yoksa kölelik, ırkçılık, adaletsizlik gibi sayısız hatalarımızı başka gezegenlerde tekrarlamaya devam ederiz. Bu arada konu ilginiz çektiyse sizi bu adrese davet ediyorum. Geçtiğimiz yıllarda Uzay üzerine yazmış olduğum yazıları okuyabilirsiniz.
