Naughty Dog’un baş tacı olan Uncharted serisinin, Nathan Drake’den sonra nasıl devam edeceği büyük bir soru işaretiydi. Aralık ayında Naughty Dog’un sürpriz bir şekilde yaptığı duyuru her şeyi değiştirdi ve Uncharted’ın Nathan Drake içermeyen ilk oyunu olacak olan The Lost Legacy ile tanıştık. Uncharted 4: A Thief’s End’in sonunda hazine avcılığından emekli olan Nathan’nın yerini, Uncharted 2’deki Chloe Frazer ve Uncharted 4’den tanıdığımız paralı asker Nadine Ross dolduracak.
Önce biraz oyunun kilit karakteri olan Chloe’den bahsedelim. Baba tarafından Hindistanlı, anne tarafından Avustralyalı olan Chloe, tıpkı Nathan Drake gibi bir hazine avcısıdır. Hatırlarsanız eğer, Uncharted 2’de de Chloe ve Nathan arasında da romantik bir ilişki vardı. Chloe’nin arkeolog olan babası, Hindistan hazineleri ile kafayı bozmuştur ancak bu takıntısı aynı zamanda hayatına mâl olmuştur. Daha çok küçük bir yaşta babasını kaybeden Chloe, onun yolundan gidiyor ancak arkeolog olarak değil hazine avcısı olarak. Hindistan’ın gelmiş geçmiş en değerli hazinesi olan ve saf gücü temsil eden Ganesha’nın dişini ömrü boyunca arayan babası, bu arayışında başarısız oluyor. Bu yüzden Chloe için bu hazineyi bulmanın biraz da takıntı haline geldiğini söyleyebiliriz.
Hint mitolojisinden tanıdığımız Ganesha, tanrıça Shiva’nın oğludur. İnanca göre bereket, zenginlik ve şans tanrısı olan Ganesha, heykellerde ve resimlerde dikkatlice incelerseniz sağ dişi kırılmış dutumdadır. Mitolojide öfkeyi temsil eden Parashurama ile yaptığı savaşta dişini kaybeden Ganesha, bu dişi yeryüzünde bırakır. Hindistan’da tarih boyunca bulunan tüm krallıkların en değerli hazinesi olan bu diş, Perslerin Hindistan’a yaptığı saldırılar sonucu saklanır ve tarihe karışır.
Hint kültürünü ve mitolojisini, oyuna çok başarılı bir şekilde işleyen Naughty Dog, muazzam bir atmosfer yaratmış. Birden çok antik tapınağın yer verildiği bu harita Uncharted 4’de mevcut olan Madagaskar ve Libertalia haritalarının güzel bir karışımı gibi duruyor. Yapı olarak doğal olarak Uncharted 4’e benzeyen Kayıp Miras, eski oyunun cilalanmış hali diyebiliriz.
Sinematik hikaye anlatımında her zaman öncü olmuş olan Naughty Dog, Kayıp Miras’da da bu geleneğini sürdürüyor. Oyuna güzel bir şekilde entegre edilmiş olan sinematikler, oyundan hiç düşmemenizi sağlıyor. Aksiyon dolu serüvenimizde aynı zamanda Chloe ve Nadine arasında doğan yeni bir arkadaşlığı görüyoruz. İlk başlarda ikili arasında patlak veren bazı sorunlardan sonra, yeni bir ortaklığın ve arkadaşlığın doğuşunu izliyoruz. Naughty Dog’un bir diğer oyunu olan The Last of Us’da ki Joel ve Ellie gibi dinamik bir ikili oluşturan Chloe ve Nadine, dövüşürken bile birbirlerine yardım ediyorlar. Nathan’ın kullandığı kaba kuvvetten farklı olarak rakiplerini birlikte pataklayan ikili, çok iyi bir ekip olmuş.
Hikayesi 5-6 saat civarı süren Kayıp Miras, kısa olmasına rağmen oyunun içini aksiyon ile dolduruyor. İlk başta Uncharted 4’e DLC olarak duyurulan oyun, sonra potansiyeli fark edilip standalone bir yapıma dönüşmüş. Bu yüzden bu süre gayet makul. “Bana yetmez” diyorsanız da oyunun içerisinde Uncharted 4’de olduğu gibi çoklu oyuncu modu bulunmakta, burada kaldığınız yerden devam edip, hünerlerinizi diğer oyunculara karşı sergileyebilirsiniz.
Oyunun %100 Türkçe olması, Kayıp Miras’ın öne çıkan bir diğer özelliklerinden. Türkiye’de büyük bir hayran kitlesi olan Uncharted serisi, eski oyunlarda olduğu gibi yoluna Türkçe dil desteği ile devam ediyor.
Sonuç olarak Kayıp Miras, Nathan Drake’siz bir Uncharted oyunu olacağının yaşayan kanıtı. Uncharted severlerin kesinlikle denemesi gereken bir oyun. Naughty Dog’un tecrübesini konuşturduğu yapım, diğer başarılı oyunları gibi PlayStation severlerle buluşuyor.