Ubisoft’un 2016 yılında New York’ta başlattığı Tom Clancy’s The Division macerası, bu sefer zorlu yolculuklarıyla Washington DC’ye kadar uzanıyor. Tom Clancy’s The Division 2’de ABD bir virüs tarafından perişan edilmiş ve toplum çökmüştür. Hayatta kalan insanlar çeşitli eğilimlere bağlı olarak gruplaşmışlardır. Bir noktada kontrol çıkan grupları kontrol altına almak adına Division ajanları, harekete geçer.
Oyunda yer alan seviye sistemi ana hikaye tamamlandığında 30’da bitiyor, ancak rakamlar sizi kandırmasın. Zira The Division 2, aslında sağ gösterip sol vuran yapımlardan. Oyundaki asıl zorluk derecesi 25 saatin sonunda, ana hikaye tamamlandıktan sonra artıyor ve aksiyonu, çok daha net hissediyorsunuz. Bu nokta, sürpriz olsun. The Division 2, ilk oyundaki gibi çokça silah ve zırh çeşitliliğine sahip. Drone, hive derken çeşitli teknolojiyle bağlantılı yeteneklerimiz, karakterimizi daha da güçlü hale getiriyor.
Daha da önemlisi bu tekno güzellikleri, ana üste dilediğimiz zaman değiştirip, farklı özellikleriyle daha etkili hale gelmelerini sağlayabiliyoruz. Silah çeşitliliğin oldukça fazla olması, oynanış kısmında taktiksel olarak değişiklikler yapabilmemizi sağlıyor. Kimi zaman pompalı tüfek ile yakından düşmana saldırırken, kimi zaman drone’umuzla dikkatini dağıtabiliyoruz. Aksiyon kısmında oynanışı şekillendirmek, tamamen bizim elimizde. Aksiyon demişken; ana görevler ve yan görevlerin yanında oyunun haritasında duraksamak neredeyse imkansız. Kontrol noktalarını ele geçirmek, yerleşim alanlarını geliştirmek, ele geçirdiğimiz kontrol noktalarının yemek ve su gibi ihtiyaçlarını karşılamak, haritanın rastgele noktalarına düşen yardım paketlerine düşmandan önce ulaşmak, yardım konvoylarına saldırmak veya savunmak gibi çok fazla oynanış deneyimi bizi bekliyor.
Ayrıca yerleşim alanlarında bizden istenen çeşitli proje görevlerini tamamladığımızda farklı ödüllere sahip oluyoruz. The Division 2, sürekli gelişmemizi ve bilinmeyen çok çeşitli metro girişleri, alt geçitler, ara sokaklar derken keşfedilmeyi bekleyen birçok içerikle dolu. Hikaye kısmında görevlerden fazlasını yapmak ve çeşitli ses dosyalarını, videoları elden geçirmek gerekiyor. Oyunun eşya sisteminde silahlarımız gibi zırhlarımızı da modlayabiliyoruz. Modlama kısmı ve daha güçlü eşyalar dışında kozmetik anlamda da karakterimizi süslemek mümkün.
Division 2 dünyası ayrıca, sistematik olarak erişilebilen ve yüksek kalitede ekipman imkanı vaat eden, ancak normal açık dünyanın ötesinde daha fazla risk teşkil eden üç ayrı Dark Zone alanına sahip. Kısacası The Division 2 muazzam manzaraları, etkileyici atmosferi, gaza getiren enfes müzik seçimleri, tatmin edici oynanış mekaniği derken zamanınızı ve paranızı hak eden oyunlardan. Türünü seviyorsanız ve ilk oyunu da oynayıp beğendiyseniz, ikincisine muhtemelen bayılacaksınız.