Öncelikle RAM’in ne olduğunu bir hatırlayalım. RAM (veya Rastgele Erişimli Bellek / Random Access Memory) verilerinizi geçici olarak hatırlamaktan sorumlu yüksek hızlı bir depolama bileşeni. Bu, verilerin kalıcı olarak depolandığı dahili depolama alanınızdan farklı bir yapı. RAM, uzun süreli depolama için kullanılan eMMC veya UFS 3.1 depolamadan çok daha hızlı bir yapıya sahip. Temel olarak, dahili depolama resim ve video gibi verileri depolarken, RAM hangi uygulamaları açtığınızı ve en son açtığınızda ne yaptığınızı hatırlamakla görevli.
Bu görevi yerine getirerek RAM, uygulamaları olabildiğince hızlı yüklemenizi sağlıyor. Bir uygulamayı her açtığınızda, RAM’de depolanır ve hızlı bir şekilde erişilmesini sağlar. Yani teknik olarak daha fazla RAM, arka planda daha fazla sayıda uygulamaya sahip olmanızı ve bunları minimum gecikme ile hızlı bir şekilde yeniden açmanız anlamına geliyor.
Sanal RAM kavramı ise cihazınızda fiziksel olarak bulunmayan (normal RAM gibi), ancak gerektiğinde kullanıma giren RAM’i ifade eder. Sanal RAM, gerektiğinde ekstra RAM sağlamak için geliştirilen özel bir teknoloji, ancak bunu fiziksel olarak daha fazla RAM eklemeden yapabiliyor. Peki bu nasıl mümkün oluyor? Elbette yerleşik depolama alanını RAM olarak kullanarak!
Sanal RAM Android cihazlarda nasıl çalışıyor?
Sanal RAM ana depolama alanınızdan belirli bir miktar alan ayırıyor. Yani 4GB, 6GB, vb. Ancak Sanal RAM’in işleyişini tam olarak anlamak için öncelikle Android’de bellek yönetiminin nasıl çalıştığını anlamak gerekiyor.
Bir Android cihaz üç tür bellekle donatılır: RAM (LPDDR4, LPDDR4x), dahili depolama (eMMC veya UFS) ve zRAM. İkincisi temel olarak RAM’inizin içinde arka planda çalışan düşük öncelikli sıkıştırılmış verileri depolayan bir bölüm. Bu, ön planda çalışan uygulamalara RAM’inizde yer açmak için yapılır.
Android, bellek yönetimi için sayfalama adı verilen bir işlem kullanır. Sayfalama işleminde RAM, “sayfa” adı verilen ve çoğunlukla her biri yaklaşık 4KB olan küçük parçalara bölünür. Kullanılan RAM miktarı, boş veya aktif olarak kullanılan sayfaların sayısına göre belirlenir. Android’de bu bilgiyi son uygulamalar altında görürsünüz.
Sayfalar iki türde tanımlanır: “temiz sayfalar” ve “kirli sayfalar”. Kirli sayfalar değiştirilmiş bir kopya tutarken, temiz sayfalar depolama alanına kaydedilen verilerin değiştirilmemiş bir kopyasına sahip. Değiştirilmemiş bir kopya değişmeyen statik bir veriyken, değiştirilmiş bir kopya her an değişen dinamik bir veri. Android, kaynaklara erişime ihtiyaç duymadıklarında temiz sayfalardan kurtulabilir ve RAM’de yer açabilir.
Bu kulağa karmaşık geliyor, ancak bazı gerçek hayat örnekleriyle anlamak daha kolay. Facebook, Twitter ve Reddit gibi uygulamalar temiz sayfalar kullanır ve arka plana yerleştirildiklerinde statik kalma eğilimindedir. Örneğin, Facebook’u başlattığınızda ve daha sonra Twitter’a geçtiğinizde, Facebook telefonunuzun RAM’inde saklanır, ancak arka planda yenilenmez. Yani Facebook’a tekrar döndüğünüzde, yenilenmeden önce kaldığınız zaman akışını gösterir.
Öte yandan, müzik akışı uygulamaları ve YouTube kirli sayfaları kullanır, bu nedenle uygulama açık olmasa bile çalışmaya devam eder. Bu nedenle, bu uygulamalar RAM’i dinamik olarak kullanır ve kapatılamaz. Böylece alandan tasarruf etmek için bu uygulamalar sıkıştırılır ve zRAM’e gönderilir, böylece uygulamanın arka planda açık kalması sağlanır.
Sanal RAM, zRAM gibi davranan bir takas bölümü oluşturarak cihazınızdaki dahili depolama alanını kullanır. Bütçe dostu telefonlar tahmin edebileceğiniz gibi sınırlı miktarda RAM ile beraber gelir, bu nedenle üreticiler RAM’i sanal olarak genişletmek için bu tekniği kullanır. Bu özelliğin cihazda bulunan fiziksel RAM’i artırmadığını belirtmek gerekiyor. Yani Sanal RAM özelliğini açsanız bile fiziksel RAM miktarı aynıdır, değişmez.
Sanal RAM telefonunuz için faydalı mı?
Sanal RAM özelliği telefonunuzda daha fazla uygulama çalıştırmanıza olanak tanıyor, ancak amiral gemisi akıllı telefonlarda pek görmeyiz ve öne çıkan bir özellik de değildir. Neden mi? Çünkü bu şekilde depolama alanından yararlanmak, başlangıçta sınırlı miktarda RAM’e sahip olan giriş seviyesi bir cihazda en mantıklısı. bellevuehealthcare Üst düzey Android cihazlar artık 12GB ya da 16GB RAM ile geliyorlar, ki bu zaten muazzam bir RAM miktarı oluyor. Ddolayısıyla bu özelliğin amiral telefonlarda bir fark yaratma olasılığı daha düşük.
Şimdi pek konuşulmayan, ancak sanal RAM’in telefonunuzda yarattığı minik tahribata değinelim. Bu özelliğin sürekli okuma ve yazmayı içerdiğini belirtmek gerekiyor ve bu da sınırlı okuma ve yazma döngülerine sahip oldukları için dahili hafızalar nazarında iyi bir şey değil. Dolayısıyla, Sanal RAM için dahili depolamanın sık kullanımı depolama alanınızın ömrünü kısaltıyor.
Sanal RAM özelliklerini neden şimdi telefonlarda görüyoruz?
Sanal RAM aslında yeni bir kavram değil ve bir süredir hayatımızda. Hatta sadece akıllı telefonlarda değil, bilgisayarlarda da bu özellik yerleşik olarak geliyor ve eskiden bu özelliğe izin veren yalnızca root’lu akıllı telefonlardı. Ancak son zamanlarda üreticilerin bu özelliğin yerleşik olduğu telefonlar göndermeye başladığını görüyoruz. Bunun nedeni muhtemelen uygulamaların bugünlerde çok daha büyük olması ve RAM dahil daha fazla kaynak kullanması. Dolayısıyla bu özellik, akıllı telefona daha fazla fiziksel RAM eklemeye gerek kalmadan (maliyet avantajı ile birlikte) kullanıcılara daha fazla RAM sağlıyor.
Peki, bu iyi bir şey mi? Pek sayılmaz, çünkü bu özellik dahili depolama ömrü söz konusu olduğunda yarardan çok zarar getirebilir. Android geliştirici sayfasında vurgulandığı üzere, Google’ın bu özellikten bu kadar uzun süre kaçınmasının önemli bir nedeni de budur. “Android’de depolama alanı, diğer Linux uygulamalarında olduğu gibi takas alanı için kullanılmaz çünkü sık yazma işlemi bu belleğin yıpranmasına ve depolama ortamının ömrünün kısalmasına neden olabilir.