Teknoloji ve toplum arasındaki etkileşim her geçen gün hızla ilerliyor. Yapay zeka, robotik gibi alanlardaki yenilikler derhal hayatımızın bir parçası haline geliyor. Verimliliği artıran akıllı çözümler iş yaşamını ve stratejik kararları derinden etkiliyor. Son yıllarda tüm ülkelerde eleştirilen ve revize edilen eğitim sistemi de bu değişimden nasibini alıyor. Eğitim güncelleniyor çünkü teknoloji ile başka bir boyuta varan sosyal ve profesyonel yaşam yeniden oluşuyor. İşte STEM eğitimi de öğretime yönelik çok disiplinli bir yaklaşım ile günceli yakalamayı hedefliyor.
STEM ile “Yarının işlerine” bugünden hazırlık
Öncelikle kelime anlamı olarak STEM’i inceleyelim. Sözcük, Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik dallarının İngilizce hallerinin başharflerinden oluşuyor. Özünde STEM, dört disiplin bir potata eritiyor ve disiplinler arası bir felsefe sunuyor. STEM eğitim yaklaşımı ile sıklıkla geleceğin mesleklerine hazırlık vurgusu yapılıyor. Bugün özellikle ABD’de teknoloji firmaları STEM geçmişi olan öğrencileri tercih ediyor. 2019 yılında Trump, 578 milyon doları STEM’e teşvik için ayırmıştı. Bu önemli bir ilkti. Zira Biden yönetimi de eğitim reformları içerisinde öğrencileri STEM’e yönlendirmek için bütçeyi artırıyor. Bu yatırımların asıl nedeni ise gelecekte çalışanlar arasında işbirliğinin önem kazanması. Kurumlar gelecekte çalışanlarından ortak çalışma ve işbirliği sayesinde dinamik çözümler geliştirmesini bekliyor.
Günümüzdeki tek bir alanda profesyonelleşme yerine, daha geçişken bir çalışma becerisi geliştirmek için STEM önemli. Çünkü akademik ve teorik geleneksel eğitime göre yeni sistem daha pratik. Bu eğitimi alan öğrencilerde ise kalıpların dışında düşünme becerisi öne çıkıyor. Din, dil, ırk gibi farklılıklar yerine öğrenciler birbirlerini bilgi alışverişi yapabilecekleri bir kaynak olarak görüyorlar.
Renkli ve hayatın içinden projeler
STEM genellikle ilkokul hatta okul öncesi dönemde başlıyor. Çocuklar küçük yaşta gerçek dünya sorunlarına çözümler arıyorlar. Örneğin sağlıklı diyet menüsü hazırlamak yaygın bir örnek. Kalori değeri ve tüketimi gibi değerleri göz önünde bulunduran çocuklar düzgün beslenmeyle tanışıyorlar. Dersler daha sonra adım adım karmaşık hale geliyor. Zamanla uygulamalar çokgenlerden, alternatif enerjilere, akıllı bina üretiminden kodlamaya genişliyor. İleri seviyede ise genetik ve veri analizi gibi ileri dersler yer alıyor. Bu nedenle gerek donanım gerekse yazılım açısından sınıflarda ciddi bir teknolojik sıçrama söz konusu.
Kaygılar ve dikkat edilmesi gereken noktalar
STEM hiç şüphesiz son dönemde eğitimle ilgili en popüler anahtar kelime. Sistemin odaklandığı disiplinler Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik. Yani daha çok sayısal alanlar. Bu nedenle STEM eğitimini benimseyen kurumların sosyal bilimler ve sanatı asla ihmal etmemesi gerekiyor. Aksi halde çok iyi robot yapan, kod yazan ama toplumu okuyamayan “sayısal” bir nesille karşılaşabiliriz. Öğrenci çekmek için gerekli altyapıya sahip olmadan STEM’i “pazarlayan” kurumlara da dikkat etmek gerek. Ülkemizde özellikle eğitim alanında ne yazık ki göstermelik ya da dostlar alışverişte görsün anlayışı hakim. Bu yüzden STEM’i yeni bir trende kurban etmek yerine onu doğru bir şekilde eğitime dahil etmek gerekiyor. Bu da eğitim kurumları kadar eğitim politikası alanına giriyor.