Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren “Barbie” filmi, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir ilgiyle karşılandı. Margot Robbie ve Ryan Gosling’in başrollerini üstlendiği film, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Kullanıcılar, yapay zeka teknolojisi sayesinde kendilerini Barbie veya Ken gibi karakterlere dönüştürerek eğlenceli paylaşımlar yapıyor. Özellikle Instagram ve TikTok gibi görsel ağırlıklı platformlarda, Barbie filmine atıfta bulunan etiketler ve içerikler hızla yayıldı. Kullanıcılar, yapay zeka filtreleri kullanarak Barbie’nin eşsiz tarzını ve estetiğini yakalamaya çalışıyor. Bu trend, gençler arasında büyük ilgi gördü ve kısa sürede viral bir akım haline geldi. Bu hafta Barbie filminin sosyal medyadaki etkileri ve Barbie modası hakkında merak edilenleri masaya yatırıyoruz.
Yılın rengi “Barbie pembesi”
Bugünlerde her yer pespembe! Barbie pembesi hayatımızı resmen işgal etmiş durumda. Filmin reklam çalışmalarının aşırı olması ve özellikle Oppenheimer ile olan kapışması gündemimizi hala meşgul ediyor. Barbie’nin simgesel pembe rengi, zarif kıyafetleri ve mükemmel görünümü, moda ve güzellik alanındaki paylaşımlarda da göze çarpıyor. Moda markaları, Barbie temalı koleksiyonlar ve ürünlerle bu akıma destek vererek, sosyal medya kullanıcılarının ilgisini çekmeye çalışıyor.
Film, moda ve sanat dünyasından ünlü isimlerin yanı sıra milyonlarca takipçisi olan influencer’ların da dikkatini çekti. Pembe tonların hakim olduğu kıyafetlerle Barbie’nin karakteristik pozlarını taklit eden ünlüler, sosyal medya platformlarında filmin popülaritesini artırmak için paylaşımlar yapmaya devam ediyor.
İdeal güzelliğinin sembolü Barbie
Barbie, 90’lı yılların ortalarından 2000’lerin başına kadar uzanan dönemin çocukları, özellikle de kız çocukları için bir idol olmuştu. Barbie’nin eşsiz dünyası, yeni bir jenerasyonun da ilgisini çekerek, nostalji ve heyecan dolu anıları yeniden canlandırdı. Barbie’nin geri dönüşü, marka işbirlikleri ve yaratıcı pazarlama kampanyalarıyla desteklenerek, büyük bir beklenti ve merakla karşılandı. Filmi henüz izlemesem de, her yerde karşıma çıkan sosyal medya paylaşımları bugünlerde yüzümü güldürmeye yetiyor.
Gerçekte Barbie filmi, yalnızca bir çocuk filmi değil, daha derin anlamlar barındıran bir yapım olarak öne çıkıyor. Yönetmen Greta Gerwig’in liderliğindeki bu film, Barbie’nin sembolik anlamını ve uzun süredir süregelen kültürel tartışmaları ele alıyor. Barbie figürü, dış güzellik ve toplumsal mükemmellik standartlarına dair sıkça tartışılan bir modelin temsilcisi.
Mattel, Barbie filmi için etkileyici bir pazarlama kampanyası başlattı. Film, 100’den fazla markayı içeren geniş bir işbirliği ağıyla desteklendi. Bu işbirlikleri sayesinde Barbie temasıyla özdeşleşen ürünler, her yerde gözle görülür hale geldi. Otobüs duraklarındaki banklar pembe renge boyandı, mağaza vitrinlerinde Barbie temalı kıyafetler sergilenmeye başlandı. HGTV televizyon kanalı Barbie’nin Rüya Evi adlı diziyle Barbie akımına katkı sağladı. Restoranlar pembe kokteyller sunarken, iç mimarlar Barbie dokunuşlarını barındıran pembe seramiklerle mutfaklara yenilikler getirdi.
“Hem Barbie, hem harbi” Türk kadınları
Barbie filminin getirdiği tartışmalar ve çeşitlilik konusundaki farkındalık, Barbie markasının ötesinde, toplumsal cinsiyet algısı ve güzellik normlarını yeniden gündemimize taşıdı. Barbie’nin popülaritesinin ve etkisinin yıllara meydan okuyarak devam ettiği bu dönemde, Barbie’nin sembolizmi ve mesajı daha da derinlemesine ele alınmaya devam edecek gibi görünüyor. Neyse ki Barbie’nin dayattığı güzellik normları ve yapay güzelliğe karşı “Hem Barbie, hem harbi” kadınlar da var. Örneğin milli voleybolcumuz Ebrar Karakurt, Barbie filmine gönderme yaparak paylaştığı bir fotoğrafın altına “Barbie kız değil harbi kızız” şeklinde yazdı. Bu paylaşım binlerce beğeni ve yorumla desteklendi. Keza artık kadınlar toplumda kendilerine biçilen rollere ve dar kalıplara girmek yerine kendi özgün karakterleriyle var olmayı tercih ediyorlar.
Akımın etkilediği Türk kadınlarına dönecek olursak…. Yapay zeka ile Barbie bebek olan isimler arasında en çok beğendiğim Ajda Pekkan ve Gülşen Bubikoğlu oldu. Sizin favoriniz kim? Yorumlarınızı bekliyorum.
“Sayın ‘Barbie’ler, lütfen kapıyı açar mısınız efendim?..”
Sosyal medya platformlarında yayılan bu akıma, ünlü erkekler de katıldı. Başta Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu ve Uğur Dündar olmak üzere Türk erkekleri de yapay zeka tarafından Ken bebek olarak tasvir edildi. Ken bebekler arasında benim favorim gazeteci Uğur Dündar oldu. Sosyal medya hesaplarından yapay zeka ile kendisini Barbie’nin sevgilisi Ken olarak gösterdiği bir paylaşımda bulunan Dündar, “Sayın ‘Barbie’ler, lütfen kapıyı açar mısınız efendim?..” notunu düştü. Bu paylaşım binlerce sosyal medya kullanıcısı tarafından beğenildi ve yorum yağmurun tutuldu.
Bebekler oyuncak kutusuna girdi
Instagram’ın fenomen anneleri de Barbie çılgınlığına katılarak, bebeklerini adeta Barbie bebekleri gibi oyuncak kutularına yerleştirerek çektikleri videolarla büyük bir dikkat çekti. Bebeklerin Barbie bebekleri gibi oyuncak kutularına konulduğu bu videolar, beğeni ve paylaşım rekoru kırıyor. Anneler, bebeklerini renkli kıyafetlerle süsleyerek ve gerçek bir Barbie bebekmiş gibi kutuların içine yerleştirerek eğlenceli ve sevimli reels’lar oluşturuyorlar.
Barbie bebek sendromuna dikkat!
Barbie markası, sadece oyuncak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı sunuyor. Bu yüzden Barbie çılgınlığının altında yatan bazı önemli konuları da göz ardı etmemek gerekiyor.Birincisi, oyuncaklardaki idealize edilmiş beden ölçüleri meselesi. Bu konuda yapılan araştırmalar, bu tür oyuncakların çocukların beden algısını etkileyebileceğini gösteriyor. Özellikle kız çocukları üzerindeki etkileri oldukça dikkat çekici. Örneğin, bir çalışmada Barbie bebeklerinin, okul öncesi dönemdeki kız çocukları üzerinde, okul dönemi kız çocuklarına göre daha fazla etkili olduğu ortaya konmuş. Bunun yanı sıra, ince yapılı bebeklerle oynayan kız çocuklarının normal beden ölçülerinde bebeklerle ve başka oyuncaklarla oynayan kızlara göre daha az yemek yedikleri gözlemlenmiş. Bu durum, çocukların beden algısının bu oyuncaklar yüzünden nasıl etkilendiğine dair açık bir örnek.
Bir diğer önemli konu ise etnik çeşitlilik meselesi. Evet, sarı saçlı, mavi gözlü ve beyaz tenli Barbie bebeklerine olan ilginin ötesine geçmek gerekiyor. Maalesef, farklı ırklardan ve etnik kökenlerden çocuklar da kendilerine benzeyen oyuncaklara daha fazla ilgi gösteriyor. Aslında burada asıl sorun, klasik beyaz Barbie bebeklerinin yıllardır baskın bir şekilde sunulmasından kaynaklanıyor. Ancak son dönemde bu konuda olumlu adımlar atıldığını da belirtmeden geçmeyelim. Barbie’nin hakkı Barbie’ye!.. Oyuncak üreticisi, farklı etnik kökenlere sahip bebekleri tasarlamaya başladı. Bu da çocukların farklı kültürleri ve etnik kökenleri daha yakından tanımasını ve markanın kendi oluşturduğu kalıplardan çıkmasını sağlıyor!