Günümüzde sosyal medya, insan iletişimi için en güçlü mekanizmalardan biri haline gelmiştir. Ancak bu yeni araç ve iletişim biçimi beraberinde ciddi güvenlik endişeleri yaratıyor. Her ne kadar bazıları, siber güvenlik ve fiziksel güvenliği farklı disiplinler olarak görse de, aslında, birbirlerine oldukça bağlılar. Örneğin sosyal medyada paylaştığınız bilgiler gerçek hayatta kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir ve mağdur olabilirsiniz. Aynı şekilde, siber güvenlik zaafları fiziksel dünyada çok ciddi sonuçlar doğurabilir.
Bugün sizler için sosyal medyanın hayatımızı nasıl etkilediği ve sanal dünyanın aslında gerçek suçları da beraberinde getirdiğini anlatacağım. İşte sosyal medyada yaptığımız paylaşımlar ve profillerimizde yer alan blgilerin gerçek hayatımızı nasıl etkilediğinin kanıtı:
Kimlik Hırsızlığı: Sosyal medya siteleri, kişisel bilgilere dayalı olarak hedefli reklamlarla gelir üretir. Bu nedenle, kayıtlı kullanıcıları olabildiğince fazla bilgi sağlamaya teşvik ederler. Kullanıcıları güvenlik, gizlilik ve kimlik koruma konularında eğitmek için çaba göstermez ve böyle bir sorumluluk üstlenmezler. Bu konuda her geçen gün yeni yasalar yürürlüğe girse de, kullanıcılar her geçen gün kimlik hırsızlığına ve dolandırıcılığın farklı bir türüne maruz kalıyorlar.
Ek olarak, bu platformlar bir ton gizli kullanıcı bilgilerine sahiptir ve büyük olasılıkla dışarıdaki (veya içerideki) siber güvenlik saldırılarına karşı savunmasızlar. Bu nedenle sosyal medyada paylaşılan bilgiler konusunda cimri davranmalı ve ev adresi, telefon, memleket, ilişki durumu, okul yerleri ve mezuniyet tarihleri, evcil hayvan adları, hobiler ve en önemlisi nüfus cüzdanı kimlik bilgileri gibi paylaşmaktan özellikle kaçınmalıyız.
Hırsızlık: Tatili kim sevmez ki? Şüphesiz ki hepimiz tatili çok seviyor ve tatil yapmak için çalışıyoruz. Ancak o beklenilen an geldiğinde temel güvenlik kurallarını unutuyor ve paylaşmamız gereken pasaport ve bilet fotoğraflarını paylaşıyor, hırsızlara rahatça evimizi soyabileceklerini haber veriyoruz. Tatilde olduğunuzu ve evinizin uzun süre boş olacağını öğrenen hırsızlara ise bu durumda gün doğuyor. Daha önce “evim evim güzel evim” de check-in yaptığınız için evinizin tam olarak konumunu da öğrenen art niyetli kişiler, Google Haritalar ile rahatça mekan keşfi yapabiliyor ve amaçlarına ne yazık ki ulaşıyorlar.
Tatildeyken sadece eviniz risk altında değil. Yeni aldığınız arabanızın da fotoğraflarını paylaşıp, eş dosttan bol bol “like” almışsanız geçmiş olsun! Döndüğünüzde arabanızı yerinde bulabiliyorsanız şanslısınız.
Oltalama: Dolandırıcılar, kişileri kişisel ve finansal bilgilerini vermek üzere kandırmak için sosyal medyayı sıkça kullanıyorlar. Örneğin dolandırıcılar Twitter’da sahte müşteri hizmetleri hesapları açmak, popüler konulara ve paylaşımlara sahte yorumlar yapmak, canlı yayın videolarına sahte yorum ve bağlantılar bırakmak, markalar adına sahte indirim ve fırsat kodları oluşturmak, sahte anketler düzenlemek gibi eylemlerde bulunabiliyorlar. Özellikle çalışanlar bu konuda şirketler için büyük risk taşıyorlar. Keza sosyal medyada çalışanlarla ilgili dikkat çekici bir haber paylaşan saldırganlar, bu haberle çalışanın dikkatini çekip şirket ağlarına kolayca erişim sağlayabiliyor.
Suçlular, sosyal medyayı ayrıca insanları çevrimiçi bağlanmaya davet eden sahte e-posta şablonları göndermek, bunları kimlik bilgilerini çalmak veya bilgisayarlarına kötü amaçlı yazılım yerleştirmek için tasarlanmış bir URL’ye göndermek gibi başka yollarla da yararlanabilirler.
Siber Zorbalık: Siber zorbalık, elektronik iletişim şekillerini kullanan bir tür taciz. Zorbalığa bir kişi hakkındaki söylentilerin, tehditlerin, cinsel yorumların gönderilmesi, mağdurun kişisel bilgilerini ifşa etmesi veya nefret dolu konuşmalar yapılabilir. Siber zorbalık kurbanları daha düşük benlik saygısı, artan intihar eğilimi, duygusal gelgitler ve aynı zamanda sinirli, öfkeli veya depresyondan olma eğilimindedir. Siber zorbalığın geleneksel zorbalık biçimleri kadar zararlı olabileceğini gösteren birçok çalışma yapılmıştır. Örneğin son zamanlarda sıkça duyduğumuz “Mavi Balina” oyunuyla çocuklara ve gençlere direktifler verilerek, intihara neden olan eylemler gerçekleştirilmiştir. Bu durum aslında siber zorbalığın nerelere varabileceğine dair önemli bir kanıttır.
Sosyal manipülasyon: Oxford Üniversitesi’nde yapılan yeni bir dizi çalışma, sosyal medyadaki propagandanın dünyadaki kamuoyunu manipüle etmek için kullanıldığı sonucunu ortaya çıkardı. Dokuz ülkede yapılan araştırmaya göre; hükümetler ve bireyler tarafından, yanlış bilgi ve propagandaları desteklemek için sosyal medyanın yaygın bir biçimde kullanıldığı açıklandı. Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Polonya, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere dokuz ülkeyi kapsayan araştırmanın raporunda, sosyal manipülasyonun detaylarına ve yalan haberlerin yayılımına da yer verilmiş. Sosyal medya nüfusunun yaklaşık %45’inin bot hesap olduğunu düşünürsek, sosyal manipülasyon ve algı yönetiminin geleceğimizi tehdit eden en önemli risklerin başında olduğunu söyleyebiliriz.