Hızın sürekli arttığı bir çağda yaşıyoruz. Bindiğimiz otomobilden, kullandığımız bilgisayara hayatımızdaki tüm araçlar her geçen yıl biraz daha hızlanıyor. Doğrusu, bu yılın nisan ayında Sony Alpha aynasız serisinde 7’den sonra 8’i atlayıp a9’la karşımıza çıkınca saniyede 20 kare; üstelik otomatik odaklama (AF) ve otomatik pozlama (AE) yaparak, kararma olmadan, sessiz, titreşimsiz ve distorsiyonsuz bir çekim konforu sunması tüm fotoğraf tutkunlarını etkiledi.
“İstifli” CMOS sensor ne gibi bir farklılık yaratıyor?
Bu önemli özelliklerin yanı sıra, Sony a9 aynı zamanda dünyanın ilk tam kare “istifli” (stacked) CMOS sensorüne sahip bir fotoğraf makinesi… Peki, bu ne gibi bir farklılık yaratıyor? Bionz X görüntü işleme motoru ile yüksek hızlı sinyal işleme devresinin arasında bir tümleşik hafıza yongası bulunuyor ve normalden 20 kat daha hızlı bir veri okuma yeteneği sağlıyor. Bu özellikler sayesinde 241 RAW veya 362 JPEG fotoğrafı 20 fps hızında hafıza kartına yazabiliyorsunuz.
Devrimsel nitelikte bir teknolojiye sahip olan 24,2 MP tam kare sensör mekanik perde hızında 1/8000 hızına erişmesinin yanı sıra, elektronik perde hızında 1/32,000 gibi akla çılgınca gelecek rakamlara ulaşıyor. Ayrıca vizörden baktığınızda kadrajın neredeyse yüzde 93’ünü kaplayan bir alandan faz algılamalı otomatik odaklama yapabilmeniz mümkün… Yani çok hızlı objeleri bile son derece keskin ve net çekebiliyorsunuz. Saniyede 60 AF noktasının hesaplamasını yapan a9, otomatik odaklama konusunda a7RII’den yüzde 25 daha hızlı diyebiliriz. Otomatik odaklamadaki en önemli sorunlardan biri de düşük ışıktaki performansla ilgili… Bu konuda da yüzde 30 daha hassas olduğunu söyleyebiliriz.
Sony a9, ülkemizde haziran ayında Sirkeci tren istasyonunda yapılan bir etkinlikte görücüye çıktığında, benim gibi hayatının bir döneminde spor fotoğrafçılığı yapmış birinin hemen gönlünü çalmıştı. Ancak, doya doya deneyimlemem için birkaç ay daha sabretmem gerekiyordu. Nitekim, ağustos ayının son haftası, hemen Kurban Bayramı arifesinde Sony a9 ve 24-70 f/2,8 G-master lens kutularını masamda gördüğümde, bayramın keyfi ikiye katlanmış oldu.
Sony a9’da batarya kapasitesi ikiye katlanmış
Fiziksel olarak bakıldığında Sony a7RII kullanan birisi olarak, a9’un biraz daha genişlemiş olduğu belli oluyor. Bunda çift hafıza kartı kullanımı ve 2,2 kat daha fazla batarya performansı sunduğu söylenen yuvanın genişliği etkili olmuş sanıyorum. Aynasız makinelerde batarya konusu çok önemli. Çünkü a7RII’de yanımda birkaç tane NP-FW50 olmadan yola çıkmıyorum. Oysa a9’un NP-FZ100’ü neredeyse tükenmek bilmedi. Tabii bunda 16,4Wh’lik kapasitenin de büyük payı var. NP-FW50’de bu kapasite yalnızca 7,7Wh… Şöyle söyleyeyim, günde yaklaşık bir ila birbuçuk batarya kullanırken, a9’la 2,5 gün boyunca şarja ihtiyaç duymadım.
Gövdedeki küçük genişleme (126.9 x 95.6 x 63.0 mm) ağırlığın da biraz artmasına neden olmuş elbette… Ancak 673 gr. ağırlığındaki gövde yine de 625 gr.’lık a7RII’den çok da ağır değil bu gelişmiş özellikler göz önünde bulundurulursa… Üstelik daha büyük DSLR kullananların aynasızları “ele oturmuyor” diye eleştirdikleri göz önünde bulundurulacak olursa özellikle genişletilen grip yapısının parmağı kavrıyor olması daha sağlam bir tutuş deneyimi sunuyor.
Aslında Sony tam kare aynasızlardaki tasarımını korumuş. Buna rağmen, a9’da öyle güzel iyileştirmeler yapılmış ki, şahsen ben kelimenin tam karşılığıyla bayıldım. Öncelikle hemen makinenin arkasında yer alan joystick bölümü enfes… Bir a7RII sahibi olarak çok kıskandım. Arka bölüm inanılmaz sadeleşmiş. Kullanımı son derece kolay ve ergonomik. Video kayıt tuşu hemen elektronik vizörün yanına taşınmış. Makinenin üzerinde kullanıcıya göre sol taraftaki ekstra tekerlek menüye girme zahmeti yaşatmadan çekim hızını ve odaklama biçimini değiştirmenize olanak sağlıyor. Hızlı ve pratik bir çözüm olmuş. Akıllıca…
Sony SF-G serisi kartlarla daha da hızlı
Hemen makinenin sağ kenarında zarif bir düğme ile açılan ikili bellek yuvası efsane olmuş. Birinci yuva UHS-II tipi bellek kartların desteklerken, ikinci yuva UHS-I’de kalmış. Özellikle “Dünyanın en hızlı UHS-II SD bellek kartı” olarak lanse edilen Sony SF-G32, 64, ya da 128 mükemmel bir çözüm olacaktır. Ancak, burada bir iki eleştirim de var. Sony a9’a kadar bundan önceki aynasız modellerinde neden UHS-II desteği vermemiş anlayamıyorum. Ayrıca iki kart yuvası varken, birisi dolduğunda otomatik olarak öbürüne aktarım yapma (overflow) özelliği olmaması da düşündürücü…
Elbette ki, a7II, a6500, a7SII ve a7RII’de yer alan gövdeye bütünleşik efsane 5 eksenli titreşim engelleyici nimetinden Sony a9 sahipleri de yer alıyor. Yüksek hızda fotoğraf çekerken böyle bir özelliğe sahip olmak müthiş. Özellikle spor karşılaşmaları fotoğraflarını çeken profesyoneller, kuş fotoğrafçılığı meraklıları bu özelliği çok sevecektirler eminim…
Sony a9’un özellikleri birkaç sayfada anlatabilecek kadar kısıtlı değil… Özellikle makine, kelimenin tam anlamıyla “hız”la yoğrulmuş… Çekerken hızlı, bellek kartına yazarken hızlı… Otomatik odaklama, pozlama, titreşim engelleyici, daha iyi batarya performansı… O kadar çok artısı var ki… Ülkemizde Sony Eurasia yetkili satıcılarında yaklaşık 20,999 TL gibi bir fiyatla tüketicilerin karşısına çıkıyor. Ancak aradığınız hız ve kaliteyse buna değer…