Son dönemlerde aerojel, elastomerik, grafen gibi birçok süper maddeden bahsediliyor ama bunların içerisinde en önemlisi Grafen. Grafen, Nobel Ödülü alan çok önemli bir süper madde. Hatta birçok kişi Grafen’i son yıllardaki en önemli keşif olarak görüyor. Bunun nedeni ise birçok alanda birçok şeyi kökünden değiştirebilecek potansiyele sahip olması.
Grafen, çok nadir bulunan bir madde değil, aslında birçoğumuzun çocukluğundan beri haşır neşir olduğu, 500 yıllık geçmişe sahip kurşun kalemlerimizdeki grafitten türetilen bir madde. Grafen’i bu kadar önemli yapan ise dünyanın en ince, en güçlü ve en iletken madde olması. 1947 yılından bu yana bilinir olsa da Grafen gerçek anlamda ilk olarak Manchester Üniversitesinde Konstantin Novoselow ve Andre Geim tarafından yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Bu çalışmalar Novoselow ve Geim’a Nobel Fizik Ödülünü kazandırdı.
Gelmiş geçmiş en hızlı, en sağlam, en güçlü madde
Grafen deyip geçmeyin, çelikten neredeyse 300 kat daha güçlü, ısı iletkenliği konusunda elması tahtından indiren, inanılmaz esnek bir maddeden bahsediyoruz. Kullanım alanları o kadar geniş ki bilgisayarlardan cep telefonlarına, otomobillerden uçaklara, biyoteknolojilere kadar bir çok alanda kullanılabiliyor. Açıkçası gelecekte üretilecek her elektronik cihazın bir parçası olacak gibi gözüküyor. Şu anda Samsung’dan IBM’e kadar birçok şirket Grafen üzerinde çalışmaya devam ediyor. Her gün Grafen ile ilgili yeni bir haber geliyor. Örneğin IBM geçtiğimiz aylarda Grafen tabanlı 100GHz hızında çalışabilen bir transistörü duyurdu ve demosunu gerçekleştirdi. Şu anda 1THz’lik transistör üzerinde çalışıyor. Dolayısıyla şu an kesin bir süre veremesek de belki de 10 yıl içerisinde şu an telefonlarda, tabletlerde ve bilgisayarlarda kullanılanlardan belki de 100 kat daha hızlı işlemciler ortaya çıkacak. Sadece işlemciler değil, elektronik cihazlarda kullanılan tüm bileşenlerin hızlanmasını sağlayacak. Bu arada grafen tozunun kullanılması ile birlikte bataryaların da süresini uzatacak. Yani akıllı telefonunuzu ya da tabletinizi belki de aylarca şarj etmeye gerek kalmadan kullanabileceksiniz. Batarya teknolojisine sağladığı bu katkı sadece akıllı telefonlar ya da tabletlerde olmayacak, günümüzün popüler konularından birisi olan elektrikli otomobillerin de menzillerinin şimdikinin belki de 5 – 10 katına çıkmasını sağlayacak.
Plastik üzerine kaplanabilmesi sayesinde birçok elektronik cihazın, otomobillerin, uçakların hatta uzay araçlarının çok hafif üretilebilmesini sağlayacak. Şeffaf güneş hücreleri üretilebilmesini mümkün kılacak bu sayede binalardaki pencerelere uygulanarak elektrik üretilebilecek.
Sınırsız kullanım alanına sahip
Çok sağlam bir madde olduğu için tıp alanında protezlerde kullanılabilecek. Spor tarafına baktığımızda çok daha sağlam ekipmanların üretilebilmesini mümkün kılacak. Geçirgenliğinin çok az olması sayesinde Grafen ile kaplanan plastik bir kutuda yiyecekler uzun süreler saklanabilecek.
Kısacası Grafen sadece teknoloji dünyasına değil tüm dünyaya yeni bir soluk getirecek. Çünkü neredeyse tıp alanından spora kadar neredeyse her sektöre değen çok önemli bir gelişme. Son 60 – 70 yılda dünyanın değişmesinde bilgisayarların dolayısıyla işlemci güçlerinin hızla artması çok büyük rol oynadı. Dolayısıyla Grafen ile birlikte önümüzdeki yıllarda çok daha hızlı bir gelişmeye şahit olacağız.
Grafen ile ilgili yapılan çalışmalara gelirsek, biraz önce belirttiğimiz gibi birçok şirket şu anda Grafen üzerinde çalışıyor. Bu çalışma sadece şirketler bazında kalmıyor elbette. Bunun için çeşitli çalışma grupları da kurulmuş durumda ve çalışmalar hızla devam ediyor. Örneğin Avrupa’da Graphene Flagship isimli bir girişim bulunuyor. Bu girişimin arkasında, Nokia, Alcatel Lucent, Philips, Ericsson, Basf gibi 150’nin üzerinde irili ufaklı birçok şirket bulunuyor.