Bireysel olarak her geçen gün daha çok veri üretiyoruz. Çektiğimiz fotoğraflar, paylaştığımız yazılar, videolar, çevrimiçi alışverişlerimiz derken ardımızda dijital kırıntılar bırakıyoruz. Siber korsanların zorbalık yapması için iştah kabartan kırıntılardan bahsediyoruz. Kimliklerin çalındığı, hesapların hacklendiği siber güvenlik zafiyetlerine dönüşen veriler. Ayrıca tehlikede olan sadece bireysel olarak biz kullanıcılar değiliz. Dijital dönüşümle birlikte şirketler hatta ülkeler bile siber saldırıların pençesinde. Ancak Google, krizi bir fırsat olarak gördüğü için bu alanda uzun vadeli bir strateji uyguluyor.
Siber Güvenlik Pazarı Dev Bir Pasta
Önce birkaç rakamı inceleyelim. Araştırmalara göre 2022’de COVID’in dijital dönüşümü tırmandırmasıyla siber suçlar 6 trilyon dolar zarara yol açtı. Bunun üzerine 2023 yılında global ölçekte şirketler siber güvenliğe 5 milyar dolar bütçe ayırdı. Tarihte görülmemiş bu ani yükselişin arkasında her 39 saniyede bir büyük bir siber saldırının gerçekleşmesi yatıyordu. Son olarak artan bütçelere rağmen 2023’de dünya çapındaki şirketlerin %91’i siber saldırıyla karşılaştı. Maalesef bunların %56’sı kayda değer veya ağır hasarlara maruz kaldı.
Doğru Proje Milyarlarca Dolar Edebilir
İşte Google bu tabloya baktığında muazzam bir fırsat görüyor. Teknoloji devi, tüm dünyada geçerli olacak bir siber güvenlik çözümü sunmak için kolları sıvıyor. Şirket kendi bünyesinde yapay zekanın da katkısıyla gelişmiş siber güvenlik çözümleri geliştiriyor. Fakat Google sadece kendi bünyesindeki Ar-Ge ile sınırlı kalmıyor. Onun yerine yükselişe geçen firmaları ne pahasına olursa olsun bünyesine katıyor. Bunun en büyük örneklerinden birini geçtiğimiz sene 5.6 milyar dolara Mandiant’ı satın almasıyla görmüştük. 2013’te Çin kaynaklı siber tehditleri tespit ederek proaktif çözümler geliştiren Mandiant artık Google’ın yan kuruluşu. Bu alımdan sonra şirket, Google Tehdit İstihbaratı ve Google Güvenlik Operasyonları isminde kurumsal siber güvenlik programlarını piyasaya sürdü. Google’ın iddiası dünyanın en hızlı zararlı yazılım tespitini gerçekleştirmek.
Google’ın diğer hamlesi ise Wiz ile flörtünde yatıyor. 2020 yılında kurulan Wiz, bulut çözümleri üzerine ağırlık veriyor. Google, Wiz için 23 milyar doları (doğru okudunuz) gözden çıkarmış durumda. Çünkü Google, bulut platformu GCP’yi (Google Cloud Platform) Amazon ve Microsoft gibi devleri alt edecek bir araca dönüştürmek istiyor.
Tam Bağımsızlık için Siber Bağımsızlık
Google’ın siber güvenlik yatırımlarının uzun soluklu olduğunun bir başka göstergesi de eğitim için ayırdıkları bütçe. Teknoloji devi 4 Temmuz’da 15 milyon dolarlık bir eğitim paketi açıkladı. Birçok farklı üniversitede devreye girecek bu paket 15 milyon dolar değerinde. Google, böylece üniversitelerle yakın çalışıp siber güvenlik bilincini artırmayı hedefliyor. Asıl hedef ise büyüyen siber güvenlik projeleri için istihdam sağlamak. Yani gençler üniversite hayatı boyunca “Siber Klinik” ismi verilen bu bölümlerden yararlanacak. Böylece mezun olduklarında sektöre hazır olarak giriş yapacaklar. Zaten halihazırda Cyberseek araştırmasına göre sadece ABD’de 450 bin civarında siber güvenlik pozisyonu açıkta duruyor. Bu nedenle Google için siber uzmanlar ordusu yetiştiriyor desek yeridir.
Önümüzdeki sene Google, bu projeye 5 milyon dolar daha ekleyeceğini açıkladı. Yatırımın 4 Temmuz’da resmi olarak duyurulması da ayrı bir anlam taşıyor. Çünkü Amerika, bildiğiniz üzere o tarihte Bağımsızlık Günü’nü kutluyor. Başka bir deyişle Google, siber sınırlar sağlama alınırsa gerçek anlamda bağımsızlık sağlanır mesajı veriyor.
Özetleyecek olursak siber güvenlik konusu büyük bir tehdit olduğu kadar geniş bir pazar. Google, stratejik olarak bu alandaki şirketleri satın alarak hız kazanmak istiyor. Ayrıca bu şirketlerin kendi başlarına büyümesine ya da rakiplerinin çatısı altına girmesine engel oluyor. Akademik olarak da bu büyümeyi destekleyen projelere imza atan Google için bu konu öncelik.