İçinde bulunduğumuz zor günler ve salgın, sağlık başta olmak üzere birçok alanı kökünden sarstı. Kimi uzmanlara göre İkinci Dünya Savaşı kadar etkili olan virüs salgını küresel anlamda darbe vurdu. Virüs nedeniyle daha çok evlerde vakit geçirmek zorunda kaldığımız için tüketim alışkanlıklarımız da değişim gösteriyor. Tabii ki buna paralel olarak bazı mesleklerin ve sektörlerin değişime uğraması kaçılmaz gözüküyor. Virüs sonrası bir dünyada ekonomik olarak hayatta kalabilmek isteyen kurum ve kuruluşlar yeni koşullara acilen uyum sağlamalılar. Gelin değişimin beklendiği mesleklere beraber bakalım.
Salgın ve Değişen Eğitim Anlayışı
1 milyara yakın öğrenci aylardır okuldan uzak. Bu eşine az rastlanan bir tablo. Ancak bu noktada okul kavramını yeniden yorumlamamız gerekiyor. Okul, sabah gün doğmadan kalkarak zorla gidilen bir bina mı? Klasik kalıbın dışında düşünecek olursanız okulu etkileşimli bir bilgi alışverişi olarak görebilirsiniz. Böyle olunca da yakın gelecekte dijital eğitime ve yapay zekaya yatırım yapan yeni kurumların yükselişe geçtiğini görebiliriz. Sanal sınıflarda modern materyellerle, donanımlı öğretmen ve motive öğrenci ile eğitim çok daha etkili olabilir. Yakın gelecekte ulusların sanal sınıflardan alınan ama örgün eğitimde geçerli olan diploma ve mezuniyet belgeleri vermesini bekliyorum. Yapay zeka ise öğrenciyi takip edip eksik kaldığı noktada bilgi havuzundan seçeceği alıştırma ve konu anlatımlarıyla öğrenciye özel eğitimi mümkün kılacaktır.
Yedek Parça
İtalya’da 3D yazıcılar ile solunum cihazlarına vana gibi kritik parçalar üretilerek cihazların çalışır halde kalmaları sayesinde hayatlar kurtarıldı. Bu da aslında yeni nesil bir sektöre ışık tuttu. Görünen o ki “At yenisini al” şeklinde tüketim çılgınlığı, yaşayacağımız küresel bir kriz ve gelirlerimizin düşmesiyle geride kalacak. Dolayısı ile bozulan ürünlerimizi tamir etmek önem kazanacak.3D yazıcılar ile birçok yeni firma ortaya çıkarak mevcut ürünlerin tamiri için gerekli parçaları hızlıca üretebilecek. Bu parçalar kişiye özel olarak da üretilebilecek. Üzerinde eşinizin adının yazdığı bir kahve makinesi ya da kedinizin resminin işlendiği bir dikiz aynası… Firmalar servis ağlarını yenilemek ya da terk etmek durumunda kalacak.
Eğlence ve Turizm
Daha az konser ve daha az sinema ile beraber eğlence sektörü yalın hale gelecek. Ünlülerin katıldığı Burning Man gibi festivaller yavaş yavaş kalabalıklarını kaybedecek. Bunun yerine dijital platformlar öne çıkacak. Dışarı daha az çıkıp kendimize dönmeye başlayacağız ve belki de iç sesimizi duymak adına edebiyat öne çıkacak. Güzel tasarımlı kapaklara sahip Instagram’a uygun kitaplar yerine içerik ve kalite öne çıkacak. Çünkü zor zamanları geçirmiş eskilerin tecrübesine döneceğiz. Daha az dışarı çıkıp daha az makyaj yapılacağı için influencer yerine yeni kanaat önderlerinin seslerini duymaya başlayacağız. Airbnb zor bir döneme girerken oteller daha butik ve daha müşteri odaklı hizmet anlayışı benimsemek zorunda kalacaklar.
Lojistik Değişim
Online tedarikçilere rağbet artacak. Ancak artan yükü taşıyabilmek adına kurumların teknolojiden faydalanması şart. Yapay zeka destekli büyük depolar, nakliyede drone kullanımı, bölgesel anlamda tüketici alışkanlıklarının öngörülebileceği deneyim çalışmaları online tedarikçilere güç verecek. Aksi halde kargoların karışıp geç geldiği, satın alınan ürünün aslında stok dışı kaldığı bezdirici durumlar bazı büyük sitelerin sonu olacak.
Tarım Rüyası
Kendi kendine yeten bir toplum olmanın önemi bu salgında bir kez daha ortaya çıktı. En büyük umudum ülkemizin tarıma yeni nesil bir anlayışla yeniden sarılması. Topluma küskün çiftçinin yeniden toprakla barıştığı, Büyük Veri’nin ekim alanlarında kullanıldığı çok daha modern bir tarım akımının doğmasını hayal ediyorum. En azından bu alana yatırım yapan birkaç kişiden oluşan küçük kurumlar butik çözümler üreterek ünlenecektir.
Temel olarak değişim gösterecek alanlar elbette bunlarla sınırlı değil. Bankacılık ve sigorta gibi köklü sektörlerde büyük depremler bekleniyor. Ancak bu olayları bir kabuk değişimi olarak düşünürsek acılar daha iyiye dönüşmek için yaşadığımız doğum sancıları olarak yorumlayabiliriz.