Rainbow Six serisinin yeni bir fikir ve deneyim odağında ortaya çıkardığı Rainbow Six Extraction inceleme konuğumuz. Yapım bize neler sunuyor ve sunduklarından neleri başarıyla gerçekleştiriyor sizin için değerlendirdik.
Rainbow Six oyun dünyası için belli başlı değişimlere öncülük yapan bir oyundu. Vakti zamanında Delta Force, SWAT ve Operation Flashpoint gibi oyunlarla büyümüş bir nesil olarak Rainbow Six adı geçen bir yerde rahmetli Tom Clancy amcamızı anmazsak olmaz. Bugün Rainbow Six konuşuyorsak, her ne kadar bir yerden sonra üzerindeki hakları devretmiş olsa bile, Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında yazdığı askeri, siyasi ve polisiye macera romanları ile ünlenen Amerikalı yazarın bu yapım ve benzeri çıkan seri yapımlarda Rainbow Six ismine kattığı tecrübesi büyük.
Muhtemelen siz onu televizyondan yayınlanan The Hunt for Red October, The Sum Of All Fears ve Jack Ryan ile tanımış olabilirsiniz. Polisiye romanları sevenler için çok daha bilindik bir isim aslında Clancy. Kremlin Şeytanı, Başkan’ın Emirleri, Tehlikeli Oyunlar, Gökkuşağı 6 (tanıdık geldi değil mi :D), Operasyon Merkezi ve NetForce bilinen kitapları arasında.
Oyun tarafı ise ürettiği eserlerle aynı mizaçta ve oldukça keyifli yapımlar olarak karşımıza çıktı. 1998 yılından günümüze kadar gelen Rainbow Six, 2001 yılında ortaya çıkan ve yine günümüzde de devam eden Ghost Recon serisi, 2002 yılında oyun dünyasını yenilikleri ile sallayan ve günümüzde de yeni yapımları beklenen Splinter Cell serisi, 2008-2014 yılları arasında popüler olan Endwar, 2009 ve 2010’da birer oyun ile Arcade hava kapışmalarını bize sunan, benim aşırı beğendiğim fakat nedense devamı gelmeyen H.A.W.X ve son olarak 2016 yılında bizlerle buluşan The Division serisi Tom Clancy’nin mirasını devam ettiriyor.
Rainbow Six serisi özellikle Gökkuşağı 6 romanıyla birlikte okunup oynandığında çoğu oyundan alamayacağınız bir hazzı size sunuyordu. Olay örgüleri, ortamdaki gelişmeler, karakterler ve isimlerle birlikte oyunu bir oyun olarak değil, bir kesit gibi görmenize olanak tanıyordu. Özellikle Rainbow Six’in Arcade yaklaşıma dönüşmeden önce plan aşamaları, oluşturacağınız timinizi belirli isimler üzerinden seçebildiğiniz aşamalarda artık ekibinizi isim isim tanımanın keyfine varıyordunuz.
Yıllar içinde yapımın gelişimleri ve çok oyunculu dünyaya evrilmesi, 5vs5’lik bir oyun düzenine geçmesiyle birlikte artık seçtiğiniz karakterin ya da ekibinizdeki diğer karakterlerin hikayesi ile bağınız önceki zamandaki ile paralelde gitmemeye başlamıştı. Bir MOBA oynar gibi kahramanımızı seçip bam-güm mevzuya girişiyorduk. Bu durum bizim gibi hikaye odaklı oynanışları, görev yapılarını ve karakter örgülerini merkeze alan oyunseverler için elbette hoş bir durum değildi. Yıllar içinde bu açığın kapatılması için Ubisoft çeşitli Co-Op görevler oyuna dahil etti. Son olarak vardığımız nokta ise Rainbow Six adının ana oyunun çıktığı 2015 yılından tam 8 yıl sonra genişleyerek Rainbow Six Extraction adıyla birlikte yeni bir görev ve co-op tabanlı oynanışa yelken açıyor olması diyebiliriz.
2015 yılından beri düzenli olarak geliştirilen ve sezonlar halinde güçlendirilen Rainbow Six Siege üzerinden bir spin-off yapım olan Rainbow Six Extraction, Siege karakterlerini temele alan ve bir virüsün etkisinde kalmış bölgeler üzerinde mücadeleyi merkeze koyan bir oyun. E3 2019’da Quarantine adıyla gösterilen ve 2020 yılında çıkması planlanan bir yapımdı. Tesadüfün böylesi, 2020 yılında tüm dünyanın Covid-19 pandemisinin pençesine düşeceğinden kimsenin haberi olamazdı elbette. Bu sebeple hem oyunun geliştirilmesinin tamamlanamaması hem de cidden çok iyi gelecek bir isim değişikliği ile birlikte Extraction olarak oyun çıkışını gerçekleştirdi.
Biraz Rainbow Six 101 gibi oldu buraya kadar yazdıklarım lakin temele dair bilgilendirmeleri yapmadan oyun hakkında konuşmak, hele bir spin-off üzerinde görüş beyan etmek benim tercih ettiğim bir durum değil. Artık Rainbow Six Extraction için detaylara doğru geçebiliriz.
Rainbow Six Extraction yukarıda da bahsettiğim gibi PvE ve Co-Op odaklı bir yapım. Archaean adlı bir virüsün yayılması ile birlikte durumun kontrolden çıktığı aşamada devreye giren REACT isimli özel bir ekibin olaya el koyması ile bizde konuya dahil oluyoruz. Burada farklı bir bakış olarak bugüne kadar gördüğünüz oyunlar özelinde belki de deneyimlemediğiniz bir yaklaşım ile geliyor.
Olayın temeli oyunu bitirmek için oynamak değil geliştirmek ve genişletmek için oynamak üzerine kurulu. Rainbow Six Siege tarafından tanıyacağınız operatörler ile birlikte New York City, San Francisco, Alaska gibi merkezlerde Hot Zone ve Sub Zone yapısı ile operasyonlara katılıyoruz.
İlerleyiş kolaydan zora doğru sekansta gerçekleşiyor. Yeni operatör açmak ya da var olanların seviyesini ilerletmek için izleyeceğiniz yolda size basamak olarak sunuluyor. Ayrıca görev yapısında da inovatif bir durum var. Görevlerin ilerleme aşamasına göre yorulduğunuz ya da sıkıldığınız noktada bölgeden güvenli çıkış noktalarından çıkabiliyorsunuz. Böylece görevin başarısız olması gibi bir durum olmadan ve sürecinizi de bozmadan oynamaya devam edebiliyorsunuz.
Elbette görevleri ve Challenge’ları tamamlamak size iyi bir puan olarak geri dönüyor. Bu da oyun içinde daha fazla güçlenmenizi, yeni ekipmanlar, bölgeler ve operatörler olarak geri dönüyor. Operatörler, eşyalar, şehirler ve Progress olarak sürecin ilerlediği sizi uzun süre oyalayabilecek bir malzeme ortada duruyor.
3 kişilik ekip olarak iniş yaptığınız virüslü bölgelerde çeşitli tek atımlık görevler ve operatör kurtarma gibi aksiyonlarımız mevcut. Burada önemli olan nokta “Sessizliği sağlayacak mıyız?” yoksa “Gürültü kopartacak mıyız?” sorularından birini cevap olarak seçmekte. İlk aşamalar oldukça hafif düşmanlarla karşılaşıyoruz fakat ilerledikçe gürültü kopartma fikri size hiç sıcak gelmeyebilir. Mermiler ve can paketleri limitli, farklı düşmanların saldırı yetenekleri, sizi zorlayacak yaklaşımları mevcut. Taktiksel ve olabildiğine doğru zamanda doğru yerde tetiği çekmeyi, bir gürültü kopacaksa bile onu yönetebileceğinizden emin olmanızı gerektiriyor. Bu durum bence Extraction’ı keyifli kılmış.
Bu oynanış esnasında seçtiğiniz operatörün çatışmanın gidişatına nasıl etki ettiğine de dikkat etmeniz gerekiyor. Bazı operatörler sıhhiyet benzeri size destek olabilirken, bazıları daha sessiz ve gizlilik üzerine odaklı. Kimisi tuzak kurmada, başkaları ise sersemletme üzerine başarılı. Bu açıdan Kodeks’i okumanızı ve karakterlerin detayları üzerinden bir kompozisyon oluşturmanızı öneririm. Oyunun Türkçe olarak geliyor olması bu konuda işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Oynanış bilindik Rainbow Six Siege’den çok farklı değil. Ekipmanlar ve silahlar da aynı şekilde. Kısa bir okuma sonrasında temel bilgilendirme ile silahlarda neyi kullanmanız gerektiğini sizin oyun eğiliminize göre tercih edebiliyorsunuz.
Benzer zombili – yaratıklı Co-Op oyunlarda olduğu gibi karşımızdaki düşmanların farklı türleri mevcut. Üzerinize koşanlar, sizi belli noktalarda sabitleyenler, etrafı tuzaklayanlar, görünmezlik kullananlar derken adım adım tansiyon yükseliyor. Bu konuda gördüğüm en yaratıcı fikir ise sizin kopyanız olarak karşınıza çıkan Protean türü. Sadece düşmanlar olarak değil, çevresel olarak yayılabilen sporlar, mayınlar ve diğer yavaşlatıcı unsurlar ile direncinizi kırmak, ses çıkartmanızı sağlamak ve yerinizin tespit edilmesi burada fark edilmenize olanak tanıyor. Dikkat çekmenizle birlikte de olaylar başlıyor.
Rainbow Six Extraction grafikleri ve sesleri ile de başarılı bir çizgide ilerliyor. Siege’in günümüzde bile ne kadar güzel gözüktüğünü düşündüğümüzde, sistemi yormayan, oldukça akıcı ve göze hoş gelen görsel stili ile yapım kaliteli grafikler eşliğinde çoğu sistemde iyi optimize edilmiş olarak oyuncuların karşısına çıkmış.
Yapımın Xbox Game Pass tarafında da ilk günden itibaren ücretsiz olarak oyuncuların karşısına çıktığını da belirtmeden geçmeyelim. Taktik oyunları seviyor, arkadaşlarınızla heyecanlı ve uzun soluklu macera istiyorsanız Rainbow Six Extraction sizin için güzel bir seçenek olabilir.