Japonya’nın en büyük oyun firmalarından biri olan Konami tarafından hazırlanan Pro Evolution Soccer serisi, 15 yıldan fazla bir süredir bizleri futbola doyurmak için çabalıyor. Son yıllarda EA Sports’un Fifa serisi her ne kadar online özellikler ile PES‘in önüne geçmiş olsa da, PES’in hızlı oyun tarzına alışan birçok futbol tutkunu, hala ondan vazgeçebilmiş değil. Üstelik son yıllarda yaptığı köklü yenilikler sayesinde oynanış ve oyun fiziğinde köklü değişiklikler yapan Konami, FOX engine’ın getirdiği görsel gelişmeler sayesinde de ben buradayım demeyi başarıyor.
Üstelik bu yıl Steam üzerinden 78 TL gibi uygun bir fiyat ile satışa çıkan yapım, tamamen Türkçe olması ile de Türk oyuncuların gönlünde yer etmiş oldu. Tabiki tüm bunlar bir yana, Fifa’nın elinde tuttuğu lisanslar yüzünden, özellikle lisans konusunda hala ciddi sıkıntılar yaşayan PES serisi, kendi elinde Şampiyonlar Ligi lisansı sayesinde de farkını ortaya koymaya çalışıyor. Tabiki konu futbol olduğu zaman, sırf o şampiyonlar ligi müziğini duymak için dahi, PES satın alınması gereken bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
Konuyu üstten toparladıktan sonra artık oyunun içerisine doğru girelim. Öncelikle ilk başta şunu belirtmek gerekiyor ki, PES 2016, hala birçoğumuzun hayran olduğu PES 2013 tadını geri getirmeyi başarmış. 2014 ve 2015’e nazaran çok daha hızlı bir oyun olan PES 2016, gerçekçilik bakımından birazcık geri planda kalmış olsa da, konu bir oyun ve eğlence olduğu için eğlenceli bir futbol şöleni yaşatmayı başarıyor. Fifa ile karşılaştırmak gerekirse, pas atmak için çok daha az çaba göstermek, isabetli bir atağa kalkmak için yeterli oluyor. Bu konuda PES 2016, FIFA 16’ya nazaran biraz daha arcade kokuyor.
Bunlar ile birlikte rakibin yapay zekası da bir hayli gelişmiş, artık rakibi çalımlar ile geçmek çok daha zor, rakibin defansif kapasitesi bir hayli artmış ve hamle yapması gereken yerleri doğru bir şekilde kararlaştırıp, sizin gelmenizi bekleyebiliyor. Savunma yapan biz olduğumuzda ise, rakipten top çalmak FIFA 16’ya nazaran çok daha kolay. Ama şunu unutmamak gerekiyorki, bir şeyin daha kolay olması, daha iyi olduğu manasına gelmiyor. Oyun basitleştikçe, tüm maç ceza sahaları önünde geçiyor, bu da oyunun gerçekçilik durumunu bir hayli baltalıyor.
Lisans sorunundan bahsetmiştik ama eklememiz gereken önemli bir durum var. PES 2016, Türkçe olmasına rağmen, hiçbir Türk takımını içermiyor, hatta milli takımımızdaki oyuncuların ismi dahi uydurma isimlerden oluşuyor. Yani eğer Türkiye ligini oynamak istiyorsanız, PES 2016’da bu ne yazık ki imkansız.
Yavaş yavaş oyunun teknik kısımlarına geçelim. Daha önce belirtmiş olduğumuz gibi Pro Evolution Soccer 2016, Konami’nin geliştirdiği FOX Engine’ı kullanıyor. FOX Engine’ın gücünü ise hali hazırda Metal Gear Solid V ile deneyimleyebildik. Tabiki böyle güçlü bir motor, ve yeni nesil konsollar birleştiğinde, Pro Evolution Soccer 2016, özellikle ışıklandırma konusunda harikalar yaratıyor. Hele bir de hava yağmurlu ise, görsellik bir o kadar daha katlanıyor ve bizlere muhteşem bir grafik deneyimi sunabiliyor. Ama bu grafik özelliklerinin birçoğunun PC platformu için geçerli olmadığını hatırlatalım. Konami ne yazık ki konsollara gösterdiği özeni, PC platformunda göstermemiş, düşük çözünürlüklü kaplamalar ve birçok efekti oyundan kısmış. Bu konuda PC kullanıcıları Konami’ye ne deseler haklılar…
Yavaş yavaş son sözlere gelecek olursak, Pro Evolution Soccer 2016, bu yıl hızlı oynanışı ile özellikle PES 2013’ten beridir hızlı bir futbol özlemi çeken kullanıcılara ilaç gibi gelecek bir yapım olmuş. Yeni nesil konsollardaki başarılı grafikleri, hızlı oynanış tarzı, Şampiyonlar Ligi lisansını elinde bulundurması ve daha nice özelliği ile bu yıl PES 2016, kesinlikle denemeye değer bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.