Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 90

    Windows 11 İkinci Monitörü Algılamadığında Yapılması Gerekenler

    Günümüzde pek çok kişi, iş verimliliğini artırmak amacıyla birden fazla monitör kullanıyor. Ancak, bazen Windows 11 işletim sistemi ikinci monitörü algılamayabiliyor. Bu durum can sıkıcı bir sorun yaratabilir. Windows 11 İkinci Monitörü Algılamadığında Yapılması Gerekenler başlıklı bu makalede, Windows 11’de ikinci monitörün algılanmaması durumunda yapılması gerekenleri adım adım ele alacağım. 

    Windows 11’de ikinci monitörün tanınmaması durumunda yapılması gerekenleri sıralayarak devam edelim.

    Fiziksel Bağlantıları Kontrol Edin

    İlk olarak, monitör ile bilgisayar arasındaki bağlantıları kontrol etmek gerekir. Monitörün kablosunun doğru bir şekilde takıldığından emin olun. Eğer monitör, HDMI, DisplayPort veya VGA kablosu ile bağlanıyorsa, kablonun sağlam olduğuna ve bağlantı noktalarının doğru kullanıldığına dikkat edin. Ayrıca, güç kaynağının açık olduğundan emin olun.

    Monitörü Tanıtma

    Windows 11, bazen ikinci monitörü otomatik olarak tanıyamayabilir. Bu durumda, “Ayarlar” menüsüne giderek “Sistem” sekmesine tıklayın. Burada “Görüntü” bölümüne gidin. “Algıla” butonuna basarak Windows’un mevcut monitörleri yeniden tanımasını sağlayın. Bu işlem, sistemin bağlı olan tüm ekranları algılamasına yardımcı olacaktır. 

    Ekran Ayarlarını Gözden Geçirin

    Eğer yukarıdaki adım işe yaramazsa, ekran ayarlarını kontrol etmek gerekir. “Görüntü” ayarlarında, “Çoklu Ekranlar” bölümünü bulun. Bu bölümde, ikinci monitörün hangi modda çalıştığını kontrol edin. “Genişlet” seçeneği, ekranların bir bütün olarak çalışmasını sağlar. Eğer “Yalnızca 1. ekran” seçeneği seçiliyse, bu durumda ikinci monitör algılanmaz. Doğru seçeneği belirleyin ve ayarları kaydedin.

    Grafik Sürücülerini Güncelleyin

    Grafik kartının sürücüleri, ikinci monitörün algılanmasında önemli bir rol oynar. Eğer sürücüler güncel değilse, bu sorun yaşanabilir. Bilgisayarın “Aygıt Yöneticisi”ne giderek “Görüntü Bağdaştırıcıları” bölümünü bulun. Grafik kartınıza sağ tıklayın ve “Sürücüyü güncelle” seçeneğini seçin. Güncel sürücüleri yükledikten sonra bilgisayarı yeniden başlatın. Bu işlem, ikinci monitörün algılanmasına yardımcı olacaktır. 

    Ekran Çözünürlüğünü Ayarlayın

    Eğer monitör hala algılanmıyorsa, ekran çözünürlüğünü kontrol etmek gerekir. Her monitör farklı çözünürlüklerde çalışabilir. Windows, ikinci monitörün desteklediği en yüksek çözünürlüğü otomatik olarak algılayamayabilir. Ekran ayarlarında, ikinci monitör için uygun bir çözünürlük seçin ve değişiklikleri kaydedin. 

    Donanım Sorunlarını Giderin

    Bütün bu adımlar sonrasında hâlâ sorun yaşıyorsanız, donanım sorunları göz önünde bulundurulmalıdır. Monitörü farklı bir bilgisayara bağlayarak çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Eğer monitör başka bir bilgisayarda da algılanmıyorsa, donanım arızası söz konusu olabilir. Kabloların da sağlam olduğundan emin olun. Gerekirse, yeni bir kablo ile bağlantıyı deneyin.

    Windows Güncellemelerini Kontrol Edin

    Son olarak, işletim sistemi güncellemeleri de gözden geçirilmelidir. Windows 11, zaman zaman yeni güncellemeler ile çeşitli sorunları çözmektedir. “Ayarlar” menüsüne gidip “Güncelleme ve Güvenlik” bölümüne tıklayarak mevcut güncellemeleri kontrol edin. Güncellemeleri yükledikten sonra bilgisayarı yeniden başlatmayı unutmayın.
    Windows 11’de ikinci monitörün algılanmaması, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Yukarıda belirtilen adımlar, bu sorunun çözülmesine yardımcı olabilir. Fiziksel bağlantılardan ekran ayarlarına, sürücü güncellemelerinden donanım kontrollerine kadar yapılacak işlemler, durumu düzeltmek için önemlidir. Sorun devam ederse, profesyonel bir teknisyenden destek almak faydalı olacaktır. 

    x takip için @salihertugrul

    Samsung Galaxy Watch, Michigan Üniversitesi tarafından test edildi

    Samsung Galaxy Watch’un zindelik ve fitness ölçüm özelliklerinden bazıları, Michigan Üniversitesi’nin ilgili birimleri tarafından gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, klinik ve spor bilimi ekipmanlarıyla güçlü bir korelasyon sergiledi.

    Samsung Electronics ve Michigan Üniversitesi tarafından yapılan ortak açıklamada, belirli şartlar altında gerçekleştirilen testler sonucunda Samsung Galaxy Watch’un fitness izleme özelliklerinin yüksek doğruluk seviyesinin Michigan Üniversitesi İnsan Performansı ve Spor Bilimleri Merkezi (HPSSC) tarafından onaylandığı duyuruldu. Michigan Üniversitesi İnsan Performansı ve Spor Bilimleri Merkezi, spor, egzersiz ve insan performansıyla ilgili entegre ve kapsamlı araştırma ve eğitimleriyle biliniyor.

    HPSSC’nin Michigan Performans Araştırma Laboratuvarı (MiPR), Galaxy Watch ile klinik ve spor bilimleri referans cihazlarının kalp atış hızı, sıvı kaybı, azami VO2 ve vücut yağ yüzdesi ölçümleri arasında önemli bir korelasyon tespit etti. Bu sayede de Galaxy Watch’un izleme yeteneklerinin güvenilirliği doğrulanmış oldu. Samsung ve Michigan Üniversitesi arasındaki bu iş birliği aynı zamanda, gelişmiş ve doğru sonuçlar veren fitness çözümlerinin Galaxy Watch ile daha fazla kullanıcıya ulaştığını da ortaya koyuyor.

    Mac kullanıcılarını hedef alan yeni bir arka kapı ortaya çıkarıldı

    0

    Kaspersky araştırmacıları, iki popüler Çinli mesajlaşma platformu WeChat ve DingTalk kullanıcılarını hedef alan HZ Rat arka kapısının macOS varyantını tespit etti.

    İlk olarak Windows sistemlerinde tespit edilen zararlı yazılım, artık macOS’u da tehdit ederek potansiyel olarak yanal ağ hareketine ve veri hırsızlığına olanak sağlıyor. HZ Rat’in macOS sürümü sahte bir “OpenVPN Connect” uygulama yükleyicisi aracılığıyla dağıtılıyor. Bu yükleyici, yasal VPN istemcisinin yanı sıra iki kötü amaçlı dosya içeriyor: Arka kapının kendisi ve VPN istemcisiyle birlikte arka kapıyı başlatan bir komut dosyası. Arka kapı başlatıldıktan sonra, önceden belirlenmiş bir IP adresi listesini kullanarak saldırganların sunucusuna bağlanıyor ve tespit edilmesini önlemek için tüm iletişimi şifreliyor.

    Kaspersky Zararlı Yazılım Analisti Sergey Puzan, şunları söylüyor: “Kaspersky uzmanlarının analizleri, macOS arka kapısının DingTalk ve WeChat’in korumasız veri dosyalarından kurbanın kullanıcı adı, iş e-posta adresi ve telefon numarası gibi bilgileri topladığını gösteriyor. Zararlı yazılım şu anda yalnızca veri toplarken, bazı sürümler saldırganların sunucusuyla iletişim kurmak için yerel IP adreslerini kullanıyor ve bu da kurbanın ağı içinde yanal hareket potansiyeline işaret ediyor. Bu aynı zamanda saldırganların hedefli saldırılar planlıyor olabileceğini de gösteriyor.”

    HZ Rat ilk olarak Kasım 2022’de, DCSO araştırmacıları kötü amaçlı yazılımın Windows sürümünü keşfettiğinde ortaya çıkmıştı. MacOS HZ Rat varyantının keşfi, daha önceki Windows saldırılarının arkasındaki grubun hala aktif olduğunu gösteriyor. Nihai hedefleri henüz belli olmasa da, toplanan veriler gelecekteki saldırıları sahnelemek için istihbarat toplamak amacıyla kullanılabilir.

    Yenilenmiş Cep Telefonları ile Teknolojiyi Yakından Takip Edin

    0

    Yeni bir telefon ihtiyacınız var fakat fiyatlar devamlı olarak yükseliyor. Diğer taraftan onlarca seçenek arasında kaybolduğunuzu hissediyorsunuz. Peki ya bütçeniz yeterli mi? Merak etmeyin; yalnız değilsiniz. En doğru kararı vermek için MediaMarkt ekibinin profesyonel tavsiyelerine uyup kılı kırk yarmakta haklısınız. Artık MediaMarkt’ın yenilenmiş cep telefonları ile benzeri sorunların önüne geçme şansına sahipsiniz.

    yenilenmiş cep telefonlari
    Yenilenmiş cep telefonları ile en güncel işletim sitemlerine daha uygun ücretle erişin

    Yenilenmiş Cep Telefonları ile Avantaj Sizde

    MediaMarkt bir şekilde iadesi gerçeklemiş cep telefonlarını profesyonel olarak değerlendirerek tekrar satışa koyuyor. Bunu yaparken fiyat avantajına ek olarak garanti koşullarında hiçbir kaybınız olmuyor. Yani daha az ödeyerek beğendiğiniz telefonu satın alıyorsunuz. Daha fazlası için sizi hemen bu adresi takibe alın.

    Yenilenmiş cep telefonları kategorisinde dikkatimi çeken bir model ile devam etmek istiyorum. Listede iPhone 12 Pro 128 GB modelini tavsiye ediyorum. Çünkü bildiğiniz gibi Pro modeller her zaman daha iyi donanım parçaları ile geliyor. Şahsen önceliğim kamera olduğu için Pro modelin fotoğraf ve video kalitesini çok başarılı bulunuyorum. Üstelik bu modelin çok önemli bir artısı daha var. O da yakında çıkacak iOS 18 güncellemesini alacak olması. Tabii ki birçok model bu güncellemeyi alacak. Tam listeyi aşağıda paylaşıyorum.

    • iPhone XS
    • iPhone XS Max
    • iPhone XR
    • iPhone 11
    • iPhone 11 Pro
    • iPhone 11 Pro Max
    • iPhone 12
    • iPhone 12 Mini
    • iPhone 12 Pro
    • iPhone 12 Pro Max
    • iPhone 13
    • iPhone 13 Mini
    • iPhone 13 Pro
    • iPhone 13 Pro Max
    • iPhone SE (ikinci nesil veya daha güncel)
    • iPhone 14
    • iPhone 14 Plus
    • iPhone 14 Pro
    • iPhone 14 Pro Max
    • iPhone 15
    • iPhone 15 Plus
    • iPhone 15 Pro
    • iPhone 15 Pro Max

    Gelin şimdi de yeni güncelleme ile öne çıkan özelliklere göz atalım.

    Yeni iOS 18 Güncellemesi ile iPhone’larda Değişim Zamanı

    iPhone genellikle kişiselleştirme yönünden Android’e göre kısıtlı yapıya sahiptir. Ancak iOS 18, şaşırtıcı yeniliklerle ana ekranları değiştirmeye geliyor. Artık widget’larınızı istediğiniz yere taşımanız mümkün. Ayrıca tüm widget’larda yeni bir koyu ton ayarlamak da size kalmış. Ekranınızın renk seçeneklerini daha kapsamlı şekilde değiştirerek gözünüze hitap eden bir seçim yapabileceksiniz.

    Gözler Telefonun Aynasıdır

    iOS 18 ile artık telefonunuzu gözünüzle kontrol edebileceksiniz. Evet, doğru okudunuz yeni bir özellik ön kamera ile gözünüzün hareketlerini takip edecek. Özelliği aktif hale getirdikten sonra gözlerinizin ekran üzerinde gezindiğini fark edeceksiniz. Bir resme basmak ya da bir sayfaya tıklamak içinse aynı noktaya birkaç saniye bakmanız yeterli. Ne dersiniz; gözlerinizle telefonu kullanma fikri size heyecan veriyor mu?

    Şifreler Apple’a Emanet

    Günümüzün en büyük kabusu onlarca site ve platform üzerinde şifrelerimizi yönetmek. Açıkçası şu ana kadar Google, Chrome ile bu işi bence iyi götürüyor. Daha fazla kontrol için çeşitli ücretli alternatifler de mevcut. Ancak Apple, şifre yönetimi konusuna kendi el atmayı tercih ediyor. Bu sayede mobil kullanıcıların siber tehditlere karşı daha güvenli hale geleceğini düşünüyorum.

    Bu temel özelliklere ek olarak Apple elbette ChatGPT ile yapay zeka kullanımına ağırlık verecek. Yapay zeka yeni iOS ile başta fotoğraflarda olmak üzere her türlü işlemde öne çıkacak. Komutlar girerek ya da tarif yaparak yapay zeka görüntüleri oluşturmak zahmetsiz hale gelecek. Bu görselleri notlarınıza eklemeniz ya da yeni emojiler yapmanız da mümkün.

    Gördüğünüz gibi yeni iOS 18 heyecan veriyor. Buna ek olarak Android telefonlar da hamleler yapacak. İşte tüm bu yeniliklere yabancı kalmamak için yenilenmiş cep telefonları önemli bir çözüm. MediaMarkt stoklarında bulunan yenilenmiş cihazları takibe alarak siz de günce teknolojiyi yakalayabilirsiniz.

    Philips TV, Ambilight’ın 20. yılını kutluyor

    Ambilight Teknolojisi, 2004 yılında IFA’da ilk televizyonların piyasaya sürülmesinden 20 yıl sonra bile televizyon izlemeyi benzersiz ve sürükleyici bir deneyime dönüştürmeye devam ediyor.

    Bugüne kadar 35 milyon Ambilight TV sahiplerine ulaştı ve kullanıcıların yüzde 80’den fazlası bir sonraki televizyon seçimlerini yine Ambilight TV’den yana kullanmak istediğini belirtti. Ambilight özellikle son yıllarda Philips markası altında piyasaya sürülen en popüler tüketici elektroniği teknolojilerinden biri haline geldi.

    Ambilight teknolojisi yolculuğuna, ilk olarak 2004 yılının Eylül ayında Berlin IFA Fuarı’nda tanıtılan LCD ve Plazma TV modellerle başladı. TP Vision çatısı altında sunulan Philips Ambilight TV teknolojisi serinin yeni amiral gemisi modeli OLED+959’la çıtayı daha da yükseltti.

    Ambilight teknolojisi, ilk olarak karanlık odada uzun süre TV izleyen kullanıcılar için özel kontrast algılama özelliğiyle göz yorgunluğunu azaltmaya yardımcı olmak amacıyla üretildi.

    Görüntüyü ekranın ötesine taşıyor 

    Philips’e özgü olan Ambilight, TV setinin çevresindeki duvarlara, görüntünün renklerine ve parlaklığına uyum saglayacak sekilde otomatik olarak değişen, yumusak bir ışık yansıtıyor. Ambilight; algılanan kontrastı, rengi ve ayrıntıyı güçlendirerek, kullanıcılarda daha geniş bir görüntüye baktığı hissini veriyor.

    Ambilight, ilk lanse edildiği günden bu yana on iki defa iyileştirme geçirdi ve sistem giderek daha sofistike ve güçlü hale geldi. Aynı dönemde, TV çerçevelerinin boyutu da minimalize edildi. Teknolojinin kullanıcılara getirdiği en büyük fayda, kullanıcılarda bıraktığı ‘’ekrandaki görüntünün setin sınırlarının çok ötesine uzanması izlenimi’’ olarak öne çıkıyor.

    Ambilight, 2004 yılında ekranın her iki tarafında aynı rengi gösteren CFL’ler (soğuk floresan lamba) kullanılarak piyasaya sürüldü. Bunu, 2006 yılında her iki tarafta farklı renkler gösterebilen ‘stereo’ versiyonu, ‘surround’ ve setin üç ve dört tarafına monte edilen surround versiyonu olan ‘full surround’ versiyonları takip etti.

    Çocuklarda teknoloji bağımlılığı nasıl önlenir?

    Günümüz çocukları, dijital çağın ortasında büyüyor ve teknoloji hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar gibi dijital cihazlar hem eğitim hem de eğlence için önemli araçlar olsa da, bu teknolojinin aşırı kullanımı çocuklar üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabiliyor. Peki, çocuklarda teknoloji bağımlılığı nasıl önlenir?

    Çocuklarda teknolojiyle tanışma yaşı düştü

    Teknolojinin hızla yayıldığı günümüz dünyasında, çocukların internet ve mobil cihazlarla erken yaşta tanışması kaçınılmaz bir gerçek haline geldi. Ancak bu durum, önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Çocukların teknolojiyle bu kadar erken yaşta tanışması, fiziksel ve ruhsal sağlıklarını ciddi şekilde etkileyebilir.

    Yapılan araştırmalar, çocukların yaklaşık %33’ünün mobil cihazlarla 5-9 yaşları arasında ilk temaslarını gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu erken yaşta teknolojiye maruz kalma, bazı çocuklarda internet bağımlılığına yol açabiliyor. Ne yazık ki, %25,6’sı sorunlu internet kullanımı ya da internet bağımlılığı yaşıyor. Bu oran, çocukların dijital dünyayla olan etkileşimlerinin ciddiyetini gözler önüne seriyor.

    Amerika’da yapılan bir diğer araştırma, 6 yaş altı çocukların günlük ortalama 1,58 saat dijital teknoloji kullandığını gösteriyor. Çocuklar, evde sürekli açık olan televizyonlar ve bilgisayarlarla da vakit geçiriyorlar. Uzmanlar, çocukların dijital cihaz kullanımını günde en fazla 1-2 saatle sınırlamayı öneriyor. Ayrıca, 2 yaşından küçük çocukların ekranla temas etmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Bu durum, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Teknolojiyle erken yaşta tanışmanın, fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra, dikkat dağınıklığı, sosyal izolasyon ve ruhsal sorunlar gibi olumsuz etkileri olabileceğini unutmamalıyız.

    Çocuklarda teknoloji kullanımı nasıl olmalı?
    Çocuklarda teknoloji kullanımı nasıl olmalı?

    Aşırı teknoloji kullanımı çocukların sağlığını olumsuz etkiliyor

    Dijital cihazların aşırı kullanımı, çocukların sağlık üzerinde ciddi etkiler yaratabiliyor. Uzun süre ekran karşısında kalan çocuklar, göz yorgunluğu, kas ve iskelet sorunları yaşarken, sindirim problemleri de ortaya çıkabiliyor. Bu durumlar, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda uyku düzenini de bozarak dikkat dağınıklığı ve sosyal izolasyon gibi ruhsal sorunlara yol açabiliyor.

    Çocukların sağlıklı gelişimleri için günlük 3-4 saat fiziksel aktivite ve sosyal etkileşim önemlidir. Ancak, teknolojinin fazla kullanımı hareketsiz yaşam tarzını teşvik ederek obezite riskini artırabiliyor. Uzmanlar, çocukların açık havada daha fazla vakit geçirmelerini ve fiziksel aktivitelerine yönelmelerini tavsiye ediyor. Ayrıca, dijital cihazların uyku kalitesini bozduğunu ve bilişsel ile duygusal gelişimi olumsuz etkilediğini belirtiyor. Teknolojiyi dengeli kullanmak, çocukların hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarını korumada kilit rol oynuyor.

    çocuklarda siber zorbalık tehdidi
    çocuklarda siber zorbalık tehdidi

    Dikkat: Çocuğunuz siber zorbalık mağduru olabilir!

    Çocuklar, internetin sunduğu sosyal bağlantılar ve bilgi edinme fırsatlarından yararlanırken, siber zorbalık ve istismar gibi risklerle de karşılaşabiliyor. Araştırmalar, çocukların %14’ünün sanal arkadaşlarıyla iletişim kurduğunu ve bu durumun çeşitli tehlikeler taşıdığını gösteriyor. Sanal arkadaşlıklar, çocuklara sosyal beceriler kazandırabilirken, aynı zamanda siber zorbalık ve istismar gibi olumsuz etkileri de beraberinde getirebiliyor. Bu tür deneyimler, çocukların ruhsal sağlığını ve özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilir.

    Bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarının çevrimiçi aktivitelerini yakından takip etmeleri ve onları güvenlik konularında bilgilendirmeleri kritik bir önem taşıyor. Çocuklara internet güvenliği ve siber zorbalıkla başa çıkma stratejileri hakkında açık bir iletişim kurmak, kişisel bilgilerini korumalarını öğretmek ve teknoloji kullanımını denetlemek, riskleri azaltmada etkili yöntemlerdir. Çocuklarınızın güvenli ve sağlıklı bir dijital deneyim yaşamasını sağlamak için ilginizi ve desteğinizi sürekli olarak yanlarında hissettirmelisiniz.

    Çocuklarda teknoloji bağımlılığı
    Çocuklarda teknoloji bağımlılığı

    Çocuklarda teknoloji bağımlılığı nasıl önlenir?

    Çocukların teknolojiyle sağlıklı bir ilişki kurmaları, gelişimlerini desteklemek ve dengeli bir dijital yaşam sürmelerine yardımcı olmak ebeveynler için büyük önem taşıyor. Peki, çocuklarımızı teknolojinin olumsuz etkilerinden nasıl koruyabiliriz? İşte ebeveynlerin, çocuklarına doğru rehberlik ederek teknolojiyi dengeli kullanmalarını sağlamaları için uygulayabilecekleri bazı altın kurallar:

    Net sınırlar belirleyin: Teknoloji kullanımını sınırlandırmak, çocukların ekran karşısında geçirdiği süreyi kontrol altına almak için önemli bir adımdır. Yemek saatlerinde ve yatmadan önce dijital cihazları yasaklamak, bu sınırları belirlemenin en etkili yollarındandır. Ayrıca, çocukların haftalık teknoloji kullanım sürelerini planlamak ve düzenli aralıklarla gözden geçirmek de oldukça faydalı olabilir.

    Alternatif aktiviteler sunun: Dijital cihazlar yerine, çocuklara açık havada oynayabilecekleri, yaratıcı becerilerini geliştirebilecekleri etkinlikler sunmak, onların ekran başında geçirdikleri süreyi azaltır. Doğa yürüyüşleri, sanat projeleri veya spor aktiviteleri gibi alternatifler, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini destekler.

    Çocuğunuza iyi bir rol model olun: Ebeveynlerin teknoloji kullanımı, çocuklar için güçlü bir örnek teşkil eder. Bilinçli ve sınırlı bir teknoloji kullanımı sergilemek, çocuklarınızın da bu alışkanlıkları benimsemesine yardımcı olabilir. Aile içindeki dijital alışkanlıklar, çocuklar üzerinde doğrudan bir etki yaratır.

    Medya okuryazarlığı eğitimi verin: Çocuklarınıza dijital dünyada güvenli bir şekilde nasıl hareket edeceklerini öğretmek, siber tehditlerden korunmalarına yardımcı olur. Medya okuryazarlığı, çocukların çevrimiçi içerikleri daha bilinçli bir şekilde değerlendirmelerini ve güvenli internet kullanımı alışkanlıklarını kazanmalarını sağlar.

    Uyku düzenine dikkat edin: Aşırı teknoloji kullanımı, çocukların uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Yatak odasında telefon, tablet veya televizyon bulundurulmamalı ve uyumadan en az bir saat önce bu cihazlar kapatılmalıdır. Bu basit önlemler, çocukların daha kaliteli bir uyku düzenine kavuşmalarını sağlar.

    Teknolojinin çocuklar üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, sağlıklı bir gelecek için ebeveynler, öğretmenler ve sağlık profesyonelleri çocukların internet kullanım alışkanlıklarını yakından takip etmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Çocukların internet bağımlılığıyla mücadele etmek, sadece onların sağlığını korumakla kalmayacak, aynı zamanda gelecek nesillerin dijital dünyada bilinçli bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır.

    Yapay Zekanın Devleri: Grok-2 ve ChatGPT Karşı Karşıya

    Elon Musk, Twitter’ı satın aldıktan sonra platformu X olarak yeniden markalaştırarak birçok tartışmaya yol açtı. Musk’ın bu adımı, yalnızca sosyal medya dünyasında değil, aynı zamanda teknoloji sektöründe de büyük bir yankı uyandırdı. Musk’ın amacı, X’i sadece bir sosyal medya platformu olarak değil, çok yönlü bir “süper uygulama” haline getirmekti. Ancak bu radikal dönüşüm sırasında, yapay zeka alanında da büyük bir rekabetin başlamasına neden oldu. OpenAI’ın ChatGPT’si, yapay zeka dünyasında adeta bir dönüm noktası yarattı ve bu gelişme, Musk’ı harekete geçirdi. OpenAI’ın kurucu üyelerinden biri olan Musk, şirketin kâr amacı gütmeyen köklerinden uzaklaştığını düşündü ve bu nedenle kendi yapay zeka sohbet botu Grok’u tanıttı.

    Musk, Grok’u yalnızca ChatGPT’ye bir alternatif olarak sunmakla kalmadı, aynı zamanda yapay zeka dünyasında yeni bir standart oluşturmayı hedefledi. ChatGPT, kısa süre içerisinde büyük bir kullanıcı kitlesine ulaşıp dijital dünyanın bir parçası haline gelirken, Musk’ın eleştirileri ve Grok’un piyasaya sürülmesi, sektörde büyük bir merak uyandırdı. Grok’un geliştirilmesi ve lansmanı, Musk’ın yapay zeka dünyasında köklü değişiklikler yapma isteğinin bir yansıması olarak görülebilir. Grok, Musk’ın liderliğinde xAI adlı bir girişim tarafından geliştirildi ve ChatGPT gibi diğer yapay zeka sohbet robotlarına doğrudan rakip oldu.

    Piyasaya sürülmesinden bu yana hem Grok hem de ChatGPT önemli güncellemeler aldı. İki platform da yapay zeka teknolojilerini sürekli olarak geliştirirken, kullanıcıların hangi sohbet botunu kullanmaları gerektiği konusunda kafalarının karışması oldukça doğal. Grok-2 ve ChatGPT arasındaki farkları ve hangi platformun hangi kullanıcı ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verdiğini anlamak için bu iki yapay zeka platformunun ayrıntılı bir karşılaştırmasına göz atmak gerekiyor.

    Grok AI Nedir ve Neler Yapabilir?

    Grok, Elon Musk’ın kurduğu xAI tarafından geliştirilen, ChatGPT ve Google’ın Gemini modellerine rakip olan bir yapay zeka sohbet robotudur. Musk, Grok’un sadece bir sohbet botu olmasının ötesinde, gelişmiş matematiksel muhakeme yapabilen ve doğru bilgiye ulaşmayı hedefleyen bir yapay zeka olmasını amaçladı. Grok-2, bu vizyonun bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor ve iki farklı modelle kullanıcıların karşısına çıkıyor: Grok-2 ve Grok-2 mini. Grok-2 mini, daha hızlı yanıtlar verirken doğruluk oranında bazı tavizler verirken, Grok-2 tam modeli, daha büyük ve karmaşık veri setlerine dayanan, daha hassas sonuçlar sunan bir yapıya sahip.

    Grok’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, gerçek zamanlı bilgilere X üzerinden erişebilmesi. Bu, özellikle güncel olaylar hakkında daha hızlı ve doğru bilgi sağlayabilme potansiyeline sahip olmasını sağlıyor. Twitter’ın, Musk’ın satın alımından önce bile, güncel haberlerin ilk paylaşıldığı platformlardan biri olduğu göz önüne alındığında, bu özellik Grok’a büyük bir avantaj sağlıyor. Ancak, bu durumun beraberinde getirdiği bazı riskler de bulunuyor. X üzerindeki içeriklerin doğruluğu her zaman garanti edilemediğinden, Grok zaman zaman yanıltıcı bilgi veya düşük kaliteli içerikler sunabilir. Musk’ın liderliğinde Grok, bu riskleri minimize etmek için sürekli olarak geliştiriliyor olsa da, bu yaklaşımın ne kadar etkili olduğu zamanla daha net anlaşılacaktır.

    Grok’un eğitildiği veri seti sadece güncel olaylarla sınırlı değil. Dil modelleri, geniş kapsamlı bilgiye ve geçmiş olaylara dayanan bir veri tabanıyla eğitiliyor. Bu nedenle Grok-2, yalnızca güncel olaylar değil, aynı zamanda daha eski olaylar ve genel konular hakkında da bilgi sağlayabiliyor. Ayrıca Grok, yazılım geliştirme ve kodlama alanında da yetenekli. Musk’ın hedeflerinden biri, Grok’u gelişmiş matematiksel muhakeme yapabilen bir model haline getirmek olduğu için, bu alanda güçlü mühendislik kadrosuyla ciddi yatırımlar yapılıyor.

    Grok-2, görsel içerik üretimi konusunda da kullanıcılarına hizmet veriyor. ChatGPT’nin OpenAI tarafından geliştirilen DALL-E 3 modeline karşılık, Grok-2, Black Forest Labs tarafından geliştirilen daha yeni bir model olan FLUX.1’i kullanıyor. FLUX.1, insan anatomisi gibi karmaşık detayları daha doğru bir şekilde işleyebilmesiyle rakiplerinden ayrışıyor. Görsel üretim alanında Grok-2’nin sağladığı esneklik, kullanıcıların daha yaratıcı ve karmaşık taleplerine yanıt verebilmesini sağlıyor.

    Grok-2 ve ChatGPT: Farklılıklar

    Grok ve ChatGPT arasındaki en belirgin farklardan biri, iki platformun arkasındaki felsefelerden kaynaklanıyor. Elon Musk, OpenAI’ın ChatGPT ile kâr amacı gütmeyen bir yapıdan uzaklaşmasına tepki olarak Grok’u geliştirdi. Musk, ChatGPT’nin ideolojik sınırlamalara sahip olduğunu ve bu durumun yapay zekanın doğruluğunu etkilediğini savunuyor. Örneğin, Musk ChatGPT’nin “woke” bir eğitim almasının yapay zekanın gerçeği çarpıttığını ve bu durumun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Grok ise “maksimum doğruluk arayan” bir yapay zeka olarak tanıtıldı ve Musk’ın amacı, bu modelin hiçbir ideolojiye bağlı kalmadan en doğru bilgiyi sunması.

    ChatGPT ve diğer büyük yapay zeka platformları, modellerine güvenlik önlemleri ve etik sınırlamalar ekleyerek kullanıcılara daha güvenli bir deneyim sunmayı hedefliyor. Ancak bu durum, bazı kullanıcılar tarafından sansür olarak algılanıyor. Uzmanlar ise bu tür koruma önlemlerinin, yapay zekanın kötüye kullanımını engellemek için gerekli olduğunu savunuyorlar. Bu felsefi farklar, Grok-2 ve ChatGPT arasındaki kullanım deneyimini de doğrudan etkiliyor.

    Grok-2, X platformundaki içeriklere dayalı olarak bilgi toplarken, ChatGPT daha geniş bir veri tabanına ve çeşitli kaynaklara başvuruyor. ChatGPT, Bing gibi arama motorlarına erişerek kullanıcıların taleplerine yanıt verirken, Grok, X üzerinden daha hızlı ve güncel bilgilere erişebiliyor. Ancak bu durum, Grok’un bazen yanıltıcı bilgiler sunabileceği anlamına da geliyor. Grok, gerçek zamanlı bilgilere dayanarak daha dinamik bir yapıya sahipken, ChatGPT daha güvenli ve geniş kapsamlı bilgi sağlayabiliyor.

    Grok’un diğer bir önemli farkı ise erişim ve kullanım maliyetinde yatıyor. Grok, X Premium veya X Premium Plus aboneliği gerektirirken, ChatGPT’nin ücretsiz bir sürümü mevcut. Ancak yapay zeka hizmetlerinin yüksek maliyetleri göz önüne alındığında, bu tür aboneliklerin gelecekte de devam etmesi muhtemel görünüyor.

    Hesap sahte, ses  kopya  ama tuzak gerçek

    Makine öğrenimi ve yapay zekâ büyük bir hızla ilerleyip kitleler için giderek daha erişilebilir hale geliyor. 

    Siber suçlular gelişen teknoloji sayesinde kimliklerini ve nerede olduklarını çok daha kolay gizleyebiliyorlar. Siber güvenlik şirketi ESET, suçluların yeni nesil sosyal mühendislik saldırıları ile WhatsApp üzerinden dolandırıcılık yapılabileceğine yönelik uyarılarda bulundu. 

    Günümüzde güçlü bilgisayar teknolojileri ve medyanın ilgisi sayesinde yapay zekâ küresel düzeyde bir ilgiye  ulaştı. Yapay zekâ kavramı Blade Runner ve The Terminator gibi filmlerle popüler hale geldiğinden beri insanlar bu teknolojinin bir sonraki adımda neler yaratabileceğinin potansiyelini merak ediyor. Siber güvenlik uzmanları ise  yakın dönemde zararlı sonuçları olan yaratıcı ve oldukça sofistike saldırılarla karşılaşabileceğimize yönelik  uyarılarda bulunuyorlar.

    Yeni nesil sosyal mühendislik saldırıları 

    Siber suçlular tuzağa düşürmek istedikleri kişileri ya da onların çevrelerini hedefleyerek bu kişilere ait ses örneklerini paylaşım platformlarından kopyalıyorlar. Tuzağa düşürmek istedikleri kişileri de genellikle şirket sahipleri ya da üst düzey yöneticilerden seçiyorlar. Klonladıkları ses örnekleriyle sahte sesli mesajlar oluşturuyorlar. Suçlular saldırılarını daha sofistike hale getirebilmek için hedeflenen kişilerin WhatsApp hesabını da ele geçirip, hedefledikleri kişiye ya da onun çevresine sahte sesli mesajlar gönderiyorlar.

    Ses klonlama dolandırıcılığına karşı nasıl güvende kalınır?

    • İş ve onay süreçlerini takip edin
    • Kişileri ve süreçleri doğrulayın; örneğin tüm ödeme taleplerini (sözde) talebi gönderen kişiyle doğrulayın hatta gerekirse iki kez doğrulayın ve transferlerin şirketinizdeki iki çalışan tarafından onaylanmasını sağlayın.
    • Teknoloji dünyasındaki son trendleri takip edin ve çalışanlarınızın eğitimini ve güvenlik özelliklerini buna göre ayarlayın.
    • Çalışanlarınız için özel bilgilendirme eğitimleri düzenleyin.
    • Çok katmanlı güvenlik yazılımı kullanın.
    • Çevrimiçi paylaşılan kişisel bilgilerinizin miktarını sınırlayın. Mümkünse adresinizi veya telefon numaranızı yayımlamaktan kaçının.
    • Gönderilerinizi ve sosyal medyadaki diğer içeriklerinizi görebilecek kişi sayısını sınırlayın.
    • Kimlik avı dolandırıcılıklarına ve kişisel bilgilerinizi sizden almaya yönelik diğer girişimlere karşı dikkatli olun.
    • Kimlik doğrulama uygulaması veya donanım kimlik doğrulama cihazı gibi iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanın.

    MediaMarkt kahve tutkunlarını Ankara Coffee Festivali’nde ağırlayacak

    Kahve endüstrisinin tüm paydaşlarının kahve severlerle buluşacağı Ankara Coffee Festivali bu yıl 20-22 Eylül tarihleri arasında MediaMarkt yardımcı sponsorluğunda gerçekleşiyor. MediaMarkt, Bilkent Center’da düzenlenecek olan festivaldeki standında kahve tutkunlarını farklı kahve lezzetleri ve atölyelerle ağırlayacak.

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışveriş keyfini sunan MediaMarkt, 20-22 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Ankara Coffee Festivali’nde ziyaretçilere unutulmaz bir kahve deneyimi yaşatacak. MediaMarkt, mağazalarında konumlandırdığı Barista alanlarıyla tüketicilere sunduğu farklı kültürlerden kahve deneyimini bu kez Ankara Coffee Festivali ziyaretçilerine sunacak.

    Etkinlik boyunca ayrıca; 2016, 2017 ve 2019 yıllarında Türkiye Barista Şampiyonu unvanını kazanan Nisan Ağca, MediaMarkt standında kahve tutkunlarına özel workshoplar düzenleyecek. Nisan Ağca’nın Ankara Coffee Festivali’ndeki programı şu şekilde:

    •       Cumartesi 18:00-18:45- MediaMarkt ile kendi Türk Kahveni Tasarla

    •       Pazar 18:00-18:45- MediaMarkt ile Kahveli Çikolata Yapım Atölyesi

    MediaMarkt ayrıca Coffee Festivali’nin İstanbul (3-6 Ekim), İzmir (18-20 Ekim) ve Antalya (15-17 Kasım) ayaklarında da yardımcı sponsor olarak özel stant alanı ve aktiviteleriyle yer alacak.

    Stantlarda biriken kahve posaları ileri dönüştürülecek

    MediaMarkt bu yıl çevre dostu bir adım atarak, başta Ankara Coffee Festivali’ndeki standı olmak üzere diğer tüm şehirlerdeki Coffee Festivali stantlarında biriken kahve posalarını, espresso granülünden ileri dönüştürülmüş ürünler üreten Wastespresso girişimine bağışlayacak. Böylece etkinliklerde biriken kahve posaları; birden fazla kez kullanılabilen bardak, doğada tamamen çözünebilen pipet gibi işlevsel ürünler olarak ileri dönüştürülerek yeniden hayat bulacak.

     

    Dijital ikiz VR deneyim alanları

    MediaMarkt, benzersiz mağaza deneyimini sanal gerçeklik dünyasına taşıdığı “Dijital İkiz” projesi kapsamında VR deneyim alanları da kahve festivali alanlarında yer alacak. Deneyim alanlarını ziyaret eden tüketiciler, Web 3.0 deneyimiyle Tech Arena mağazasının dijital ikizinde gezinti ve alışveriş yapabilecek.

     

    Festivale katılamayacak kahve tutkunlarını mağazalarındaki Barista köşelerine davet eden MediaMarkt, kahve festivalini her gün evinde yaşamak isteyen kahve severleri de internet sitesinde yer alan Barista Club adresine bekliyor.

    LG PAX West’te webOS bulut oyun teknolojilerini sergiledi

    LG Electronics (LG), ABD’nin en büyük oyun etkinliği olan PAX West’te webOS platformundaki oyun teknolojilerini sergiledi.

    Ziyaretçiler, LG’nin Arch Building’deki Seattle Kongre Merkezi’nde yer alan PAX West Standında, LG’nin webOS Gaming yeteneklerini, eleştirmenlerce de beğenilen LG OLED TV serisi dahil olmak üzere LG akıllı cihazlarında deneyimlediler.

    Kullanıcılarına benzersiz deneyimler sunan LG, yenilikçi webOS Gaming teknolojisi ile oyunların mükemmelliğinde yeni bir standart belirliyor. LG’nin PAX West’teki ortaya çıkışı, şirketin oyun deneyimini geliştirmeye ve yükseltmeye adanmış lider bir oyun platformu olarak kendini yaratma yolculuğunun başlangıcını işaret ediyor.

    Bulut oyun teknolojisi aracılığıyla 4.000’den fazla yüksek kaliteli oyunu ve eğlenceli ve benzersiz deneyimler sunan 500’den fazla herkesin oynayabileceği (oynamak için sadece LG’nin Sihirli Kumandası yeterli) oyunu destekleyen alanda katılımcılar, webOS Gaming’in yeni ve gelecek oyunlarının ön gösterimlerini izlediler.

    LG, webOS Gaming platformunun bulut oyun hizmetlerine erişimi nasıl kolaylaştırdığını ve en yeni ve en popüler AAA oyunlarını nasıl desteklediğini göstermek için NVIDIA GeForce NOW, Blacknut ve Amazon Luna ile iş birliği gerçekleştirdi. Stant ziyaretçileri Star Wars Outlaws, Cyberpunk 2077, Black Myth: Wukong, Cuphead gibi popüler oyunların keyfini çıkardılar.

    Overcooked! 2’nin yanı sıra hayranlarının en sevdiği oyunlardan Famobi ortaklığıyla yaratılan Cut The Rope ve Thief Puzzle’ın da yer aldığı Günlük Oyun Alanı, PAX West katılımcılarının kolay ve eğlenceli bir oyun deneyimi için tasarlanmış ve her yaş grubundan oyun severe seslenen oyunlarnı oynanmalarına olanak tanıdı. Ziyaretçiler webOS Gaming’in, LG’nin StanbyME ve StanbyME Go gibi yaşam tarzı cihazlarının üzerinde de çeşitli günlük oyunları desteklediğini öğrendi. Ziyaretçiler ayrıca webOS Gaming’in cihazlar arası uyumluluk yeteneğiyle otomobillerde dokunmatik tabanlı günlük oyun desteği hakkında daha fazla bilgi edindiler.