Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 8

    Samsung Galaxy AI yeni dönemde neler sunacak?

    0
    Samsung, bu yıl Galaxy S25 serisini tanıtırken, donanımdaki önemli yeniliklerin yanı sıra Galaxy AI özellikleriyle de adından çok söz ettirdi. One UI 7 arayüzü ve Android 15 kombinasyonuyla Samsung, “AI entegre bir işletim sistemi” sunarak daha kişiselleştirilmiş ve bağlam duyarlı bir deneyim sunacak. Peki hangi yeniliklerden bahsediyoruz? İşte detaylar…

    Samsung Galaxy S25 ile gelen Galaxy AI yapay zeka özellikleri

    Kamerada yapay zeka desteği: Daha net ve keskin görüntüler

    Galaxy S25’in yapay zeka özelliklerinin başında kamera performansı geliyor. Qualcomm Snapdragon işlemcisi sayesinde cihaz, gürültü analizi konusunda çok daha iyi hale getirildi. Yani, düşük ışıklı ortamlarda daha net ve detaylı çekimler yapabiliyor. Ayrıca, Audio Eraser adlı AI aracı, ses kanallarını ayrıştırarak rüzgar sesi veya arka planda konuşan yabancıların seslerini kolayca kesebiliyor.

    Kişisel Veri Motoru ve AI Select

    Samsung, yapay zeka tabanlı araçlarını Personal Data Engine adı altında toplamış durumda. Aslında bu motor, metin, görüntü, video ve ses gibi farklı modalitelerle çalışan makine öğrenimi ajanlarından oluşuyor diyebiliriz. Öne çıkan özelliklerden biri olan AI Select, ekranınızdaki içerikleri tarayarak bağlama uygun görevler öneriyor. Örneğin, bir YouTube videosu izlerken, ekranı tarayıp bir GIF oluşturmanızı önerebiliyor.

    Now Bar ve Now Brief

    Samsung, iPhone’un Dynamic Island özelliğine yanıt olarak Now Bar adını verdiği bir AI aracını da tanıttı. Bu, kilit ekranının alt kısmında veya telefon kilidi açıldığında dijital saatin altında yer alan hap şeklindeki bir çubuk olarak karşımıza çıkıyor. Galaxy AI ile gelen Now Brief ise bu çubuğun içindeki bir başka yapay zeka aracı. Sabah, öğle ve akşam özetleri oluşturarak size hava durumu, takvim etkinlikleri ve hatırlatmalar gibi bağlama uygun bilgiler sunuyor.

    Apple kan kaybediyor: Çin pazarındaki akıllı telefon lideri belli oldu!

    0

    Apple, uzun yıllardır liderliğini koruduğu Çin akıllı telefon pazarındaki zirveyi kaybetti. Son verilere göre, Huawei ve Vivo gibi yerel rakiplerin yükselişiyle birlikte Apple, ülkedeki en çok satan akıllı telefon markası unvanını yitirdi. Canalys tarafından paylaşılan verilere göre, Apple’ın Çin’deki pazar payı yüzde 15’e gerilerken, Huawei yüzde 16’ya, Vivo ise yüzde 17’ye yükseldi.

    Apple iPhone satışları büyük düşüş yaşadı

    Apple’ın Çin’deki iPhone satışları önemli bir düşüş yaşadı. 2023 yılında 51,8 milyon birim satış gerçekleştiren şirket, 2024 yılında bu rakamı 42,9 milyona düşürdü. Canalys Araştırma Müdürü Amber Liu, Apple’ın Çin pazarındaki rekabetin giderek sertleşmesi nedeniyle yerel üreticilerin üst segment telefonlarına karşı zorlandığını belirtti.

    Öte yandan, Vivo güçlü bir yükseliş trendi yakalarken, Huawei de ABD yaptırımlarına rağmen pazar payını hızla artırmaya devam ediyor. Huawei, 2024 yılında akıllı telefon sevkiyatlarını yüzde 37 oranında artırarak büyük bir geri dönüş yaptı.

    Çin’deki yoğun rekabet nedeniyle Apple’ın dördüncü çeyrekteki akıllı telefon sevkiyatları yüzde 25 oranında düştü. Şirketin CEO’su Tim Cook, satışlardaki düşüşü önlemek amacıyla geçtiğimiz yıl Çin’e birden fazla ziyaret gerçekleştirdi. Ancak, Çinli tüketicilerin yerli markalara yönelmesi, Apple’ın pazar payını korumasını zorlaştırıyor.

    Çin hükümeti ise iç pazarı canlandırmak için geçtiğimiz hafta bireysel akıllı telefon alımlarına yönelik teşvik programları başlatacağını duyurdu. Bu teşviklerin Huawei ve Vivo gibi yerel markalara daha fazla avantaj sağlayabileceği belirtiliyor.

    Sizce Apple, Çin’deki liderliğini geri kazanabilir mi? Yoksa Huawei ve Vivo yeni dönemin hakim markaları mı olacak? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın!

    ChatGPT aracılığıyla siber saldırı mı düzenleniyor?

    0
    Yapay zeka genel kullanıma çıkmaya başladığı ilk günden itibaren neredeyse hayatımızın her aşamasına dahil olmaya başladı. Yapay zeka genel olarak gündelik hayata faydalı. Ancak faydası olduğu kadar zararı da var. Özellikle dolandırıcılar, yapay zeka ile web sayfalarını kopyalayıp insanları kandırmayı başardılar. Ancak son gelişmeler ChatGPT içerisinde yeni bir güvenlik açığının ortaya çıktığını gösteriyor. Uzun zamandır başlangıçta OpenAI’ın ChatGPT’si ile günlük hayatta yaygınlaşan yapay zeka, gerek öğrencilerin ödevlerinde, gerek çalışanların iş hayatlarında hazırladığı raporlarda vazgeçilmez bir konuma geldi. Neredeyse her geçen gün yapay zekanın insan hayatında faydalı ya da zararlı olduğu tartışmaları devam ediyor. Kurumlar sistemlerini yapay zekaya entegre ederken siber güvenlik uzmanları ise yapay zekanın dahil olduğu sektörleri araştırmaya devam ediyorlar. Son yapılan araştırmalar sonucunda birkaç yöntem ile ChatGPT ile siber saldırı yapılabildiği ortaya çıktı. Araştırmacı Benjamin Flesch, GitHub sayfasında yayınladığı son gönderisinde bir ChatGPT API açığını kullanarak saldırganların çoklu bağlantı isteği gönderebilecekleri DDoS saldırısı yapabileceklerini ortaya çıkarıyor. Açık, temel olarak ChatGPT API’ını kullanarak belirli bir uç noktaya HTTPS POST isteklerini işletebilmesinden ortaya çıkıyor. Kullanıcının, URL parametreleri aracılığıyla sağlayabilecekleri bağlantı sayısının bir sınırı olmadığından kötü niyetli saldırganlar, aynı URL üzerine istedikleri kadar saldırı yapabiliyorlar. ChatGPT API’ı kullanılarak gönderilecek sınırsız istekler temel olarak DDoS saldırısı olarak değerlendiriliyor. Bu durum ChatGPT gibi yapay zekaların kötüye kullanılma durumlarının ilki değil ve sonuncusu da olmayacak gibi duruyor. Ancak bağımsız araştırmacılar bu tarz durumları bildirmeye devam ettiği sürece büyük bir sorun oluşması beklenmiyor. OpenAI’ın ise ChatGPT açığı hakkında resmi bir açıklama yapması bekleniyor.

    2025 Yılında En Çok Konuşulacak Yapay Zeka Platformları

    Günümüzde yapay zeka (YZ) kavramı, neredeyse her sektöre nüfuz ederek hem bireylerin hem de kurumların günlük yaşantısını dönüştürüyor. 2025 yılına geldiğimizde bu dönüşüm, geçmişe kıyasla çok daha hızlı bir ivmeyle ilerlemeye devam ediyor. Gelişmiş algoritmalar, bulut tabanlı uygulamalar ve artırılmış veri işleme kapasiteleri sayesinde yapay zekanın etkin kullanım alanları giderek genişliyor. Özellikle kurumsal dünyada ve tüketici odaklı hizmetlerde, yapay zekanın sunduğu yenilikler rekabet avantajı sağlamanın ötesine geçerek adeta bir “zorunluluk” halini almış durumda. Bu kapsamda, 2025 yılı itibarıyla en çok konuşulacak yapay zeka platformlarını ve bunların sektörel etkilerini derinlemesine inceleyerek geleceğe dair önemli ipuçları sunmak önem taşıyor.

    Önümüzdeki dönemde, yapay zekanın temelinde yatan makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi algoritmalar, daha da gelişmiş sürümleriyle karşımıza çıkacak. Sadece tek bir görevi üstlenen veya dar bir alana yoğunlaşan platformlar yerine, çok yönlü ve esnek yapısıyla farklı işlevleri aynı anda üstlenebilen çözümlerin yükselişine şahit olacağız. Ayrıca, kullanıcıların veri gizliliği ve güvenliği konusundaki endişeleri, yeni tür yapay zeka platformlarının doğmasına zemin hazırlıyor. Bu yazıda, 2025 yılında ön plana çıkması beklenen en popüler yapay zeka platformları ve onlarla bağlantılı teknolojik eğilimler ele alınıyor.

    Dil Modellerinin Yükselişi

    2025 yılına girdiğimizde, dil modelleri çok yönlü kullanım alanlarıyla en çok konuşulan yapay zeka çözümlerinden biri olmaya devam ediyor. Metin tabanlı etkileşimlerin merkezinde yer alan ve insan benzeri metin üretimi yapabilen bu modeller, büyük miktarda veriyle eğitildikçe daha yüksek doğruluk ve tutarlılık sağlıyor. 2023 yılında GPT-4 gibi modellerin piyasaya çıkmasının ardından, 2024 ve 2025’te geliştirilen yeni nesil “büyük dil modelleri” (Large Language Models) kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.

    Artık yalnızca metin tabanlı sohbet robotlarıyla sınırlı olmayan bu gelişmiş dil modelleri, aynı zamanda çeşitli sektörlerde veri analizi, raporlama ve iş zekâsı (BI) süreçlerinde de aktif rol üstleniyor. Mesajlaşma uygulamalarında otomatik metin düzeltme, e-posta düzenleme ve içerik oluşturma gibi işlevler, zaman kazandırırken hataları da minimuma indiriyor. Öte yandan, dil modelleri, farklı dillerde otomatik çeviri hizmeti vererek küresel ölçekte iletişimi kolaylaştırıyor. 2025 yılında, bu sistemler gerçek zamanlı çeviri yetenekleri sayesinde ticaret ve diplomasi alanlarında hızla benimsenecek.

    Aynı zamanda eğitim sektörü de dil modellerinden büyük ölçüde yararlanıyor. Öğrencilerin sorularına anında cevap veren, kavramsal açıklamalar sunan ve öğrenme materyallerini kişiselleştiren yapay zeka asistanları, öğrenme hızını ve kalitesini artırmada kritik bir rol oynuyor. Kurumsal eğitim platformları da bu modelleri entegre ederek çalışanların sürekli gelişimini destekleyen interaktif sistemler oluşturuyor. 2025 yılı itibarıyla, özellikle doğal dil işleme teknolojilerinin ulaştığı seviye sayesinde daha anlaşılır ve insan dokunuşuna yakın sonuçlar elde etmek mümkün hale geliyor.

    Görsel Algılama ve Analiz Platformları

    Yapay zekanın en dikkat çekici yönlerinden biri de görsel verileri analiz etme konusundaki yeteneğidir. 2025’te, görsel algılama teknolojileri artık yalnızca yüz tanıma veya nesne tespiti gibi basit görevlerle sınırlı değil. Artırılmış derin öğrenme kapasitesi sayesinde karmaşık sahnelerin analiz edilmesi, duygu tanıma, üç boyutlu modelleme ve gerçek zamanlı video işleme gibi alanlarda da çok daha hassas ve hızlı sonuçlar alınabiliyor. Bu kapsamda, görüntü işleme ve analitik platformların popülaritesi giderek artıyor.

    Özellikle sağlık sektöründe, tıbbi görüntülerin değerlendirilmesi uzun yıllar uzman hekimlerin zamanını alan bir süreçti. 2025 yılına geldiğimizde, yapay zekaya dayalı tıbbi görüntü işleme platformları hastalık tanısında daha hızlı ve yüksek doğruluk oranına sahip sonuçlar üreterek sağlık profesyonellerine büyük kolaylık sağlıyor. Röntgen, MR ve tomografi gibi farklı kaynaklardan elde edilen veriler, akıllı algoritmalar yardımıyla anında taranıyor ve olağan dışı bulgular tespit edilerek hekime raporlanıyor. Böylece hem hasta memnuniyeti artıyor hem de teşhis sürecinde hata payı azalıyor.

    Perakende sektöründe ise görsel algılama çözümleri, raf yönetimi, müşteri davranış analizi ve envanter kontrolü gibi kritik işlevleri optimize ediyor. 2025’te çok daha gelişmiş versiyonları yaygınlaşan bu platformlar, mağazaların gerçek zamanlı olarak en çok ilgi gören ürünleri belirlemesine, stok yönetimini anlık düzenlemesine ve hatta müşterilerin mağaza içinde gezinme rotalarını analiz ederek satış stratejilerini yeniden şekillendirmesine olanak tanıyor. Görsel analitik, üretim hatlarından lojistiğe kadar pek çok alanda verimliliği artırırken iş süreçlerini sadeleştiriyor.

    Sektörel Optimizasyon: Dikey Yapay Zeka Uygulamaları

    Yapay zeka teknolojilerinin 2025 itibarıyla önemli bir dönüşüm yaşadığı alanlardan biri de sektörel, yani dikey çözümlerdir. Her sektöre özel gereksinimler göz önünde bulundurularak tasarlanan bu platformlar, genelden ziyade belirli iş modellerine odaklanıyor. Örneğin, finans sektörü için fraud (dolandırıcılık) tespiti ve risk analizi yapabilen gelişmiş yapay zeka platformları, 2024 yılında büyük ilgi görmeye başlamıştı. 2025’e geldiğimizde, bu platformlar kurumların hem müşteri memnuniyeti hem de maliyet azaltma konularında ciddi faydalar elde etmesini sağlıyor.

    Benzer şekilde, üretim sektöründe akıllı fabrika konseptinin hız kazanmasıyla birlikte, makine öğrenmesi ve nesnelerin interneti (IoT) tabanlı çözümler popüler hale geldi. Makine arızalarının önceden tahmin edilmesi, enerji verimliliği optimizasyonu ve işçi güvenliğinin artırılması gibi işlevler, 2025 yılında neredeyse bütün büyük üretim tesislerinin standart pratiği haline geliyor. Bu dikey platformlar, işletmelerin kendi verilerini, süreçlerini ve ihtiyaçlarını en verimli şekilde yönetmelerine olanak tanıyor.

    E-ticaret ve dijital pazarlama tarafında da yapay zekanın kullanımı giderek sofistike bir hal alıyor. 2025 itibarıyla müşterilerin davranış kalıplarını gerçek zamanlı analiz edebilen ve kişiye özel öneriler sunabilen platformlar, rakiplerin arasından sıyrılmak isteyen markaların temel dayanağı oluyor. Dikey yapay zeka platformları, kullanıcı segmentasyonunu otomatik olarak gerçekleştirip her bir ziyaretçiye spesifik ürün, hizmet veya içerik önerisi yapıyor. Bu sayede dönüşüm oranları artarken, pazarlama maliyetleri daha efektif bir şekilde yönetilebiliyor.

    Tarım alanında ise akıllı sulama ve ilaçlama sistemlerinden hayvan sağlığı takibine kadar uzanan geniş bir yelpazede yapay zeka teknolojilerinin kullanımı yaygınlaşıyor. Örneğin, drone tabanlı görüntü analizleriyle bitki hastalıklarının erken tespiti yapılıyor, toprak nem seviyesi anlık izlenerek gereksiz su israfı engelleniyor. 2025 yılında dünya nüfusunun giderek artan gıda talebine cevap vermek için, bu dikey yapay zeka platformlarının rolü büyük ölçüde artacak ve tarımın verimliliğini önemli ölçüde yükseltecek.

    Gizlilik ve Güvenlik Odaklı Yapay Zeka Platformları

    2020’li yılların başından itibaren kişisel verilerin korunması ve güvenliğinin sağlanması meselesi, dünya gündeminde üst sıralara yerleşmişti. 2025’e geldiğimizde, yapay zeka platformlarının veri işleme gücü muazzam boyutlara ulaşmış durumda. Bu gelişmeyle birlikte, veri gizliliği ve siber güvenlik alanlarında yeni çözümlere olan ihtiyaç da artıyor. Artık şirketler, müşterilerin kişisel verilerini büyük bir dikkatle saklamak ve işlemek zorundalar. Bu noktada, gizlilik ve güvenlik odaklı yapay zeka platformları, hem kurumsal itibar yönetimi hem de yasal uyumluluk açısından kritik önem taşıyor.

    Yapay zekanın veri üzerinde uyguladığı analiz yöntemleri, anonimleştirme veya şifreleme gibi araçlarla desteklendiğinde, kullanıcı mahremiyeti daha etkin şekilde korunabiliyor. 2025 yılında bu konuda uzmanlaşmış “Privacy-AI” olarak adlandırılan platformlar, veri setlerinin güvenliğini sağlamak için farklı katmanlarda koruma sunuyor. Ayrıca, siber saldırıların ve veri sızıntılarının hızlı bir şekilde tespit edilmesi, hatta saldırılara karşı proaktif savunma yapılabilmesi için de yapay zeka sistemleri devreye giriyor. Anormal ağ trafiği, olağan dışı sistem davranışları ve kullanıcı hareketleri anlık olarak analiz edilerek, olası tehditler daha başlamadan önleniyor.

    Kamu sektöründe de güvenlik odaklı yapay zeka platformları önemli bir yere sahip. Geniş çaplı proje ve veri merkezlerini yöneten devlet kurumları, vatandaş bilgilerinin sızma riskini en aza indirmek için yapay zekanın koruyucu gücünden yararlanıyor. Yüksek performanslı şifreleme yöntemleri, çok katmanlı kimlik doğrulama sistemleri ve anlık risk analizi gibi yetenekler, 2025 yılında artık standart uygulamalar haline geliyor. Üstelik bu platformlar yalnızca veri korumasıyla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda hizmet sunumunda yaşanabilecek aksamaları veya siber saldırılardan doğan altyapı kesintilerini de büyük ölçüde engelliyor.

    2025 Sonrası Beklentiler ve İleriye Bakış

    2025 yılı, yapay zeka dünyasının geldiği noktayı gözler önüne seren önemli bir dönemeç olarak kabul ediliyor. Hem bireysel hem de kurumsal ölçekte AI çözümlerine olan talep katlanarak artarken, bu teknolojiyi rekabetçi bir avantaj olarak kullanabilenler piyasada ön sıraları kapıyor. Peki 2025 sonrasında bizi neler bekliyor?

    Öncelikle, yapay zekanın yatay alanlardan dikey sektörlere doğru derinleşmesi, yenilikçi uygulamaların ortaya çıkışını hızlandıracak. Mevcut platformlar artık sadece genel amaçlı çözümler sunmayacak, aynı zamanda sektörlere özgü modüllerle zenginleştirilmiş sürümlerini de piyasaya sürecek. Otomotiv, lojistik, sağlık, eğitim, finans ve tarım gibi kilit alanlarda, her bir sektörün özelleştirilmiş ihtiyaçlarına yanıt veren yapay zeka platformları revaçta olacak. Bu durum, kendi segmentinde uzmanlaşmış yeni girişimlerin doğmasına da zemin hazırlayacak.

    İkincisi, yapay zekanın etik ve yasal boyutları her zamankinden daha fazla tartışma konusu haline gelecek. 2025 yılına kadar geliştirilen düzenlemeler ve standartlar, bu teknolojinin güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlamak adına yol gösterici işlevi üstlenecek. Ancak sınırları hızla zorlayan inovasyonların, regülasyon mercileriyle sürekli bir etkileşim içinde olması bekleniyor. Toplumsal açıdan en çok tartışma yaratacak konuların başında, kişisel verilerin kullanım şekli ve yapay zekanın tarafsızlığı bulunuyor. Algoritmaların önyargıları yeniden üretebilme potansiyeli, gelecekte regülasyonlarla sıkı bir şekilde denetlenecek.

    Ayrıca, yapay zekanın donanım tarafında da önemli atılımlara şahit olacağız. 2025’e kadar kuantum bilgisayarlar tam anlamıyla yaygınlaşmasa da bu alandaki gelişmeler, derin öğrenme modellerinin eğitim sürecini hızlandırıp daha karmaşık problemlerin üstesinden gelinmesine olanak tanıyacak. Süper bilgisayarların ve özel tasarlanmış çiplerin kullanımının da artmasıyla, yapay zeka platformları çok daha büyük veri setlerini, çok daha kısa sürede işleyebilecek. Bu performans artışı, yeni nesil uygulamaların geliştirilmesini sağlayarak inovasyonu tetikleyecek.

    Son olarak, insanların yapay zekayla kurduğu etkileşim biçimleri 2025 sonrasında daha da çeşitlenecek. Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamalarının yapay zekayla entegre olması, hayatın her alanında farklı deneyimler yaşamamıza olanak tanıyacak. Eğitimden eğlenceye, iş dünyasından sağlığa kadar birçok sektörde, yapay zekayla zenginleştirilmiş AR/VR uygulamaları yeni standart olarak karşımıza çıkacak. Özellikle uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modellerinin kalıcı hale gelmesiyle, iş birliği platformları da yapay zekanın getirdiği yeniliklerden büyük ölçüde yararlanacak.

    Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki 2025 yılı, yapay zekanın sadece bir “teknolojik trend” olmaktan çıktığı ve yaşamın her alanını dönüştüren temel bir güç haline geldiği bir dönüm noktası. Platformlar arasındaki rekabet, kullanıcılar için benzersiz fırsatlar ve çözümler sunarken, aynı zamanda veri gizliliği ve etik sorumluluk gibi konuların da daha hassas bir şekilde ele alınmasını gerektiriyor. Geliştirilen her yeni yapay zeka platformu, toplumsal ve sektörel düzeyde yeni açılımlara kapı aralayarak geleceğimizi şekillendirmeye devam edecek.

    2025 yılında adından en çok söz ettirecek platformlar

    Deepseek
    2025 yılında veri analitiği ve makine öğrenmesi alanına getirdiği yenilikçi yaklaşım sayesinde Deepseek, hızla yükselen yapay zekâ platformları arasında kendine ayrı bir yer ediniyor. Özellikle büyük veri (big data) kümeleri üzerinde çok katmanlı analiz yapabilen bu sistem, klasik BI (iş zekâsı) çözümlerine kıyasla daha detaylı içgörüler sunuyor. Derin öğrenme teknikleriyle desteklenen altyapısı, ham veriler içindeki karmaşık örüntüleri ve ilişkilendirmeleri yüksek doğrulukla ortaya çıkararak şirketlerin stratejik karar alma süreçlerine katkıda bulunuyor.

    Deepseek’in öne çıkan özelliklerinden biri, farklı kaynaklardan gelen veri türlerini aynı anda işleme kapasitesidir. İster metin tabanlı içerikler ister görüntü ve ses verileri olsun, bu platform otomatik olarak uygun modelleri devreye sokarak tutarlı analiz sonuçları üretebiliyor. Aynı zamanda veri güvenliği ve gizliliği konusuna büyük hassasiyet gösteren Deepseek, gelişmiş şifreleme yöntemleri ve kimlik doğrulama katmanları sunarak kurumsal müşterilerinin yasal düzenlemelere uyumluluk konusunda rahat etmelerini sağlıyor.

    Finans, sağlık, üretim ve perakende gibi birçok sektöre özel modüller geliştiren Deepseek, “dikey yapay zeka” yaklaşımının başarılı örnekleri arasında gösteriliyor. Örneğin, finans kurumları için dolandırıcılık tespiti ve risk analizi alanında detaylı çözümler sağlayan bu platform, sağlık sektörü için de tıbbi görüntülerin hızlı ve doğru analizi gibi hassas görevler üstleniyor. Kendi içinde barındırdığı otomatik model eğitimi ve sürekli öğrenme mekanizmaları sayesinde, veri setleri yenilendikçe analiz performansı da giderek artıyor.

    Dikkat çekici bir diğer yön ise kullanıcı dostu arayüzü ve sürükle-bırak mantığıyla çalışan iş akışı tasarım araçları. Böylece hem veri bilimciler hem de teknik olmayan personel, Deepseek üzerinden kolaylıkla keşif aşamalarından üretim ortamına kadar uzanan süreci yönetebiliyor. Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamalarına entegre olabilen altyapısı da platformu gelecekte çeşitli iş kollarıyla entegre çalışmaya hazır hale getiriyor.

    Her geçen gün genişleyen müşteri portföyü ve aktif geliştirici topluluğu sayesinde Deepseek, 2025 yılı itibarıyla yapay zekâ ekosisteminde anahtar oyunculardan biri konumunda. Özellikle rekabetin yoğunlaştığı dikey pazarlarda uzmanlaşmış çözümler sunmasıyla, veri odaklı dönüşüm yaşamak isteyen kurumların radarına hızla giriyor.

    ChatGPT
    2025 yılı itibarıyla metin üretimi ve diyalog tabanlı etkileşim söz konusu olduğunda ChatGPT, hala en bilinen ve en çok kullanılan platformlardan biri konumunda. Özellikle çok dilli desteği ve hızlı yanıt yetenekleri sayesinde kurumsal dünyadan eğitim sektörüne kadar geniş bir yelpazede tercih ediliyor. Kullanıcıların yaratıcı içerik oluşturma, özetleme, metin düzenleme ve sorgu çözme gibi ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayan sistem, eklenti ekosistemini de sürekli genişleterek kendini güncel tutuyor. Geliştirici topluluğu, platformun etrafında oluşturduğu araç ve uygulamalarla ChatGPT’nin kullanım alanlarını her geçen gün daha da zenginleştiriyor.

    Google Gemini
    2024 sonlarında lansmanı yapılan Google Gemini, kısa sürede yapay zekâ sektöründe önemli bir oyuncu haline gelmiş durumda. Arama motoru devinin elindeki geniş veri setlerinden ve bulut altyapısından yararlanan bu platform, kullanıcıları gerçek zamanlı bilgilerle desteklemekte son derece başarılı. Gemini’nin en önemli avantajlarından biri, görüntü, metin, ses ve video gibi farklı veri türlerini aynı çatı altında işleyebilmesi. Böylece çoklu ortam verileriyle çalışırken kullanıcılar tek bir platform üzerinden kapsamlı analiz, içerik üretimi ve etkileşim imkanına kavuşuyor. Ayrıca, kurumsal seviyede veri gizliliği ve güvenlik standartlarını da oldukça yüksek tutan bir yapıya sahip.

    Anthropic Claude
    Yapay zekâ alanında etik ve güvenlik odaklı yaklaşımlarıyla öne çıkan Anthropic’in Claude isimli platformu, 2025 yılında kurum ve kuruluşların yoğun ilgisini çekiyor. Platform, kullanıcı etkileşimlerinde şeffaflık, tutarlılık ve sorumluluk prensiplerini merkeze koyuyor. Büyük dil modellerinin eğitimi ve sonuç üretimi esnasında ortaya çıkabilecek önyargıları minimize etmek için özel algoritmalar geliştiren ekip, bu yönüyle sosyal sorumluluk projelerinde ve hassas kurumsal uygulamalarda tercih ediliyor. Claude’un veri işleme hızı ve doğru yanıt verebilme kapasitesi, kullanıcılara güvenilir bir yapay zekâ asistanı sunuyor.

    Microsoft Bing Chat
    Microsoft’un Bing arama motoruna entegre ettiği yapay zekâ tabanlı sohbet sistemi, 2025’te önemli bir ivme yakalamış durumda. Ofis uygulamaları ve Microsoft 365 ekosistemine derinlemesine entegre olan Bing Chat, iş süreçlerini hızlandırmaya ve verimliliği artırmaya yardımcı oluyor. Kullanıcılar Word, Excel, Outlook gibi uygulamalarda direkt olarak sohbet özelliğini kullanarak veriye dayalı tavsiyeler alabiliyor, içerik düzenleme ve sorgu yapma gibi işlemleri kolayca gerçekleştirebiliyor. Ayrıca kurumsal kullanıcılara özel veri güvenliği katmanları ve yönetişim araçları sunması, platformun iş dünyasında hızlı benimsenmesine katkı sağlıyor.

    Meta Llama Serileri
    Sosyal medya ve dijital etkileşim devi Meta, Llama serisi dil modelleriyle 2023 ve 2024 yıllarında büyük ses getirmişti. 2025’e gelindiğinde, Llama’nın yeni sürümleri hem kurumsal hem de bireysel kullanıcılar için daha gelişmiş özellikler sunuyor. Özellikle sosyal medya platformlarında içerik düzenleme ve otomatik metin oluşturma alanlarında öne çıkan bu modeller, aynı zamanda kullanıcı deneyimini kişiselleştirme konusunda da büyük kolaylık sağlıyor. Meta’nın devasa kullanıcı kitlesinden elde ettiği geniş veri havuzu, Llama modellerinin duygu analizi, içerik önerisi ve gerçek zamanlı trend takibi gibi işlevlerde daha isabetli sonuçlar vermesine yardımcı oluyor.

    Baidu ERNIE Geniş Modelleri
    Çin merkezli teknoloji şirketi Baidu, ERNIE adını verdiği dil modelleriyle 2020’lerin başında Çin pazarında lider konuma yükselmişti. 2025 yılında ise ERNIE’nin uluslararası sürümleri oldukça yaygınlaşmış durumda. Platform, özellikle Çince-İngilizce çeviri kapasitesiyle dikkat çekiyor ve Asya bölgesiyle iş yapan uluslararası şirketlerin ilgisini çekiyor. Sadece dil işleme alanında değil, görsel analitik ve konuşma tanıma teknolojilerinde de kapsamlı çözümler sunan ERNIE, Baidu’nun geniş servis ekosistemine entegre bir yapıyla çalışıyor. Bu sayede, hem kullanıcı dostu arayüzler hem de kurumsal düzeyde özelleştirilebilen modüllerle piyasada rekabet ediyor.

    Bu platformlar, 2025 yılında yapay zekâ ekosisteminde en dikkat çeken örneklerden sadece birkaçı. Her birinin farklı odak alanları, benzersiz teknolojik yenilikleri ve sunduğu avantajlar bulunuyor. İşletmeler ve bireysel kullanıcılar, kullanım amacına ve veri güvenliği ihtiyaçlarına göre bu platformlardan en uygun olanını seçerek fayda sağlayabiliyor. Yapay zekânın hızla geliştiği günümüz dünyasında, böyle zengin bir ekosistem olması ise yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını büyük ölçüde hızlandırıyor.

    Roborock Saros Z70’e CES 2025’te prestijli ödül

    Roborock’un önündeki engelleri robotik koluyla toplayabilen yeni akıllı temizlik robotu, önde gelen basın kuruluşlarından aldığı “Fuarın En İyisi” ödülleriyle CES 2025’e damga vurdu.

    Dünyanın öncü akıllı temizlik çözümleri markası olan Roborock’un gelişmiş teknolojik özellikleri ile dikkat çeken akıllı temizlik robotu Saros Z70, tüketici elektroniği dünyasının en büyük ve önemli etkinliklerinden biri olan CES 2025’e damga vurdu.

    Dünyanın ilk mekanik kollu süpürgesi olan Roborock Saros Z70, önündeki engelleri tanıyarak, yapay zeka destekli robot kolu sayesinde onları dilediğiniz yere taşıyor. Sunduğu inovasyon ve özellikler ile akıllı ev temizliği alanında ilkleri başaran Roborock, başta CNN, Mashable, Gizmodo, Rolling Stone, TechRadar, The Verge, PCMag, Tom’s Guide, CNET ve Engadget gibi önde gelen teknoloji platformları olmak üzere 57 kurumdan “Fuarın En İyisi” ödülüne layık görülerek, sektörün lider markalarından olduğunu bir kez daha kanıtladı.

    Roborock Saros Z70 modeli yeni teknolojisi ve özellikleriyle sizi süpürme öncesi etrafı toparlama zahmetinden kurtarıyor. Temizlik sırasında öncelikle kaldırabileceği nesneleri tespit edip onları kaldırıyor, daha sonra bu alanları temizlemek için geri dönüyor.

    Engelleri ortadan kaldırarak daha önce ulaşılmayan noktalara erişim sağlıyor ve minimum çabayla kapsamlı bir temizlik sunuyor. Gelişmiş lidar sensörleri, AdaptiLift™ Gövde, ve yapay zeka destekli navigasyon sistemi ile alan haritalamada kusursuz bir şekilde çalışan Saros Z70, 22.000 PA’ya kadar emiş gücü sunarak halı ve sert zeminlerde ultra güçlü bir performans sağlıyor.

    Toz haznesi ve paspas temizliği için tamamen otomatik çözümlerle gelen bu model, kendi kendini temizleme istasyonu sayesinde kullanıcıların bakım yükünü minimuma indiriyor. 7.98 cm ultra ince tasarımıyla dikkat çeken Saros Z70, 4 cm’ye kadar çift katmanlı eşikleri kolaylıkla geçiyor. Model, paspaslama sırasında zemin türüne göre otomatik ayarlamalar yaparak maksimum temizlik ve hassasiyet sağlıyor. Ayrıca yapay zeka destekli sesli asistan özelliği ile daha kolay bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

    Roborock Saros Z70, bu yıl içinde global pazarlarla birlikte Türkiye’de de satışa sunulacak.

    Dijital Dünyada Özel Hayatı Korumanın 10 Altın Kuralı

    Dijital dünyada özel hayatı oluşabilecek tehlikelerden koruyabilmek oldukça zordur. Özellikle sosyal medya hayatımızda yenilikler ve kolaylıklar sağlasa da bazı tehditleri beraberinde getirir. Kişisel bilgilerimiz internetin yaygınlaşması ve sosyal medya kullanımına bağlı olarak herkese açık hale gelir. Dolayısıyla özel hayatı korumak ve kişisel bilgilerin herkesin eline geçmesini önlemek zorlaşır. Burada iş merkezi otoritenin alacağı önlemlerden daha çok bilinçli bireylere düşüyor. Çünkü eğitimli, bilinçli ve farkındalığı olan bireyler özel hayatlarının gizliliğini daha rahat koruyabiliyorlar. Aşağıda dijital dünyada özel hayatı korumanın 10 altın kuralından bahsedeceğim.

    Dijital Dünyada Özel Hayatı Korumak

    1) Tahmin Edilmesi Güç Parolalar Kullanın

    Dijital platformlarda güvenliğinizi sağlamak için mutlaka güçlü ve tahmin edilmesi çok zor parolalar kullanın. Parolanızı karmaşık bir yapıda, büyük-küçük harf, rakamlar ve sembollerden oluşturun. Elbette her hesap için farklı bir parola kullanmayı da ihmal etmeyin.

    2) Sosyal Medyanız Herkese Açık Olmasın

    Eğer sosyal medya kullanıyorsanız fotoğraflarınızın, yer bildirimlerinizin ve özel bilgilerinizin her paylaşım yapıldığında çok fazla ve alakasız kişiye ulaşma riski oluşur. Bir kısıtlamaya giderek sosyal medyanızı sadece arkadaşlarınıza açarak paylaşılan tüm içeriklerin sadece izin verdiğiniz insanlara ulaşmasını sağlayın.

    3) Çift Faktörlü Kimlik Doğrulama (2FA) Kullanın

    Hesap güvenliğinizi daha da artırmanın en etkili yolu çift faktörlü kimlik doğrulamasıdır. Hesaba giriş yaparken şifrenizin dışında telefonunuza gelen bir kod ya da biyometrik doğrulama yöntemleri size ekstra bir güvenlik katmanı sağlar.

    4) Bilinçli Paylaşım Yapın

    Paylaşacağınız kişisel bilgileri sadece gerekli olduğunda paylaşın. Çünkü kötü amaçlı kişilerin sizin kişisel bilgilerinizi paylaşmanızı dört gözle beklediklerini unutmayın.

    5) E-posta ve SMS Mesajları Dikkatle İnceleyerek Açın

    Özelikle e-posta mesajlarını okurken çok dikkatli olun. Çünkü phishing (oltalama) saldırıları çok arttı. Şüpheli e-postaları veya SMS mesajlarını açsanız bile içinde bulunan bağlantılara tıklamayın. Her şüpheli görünen mesaj aslında güvenliğiniz için bir tehdittir.

    6) Siber Güvenlik Eğitimi Alın

    Eğer güvenlik tehditleri ve bunlardan nasıl korunacağınızı bilmek istiyorsanız siber güvenlik konusunda eğitim alın. Böylece siber güvenlik konusunda korunma yöntemlerini öğrenerek hem daha bilinçli hem de daha güvende olursunuz.

    7) Dışarıda Wi-Fi Ağı Kullanırken Dikkat

    Genel geçer bir prensip olarak halka açık olan Wi-Fi bağlantılarını kullanmaktan kaçının. Çünkü bu ağlar güvenliğiniz için büyük bir tehdit oluşturduklarından bilgilerinizin izlenme ve çalınma olasılığı yüksektir.

    8. Verilerinizi Yedekleyerek Güvende Tutun

    Önemli bulduğunuz tüm dosyalarınızı mutlaka düzenli olarak yedekleyin. Çünkü dijital dünyada verileriniz hiçbir zaman yüzde yüz güvende değildir. Herhangi bir veri kaybı veya veri çalınmasına karşı güvende olabilmek için yedek almanız gerekir. Yedekleme yapmak için için harici sabit disk veya bulut depolama alanı kullanabilirsiniz.

    9) Sosyal Mühendislik Saldırılarına Karşı Hazırlıklı Olun

    Sosyal mühendislik saldırılarının amacı insanların güvenini kazandıktan sonra kişisel bilgilerini elde etmektir. İnternet üzerinden veya telefonla sizinle irtibata geçen tanımadığınız kişilere karşı mesafeli olun. Kesinlikle bu insanlarla kişisel bilgilerinizi paylaşmayın.

    10) Ziyaret Ettiğiniz Sitelerin Çerez Politikalarına Dikkat Edin

    Bir web sitesini ziyaret ettiğinizde o siteye ait çerezleri ve çerez politikalarını gözden geçirin. Kendi özel bilgilerinizi bu siteyle paylaşmadan önce bilgilerinizin nasıl kullanılacağı hakkında bilgi sahibi olursunuz.

    Özet

    Dijital dünyada özel hayatı korumaya çalışmak hiç kolay değildir. Çok fazla risk ve tehlike ile karşı karşıya kalırsınız. Eğer yukarıda belirtilen 10 altın kurala uyar ve bilinçli olursanız özel hayatınız çok daha güvende olur.

    www.mediamarkt.com.tr

    Samsung’a TIME Dergisi’nden övgü

    Samsung’un üstün görüntü teknolojine sahip Samsung Neo QLED 8K QN900D model televizyonu ve şık tasarımıyla dikkat çeken hoparlörü Music Frame, TIME Dergisi’nin yakın zamanda açıkladığı 2024’ün en iyi buluşları arasında yer aldı.

    Samsung Electronics’in Neo QLED 8K QN900D TV modeli ve dekoratif hoparlörü Music Frame, TIME Dergisi’nin belirlediği 2024’ün en iyi buluşları listesine seçildi. TIME Dergisi’nin editörleri 20 yılı aşkın bir süredir her yıl En İyi Buluşlar sayısında en etkili yeni ürünleri ve fikirleri öne çıkarıyor. Bu yılın listesini hazırlamak için, TIME’ın dünya çapındaki editörlerinden ve muhabirlerinden aday göstermeleri talep edildi ve online başvuru süreci aracılığıyla sağlık hizmetleri, yapay zeka ve yeşil enerji gibi büyüyen alanlara önem verildi. Oylamalar sonucunda çığır açan 200 buluşun aldığı bir liste ortaya çıktı. Samsung Neo QLED 8K QN900D TV modeli Tüketici Elektroniği kategorisinde listede yer alırken, Tasarım kategorisinde ise Music Frame ürünü yer aldı.

    Samsung Neo QLED 8K QN900D, önceki modele göre 8 kat daha büyük bir yapay zeka sinir ağıyla ve iki kat daha hızlı bir NPU ile donatılmış yerleşik bir yapay zeka işlemcisi olan TR NQ8 3.Nesil AI İşlemci ye sahip. Bu işlemci sayesinde Samsung Neo QLED 8K, kullanıcılara 8K’ya kadar yüksek çözünürlük kalitesinde izleme deneyimi sunmak için düşük çözünürlüklü içerikleri otomatik olarak yükseltiyor ve AI Hareket Geliştirici Pro özelliğiyle hızlı hareket eden sahneleri netleştiriyor.

    Samsung Neo QLED 8K ayrıca, TV’lerdeki ses deneyimini optimize etmek için yapay zekayı kullanarak insan seslerini ve arka plan gürültüsünü analiz eden Aktif Ses Yükseltici Pro ile donatıldı. Bu özellik sayesinde, çeşitli içeriklerin bir stadyumun veya sinema salonunun ön sırasındaymış gibi keyf çıkarmak mümkün oluyor. Bunların yanında Samsung Neo QLED 8K, eğlence deneyimini geliştirmek için en yeni uygulamaları, hizmetleri, kişiselleştirilmiş içerikleri ve hizmet önerileri sunan Tizen OS Home özelliğine de sahip.

    Alienware 27 4K QD-OLED Oyun Monitörü tanıtıldı

    Alienware, QD-OLED teknolojisindeki yenilikleriyle oyun monitörü dünyasını yeniden tanımlıyor. CES 2025 İnovasyon Ödülü sahibi yeni 27 inç 4K monitörüyle oyun deneyimini bir sonraki seviyeye taşıyor.

    Dell Technologies, Alienware’in oyun monitöründeki QD-OLED yeniliklerini duyurdu. Geçmişte sunduğu 34 inç ultra geniş QD-OLED modeli, 4K çözünürlükte 32 inç monitör ve 360 Hz yenileme hızına sahip 27 inç modelle dikkat çeken marka, 2025’te çığır açan bir yenilikle geri döndü. Yeni Alienware 27 4K QD-OLED Oyun Monitörü, herhangi bir OLED veya QD-OLED monitördeki en yüksek piksel yoğunluğuyla görsel netlik, hız ve sürükleyicilikte yepyeni bir deneyim sunuyor.

    CES 2025 İnovasyon Ödülü sahibi yeni Alienware 27 4K QD-OLED Oyun Monitörü’nde hem oyuncuları hem de oyun geliştiricileri heyecanlandıracak sayısız özellikle geliyor. Yeni monitör, bugünün ve yarının gelişmiş grafiklerini içeren en son teknolojiyi bir araya getirerek oyun deneyimini yeniden keşfetmeyi vadediyor.

    Alienware 27 4K QD-OLED, 27 inçlik kompakt formda, çarpıcı bir 4K çözünürlük ve en yüksek QD-OLED performansını birleştiriyor. Yeni ultra hassas üretim teknolojisiyle, inç başına 166 piksel (PPI) gibi bir yoğunluğa ulaşıyor ve görüntüleme standartlarını yeniden belirliyor.

    240Hz yenileme hızı, sonsuz kontrast oranı ve Dolby Vision HDR sertifikasıyla oyunlar daha akıcı, renklerse son derece gerçekçi ve canlı. Alienware’in yeni AW30 tasarım diliyle sunulan bu monitör hem teknolojik yetkinliği hem de estetik tasarımı bir araya getiriyor.

    Epson, taşınabilir mini akıllı lazer projektörlerini duyurdu

    Epson, yeni taşınabilir mini akıllı lazer projektörlerini duyurdu. Şık ve sofistike bir tasarıma sahip olan projektörler, geleneksel TV’lere alternatif olarak öne çıkıyor.

    Epson, “EpiqVision” serisine katılan iki yeni mini lazer TV projektörünü (EF-21 ve EF-22) duyurdu. Yeni projektörler, 10 yıla kadar bakım gerektirmeyen yapısı ve ulaşılabilir fiyatıyla büyük ekran deneyimi sunuyor.

    150 inç’e kadar geniş ekran desteği sunan ürünler, dahili Google TV sistemine sahip. Bluetooth bağlantısıyla bağımsız hoparlör olarak da kullanılabilen EF-21 ve EF-22, iki adet 5W hoparlörle birlikte geliyor.

    EF-22, metalik siyah veya metalik mavi renk seçeneklerine sahipken EF-21 ise beyaz ve buz yeşili renk alternatifleri sunuyor. Duvar, tavan veya zemine yansıtılabilen ürünler, ayarlanabilir stantları sayesinde esnek bir izleme deneyime sunuyor.

    EF-21 ve EF-22 evde veya dışarıda, büyük ekranda eğlenceli bir deneyim yaşatıyor. Her iki ürün de Epson 3LCD teknolojisiyle görüntüleri parlak ve canlı bir şekilde yansıtıyor. Ürünler, 5.000.000:1 kontrast oranıyla gölgeleri ve siyahları kusursuz bir şekilde görüntülüyor.  Dahili Google TV desteğine sahip olan modeller, 400.000’den fazla filmi ve TV kanallarını kullanıcılarına sunuyor.

    Evin her noktasından kontrol edilebilen Google Asistan ile farklı bir izleme deneyimi sunan projektörler, Chromecast desteğiyle Android, iOS, Mac veya Windows bilgisayardan ve Chromebook’tan içeriklerin yansıtılmasına olanak tanıyor. Otomatik odaklama, trapezoid düzeltme, engel önleme gibi özelliklere sahip olan EF-21 ve EF-22, kolay kurulumuyla izleyicilerine dakikalar içinde eğlenceli bir dünyaya adım atma fırsatı sunuyor.

    iPhone SE 4’te ‘Dinamik Ada’ özelliği olabilir!

    0
    Apple’ın uygun fiyatlı iPhone serisi iPhone SE, yakında yeni bir modelle karşımıza çıkacak. Son sızıntılara göre iPhone SE 4, Apple’ın en yeni amiral gemisi modelleriyle benzer bir tasarıma sahip olacak. En büyük sürpriz ise, ekranın üst kısmında yer alan Dinamik Ada (Dynamic Island) özelliğinin bu modele eklenme ihtimali…

    iPhone SE 4: Yeni tasarım, güçlü donanım

    Ünlü sızıntı kaynağı EVLeaks’in paylaştığı bilgilere göre Apple’ın 2024’te tanıtmayı planladığı ürünlerin model isimleri ve görselleri ortaya çıktı. Bu listeye göre iPhone SE 4, ilk kez Dinamik Ada özelliğiyle gelebilir. Önceki sızıntılarda iPhone SE 4’ün iPhone 14’e benzeyeceği düşünülüyordu. Ancak yeni bilgiler, kalın çerçeveli ve çentikli tasarım yerine, güncel iPhone modellerine daha yakın bir görünüm sunabileceğini gösteriyor. iPhone SE serisi bugüne kadar Home tuşu, kalın çerçeveler ve Touch ID gibi geleneksel iPhone tasarım öğelerini barındırıyordu. Ancak iPhone SE 4, büyük bir değişimle bu eski tasarım anlayışından tamamen vazgeçebilir. Sızıntılara göre, cihazın teknik özellikleri de iPhone 16 ile büyük ölçüde benzer olacak:
    • A18 işlemci ve 8 GB RAM (iPhone 16 ile aynı)
    • Dinamik Ada desteği
    • 48 MP tek arka kamera
    Bu özellikler, iPhone SE 4’ün yapay zeka tabanlı Apple Intelligence teknolojisini tam olarak destekleyebilmesi için seçilmiş gibi görünüyor. Eğer bu bilgiler doğru çıkarsa, iPhone SE 4 performans açısından iPhone 16 ile neredeyse aynı seviyede olabilir. iPhone SE 4’ün tanıtımıyla ilgili Mart veya Nisan 2024 dönemine işaret eden sızıntılar mevcut. Apple’ın bu lansmanda yeni iPad modellerini de duyurabileceği belirtiliyor. Dinamik Ada özelliğinin iPhone SE 4’e eklenmesi, Apple’ın uygun fiyatlı modellerine daha fazla premium özellik getirme stratejisinin bir parçası olabilir.