Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 77

    Miele’nin tam otomatik kahve makineleri ile leziz bir deneyim

    Tam otomatik solo kahve makineleriyle kahve keyfini zirveye taşıyan Miele, üstün teknolojisi sayesinde 1 Ekim Dünya Kahve Günü’nde kahve tutkunlarına her fincanda keyifli bir deneyim sunuyor.

    Premium elektrikli ev aletleri üreten, dünyaca ünlü Alman markası Miele, kahve makineleri ile sunduğu eşsiz kahve keyfiyle 1 Ekim Dünya Kahve Günü’nü kutluyor. İster sade bir espresso, ister krema kıvamında süt köpüğüyle cappuccino olsun, Miele’nin üstün teknolojiye sahip tam otomatik solo kahve makineleri, kahve tutkunlarına her fincanda mükemmelliği sunuyor.

    Miele’nin tam otomatik solo kahve makineleri, sadece bir düğmeye basarak en sevdiğiniz kahve spesiyalitelerini aynı anda hazırlama imkanı sunan OneTouch for Two* özelliği ile zamanı paylaşmayı seven kahve severler için ideal bir seçenek oluyor. Ayrıca, Aromatik Sistem sayesinde her bir kahvede yoğun aroma ve kusursuz sonuçlar sunuyor. Böylece yoğun kahve aroması, Miele kahve makineleriyle fincanınıza taşınıyor.

    Diğer yandan kahve spesiyaliteleri hazırlarken krema kıvamında süt köpüğü oluşturma yeteneği ile fark yaratan bu Miele tam otomatik solo kahve makineleri, kullanıcıların kendi profillerini oluşturmalarına ve en sevdikleri içecek tariflerini kaydetmelerine olanak tanıyor. Üstelik, bilyeli öğütücü ile kahve çekirdeklerinin aromasını koruyarak, en taze kahve deneyimini sunuyor. Miele’nin esnek tasarımı ile kullanıcılar, kahve çekirdeklerini değiştirmeden kafeinsiz kahve gibi ikinci bir kahve türüne hızla geçiş yapabiliyor. Bu özellik, kahve tutkunlarına hem konforlu hem de esnek bir kullanım sunuyor.

    Miele’nin kullanıcı dostu temizlik özellikleri de hayatı kolaylaştırıyor. Makine parçalarının bulaşık makinesinde yıkanabilmesi ve sütlü kahve spesiyaliteleri hazırlandıktan sonra cihazın otomatik temizlenmesi, bakım ve koruma açısından büyük kolaylık sağlıyor.

    Fırın satın alırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

    Mutfakta harikalar yaratmanın sırrı sadece yetenekte değil, kullanılan ekipmanların kalitesinde de gizlidir. Özellikle fırınlar, her mutfağın olmazsa demirbaşı arasında yer alır. Peki yüzlerce seçenek arasından hangi fırını seçmeliyiz, fırın satın alırken nelere dikkat etmek gerekiyor? Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Aşçılık Milli Takım Kaptanı Chef Volkan Aslan, evde yemek yapmayı sevenler için enerji verimliliğinden pişirme programlarına, fırın kapasitesinden güvenlik özelliklerine kadar tüm önemli detayları paylaşıyor. İşte ünlü şeften fırın satın alacaklara altın değerinde tavsiyeler!

    Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Aşçılık Milli Takım Kaptanı Volkan Aslan
    Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Aşçılık Milli Takım Kaptanı Volkan Aslan

    Lezzetli yemekler için fırın seçimi neden önemli?

    Lezzetli yemeklerin sırrı, sadece malzemelerin kalitesinde ya da tarifin doğru uygulanmasında değil, aynı zamanda kullandığınız fırının performansında da gizlidir. Fırın, mutfağın kalbidir diyebilirim. Eğer fırınınız ısıyı eşit dağıtamıyorsa, yemeğin bir tarafı yanarken diğer tarafı çiğ kalabilir. Fanlı ya da turbo gibi özellikler, özellikle hamur işleri ya da et pişirirken büyük fark yaratır. Ayrıca enerji verimliliği yüksek bir fırın, uzun vadede hem cebinizi hem de çevreyi korur. İyi bir fırın, yemeğin içindeki lezzetleri ortaya çıkarır; etin sulu kalmasını, hamur işlerinin tam kıvamında pişmesini sağlar. Bu yüzden, doğru fırın seçimi lezzetin garantisidir.

    Fırın alırken ilk olarak nelere dikkat etmeliyiz?

    İlk dikkat etmeniz gereken, fırının ihtiyacınıza uygun olup olmadığı. Ne tür yemekler yapmayı planlıyorsunuz? Sık sık fırında et mi pişirirsiniz yoksa hamur işleri mi yaparsınız? Fırının kapasitesi, pişirme programları ve enerji verimliliği gibi unsurlar, mutfağınızdaki işlerinizin kolaylaşmasını sağlar.

    Bir fırının enerji verimliliği ne kadar önemlidir? 

    Enerji verimliliği çok önemli, çünkü uzun vadede hem doğaya hem de bütçenize katkı sağlar. A sınıfı ya da üstü enerji verimliliğine sahip fırınlar, düşük enerji tüketimi ile yüksek performans sunar. Elektrik faturasını azaltırken mutfakta işinizi görmeye devam edersiniz.

    Fırınlarda hangi pişirme programları mutfakta işimizi kolaylaştırır?

    Fanlı pişirme, ısıyı fırın içinde eşit dağıtarak yemeklerin her yerinin homojen pişmesini sağlar. Turbo özelliği ise özellikle büyük porsiyonları hızlı pişirir. Buharlı pişirme ise yemeklerin içindeki suyu muhafaza eder, özellikle et ve sebzelerde daha sulu ve lezzetli sonuçlar elde edersiniz.

    Fırın satın al
    Fırın satın alma rehberi

    Elektrikli fırınlar mı yoksa gazlı fırınlar mı daha avantajlıdır?

    Bu biraz kullanım alışkanlığınıza bağlı. Elektrikli fırınlar genellikle daha hassas sıcaklık kontrolü sağlar ve fanlı pişirme gibi gelişmiş özellikler sunar. Gazlı fırınlar ise daha hızlı ısınır ve özellikle yüksek ısılarda pişirilen yemeklerde avantaj sağlar. Ben genelde gazlı fırınları tercih ediyorum çünkü modern mutfakta hassas pişirme önemli.

    Mutfak ihtiyaçlarına göre kaç litrelik fırın yeterli olur?

    Eğer geniş bir aileyseniz ya da sık misafir ağırlıyorsanız, 70 litre ve üzeri bir fırın ideal olacaktır. Daha küçük bir evdeyseniz, 50-60 litre yeterli olur. Çalıştığım işletmelerde hem ürüne hemde ihtiyaca göre farklı hacimdeki fırınları tercih ediyorum

    Hangi fırın özellikleri yemeklerin daha iyi pişmesini sağlar?

    Fanlı fırınlar, sıcaklığı eşit dağıtarak yemeklerin her yerinin eşit pişmesini sağlar. Özellikle pastacılıkta, hamur işlerinde ve kalabalık yemeklerde bu özellik vazgeçilmezdir. Bu sayede bir yemeğin dışı yanarken içi pişmemiş olmaz.

    Mikrodalga fırın satın alırken nelere dikkat etmeli?
    Mikrodalga fırın satın alırken nelere dikkat etmeli?

    Peki mikrodalga fırın satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?

    Mikrodalga fırın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, ne amaçla kullanacağınızdır. Eğer sadece yiyecekleri hızlıca ısıtmak istiyorsanız, temel bir model işinizi görecektir. Ancak yemek pişirme veya buharlı pişirme gibi fonksiyonları da kullanmak istiyorsanız, daha gelişmiş bir model tercih etmelisiniz. Watt gücü de önemli bir kriterdir; daha yüksek watt, daha hızlı pişirme ve ısıtma anlamına gelir. Ayrıca kapasiteye dikkat edin. Küçük bir aileyseniz 20-25 litre arası yeterli olur, ama daha büyük porsiyonlar pişirecekseniz, daha geniş hacimli modelleri tercih etmelisiniz. Ek olarak, mikrodalganın malzeme kalitesi, güvenlik kilitleri ve kolay temizlenebilir olması da önemli detaylardır.

    MediaMarkt’ın yeni küçük ev aletleri markası KOENIC’in mikrodalga fırınını daha yakından keşfetmek için tıklayın!

    Fırın içi temizliği nasıl yapılmalı? 

    Temizlik her zaman önemlidir. Kendinden temizlenen (pirolitik) fırınlar, yüksek sıcaklıkta iç yüzeydeki tüm kirleri yakarak size kolaylık sağlar. Ayrıca çıkarılabilir raflar ve tepsiler de temizlik açısından büyük avantaj sağlar. Biz mutfakta hızlı temizlik yapmayı severiz, çünkü zaman önemlidir. Doğru kimyasallar kullanılmalıdır ve iyi durulanmalıdır yoksa insan sağlığını tehlikeye sokabilir çok ağır kirleriniz yok ise 3 paket karbonat 3 adet limonu sıkıp limonlar ile birlikte asitten etkilenmeyecek metal bir kabın içinde karıştırıp içine bir bardak kaynar su döküp 150 derecelik fırında 30 dk bekletin bu karışımın buharı her yere yayılsın ve sonra fırını açıp sıcak sulu bez ile silin kirler ne kadar kolay çıktığını göreceksiniz.

    Buharlı pişirme özelliği hangi yemeklerde fayda sağlar?

    Buharlı pişirme, özellikle sebze ve balık gibi yiyeceklerde harika sonuçlar verir. Yemeğin suyunu kaybetmesini önler ve daha lezzetli hale getirir. Profesyonel mutfaklarda sıkça kullanıyoruz, evde de bu özellik kesinlikle faydalı olacaktır.

    Evde yemek pişirme
    Evde yemek pişirme

    Çocuklu aileler için hangi güvenlik özellikleri aranmalı?

    Isıya dayanıklı cam çok önemli, özellikle çocuklu evlerde. Camın dışı çok ısınmazsa çocuklar için daha güvenli olur. Ayrıca, fırın kapaklarının yavaş kapanma özelliği de olmalı. Güvenlik önlemleri mutfakta asla ihmal edilmemeli.

    Fırınlarda zamanlayıcının önemi nedir? 

    Zamanlayıcılar özellikle yoğun bir mutfak temposunda hayat kurtarır. Yemek yaparken başka işler yapabilirsiniz ve fırın kendini kapatır. Programlanabilir pişirme ise, özellikle belirli bir saatte hazır olmasını istediğiniz yemekler için harikadır. Örneğin, sabah işe giderken akşam yemeği hazırlığı yapabilirsiniz.

    Fırının iç aydınlatmasının yemek kalitesine etkisi var mıdır?

    Aydınlatma çok önemli. Yemek pişerken kapağı açmadan yemeğin ne durumda olduğunu görmelisiniz. Sık sık kapağı açmak, ısının kaçmasına neden olur ve pişirme süresini etkiler. Bu yüzden aydınlatma, özellikle profesyonel mutfaklarda fark yaratır.

    Konveksiyon özelliği fırın performansını nasıl etkiler? 

    Konveksiyon özelliği, sıcak havanın fırın içinde eşit dağılmasını sağlar. Özellikle hamur işleri, kekler ve kurabiyeler için idealdir. Her tarafı aynı şekilde pişirir, böylece bir tarafın fazla pişip diğer tarafın hamur kalması gibi sorunlar yaşamazsınız.

    Yeni nesil akıllı fırınlarda bulunan teknolojiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Yeni nesil akıllı fırınlar, özellikle yoğun bir hayatı olanlar için büyük bir kolaylık sağlıyor. Bu fırınları uzaktan kontrol edebilir, pişirme sürecini izleyebilir ve hatta tarif önerileri alabilirsiniz. Evde olmasanız bile yemeğinizi takip etme imkanı sunan bu teknolojiler, artık modern mutfakların vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

    Bir fırının garanti süresi ve servis ağının önemi nedir? 

    Garanti süresi ve servis ağı, uzun ömürlü bir kullanım için çok önemli. Herhangi bir arıza durumunda hızlı ve güvenilir bir hizmet alabilmek, mutfakta işlerinizin aksamamasını sağlar. Özellikle yoğun kullanılan fırınlarda bu çok önemli.

    Kullanım alışkanlıklarına göre ankastre ve solo fırın arasında nasıl bir tercih yapmalıyız?

    Eğer mutfağınızda daha estetik ve düzenli bir görünüm istiyorsanız ankastre fırın tercih etmelisiniz. Solo fırınlar ise taşınabilirlik açısından avantajlıdır. Sık sık yer değiştirenler için solo fırınlar ideal olabilir. Ankastre fırınlar ise sabit mutfak düzenine sahip kişiler için daha uygundur.

    HOOVER Turbo Ankastre Fırın’ı daha yakından incelemek için buraya tıklayın! 

    Android oyun ekosistemine eklenen yeni oyunlar

    0

    Sıcak, güneşli yaz aylarını artık geride bıraktık ve artık yavaş yavaş açık hava yerine evde ya da kapalı alanlarda vakit geçirmeyi tercih ediyoruz. Her ne kadar bu biraz sıkıcı gözükse de iyi vakit geçiremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Yeni çıkan ya da sevdiğiniz oyunlarla daha fazla vakit geçirebileceğiniz anlamına da geliyor. Geçtiğimiz ay Android ekosistemine Elder Scrolls’dan klasik masa oyunu Codenames’in yeni bir uyarlamasına kadar birçok oyun kullanıma sunuldu. Biz de boş durmadık ve Android ekosistemine eklenen ve iyi vakit geçirmenizi sağlayacak çeşitli oyunları sizler için derledik.

    The Elder Scrolls: Castles

    Listemizin ilk sırasında The Elder Scrolls: Castles var. Dokuz yıl önce piyasaya sürülen Fallout Shelter’ın ardından, Bethesda şimdi de The Elder Scrolls: Castles ile benzer bir fantezi deneyimi sunuyor. Temel olarak, Tamriel’in adı verilmeyen bir köşesinde bir kaleyi yönetiyorsunuz; tebaanızın günlük yaşamını idare ederken krallığınızın zenginliğini artırmak için yeni bölümler ve atölyeler inşa ediyorsunuz. Konsept yenilikçi olmasa da, rahat ve sürükleyici inşa mekaniği sayesinde The Elder Scrolls: Castles keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor.

    Bethesda’nın son yerleşim simülasyonunda dünya inşası belirgin bir şekilde eksik olsa da, haftalarca sizi meşgul edecek çok şey var. Oyun oynamadığınız zamanlarda bile oyun içi zaman ilerlemeye devam ediyor, bu yüzden her zaman sabırsızlıkla bekleyeceğiniz bir şeyler bulunuyor.

    Yerleşim simülasyonları söz konusu olduğunda, The Elder Scrolls: Castles en iyilerden biri. Mikro işlemleri görmezden gelseniz bile önemli içerikleri kaçırmıyorsunuz. Oyun arka planda çalışmasına rağmen, tebaanızın hayatlarını her saat kontrol etmediğiniz için sizi cezalandırmıyor.

    Ayrıntılı bilgi ve indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.bethsoft.stronghold&gl=TR

    Balatro

    Balatro, poker, solitaire, deste oluşturma TCG’leri ve roguelike’lardan esinlenen bir kart oyunudur. Bu türlerin karışımı kafa karıştırıcı gelebilir, ancak Balatro bu yıl Play Store’da yayınlanan en bağımlılık yapan ve tekrar oynanabilirliği yüksek oyunlardan biri olarak öne çıkıyor. Temel oynanış sekiz kartla poker elleri yapmaya dayanırken, Balatro’yu bu kadar bağımlılık yapan şey, oyuna eklediği çeşitli joker kartlar. Tüketilebilir kartlar size çeşitli bonuslar sağlıyor ve “balatro” kartları (Latince’de “soytarı” anlamına geliyor) sizi sona ulaşmak için oyun stilinizi uyarlamaya zorluyor.

    Başlangıçta PC’ler için piyasaya sürülen Balatro’nun mobil sürümü, dokunmatik ekranlar için çeşitli kullanışlı değişiklikler içeriyor. Bu değişiklikler genellikle olumlu olsa da, Balatro’yu bir tablet veya Chromebook’ta oynamak ayrı bir deneyim sunuyor. Çünkü oyun ekranı daha küçük olan telefonlarda sıkışık hissedilebiliyor. Ancak bu sizi oyundan uzaklaştırmasın, çünkü Balatro bu yıl oynadığımız en iyi oyunlardan biri.

    Oyun hakkında daha fazla bilgi almak için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.playstack.balatro.android&gl=TR

    Codenames

    Öğrenmesi kolay kuralları ve rekabetçi ama dostane oynanışı sayesinde Codenames, en eğlenceli oyunlardan biri olarak dikkat çekiyor. 2015 yılında piyasaya sürülmesine rağmen, bu popüler oyunun ilk dijital uyarlamasını ancak bu yılın Eylül ayında gördük. Masaüstü oyununun bir tamamlayıcısı olan Codenames Gadget’tan farklı olarak, Codenames uygulaması tam masaüstü oyununu telefonunuza getiriyor. Mobil oyun, eşzamansız oyun, yeni oyun modları, eşleştirme ve yeni içerikler gibi çeşitli kullanışlı özellikler sunuyor.

    Eşzamansız oynanış büyük bir yenilik. Her oyuncunun turunu tamamlamak için 24 saati var. Bu, turu oynamak için sadece birkaç dakikaya ihtiyacınız olduğu ve aynı anda birden fazla oyun oynayabileceğiniz anlamına geliyor.

    Android ve iOS için Codenames, masaüstü oyununun deneyimli oyuncuları ve yeni başlayanlar için harika bir parti oyunu. Arkadaşlarla oynarken en iyi deneyimi yaşasanız da tek oyunculu oyun ve eşleştirme, arkadaşlarınız yanınızda olmadığında Codenames isteğinizi gidermenize yardımcı oluyor.

    Oyun hakkında daha fazla bilgi için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.czechgames.codenamesdigital&gl=TR

    Pineapple: Bittersweet Revenge

    Pineapple: A Bittersweet Revenge’de, bir okul zorbasının kurbanının yerine geçiyorsunuz. Ancak her şey acı ve keder değil, çünkü zorbayı en az beklediği yerlere ananas yerleştirerek mükemmel bir intikam planladınız. Onları gizli yerlere saklayarak, zorbanızı yavaş yavaş çileden çıkaracaksınız (Pineapple: A Bittersweet Revenge’de muz yok), ancak aynı zamanda zorlayıcı ahlaki kararlarla da yüzleşeceksiniz.

    Bu tuhaf gelebilir, ancak Pineapple: A Bittersweet Revenge basit bir numaradan daha fazlası. Baştan sona kadar komik. Oyun sadece yaklaşık bir saatte tamamlanabilse de, son sahnenin bıraktığı etki için buna değer.

    Pineapple: A Bittersweet Revenge, bağımsız oyunların en saf örneklerinden biri. Kısa oynanış süresi, el çizimi sanat tarzı, benzersiz bir konu ve slapstick mizah, bu oyunu benzersiz bir hale getiriyor.

    Oyun hakkında daha fazla bilgi için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.patronesyescondites.pineapple&gl=TR

    Going Up

    Asansörleri optimize etmek bir oyun için en heyecan verici konsept gibi gelmeyebilir, ancak Going Up, benzersiz yolcular, akıllıca tasarlanmış zorluklar ve rekabetçi bir liderlik tablosu ile beklediğinizden daha sürükleyici bir deneyim sunuyor. Oyun, canlı ve minimalistik sanat tarzıyla göz alıcı ve akılda kalıcı, benzersiz bir deneyim yaşatıyor.

    Gerçek dünyada karşılaşacağınız asansörlerin aksine, Going Up’ta yolcular asansörleri kontrol etmiyor. Bunun yerine, hepsini siz yönetiyorsunuz. Katları atlayan asansörler, ayrılmış katlar ve telaşlı yolcular gibi beklenmedik durumlar oyuna eklendiğinde, oyun hızla zorlaşmaya başlıyor.

    Oyun hakkında bilgi almak için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.DylanKwok.GoingUp

    Living-off-the-Land (LotL) saldırıları tehlike yaratıyor

    Siber güvenlikte, “Living-off-the-land” (LotL) saldırılarının tespiti giderek zorlaşıyor. Bu saldırılar, harici kötü amaçlı yazılımlara güvenmek yerine PowerShell, WMI veya Office makroları gibi meşru sistem araçlarını kullanıyor ve saldırganların bir ağ içinde gizlice hareket etmesini sağlıyor.

    Siber güvenlik dünyasında “Living-off-the-land” (LotL) saldırıları, giderek artan bir endişe kaynağı haline geliyor. Bu saldırı türü, siber suçluların mevcut sistem araçlarını kullanarak hedefe saldırmalarını ve ağlarda fark edilmeden dolaşmalarını sağlıyor. Hali hazırda bulunan mevcut sistemler, normal işleyişin bir parçası olarak kabul edildiğinden tespit edilme olasılığı da büyük oranda azalıyor. Böylelikle hedef sistemde uzun süre kalabilme imkanı doğuyor. Sistem üzerinde kontrol sağlamak, verilerin çalınması ve itibar zedelenmesi gibi birçok amacı olabilen bu saldırı, hedefe sistem içerisindeki kaynakları kullanarak ulaştığından şüphe oluşturmuyor. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber güvenlik alanında başarı elde etmek için Living-off-the-land saldırılarının yaygın tekniklerini ve korunma yollarını açıklarken bu saldırılara karşı daima hazırlıklı olunması ve proaktif savunma stratejileri geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

    LotL Saldırılarındaki Yaygın Teknikler Neler?

    1. PowerShell: Sistem yöneticileri tarafından aktif bir şekilde kullanılan ve Windows sistemleri için güçlü bir komut satırı olan PowerShell, siber saldırganlar tarafından kötü amaçlı komut dosyalarını indirmek ve çalıştırmak, uzak bağlantılar kurmak veya sistem ayarlarını belirgin izler bırakmadan değiştirmek için kullanılır.
    2. WMI: Windows işletim sistemleri için bir yönetim altyapısı olan WMI, sistem bilgilerini toplamak ve yönetim görevlerini yerine getirmek için kullanılır. Kullanıcı erişimi olmaksızın uzaktan komutları yürütmek, zayıf noktaları belirlemek için sistem verilerini toplamak veya sistemde kalıcılığı sağlamak için kullanılır.
    3. Uzaktan Yönetim Araçları: PsExec gibi araçlar, kötü amaçlı komutları uzaktan yürüterek hedef sistem üzerinde değişiklik yapmak için yeniden kullanılabilir.
    4. Office Makroları: Office belgelerine yerleştirilen kötü amaçlı makrolar, açıldığında kodu çalıştırarak kullanıcı güvenini suistimal eder ve sistemlere sızabilir.

    Xiaomi 14T ve 14T Pro İlk Bakış İlk Tanışma

    Akıllı telefon pazarında rekabet amiral gemisi pazarından süper orta segment pazarına çok hızlı bir şekilde taşınmış durumda. Zira artan amiral gemisi fiyatları yüzünden kullanıcıların amiral gemisi standartlarında süper orta segment pazarına akın ettiğini görüyoruz. İşte bu segmentin yeni kralları Xiaomi 14T ve 14T Pro lansmanı için Berlin’e gittik ve lansmana katıldık.

    Telefonlarla ilk kez tanıştık ve her iki modelinde bize ne sunduğunu bir videoda vLog tadında anlattık. Öncelikle hem 14T hem de 14T Pro modelleri amiral gemisi seviyesinde iki telefon. Özellikle Leica desteğinin her iki telefona da verilmesi bu segmentte kurlların da değişmesini sağlıyor. Zira Xiaomi süper orta segment pazarına Leica desteği sunması rakibi Vivo‘nun da Zeiss desteğini V40 serisine getirmesini sağlıyor. Böylece orta ve süper orta segmentin kalitesi her geçe. nesille birlikte artıyor.

    Xiaomi 14T serisinde Mediatek Dimensity 8300 Ultra yonga seti kullanılırken, Xiaomi 14T Pro modelinde ise Mediatek Dimensity 9300+ yonga seti kullanılıyor. Her iki telefonda da Leica desteği ile birlikte 50 megapiksel ana kamera bulunuyor. Telefoto lens tarafında da iki telefonda 50 megapiksel değerinde bir kamera sensörü kullanılırken 14T serisinde 50mm ve 14T Pro modelinde de amiral gemisi modellerde gördüğümüz 60mm telefoto lens kullanılıyor. 12 megapiksel geniş açı ve 32 megapiksel selfie kameralar yine her iki modelde de bulunuyor. Pil tarafında iki telefonda da 5.000 mAh pil var ama şarj dolum tarafında 67W ve 120W şarj desteği sunulmakta.

    Dilerseniz lafı daha fazla uzatmayalım ve sizin için hazırladığımız videomuza geçiş yapalım…

     

    Hans Zimmer ve Lorne Balfe, Dragon Age: The Veilguard’ın oyun müziklerini yapacak

    Kariyerleri boyunca onlarca projede iş birliği yapan efsanevi besteciler, Thedas’ın dünyasını ve kahramanlarını onurlandıran müzikleri yaratmak için BioWare geliştirme ekibiyle yakın bir çalışma yürüttü.

    Electronic Arts ve BioWare, Akademi ödüllü besteci Hans Zimmer ve Grammy ödüllü besteci Lorne Balfe’ın, 31 Ekim 2024’te PlayStation 5, Xbox Series X|S ve PC için çıkacak olan yeni, tek oyunculu fantastik RPG deneyimi Dragon Age: The Veilguard’ın Resmi Oyun Müziklerini (OST) ortaklaşa bestelediğini duyurdu. Kariyerleri boyunca onlarca projede iş birliği yapan efsanevi besteciler, Thedas’ın dünyasını ve kahramanlarını onurlandıran müzikleri yaratmak için BioWare geliştirme ekibiyle yakın bir çalışma yürüttü.

    Oyunseverler 18 Ekim’den itibaren Resmi Oyun Müzikleri albümü için iTunes ve Amazon Music üzerinden ön sipariş verebilecek ve resmi olarak da 1 Kasım’da müziklere sahip olabilecekler. Öte yandan bu duyuruyu kutlamak adına Dragon Age: The Veilguard Ana Tema Müziği, resmi oyun müziklerinden ilk tekli olarak yayınlandı ve şu anda Spotify, iTunes ve Deezer üzerinden dinlenebilir.

    Dragon Age: The Veilguard Ses Direktörü Cody Behiel, “Dragon Age: The Veilguard’ın müziğiyle ilgili hedeflerimizden biri, Thedas’ın dünyası ile bu dünyada yaşayan farklı karakterler arasında güçlü bir bağ kurmaktı.” dedi. “Oyunun hikayesi boyunca hem en destansı, hem de en samimi anlarda oyuncuların bulundukları eylemlerin, geliştirdikleri kişisel ilişkilerle bağlantılı olduğunu hissedebilmelerini sağlamak istedik. Hans ve Lorne ile çalışmak, bu fikirleri düşündüğümüzün çok daha üzerinde bir duygusal zirveye taşıdı ve ortaya çıkan müzikal yolculuğu, oyuncuların tecrübe etmesini heyecanla bekliyorum.”

    Biyoteknoloji sektörü inovasyonla geleceğe hazırlanıyor

    EY Biyoteknoloji Raporu 2024 yayımlandı. Rapora göre; biyoteknoloji sektörü son yıllarda finansman sıkıntılarıyla karşı karşıya kalsa da bilimsel yenilikler ve büyük ilaç şirketlerinin gelirlerini iyileştirme çabaları sektörü ileri taşımaya devam ediyor.

    EY (Ernst&Young), ABD ve Avrupa’daki halka açık şirket gelirleri, finansman, birleşme ve satın alma faaliyetleri, ortaklıklar, ürün onayları gibi faktörlerin özet bir görünümünü ele alarak sektörün durumunu analiz eden Biyoteknoloji Raporu 2024’ü yayımladı. Rapora göre, son iki yılda biyoteknoloji sektörü zorlu bir finansman ortamında faaliyet gösteriyor ve birçok şirket operasyonlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalıyor. Bu süreçte personel azaltma, birleşmeler ve Ar-Ge odaklarının daraltılması gibi stratejilerin öne çıktığı görülüyor. Ancak sektördeki bazı olumlu işaretler, biyoteknolojinin geleceği açısından umut verici görünüyor.

    Pandemi sonrası gelirlerdeki düşüş, sektör için hala önemli bir sorun teşkil ediyor. Son on yılda yıllık olarak %4,8 oranında büyüyen sektör, 2015-2021 yılları arasında COVID-19 aşıları ve tedavileri sayesinde yıllık %9,2 oranında büyüme yakalamıştı. 2023 yılında ise  ilaç satışlarındaki düşüşle birlikte gelir de azaldı. Ancak uzun vadeli projeksiyonlar, sektörün pandeminin etkilerinden arındıktan sonra eski büyüme trendine döneceğini öngörüyor.

    2023’te ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi (CDER) ve Biyolojik Değerlendirme ve Araştırma Merkezi (CBER) kapsamında 80 yeni biyofarmasötik ürün onaylandı. Bu onay sayısı, 2018 yılından bu yana kaydedilen en yüksek seviyelerden birini oluşturuyor. Aşılar ve mRNA tabanlı teknolojiler, yerini kardiyometabolik ürünler ve onkoloji gibi yeni nesil terapötik alanlara bırakmaya başlıyor.

    Arzum OKKA, kahvedeki uzmanlığını Espresso Serisine taşıyor

    Arzum OKKA’nın 10. yılında kahveseverler ile buluşturduğu Arzum OKKA Espresso serisi ile marka, uzmanlığını tüm kahve çeşitlerinde vurgulayacak.

    Arzum OKKA, 10. yılında yepyeni Espresso Serisi ile kahveseverler ile buluşuyor.  Farklı ihtiyaçlara özel geliştirilen Espresso Serisi ile Arzum OKKA kahve çeşitlerinde sınırları ortadan kaldırıyor. Şık tasarımı ve teknolojisinin yanı sıra soğuk kahve yapabilme, bardak ısıtma ve yüksek bar basıncı gibi profesyonel kahve hazırlama gerekliliklerini de karşılayan seri, ev rahatlığında muhteşem kahve hazzını OKKA uzmanlığı ile buluşturuyor. Süt çubuklu ve süt hazneli yarı otomatik, süt çubuklu ve süt hazneli alternatifli tam otomatik makinelerin yer aldığı seride, farklı renk seçenekleri ile birlikte toplam 8 ürün bulunuyor.

    11 farklı içeceğin kolayca hazırlanabilmesini sağlayan Arzum OKKA Espresso Pro M, şık tasarımlı cam süt haznesi ile soğuk ya da sıcak espresso bazlı içecekler ile farklı deneyimlerin kapısını aralıyor. Kişiselleştirilebilen su ve kahve miktarı ile kendinizi özel hissedeceğiniz tatlara imkân tanıyor. Multi-Flow teknolojisiyle soğuk kahve yapabilme özelliği de bulunan Arzum OKKA Espresso Pro M Tam Otomatik Espresso Makinesinin sunduğu 19 bar basınç ile kahveye kattığı mükemmel aroma cihazdaki profesyonel dokunuşlar arasında yerini alıyor. Yüksek piksel yoğunluğuna sahip 6.6 inçlik göz alıcı dokunmatik OKKA Retina Ekranıyla menü ve içecek tercihlerini de kolaylaştıran makine, otomatik temizleme özelliğiyle de içeceklerin keyfini daha uzun süre sürmenizi sağlıyor. Tek tuşla double espresso, flat white, ristretto, latte macchiato ve soğuk americano gibi farklı lezzetleri hazırlayabileceğiniz Espresso Pro M ile siz de her fincanda eşsiz kahve deneyimini yaşayabilirsiniz.

    Yapay zeka destekli bulut çözümleri Huawei Cloud Summit’te tanıtıldı

    Huawei Cloud, İstanbul’da düzenlediği Huawei Cloud Summit Türkiye etkinliğinde, yapay zeka odaklı bulut çözümlerini tanıttı.

    Huawei Cloud, Türkiye’de hızla büyüyen bulut pazarındaki etkinliğini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl resmi olarak Türkiye’deki faaliyetlerine başlayan Huawei Cloud, kısa sürede Türkiye’nin ilk ve tek yerel bulut hizmet sağlayıcısı haline geldi. Teknolojik inovasyonları, yerel yatırımları ve kapsamlı ekosistem desteğiyle Huawei Cloud, Türkiye’deki dijital dönüşüme öncülük ediyor. İstanbul’da düzenlenen Huawei Cloud Summit Türkiye etkinliğinde; kamu yetkilileri, iş dünyasının önemli şirketlerinin yöneticileri ve ekosistem iş ortakları bir araya geldi. Etkinlikte, Türkiye’nin dijital geleceği ve endüstriyel dönüşümü için Huawei Cloud’un sunduğu çözümler masaya yatırıldı.

    Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Türkiye’deki dijitalleşme sürecinde bulut teknolojilerinin önemine değinerek bakanlık olarak dijital dönüşüm destek programını başlattıklarını, bu sürecin girişimcilerimizin küresel rekabet gücünün artması için son derece önemli olduğunu vurguladı. Dönmez konuşmasının devamında Huawei Cloud’un bu alandaki yatırımlarını takdirle karşıladıklarını belirtti. Bulut teknolojilerinin günümüzde tüm sektörlerde oynadığı kritik role dikkat çeken Bakan Yardımcısı, bulut bilişimin maliyet etkinliği ve verimlilik açısından sunduğu avantajların, tarımdan inşaata, ulaşımdan sanayine kadar birçok sektörde önemli dönüşümler yarattığını vurguladı. Dönmez, “Huawei Cloud’un, 110’dan fazla bulut hizmetiyle ve istihdam ettiği 300’den fazla Ar-Ge mühendisi ile Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde yerlileşme çabalarına önemli katkılar sağlamasını arzu ettiklerini ifade etti. Bu girişimin gerek yerli gerek yabancı diğer girişimlerle birlikte Türkiye’nin Endüstri 4.0 dönüşümü, dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve enerji tasarrufu hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    KOSGEB Başkan Yardımcısı Dr. Recep Kılınç da Huawei Cloud’un Türkiye’deki girişimcilere sağladığı desteklerden bahsetti ve Huawei’nin yerel ekosisteme katkılarını vurguladı. Kılınç, “KOSGEB olarak dijital dönüşüm, ikiz dönüşüm süreçlerine önem veriyor ve bu kapsamda KOBİ’lerimizi destekliyoruz. Bu kapsamda bugün Huawei Cloud Summit kapsamında bulut bilişim kavramının da önemini siz değerli katılımcılarla bir kez daha vurguluyoruz. KOBİ’lerimizin dijital dönüşümünde önemli bir mihenk taşı olan bulut bilişim teknolojilerini Türkiye’de açtığı bulut merkeziyle ve Ar-Ge mühendisleriyle hayata geçirdiği için de Huawei’ye teşekkür ederim” dedi.

    Siber saldırganlar zararlı yazılım üretmek için yapay zeka kullanıyor

    HP tehdit araştırmacıları, üretken yapay zeka (ÜYZ) yardımıyla yazıldığına inanılan zararlı yazılımları kullanarak Fransızca konuşanları hedef alan bir saldırı tespit etti.

    HP Imagine’da, saldırganların zararlı kod yazmaya yardımcı olmak için üretken yapay zekayı nasıl kullandıklarını ortaya koyan en son Tehdit Öngörüleri Raporunu yayınladı. HP’nin tehdit araştırma ekibi, profesyonel görünümlü sahte PDF araçlarına yol açan kötü amaçlı reklamlar yoluyla yayılan büyük ve rafine bir ChromeLoader saldırısı tespit etti ve SVG görüntülerine kötü amaçlı kod yerleştiren siber suçluları belirledi.

    Rapor, gerçek dünyadaki siber saldırıların bir analizini sunarak, kurumların hızla değişen siber suç ortamında siber suçluların tespit edilmekten kurtulmak ve bilgisayarları ihlal etmek için kullandıkları en son teknikleri takip etmelerine yardımcı oluyor.

    Rapora göre kötü amaçlı yazılımın yapısı, her kod satırını açıklayan yorumlar ve ana dildeki işlev adları ve değişkenler, tehdit aktörünün kötü amaçlı yazılımı oluşturmak için üretken yapay zeka kullandığını gösteriyor. Bu faaliyet, ÜYZ’nın saldırıları nasıl hızlandırdığını ve siber suçluların uç noktalara virüs bulaştırma çıtasını nasıl düşürdüğünü gösteriyor. HP ayrıca ChromeLoader saldırılarının giderek büyüdüğünü ve daha ikna edici hale geldiğini, kötü amaçlı reklamları kullanarak kurbanları PDF dönüştürücüler gibi sahte araçlar sunan iyi tasarlanmış web sitelerine yönlendirdiğini tespit etti. MSI dosyası olarak gönderilen sahte uygulamaların yüklenmesi, uç noktalarda zararlı kodların çalışmasına neden oluyor

    Zararlı yazılım, saldırganların kurbanın tarama oturumunu ele geçirmesini ve aramaları saldırganların kontrolündeki sitelere yönlendirmesini sağlayan bir tarayıcı uzantısı indiriyor. Bir başka saldırı, bazı siber suçluların zararlı yazılımları gizlemek için HTML dosyalarından SVG vektör görüntülerine geçerek trendi değiştirdiğini gösterdi.