Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 6

    MediaMarkt Türkiye’nin yeni kreatif ajansı VML oldu

    0

    MediaMarkt Türkiye’nin yeni dönem kreatif ajansı VML oldu. Ekim 2022’de “deneyim elektroniği” alanındaki konumunu pekiştiren bir medya, pazarlama ve iletişim dönüşümü başlatan MediaMarkt, VML iş birliği ile dijitalleşmeye odaklanarak fark yaratacak ve kampanyalar hayata geçirecek.

    ‘Deneyim Şampiyonluğu’ vizyonuyla müşterilerine benzersiz elektronik deneyim ve hizmetler sunan MediaMarkt Türkiye, bu doğrultuda küresel çapta müşterilerine uçtan uca çözümler sunan VML ile çalışmaya başladı. VML’nin son bir yılda reklam yatırımı gerçekleştiren Top 100 markaya hizmet veren bir ajans olması, global markalarla çalışan global bir ajans olması ve aldığı prestijli ödüller, ajansın belirlenmesinde önemli kriterler olarak öne çıktı. VML, dünyanın önde gelen yaratıcı ve medya ajansı gruplarından biri olan WPP Network’ün de bir parçası. 

    “Bütünleşik kanal deneyimi ile fark yaratacağız”

    Ekim 2022’den bu yana büyük bir dönüşüm süreci yaşadıklarını söyleyen MediaMarkt Türkiye Pazarlama, E-Ticaret ve Kurumsal İletişim Direktörü Tolga Ünvan, “Tüketici elektroniği alanında bütünleşik kanallı bir hizmet platformu olarak müşterilerimize bütüncül bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda MediaMarkt Türkiye olarak önemli adımlar attık. Yeni dijital uygulamamızı lanse ettik. Sadakat programımız MediaMarkt Club’ı daha veri odaklı ve kişiselleştirilmiş çözümler sunacak şekilde yeniledik. Pazarlama yatırımlarımızın dijital odağını artırdık. Yenilikçi AI işleriyle piyasaya liderlik ettik” dedi.

    Ünvan, VML ile başlayacak olan iş birliğine ilişkin olarak da şunları söyledi: “Bu adımlarımızdan biri de VML ile güçlerimizi birleştirmek oldu. Bu tercihimizin en büyük nedenlerinden biri de VML’in dijitalleşme odağı ile fark yaratan fikirlere ve işlere imza atması. Tüketici nezdinde gelişen dinamiklere cevap veren, WOM etkisi yaratan, data odaklı iletişim stratejileri olması bizim için önemli bir kriterlerdi. Öte yandan MediaMarkt’ın odağında olan genç kitleye yönelik nokta atışı stratejileri, bütünleşik kanal yaklaşımları da VML ile yola çıkmamızdaki en büyük sebeplerden biri oldu. Birlikte güçlü bir sinerji yaratarak, akıllarda kalacak başarılı çalışmalara imza atacağımıza inanıyoruz. 2025’te de marka iletişim yatırımlarımıza güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo

    DJI Osmo Pocket 3, hareket halinde video çekmeyi kolaylaştıran dahili gimbala sahip bir kamera. DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo ise bu kamerayı daha verimli kullanmayı sağlayacak ekipmanlara sahip özel bir paket. DJI Osmo Pocket 3, tek başına satın alınabileceği gibi, Creator Combo paketiyle de tercih edilebiliyor.

    Pocket 3, 1 inç CMOS sensöre sahip bir kamera. Gelişmiş optik performansı sayesinde düşük ışık koşullarında bile iyi performans sunuyor. 4K/120fps videolar çekme yeteneğine sahip olan Pocket 3, üç eksenli mekanik sabitleme teknolojisiyle en hareketli anlarda bile sağlıklı görüntüler yakalayabiliyor.

    2 inç döndürülebilir dokunmatik ekranla gelen yatay ve dikey video çekebiliyor. Bu modlar arasında geçiş ise ekranı yatay ya da dikey çevirmek kadar basit. Pocket 3, 10 bit D-Log M ve 10 bit HLG renk modları ile yüksek dinamik aralığa sahip manzaraları kaydederek net ve canlı ayrıntılarla doğru ve hassas renkler sunuyor. Gece çekimlerinde bile detayları kaçırmıyor.

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo
    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo

    ActiveTrack 6.0, Otomatik Yüz Algılama ve Dinamik Çerçeveleme özelliklerini içeren çoklu takip modları sunan DJI Osmo Pocket 3, tek elinizle tutacağınız bu kamerayla, akıcı ve sinematik görüntüler kaydetmenizi sağlıyor. Dahili bir zaman kodu işlevi, profesyonel senaryolar için post prodüksiyonu kolaylaştırıyor.

    Tam piksel hızlı odaklamasıyla, en hızlı hareket eden nesnelerini bile kolaylıkla keskin odakta tutabilen Pocket 3’te ayrıca canlı yayın ve ürün çekimleeri için Ürün Vitrini adlı bir mod da bulunuyor. Bu mod, ön plana öncelik veriyor ve nesnelere hızlı ve sorunsuz bir şekilde odaklanabiliyor. Pocket 3’te SpinShot, Motionlapse, dijital yakınlaştırma, Panorama ve çok daha fazla özellik mevcut.

    Glamour Effects 2.0 adlı kişiselleştirilmiş otomatik cilt güzelleştirme seçenekleri sunuyor. Pocket 3, çevrimiçi toplantılar, görüntülü sohbetler ve farklı senaryolar için web kamerası olarak kullanılabiliyor. Ayrıca yüksek çözünürlüklü canlı yayınlar için de ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. Pocket 3, kapandıktan sonra, gimbal otomatik olarak kendisini düz pozisyona getiriyor ve korumaya alıyor.

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo
    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo

    Pocket 3, tek şarjla 116 dakikaya kadar 4K/60fps veya 166 dakikaya kadar 1080p/24fps çekim yapabiliyor. 16 dakikada %80 şarj edilebiliyor. Pocket 3, ses kaydı konusunda da iddialı bir ürün. Üzerinde gürültü önleyicili çok yönlü stereo ses kaydedebilen dahili üç adet mikrofon var. Ayrıca USB Ses protokolü üzerinden harici mikrofonlara ve monitör kulaklıklarına bağlanabiliyor.

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo paketinde, DJI Mic 2 adlı gürültü engelleme özellikli kablosuz mikrofon mevcut. Tek şarjla 6 saat kullanılabilen bu mikrofon 14 saate kadar 48kHz 24 bit ses depolayabilen 8 GB dahili depolama alanı ile birlikte geliyor. Bu arada Pocket 3, iki DJI Mic 2 Vericisine doğrudan bağlanabiliyor. Böylece birden fazla kişinin katıldığı kayıtlar ve canlı yayınlar yapılabiliyor.

    Pocket 3, Battery Handle adlı ek bir aksesuarla daha uzun süre çekim fırsatı veriyor. Pocket 3, 950mAh bataryaya sahip olan Battery Handle takıldığında çalışma süresi yaklaşık %62 oranında artıyor. Harici ses cihazlarını bağlamak için kullanılabilecek bir USB-C bağlantı noktası ile gelen bu aksesuar kamera çalışırken bile takılabiliyor. Alt kısımdaki 1/4 inç dişli tripod gibi aksesuarları destekliyor. Zaten DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo paketinde Mini Tripod geliyor.

     

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo
    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo

    Kutudan neler çıkıyor?

    • Type-C’den Type-C’ye PD Kablosu
    • Osmo Pocket 3 Koruyucu Kılıf
    • DJI Bilek Kayışı
    • Osmo Pocket 3 Saplı 1/4″ Dişli
    • Osmo Pocket 3 Geniş Açılı Lens
    • DJI Mic 2 Verici
    • DJI Mic 2 Rüzgarlık
    • DJI Mic 2 Klips Mıknatısı
    • Osmo Pocket 3 Pil Sapı
    • Osmo Mini Tripod
    • Osmo Pocket 3 Taşıma Çantası

    DJI Osmo Pocket 3 Creator Combo‘nun satış koşulları hakkında buradan, MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm Kamera Modelleri için buradan bilgi alabilirsiniz.

    Eğer konuyla ilgili sorularınız olursa, sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Sosyal medyada beni takip edin: X, Instagram, YouTube, TikTok.


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Sony Alpha ZV-E10L Power Zoom Lensli Vlog Kamera

    LG XBoom ON7 440W Bluetooth Hoparlör

    Segway Ninebot Cube ile güç sizde

     

    Apple A18 ve A18 Pro: Farkları Neler?

    Apple 2024 yılında Apple Intelligence özellikleriyle donatılmış iPhone 16 ve iPhone 16 Pro modellerini tanıtmıştı. iPhone 16 ve 16 Plus modelleri yeni A18 yonga setiyle destekleniyor. iPhone 16 Pro ve 16 Pro Max ise daha güçlü A18 Pro yonga setine sahip.

    Peki, A18 ve A18 Pro arasındaki farklar neler? Bu makalemizde işte bu sorunun cevabına odaklanacağız. Lafı fazla uzatmadan başlayalım…

    İlk olarak bu iki yonganın özelliklerine bakarak başlamakta fayda var. İlk bakışla pek fark göremeyebilirsiniz. Fakat ufak da olsa farklar mevcut.

    A18 ve A18 Pro: Özellikler Karşılaştırması

    A18 A18 Pro
    İşlemci Altı çekirdekli CPU (2+4) Altı çekirdekli CPU (2+4)
    CPU Çekirdekleri 2x Performans çekirdeği
    4x Verimlilik çekirdeği
    2x Performans çekirdeği
    4x Verimlilik çekirdeği
    İşlem Teknolojisi TSMC’nin 3 nm süreci (N3E) TSMC’nin 3 nm süreci (N3E)
    Grafik işlemcisi Apple 5 çekirdekli GPU
    Donanım hızlandırmalı
    Apple 6 çekirdekli GPU
    Donanım hızlandırmalı
    Bellek Desteği LPDDR5X, 7500 MT/s’ye kadar LPDDR5X, 7500 MT/s’ye kadar
    Makine Öğrenmesi ve Yapay Zeka 16 çekirdekli Neural Engine; 35 TOPS 16 çekirdekli Neural Engine; 35 TOPS
    Modem Snapdragon X75 5G modem (muhtemelen)
    10 Gbps’ye kadar İndirme
    3,5 Gbps’ye kadar Yükleme
    Snapdragon X75 5G modem (muhtemelen)
    10 Gbps’ye kadar İndirme
    3,5 Gbps’ye kadar Yükleme
    Bağlantı Wi-Fi 7, Bluetooth 5.3 Wi-Fi 7, Bluetooth 5.3

    iPhone 16 ve 16 Plus için yeni A18 yonga seti, daha güçlü A18 Pro’nun kırpılmış versiyonu gibi görünüyor. Her iki yonga seti de TSMC’nin ikinci nesil 3 nm (N3E) işlem mimarisi ile üretiliyor ve 2x performans çekirdeği ve 4x verimlilik çekirdeği dahil olmak üzere altı işlemci çekirdeği içeriyor. Şu anda A18 ve A18 Pro’nun CPU frekansını bilmesek de Apple, A18’deki CPU frekansını düşürmüş olabilir (veya olmayabilir). Bu konuda kesinleştirilmiş net bir cevap veremiyoruz.Apple A18 ve a18 pro

    Apple şimdiye kadar A18 yonga setini A18 Pro ile hiç karşılaştırmadı. Bunun yerine performansını iki yıllık A16 Bionic ile karşılaştırdı.Sonuçlara baktığımızda A18 yonga seti, A16 Bionic’ten %30 daha hızlı. A18’in A18 Pro ile CPU performansı tarafında eşit olduğu anlaşılıyor. Ancak Apple, A18 Pro’nun daha büyük bir önbelleğe sahip olduğunu söylüyor. Bu nedenle performans farkı en iyi ihtimalle yüzde 5 civarında veya biraz daha üstünde olabilir. Bunun yanı sıra A18, A16 Bionic’e göre yüzde 30 daha az güç tüketiyor, dolayısıyla verimlilik açısından da yeni A18 işlemcisi oldukça başarılı diyebiliriz.

    A18 ve A18 Pro: GPU

    GPU’ya baktığımızda, Apple A18’de 5 çekirdekli bir GPU ve A18 Pro’da 6 çekirdekli bir GPU bulunduğunu görüyoruz. Her iki yonga seti de donanım hızlandırmalı Ray Tracing’i destekliyor. Fakat grafik performansı Pro modelinde bir ekstra çekirdek nedeniyle biraz daha iyi olmalı.

    Ancak A16 Bionic ile karşılaştırıldığında, A18 yonga seti grafik performansında yüzde 40’lık bir artış sunuyor ki bu oldukça önemli bir konu. Aynı zamanda yüzde 35 daha az güç tüketiyor.

    Üstelik hem A18 hem de A18 Pro, yüzde 17 daha hızlı LPDDR5X belleğe erişebiliyor. Bellek desteği sayesinde daha iyi grafik performansı elde etme konusunda önemli bir rol oynuyor diyebilirim.A18 GPU’nun A18 Pro’daki 6 çekirdekli GPU’nun biraz gerisinde olduğunu söyleyebilirim, ancak A16 Bionic ve A17 Pro’dan çok daha hızlı ve daha verimli oldu kesin.

    Neural Engine

    Neural Engine, hem A18 hem de A18 Pro’da aynı. Apple, her iki yonga setindeki 16 çekirdekli Neural Engine’in saniyede 35 trilyon işlem (TOPS) gerçekleştirebileceğini söylüyor. Daha hızlı bellekle birleştirilen Neural Engine, cihazdaki çoğu Apple Intelligence özelliğini çalıştırabilir. A16 Bionic’in Neural Engine’iyle karşılaştırıldığında, A18 Pro, AI/ML görevlerinde 2 kat daha hızlı. Tabii ki bu seviye artışı AI yetenekleri düşünüldüğünde büyük bir sıçrama.Apple A18 ve a18 pro

    Bağlantı

    Bağlantı tarafına baktığımızda ise 5G modemin A18 ve A18 Pro’da aynı olduğunu görüyoruz. Apple muhtemelen Qualcomm’un Snapdragon X75 5G modemini kullanıyor. Modem, 3GPP Sürüm 17 ve Sürüm 18 özelliklerine göre tasarlanmış ve daha iyi kapsama alanı ve hız vaat ediyor. Ayrıca her iki yonga setinde de Wi-Fi 7 ve Bluetooth 5.3 elde ediyorsunuz.

    Gemel olarak toparlamak gerekirse, A18 yonga seti A18 Pro’nun biraz kırpılmış bir versiyonu. CPU performansı A17 Pro’dan daha hızlı. Ayrıca daha iyi ısı dağılımı için Ray Tracing ve dahili bir termal alt yapı sayesinde A18 ve A18 Pro’nun performansı artırılmış. A18 ve A18 Pro yonga setinin günümüzün ötesinde bir performans sunduğu kesin. Bu yongalar birkaç yıl boyunca amiral gemisi performansıyla göz dolduracağa benziyor.

    A18 ve A18 Pro yonga setlerine sahip iPhone modellerine ulaşmak için tıklayın

    Kahve Tutkunları İçin De’Longhi Rivelia Exam440.55.G Deneyimi

    Günümüzün hızlı yaşam tarzında, kahve tutkunları için pratiklik ve hız vazgeçilmez unsurlar haline geldi. Tam otomatik kahve makineleri, kahve hazırlama sürecini kolaylaştırarak kullanıcıların değerli zamanlarından tasarruf etmelerini sağlıyor. Bu cihazlar, kahve çekirdeklerini öğütme, su sıcaklığını ayarlama ve demleme işlemlerini otomatik olarak gerçekleştirerek manuel müdahale ihtiyacını en aza indiriyor. Özellikle yoğun bir yaşam temposuna sahip bireyler için, sadece birkaç tuşa basarak hızlı ve lezzetli kahveler hazırlama imkânı sunuyor.

    Ayrıca, tam otomatik kahve makineleri kullanıcı dostu arayüzleri ve otomatik temizlik programlarıyla bakım süreçlerini de basitleştiriyor. Birçok modelde bulunan otomatik temizleme ve kireç çözme fonksiyonları, makinenin hijyenik ve uzun ömürlü kalmasına katkıda bulunurken, çıkarılabilir parçalar temizlik işlemlerini daha da pratik hale getiriyor. Bu özellikler, kahve keyfini zahmetsiz bir deneyime dönüştürerek, tam otomatik kahve makinelerinin son dönemde daha fazla kahve sever tarafından tercih edilmesine olanak tanıyor.

    Güne mis gibi kahve kokusuyla başlamayı sevenler için iyi bir kahve makinesi, mutfağın olmazsa olmazlarından biridir. Son dönemde oldukça popüler hale gelen De’Longhi Rivelia Exam440.55.G modelini deneyimledim ve sonuçları sizlerle paylaşmak istiyorum.

    İlk İzlenimler ve Tasarım
    De’Longhi, tasarım konusunda her zaman estetik ve şıklığı ön planda tutan bir marka olmuştur. Rivelia Exam440.55.G modeli de bu geleneği bozmuyor. Gümüş gri yüzeyi, kompakt yapısı ve şık 3,5 inçlik tam dokunmatik renkli ekranı sayesinde mutfağınızda modern bir hava yaratıyor. Yumuşak açılara sahip şık ve kompakt tasarımı, her mutfak dekoruna uyum sağlıyor.

    Cihazın dokunmatik kontrol paneli oldukça kullanıcı dostu ve menüler arasında sezgisel olarak gezinebilmenize olanak tanıyor. Ayrıca, makinenin Çekirdek Değiştirme Sistemi, iki farklı kahve çekirdeği haznesi sayesinde farklı çekirdek çeşitlerini zahmetsizce değiştirmenizi ve keşfetmenizi sağlıyor. Bu özellik, sabah sert bir espresso, öğleden sonra ise hafif kavrulmuş bir kahve çekirdeğiyle latte yapmak isteyenler için harika bir avantaj sunuyor.

    Kahve Kalitesi ve Özelleştirme Seçenekleri

    De’Longhi Rivelia’nın en büyük artılarından biri, kahve kişiselleştirme konusundaki esnekliği. Makine, 16 farklı tek dokunuşlu içecek seçeneği sunarak, Espresso, Americano, Cappuccino, Flat White gibi klasik favorilerinizin yanı sıra daha az bilinen lezzetleri de keşfetmenize olanak tanıyor.

    LatteCrema Hot Teknolojisi sayesinde, her fincanda mükemmel köpüklü latte ve cappuccino içimine hazır olun. Bu teknoloji, tek dokunuşla otomatik temizleme özelliğiyle birleşerek, süt bazlı içeceklerinizi ince ve zengin bir sıcak süt köpüğüyle doldurmanızı sağlıyor.

    Makinede entegre bir kahve öğütücü bulunuyor ve 13 farklı öğütme seviyesine sahip. Bu sayede, kahve çekirdeklerinizi tam istediğiniz kıvamda öğütebilir ve kahvenizin aromasını en üst düzeye çıkarabilirsiniz.

    Kullanım Kolaylığı ve Temizlik
    Kahve makineleri harika bir kahve keyfi sunarken, temizlik konusunda bazen kullanıcıları zorlayabiliyor. Ancak Rivelia Exam440.55.G, bu konuda oldukça pratik bir sistem sunuyor. Otomatik temizleme ve kireç çözme fonksiyonları sayesinde makinenin bakımını zahmetsiz bir şekilde yapabiliyorsunuz. Süt haznesi de kolayca çıkarılıp temizlenebiliyor, bu da süt bazlı içecekler hazırlayanlar için büyük bir avantaj. Ayrıca, su tankının önden çıkartılabilir olması, su doldurma işlemini oldukça pratik hale getiriyor.

    Sonuç: Alınır mı?

    Eğer bir kahve tutkunuysanız ve mutfağınızda hem fonksiyonel hem de şık bir espresso makinesi istiyorsanız, De’Longhi Rivelia Exam440.55.G kesinlikle değerlendirilmeye değer bir model. Cihazı bu linke tıklayarak MediaMarkt üzerinden satın alabilirsiniz.

    Katlanabilir Telefonların Gelişim Süreci, Artıları ve Eksileri

    Günümüzde akıllı telefonlar, sadece bir iletişim aracı olmanın ötesine geçerek günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, katlanabilir telefonlar modern tasarım ve fonksiyonelliği bir araya getirerek bu dönüşümün öncüsü olmayı başardı.

    Katlanabilir Telefonların Evrimi: Geçmişten Günümüze Bir Yolculuk
    Katlanabilir telefonlar, teknoloji dünyasında yeni bir trend olarak öne çıksa da, bu yenilikçi tasarım fikrinin kökleri daha eskiye dayanıyor. 2000’li yıllarda Motorola Razr gibi kapaklı telefonlar, o dönemde büyük bir popülerlik kazanmıştı. Ancak modern anlamda katlanabilir ekran teknolojisi, 2019 yılında Samsung Galaxy Fold ve Huawei Mate X modelleriyle gerçek anlamda hayat buldu. Esnek OLED ekranları ve yenilikçi menteşe sistemleri, bu cihazları geleneksel akıllı telefonlardan ayıran en belirgin özellikler oldu.
    Bu ilk modeller, dayanıklılık sorunları ve yüksek maliyetleri nedeniyle bazı eleştiriler alsa da, teknoloji şirketleri sonraki yıllarda bu sorunları gidermek için yoğun bir çaba sarf etti. Samsung’un Z serisi ve Oppo’nun Find N modelleri, katlanabilir telefon teknolojisinin geldiği noktada önemli kilometre taşları olarak kabul ediliyor. Dayanıklılık, ekran kalitesi ve tasarım gibi alanlarda sağlanan gelişmeler, bu cihazların pazar payını her geçen gün artırıyor.

    Büyük Ekran Deneyimi: Katlanabilir Telefonların Farkı

    Katlanabilir telefonların sunduğu en büyük avantajlardan biri, kullanıcılara kompakt bir cihazda daha büyük bir ekran deneyimi sunmasıdır. Özellikle video izleme, oyun oynama ve çoklu görev yürütme gibi alanlarda bu büyük ekran avantajı hissedilir bir fark yaratıyor. Samsung Galaxy Z Fold 5 gibi modeller, katlandığında cebinizde taşıyabileceğiniz kompakt bir telefon, açıldığında ise bir tablet ekranı sunuyor.
    Ayrıca, katlanabilir telefonlar taşınabilirlik konusunda da büyük bir avantaj sağlıyor. Geleneksel tabletlerin sunduğu ekran büyüklüğünü, cebinizde taşıyabileceğiniz bir formda sunması, çoğu kullanıcı için çekici bir özellik haline geliyor. Oppo Find N2 Flip gibi cihazlar, özellikle bu konuda dikkat çekiyor. Ek olarak, yenilikçi tasarımlarıyla da fark yaratan bu telefonlar, modern ve estetik bir görünüm sunarak teknoloji meraklılarını kendine çekiyor.

    Katlanabilir Telefonların Gölgesindeki Zorluklar
    Her ne kadar katlanabilir telefonlar yenilikçi ve çekici bir teknoloji sunsa da, bu cihazların dezavantajları da bulunuyor. En belirgin dezavantajlarından biri, yüksek fiyatlarıdır. Katlanabilir telefonlar, standart akıllı telefonlara kıyasla çok daha pahalıdır ve bu durum, ürünlerin geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmasını zorlaştırıyor. Örneğin, Samsung Galaxy Z Fold 5, birçok amiral gemisi telefondan çok daha yüksek bir fiyat etiketine sahiptir.
    Dayanıklılık, bu cihazların bir diğer önemli sorunudur. Katlanabilir ekranlar, geleneksel ekranlara göre daha hassastır ve uzun vadede kullanımda kıvrımlarda aşınma veya hasar meydana gelebilir. İlk nesil Galaxy Fold modelleri, bu tür sorunlar nedeniyle yoğun eleştirilmişti. Ek olarak, katlanabilir telefonlar genellikle standart telefonlardan daha ağır ve kalındır, bu da taşıma kolaylığını olumsuz etkileyebilir. Uygulama optimizasyonu da bir başka dezavantaj olarak öne çıkıyor. Her ne kadar çoğu uygulama geliştiricisi katlanabilir ekranlar için uyumlu yazılımlar geliştirse de, bazı uygulamalar hala bu cihazlarda beklenen deneyimi sunmakta zorlanabiliyor. Bu durum, kullanıcılar için bazen hayal kırıklığı yaratabiliyor.

    Gelecekte Neler Bekliyor?
    Katlanabilir telefonların geleceği, bu teknolojinin mevcut sorunlarını ne kadar hızlı çözebileceğine bağlı. Grafen gibi yenilikçi malzemelerin kullanımıyla ekran dayanıklılığının artması ve üretim maliyetlerinin düşmesi, bu cihazların daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlayabilir. Ayrıca, rulo ekranlar gibi yeni form faktörlerinin geliştirilmesi, katlanabilir telefonların tasarımlarında çeşitlilik sunabilir.
    Bu yeniliklerin hayata geçmesiyle birlikte, katlanabilir telefonların mobil cihazların geleceğini şekillendirmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak dayanıklılık, fiyat ve uygulama optimizasyonu gibi alanlarda yapılacak iyileştirmeler, bu cihazların uzun vadeli başarısında belirleyici rol oynayacaktır.Katlanabilir telefonların gelişim süreci, yalnızca teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda kullanıcı davranışları ve pazar talepleriyle de yakından ilgilidir. Tüketicilerin bu cihazlara olan ilgisi arttıkça, teknoloji şirketleri yenilikçi çözümler sunma yarışına girmiştir. Gelecekte daha hafif, daha dayanıklı ve uygun fiyatlı modellerin piyasaya sürülmesi, bu trendin yayılmasında önemli bir etken olacaktır.

    Esnek Ekranlar: Yeni Teknolojilere Açılan Kapı
    Son olarak, katlanabilir telefonların ötesinde esnek ekran teknolojilerinin diğer cihazlara da uyarlanması, teknoloji dünyasında yeni kapılar açabilir. Akıllı saatlerden dizüstü bilgisayarlara kadar birçok cihazda esnek ekranların kullanımı, gelecekte daha yenilikçi ve fonksiyonel ürünlerin ortaya çıkmasına olanak tanıyabilir.

    Windows 11’de Dokunmatik Yüzey Nasıl Devre Dışı Bırakılır?

    Windows 11’in kullanıcı dostu arayüzü ve dokunmatik yüzey özellikleri, çoğu kişi için oldukça pratiktir. Ancak, harici bir fare kullananlar veya istemeden dokunmatik yüzeye temas edenler için bu özellik bazen sorun yaratabilir. Bu yazıda, Windows 11’de dokunmatik yüzeyin nasıl devre dışı bırakılabileceğini ayrıntılı olarak inceleyeceğim.

    Neden Dokunmatik Yüzeyi Devre Dışı Bırakmak İsteriz?

    Dokunmatik yüzeyi devre dışı bırakmanın birkaç farklı neden olabilir:
    • Yanlışlıkla Dokunmalar: Dizüstü bilgisayarlarda klavyenin hemen yanında yer alan dokunmatik yüzeye yanlışlıkla dokunmak, imlecin istenmeyen bir şekilde hareket etmesine ve yazarken hatalar oluşmasına neden olabilir.
    • Harici Fare Kullanımı: Harici bir fare kullanan kullanıcılar için dokunmatik yüzey genellikle gereksiz bir özelliktir. Hatta bazı durumlarda, iki farklı giriş cihazının aynı anda aktif olması, sorunlara neden olabilir.
    • Donanım Sorunları: Bazı durumlarda, dokunmatik yüzeyde donma veya takılma gibi sorunlar yaşanabilir. Bu gibi durumlarda, dokunmatik yüzeyi geçici olarak devre dışı bırakmak sorunu çözmeye yardımcı olacaktır.

    Windows 11’de Dokunmatik Yüzeyi Devre Dışı Bırakma Adımları

    Aygıt Yöneticisi:
    • Bilgisayarınızın arama çubuğuna “Aygıt Yöneticisi” yazın ve çıkan sonuçtan Aygıt Yöneticisi’ni seçin.
    Alternatif olarak, Başlat menüsünü açıp, ayarlar kısmından veya Denetim Masası’ndan Aygıt Yöneticisi’ne ulaşabilirsiniz.
    Arabirim Cihazları:
    • Aygıt Yöneticisi penceresinde, sol taraftaki listeden “İnsan Arabirim Cihazları” bölümünü bulun ve yanındaki oka tıklayarak açın.
    Dokunmatik Yüzey ve Devre Dışı Bırakma:
    • Açılan listede, genellikle “HID Uyumlu Dokunmatik Ekran” veya benzeri bir adla dokunmatik yüzeyinizi göreceksiniz.
    • Bu cihazın üzerine sağ tıklayın ve açılan menüden “Devre Dışı Bırak” ı seçip, gelen pencereyi onaylayın.
    • Önemli: Eğer sisteminizde birden fazla HID uyumlu dokunmatik ekran varsa, yanlış cihazı devre dışı bırakmamak için kontrol ederek işlemlerinize devam etmelisiniz. 
    Bilgisayarı Yeniden Başlatma:
    • Değişikliklerin etkili olması için bilgisayarınızı yeniden başlatmanız gerekebilir. 
    Dokunmatik Yüzeyi Tekrar Etkinleştirme
    Dokunmatik yüzeyi tekrar etkinleştirmek için yukarıdaki adımları takip edin, ancak son adımda “Devre Dışı Bırak” yerine “Etkinleştir” i seçmeniz gerekiyor. 
    Alternatif Yöntemler
    • Cihaz Sürücülerini Güncelleme: Eski veya bozuk sürücüler, dokunmatik yüzeyde sorunlara neden olabilir. Bilgisayarınızın üreticisinin web sitesinden en güncel sürücüleri indirerek sorunu çözebilirsiniz.
    • Üreticinin Klavye/Fare Yazılımını Kullanma: Bazı dizüstü bilgisayar üreticileri, dokunmatik yüzey ayarlarını özelleştirmenize olanak tanıyan özel yazılımlar sunar. Bu yazılımlar aracılığıyla da dokunmatik yüzeyi devre dışı bırakabilirsiniz.
    • Windows Ayarlarından Devre Dışı Bırakma: Bazı Windows sürümlerinde, dokunmatik yüzey ayarlarına doğrudan Windows Ayarları bölümünden erişilebilir. Ancak bu yöntem, tüm bilgisayarlarda mevcut olmayabilir.
    Önemli Notlar
    • Dokunmatik Ekran: Eğer cihazınızda dokunmatik ekran varsa, yukarıdaki adımlar dokunmatik ekranı da devre dışı bırakabilir. Sadece dokunmatik yüzeyi devre dışı bırakmak istiyorsanız, bilgisayarınızın kullanım kılavuzunu dikkatlice okuyun veya üreticinizin teknik destek birimiyle iletişime geçin.
    • Harici Klavye/Fare: Dokunmatik yüzeyi devre dışı bıraktıktan sonra, harici bir klavye ve fare kullanmanız gerekecektir.
    Bu yazıda Windows 11’de dokunmatik yüzeyi devre dışı bırakmak için neler yapılması gerektiği konusunda genel bilgiler verdim. Ancak, bilgisayarınızın modeli ve işletim sisteminizin sürümüne göre bazı farklılıklar olabilir. Eğer yukarıdaki adımları takip ettikten sonra hala sorun yaşıyorsanız, bilgisayarınızın kullanım kılavuzunu inceleyebilir veya bilgisayarınızın üreticisinin teknik destek birimiyle iletişime geçebilirsiniz.
    x takip için @salihertugrul

    Lenovo, CES 2025’te yapay zeka destekli hangi ürünlerini tanıttı?

    Consumer Electronics Show (CES) 2025’e katılan Lenovo, yapay zeka destekli yeni nesil cihazlarını ve çözümlerini tüketicileri ile buluşturdu.

    Lenovo, teknoloji dünyasının önde gelen etkinliklerinden Consumer Electronics Show (CES) 2025’te yenilikçi ürünlerini tanıttı. Lenovo; profesyoneller, oyuncular, yaratıcılar ve öğrenciler için tasarlanan bu ürünlerle, yapay zekanın gücünü kullanarak kişiselleştirilmiş, verimli ve güvenli çözümler sunuyor. AI teknolojisinin geleceğine odaklanan Lenovo, ThinkPad X9 Aura Edition ve ThinkBook Plus Gen 6 gibi ileri düzey yapay zeka destekli cihazlarıyla dikkat çekti.

    CES’te tanıtılan Lenovo AI Now, Meta’nın Llama 3 modeline dayanan güçlü bir kişiselleştirilmiş yapay zeka asistanı sunuyor. Lenovo AI Now, belge özetleme, bilgi tabanı geri çağırma ve iş akışı desteği gibi görevlerde doğal dil işlemeyi en uygun şekilde kullanıyor. Ayrıca, Lenovo’nun birleşik oyun platformu Legion Space, kişiselleştirilmiş oyun analizleri, içerik oluşturma araçları ve cihaz senkronizasyonu gibi yapay zeka destekli özellikler sunarak oyunculara optimize ve etkileyici bir deneyim sağlıyor.

    AI destekli ThinkPad ve ThinkBook ile iş verimliliğini yeniden tanımlıyor

    Lenovo’nun hibrit profesyoneller için tasarladığı ThinkPad X9 Aura Edition, gelişmiş AI özellikleriyle kullanıcıların üretkenliğini artırmayı hedefliyor. Akıllı Modlar, Akıllı Paylaşım ve Akıllı Bakım gibi özellikler sayesinde kesintisiz bir deneyim sunan ThinkPad X9 Aura Edition, aynı zamanda sürdürülebilir teknolojisi ile de öne çıkıyor.

    ThinkBook Plus Gen 6 Rollable ise yenilikçi ekran teknolojisiyle yoğun iş temposunda olan herkesin ihtiyaçlarını karşılıyor. 14 inçten 16.7 inçe genişleyen ekranı sayesinde çoklu görev, yaratıcılık için esneklik sunuyor ve bu özellikleri ile beraber sanal ekran seçenekleriyle verimliliği yeniden tanımlıyor.

    Consumer Electronics Show’da tanıtımı yapılan Lenovo ürünleri arasında ThinkCentre M90a Pro Gen 6, ThinkCentre neo 50q QC ve ThinkCentre neo Ultra Gen 2 de yer alıyor. ThinkCentre M90a Pro Gen 6, 27 inç QHD ekranı ve entegre yapay zeka destekli ortam gürültüsü bastırma ve yönlendirilmiş ses özellikleriyle profesyonellerin daha verimli ve ortam seslerinden arındırılmış online toplantılar yapmalarını sağlıyor.

    ThinkCentre neo 50q QC ise 1 litrelik kompakt form faktörü ile yapay zeka destekli iş akışları sunan Snapdragon X Serisi işlemcili dünyanın ilk ticari masaüstü bilgisayarı olma özelliğine sahip. ThinkCentre neo Ultra Gen 2 ise Intel Core Ultra işlemciler ve Thunderbolt 4 portları ile donatılmış kompakt bir güce sahip olması ile seride öne çıkıyor.

    Lenovo fuarda, Legion dizüstü bilgisayarlarını da teknoloji tutkunları ile buluşturdu. Seride yer alan Legion Go S, AMD işlemcilerle güçlendirilen ve Windows veya SteamOS™ seçenekleri sunan devrim niteliğinde taşınabilir bir oyun cihazı.  Geçen sene adından sıkça söz ettiren Legion Go’nun 2. nesli ise, Lenovo’nun elde taşınabilir oyun dünyasına yönelik vizyonunu yansıtıyor. OLED PureSight ekrana sahip olan oyun bilgisayarı, en üst düzey AMD Ryzen işlemciler, üstün performans ve konfor için ergonomik iyileştirmeler içeriyor.

    Legion Pro serisi dizüstü bilgisayarlar ise Intel Core Ultra veya AMD Ryzen işlemciler, NVIDIA GeForce RTX GPU’lar ve Coldfront Hyper soğutma sistemleri ile kullanıcılarına artık daha soğuk bir deneyim vadediyor. Lenovo’nun tüketicilerin beğenisine sunduğu bir diğer yeni teknolojik cihazı ise Legion Tab oldu. Markanın, en yeni oyuncu tableti olan Legion Tab, oyun dünyasını mükemmel gücü ile adeta avuçlara sığdırıyor. 65Hz PureSight dokunmatik ekran, ışın izleme ve 165 FPS destekli Snapdragon® 8 Gen 3 işlemci, 12GB RAM ve 256GB depolama kapasitesine sahip taşınabilir bir oyun gücü sunan bu tablet, etkili soğutma için ‘Legion Coldfront Buhar Odası’ ve uzun oyun oturumları kullanıcılarına konfor sunuyor. Bu genişletilmiş portföy, Lenovo Legion’un oyun dünyasında mümkün olanı yeniden tanımlamasını ve tüm seviyelerdeki oyuncuların kendi tarzlarında oynamalarını sağlıyor.

    Lenovo, yaratıcılık, verimlilik ve eğlence deneyimlerini dönüştürmek için tasarlanan yapay zeka destekli en yeni Yoga, IdeaPad ve IdeaCentre cihazları ile göz dolduruyor. Dünyanın ilk ekran altı kamera (CUD) teknolojisine sahip dizüstü bilgisayarı olan Yoga Slim 9i, %98 ekran-gövde oranı ve 4K PureSight Pro OLED ekranı ile sınırsız bir yaratıcılık deneyimi sunuyor. Yoga Book 9i ise, AI Note ve AI Transcript gibi akıllı yapay zeka araçlarıyla donatılmış, çift ekranlı OLED dönüştürülebilir bir dizüstü bilgisayar. Serinin öne çıkan diğer cihazı da Yoga Tab Plus. 12.7”. 3K yansıma önleyici ekran, Snapdragon® 8 Gen 3 işlemci ve akıllı yapay zeka araçları ile donatılmış olan bu tablet, Lenovo’nun yapay zekalı ilk tableti olma özelliğini taşıyor.

    Lenovo’nun CES 2025’te sergilediği yeni ürünler, yapay zekanın kişisel bilgisayarların geleceğinde oynayacağı rolü gözler önüne sererken, markanın teknolojiyi daha erişilebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir kılma sözünü de pekiştiriyor.

    Samsung’un akıllı ev platformu SmartThings ile enerji verimli evler

    Samsung Türkiye Beyaz Eşya Pazarlama Direktörü Mustafa Tolunay Aslan, akıllı ev platformu SmartThings ile kullanıcıları enerji tasarrufuna teşvik ettiklerini söyledi.

    T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 6-10 Ocak tarihleri arasında Enerji Verimliliği Haftası’na özel çevrimiçi bir etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında 9 Ocak’ta düzenlenen Yapay Zekâ ile Enerji Verimliliği başlıklı oturuma konuşmacı olarak katılan Samsung Türkiye Beyaz Eşya Pazarlama Direktörü Mustafa Tolunay Aslan, en yeni yapay zekâ teknolojileriyle donattıkları beyaz eşya ve cihazlarla evleri daha sürdürülebilir ve enerji verimli alanlara dönüştürdüklerini söyledi. Gerçek zamanlı enerji kullanımına dayalı SmartThings platformu ile ev otomasyonunu kolaylaştırdıklarını söyleyen Aslan, Yapay Zekâ Enerji Modu ile yaşam alanlarında yüzde 70’e varan enerji tasarrufu sağladıklarını belirtti.

    Yapay zekânın Samsung’un bağlantılı dünyası sayesinde artık günlük yaşamın tam merkezinde yer aldığını söyleyen Aslan, “Samsung olarak vizyonumuz sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek. Bu doğrultuda yapay zekâyı herkes için her yerde erişilebilir kılarak daha akıllı, kişiselleştirilmiş bir ev deneyimi sunuyoruz. Enerjiden giysi bakımına, evcil hayvan bakımından iklimlendirme sistemlerine dek akıllı cihazları birbirine bağlayan ve tek merkezden yönetilebilen SmartThings ile enerji tasarrufunu üst seviyeye çıkarmak mümkün. Yapay Zekâ Enerji Modu ile cihazların günlük, haftalık, aylık enerji kullanımlarını takip etme imkânı sunuyoruz. SmartThings sayesinde kullanıcılar; buzdolaplarından fırına, geniş bir yelpazede uyumlu cihazları izleyip yöneterek enerji kullanımını optimize edebiliyor. Hedefimiz, yapay zekânın gücüyle her güne akıllı yetenekler katarak yaşamı herkes için daha iyi hale getirmek” diye konuştu.

    Samsung, Rewards Programı ile tüketicilere enerji tasarrufu ve verimliliği konusunda daha fazla farkındalık kazandırmayı da amaçlıyor. SmartThings Yapay Zekâ Enerji Modu ile yaşam alanlarında yüzde 70’e varan oranlarda tasarruf sağlanırken, toplanan enerji damgaları Samsung Rewards puanına dönüşüyor. Her gün SmartThings ile enerji takibi yapan ve günde en az 400 Wh’lik enerji tasarrufu sağlayan kullanıcılar, her gün maksimum 1 enerji damgası yani 10 TL değerinde Samsung Rewards Puan kazanıyor. Biriken Rewards puanlar Samsung online mağazasından yapılacak alışverişlerde TL’ye çevrilerek Samsung ürünleri satın alım esnasında kullanılabiliyor.

    Yapay zekâ güvenlik kalkanı mı, tehdit aracı mı?

    Yapay zekâ geçtiğimiz yıl siber güvenlik silahlanma yarışına büyük bir ivme kazandırdı. Önümüzdeki 12 ay da bu yarışa hiç ara vermeyecek. 

    Siber güvenlik sektörünün liderlerinden ESET, yapay zekâ araçlarının kötü aktörlerin elinde her türlü dolandırıcılığın, dezenformasyon kampanyasının diğer tehditlerin ölçeğini ve şiddetini artırabileceğini belirterek 2025 yılında nelere dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.  Birleşik Krallık Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC) 2024’ün başında, yapay zekânın halihazırda her tür tehdit aktörü tarafından kullanıldığı ve “önümüzdeki iki yıl içinde siber saldırıların hacmini ve etkisini artıracağı” uyarısında bulundu. Tehdit en çok, üretken yapay zekânın (GenAI) kötü niyetli aktörlerin hatasız yerel dillerde ikna edici kampanyalar hazırlamasına yardımcı olabildiği sosyal mühendislik alanında görülebilir.

    Bu trendler 2025 yılında devam edecek olsa da yapay zekânın şu amaçlarla kullanıldığını da görebiliriz:

    • Kimlik doğrulama baypası: Dolandırıcıların yeni hesap oluşturma ve hesap erişimi için selfie ve video tabanlı kontrollerde müşterileri taklit etmelerine yardımcı olmak için kullanılan Deepfake teknolojisi.
    • İş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC): Yapay zekâ bir kez daha sosyal mühendislik için kullanıldı ancak bu kez kurumsal alıcıyı kandırıp dolandırıcının kontrolü altındaki bir hesaba para havale etmesi için. Deepfake ses ve video, telefon görüşmelerinde ve sanal toplantılarda CEO’ları ve diğer üst düzey liderleri taklit etmek için de kullanılabiliyor.
    • Taklit dolandırıcılığı: Açık kaynaklı büyük dil modelleri (LLM’ler) dolandırıcılar için yeni fırsatlar sunacaktır. Dolandırıcılar, hacklenmiş veya halka açık sosyal medya hesaplarından toplanan veriler üzerinde bu modelleri eğiterek arkadaşlarını ve ailelerini kandırmak için tasarlanmış sanal adam kaçırma ve diğer dolandırıcılıklarda kurbanların kimliğine bürünebilirler.
    • Influencer dolandırıcılığı: Benzer bir şekilde, GenAI’nin 2025 yılında dolandırıcılar tarafından ünlüleri, influencer’ları ve diğer tanınmış kişileri taklit eden sahte veya kopya sosyal medya hesapları oluşturmak için kullanıldığını görmeyi bekliyoruz. Deepfake videolar, ESET’in en son Tehdit Raporu’nda vurgulanan türden hileler de dahil olmak üzere, örneğin yatırım ve kripto dolandırıcılıklarında takipçilerin kişisel bilgilerini ve paralarını teslim etmelerini sağlamak için yayımlanacaktır. Bu durum, etkili hesap doğrulama araçları ve rozetleri sunmaları için sosyal medya platformları üzerinde daha fazla baskı oluşturacak ve sizin de tetikte olmanızı sağlayacaktır.
    • Dezenformasyon: Düşman devletler ve diğer gruplar, saf sosyal medya kullanıcılarının sahte hesapları takip etmelerini sağlamak amacıyla kolayca sahte içerik üretmek için GenAI’dan yararlanacaktır. Bu kullanıcılar daha sonra içerik/trol çiftliklerinden daha etkili ve tespit edilmesi daha zor bir şekilde etki operasyonları için çevrimiçi amplifikatörlere dönüştürülebilir.
    • Parola kırma: Yapay zekâ odaklı araçlar, kurumsal ağlara ve verilere ve ayrıca müşteri hesaplarına erişim sağlamak için kullanıcı kimlik bilgilerini saniyeler içinde toplu olarak açığa çıkarabilir.

    Vestel’den IoT ve yapay zekâ ile tasarruf dönemi

    Vestel, ürün ve teknolojileriyle kullanıcıların sürdürülebilir bir yaşama geçişini desteklerken, üretimde tasarruf ve verimliliği en üst seviyeye çıkarıyor. IoT (Nesnelerin İnterneti) ve yapay zekâ çözümleri sayesinde, kullanıcıların uzun vadeli verimlilik ve maliyet avantajlarından faydalanmalarını sağlayarak, kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor.

    Vestel Pazarlama Genel Müdürü Duygu Badem Uylukçuoğlu, şirketin vizyonunu şu sözlerle ifade etti: “Yapay zekâ teknolojileri, Vestel ürünlerini yalnızca daha akıllı kılmakla kalmıyor, aynı zamanda her kullanıcıya özel, kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor. Bu yaklaşım, kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmayı ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını desteklemeyi hedefliyor.”

    Vestel, ileri teknolojilerle yalnızca günlük yaşamı dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda daha çevre dostu bir geleceğin inşasında da önemli rol üstleniyor.

    Sürdürülebilirliği tüm süreçlerine entegre eden Vestel, üretimde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, kaynak verimliliği ve su yönetimine odaklanıyor. IoT ve yapay zekâ çözümleriyle kullanıcıların sürdürülebilir yaşama geçişini hızlandırırken, günlük yaşamlarında tasarruf sağlamalarını kolaylaştırıyor. Vestel akıllı ürünleri, enerji ve su tüketimini anlık olarak takip etmeyi mümkün kılıyor, yapay zekâ destekli uygulamalarla gıda israfını önlüyor. Vestel’in teknolojileri, yalnızca verimlilik sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıcılarına uzun vadeli maliyet avantajları sunarak hem çevresel hem de ekonomik fayda yaratıyor.

    Vestel Pazarlama Genel Müdürü Duygu Badem Uylukçuoğlu, Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında düzenlenen basın buluşmasında, Vestel’in IoT ve yapay zekâ ile donatılmış akıllı ürünlerle sunduğu faydalara dikkat çekti. Uylukçuoğlu şunları ifade etti:

    “Tüketicilerin değişen talep ve ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmak için yapay zekâ, nesnelerin interneti (IoT) ve robotik üretim gibi ileri teknolojilere stratejik yatırımlar yapıyoruz. Yapay zekâ teknolojileri, Vestel ürünlerini yalnızca daha akıllı kılmakla kalmıyor, aynı zamanda her kullanıcıya özel, kişiselleştirilmiş deneyimler sağlayarak müşteri memnuniyetini bir üst seviyeye taşıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırırken, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını desteklemek ve daha çevre dostu bir geleceğe katkı sağlamak konusundaki kararlılığımızı da ortaya koyuyor.”