Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 18

    TECNO AI Vision nedir?

    0

    Teknoloji markası TECNO’nun kısa süre önce tanıttığı TECNO AI Vision nedir?

    Diğerlerinden farklı olarak TECNO AI, üretkenliği artıracak, daha fazla pratik değer sunacak ve yaratıcı eğlenceyi kolaylaştıracak bir dizi yapay zeka işlevini kullanıma sunuyor. Bu pratik özellikler, yakında TECNO’nun dikkat çeken akıllı cihaz ekosistemine entegre edilerek kullanıcıların günlük hayatlarını güçlendirecek.

    Yeni TECNO AI Vision, TECNO’nun yapay zekanın gücünü ve potansiyelini daha fazla yaratıcılık, kolaylık ve üretkenlik için nasıl kullandığını gösteriyor ve gelişmekte olan pazarlarda yapay zekanın erken benimsenmesini teşvik ederek tüketicilerin bu avantajlardan en erken aşamada faydalanmalarını sağlıyor.

    “TECNO, her zaman gelişmekte olan küresel pazarlarda dijital deneyimi devrim niteliğinde dönüştürmeye kendini adamıştır,” diyen TECNO Genel Müdürü Jack Guo sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapay zeka çağı şekillenirken, yeni dijital teknolojilerin gelişimi hızla devam ediyor ve dijital uçurum giderek daha belirgin hale geliyor. TECNO, en ileri yapay zeka teknolojisini ve yenilikleri gelişmekte olan pazarlara taşımayı amaçlıyor, böylece dünyadaki her tüketici, yapay zekanın getireceği üretkenlik, kolaylık ve yaratıcılıktan eşit ve adil bir şekilde yararlanabilir.”

    Kullanıcılara en iyi deneyimleri sunma konusundaki taahhüdünü güçlendiren TECNO’nun yapay zeka vizyonu, “Pratik Yapay Zeka”yı nihai yerelleştirme ile sunmaya odaklanıyor. TECNO, yapay zeka teknolojisinin en önemli özelliğinin, günlük yaşama entegrasyonu ile tüketicilere gerçek anlamda yardımcı olması gerektiğine inanıyor ve bu doğrultuda yaşam kalitesini ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Dünyadaki tüm kullanıcılar için bunu sağlamak adına TECNO AI Vision, tüketicilerin ilgili bölgelerdeki ihtiyaçlarına uyum sağlıyor; yerelleştirme, TECNO’nun yapay zeka stratejisinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.

    TECNO AI Vision, AI yazma, çeviri, arama, çizim ve daha birçok gelişmiş yapay zeka özelliğini içeriyor. Gelecekte, TECNO yapay zeka stratejisine daha fazla yatırım yapacak. İlk olarak, AI dil yerelleştirmesine, özellikle azınlık dili çevirisi ve anlamsal tanıma geliştirmeye odaklanılacak; ikinci odak noktası ise yerel uygulamalarla yapay zekanın entegrasyonu olacak, böylece akıllı cihazlar kişisel asistanlara dönüşerek taksi çağırmak, yönlendirme yapmak, yemek siparişi vermek ve daha fazlasını işlevsel bir şekilde sağlayacak.

    Bir duyurulması kaldı: Nintendo Switch 2’ye dair her şey sızdı!

    0
    Nintendo’nun yeni nesil taşınabilir konsolu Switch 2 hakkında sızan bilgiler, oyuncu dünyasında büyük yankı uyandırdı. Henüz resmi bir duyuru yapılmamış olsa da, CES 2025 öncesinde paylaşılan görseller ve teknik detaylar, konsolun tasarımı ve özelliklerine dair önemli ipuçları veriyor. Switch 2, ekran boyutu, donanımı ve yenilikleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. İşte merak edilen tüm detaylar… Switch 2’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, daha büyük ve ince çerçeveli bir ekranla gelmesi. Konsolun 8,4 inçlik ekranı, Switch OLED’in 7 inçlik ve orijinal Switch’in 6,2 inçlik ekranlarından oldukça büyük. Yeni tasarımda, çerçevelerin inceltilmesiyle hem görsellik hem de kullanım alanı artırılmış. Konsolun genel boyutlarının ise 271 x 116,4 x 31,4 mm olacağı belirtiliyor. Üst kısımda yenilenen detaylar dikkat çekiyor. Güç ve ses tuşları, 3,5 mm kulaklık girişi ve USB-C bağlantı noktası bulunuyor. Bu tasarım, cihazın şarj sırasında bile ergonomik bir şekilde kullanılabilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, daha geniş ve dayanıklı bir destek ayağı da konsola eklenmiş. Switch 2’nin Joy-Con kumandaları da yeniden tasarlanmış. Daha büyük bir form faktörüne sahip olan kumandalar, geliştirilmiş ergonomi sunuyor. Bu tasarım, özellikle uzun süreli oyun oturumlarında rahatlık sağlamak için optimize edilmiş. Konsolun çıkış tarihiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, sızıntılar cihazın Mart veya Nisan 2025’te piyasaya sürülebileceğini gösteriyor. Nintendo’nun bu hamlesiyle taşınabilir konsol pazarındaki rekabeti bir üst seviyeye taşıması bekleniyor.

    Bilgisayarınızı Açma Tuşuna Basmadan Nasıl Açabilirsiniz?

    Güç düğmesi çalışmayan bir bilgisayar, ilk bakışta kullanılamaz gibi görünebilir. Ancak bu tür durumlarda sorunu çözmek için birkaç  alternatif yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler, bilgisayarın donanım özelliklerine ve yazılımsal desteğine göre değişiklik gösterebilir. İşte bilgisayarınızı güç düğmesine basmadan açmanın yolları:

    BIOS Ayarlarıyla Klavye veya Fare Üzerinden Açma

    Bazı anakartlar, bilgisayarın klavye veya fare üzerinden açılmasını destekler. Bu özellik, BIOS ayarlarından etkinleştirilebilir.
    1. Bilgisayarınızı açarken Delete veya F2 tuşuna basarak BIOS menüsüne girin.
    2. BIOS içerisinde Integrated Peripherals veya benzeri bir menüyü bulun.
    3. Power On Function seçeneğini seçin ve Any Key (herhangi bir tuş) ya da Mouse Right (fare sağ tuşu) olarak ayarlayın.
    4. Değişiklikleri kaydederek BIOS’tan çıkın.
    Bu ayarı etkinleştirdikten sonra, belirlediğiniz tuş kombinasyonu veya fare hareketiyle bilgisayarınızı açabilirsiniz. Bu yöntem özellikle masaüstü bilgisayar kullanıcıları için oldukça pratiktir.

    Anakart Üzerindeki Güç Düğmesi Pinlerini Kısa Devre Yapma

    Güç düğmesi çalışmayan masaüstü bilgisayarlar için anakart üzerindeki pinleri kullanarak bilgisayarı manuel olarak açabilirsiniz.
    1. Bilgisayarınızın fişini çekin ve kasayı açın.
    2. Anakart üzerinde PWR_SW veya POWER SW olarak işaretlenmiş iki pini bulun.
    3. Tornavida gibi iletken bir araçla bu iki pini kısa süreliğine birbirine değdirin.
    Bu işlem, güç düğmesinin yaptığı işi manuel olarak gerçekleştirir ve bilgisayarınızı başlatır. Ancak, bu yöntemi dikkatli bir şekilde uygulamak önemlidir, aksi takdirde anakartınıza zarar verebilirsiniz.

    Wake-on-LAN (WOL) Özelliğini Kullanma

    Wake-on-LAN (WOL), bilgisayarınızı ağ üzerinden açmanıza olanak tanıyan bir özelliktir. Bu özellik hem anakart hem de ağ kartınız tarafından desteklenmelidir.
    1. BIOS ayarlarında Wake-on-LAN özelliğini etkinleştirin.
    2. Bilgisayarınızın Ethernet kablosuyla ağa bağlı olduğundan emin olun.
    3. WOL uyumlu bir yazılım veya uygulama kullanarak ağ üzerinden Magic Packet ( açma sinyali) gönderin.
    Bu yöntem, özellikle uzaktan erişim gereken durumlarda oldukça kullanışlıdır. Örneğin, ofis bilgisayarınızı evden açmak için bu teknolojiden faydalanabilirsiniz.

    USB Klavye veya Fare ile Açma

    Modern anakartlar, USB klavye veya fare üzerinden bilgisayar açmayı destekleyebilir. Bu özelliği etkinleştirmek için BIOS ayarlarına girmeniz yeterlidir.
    1. BIOS’ta USB Wake Up veya benzeri bir seçeneği bulun ve etkinleştirin.
    2. Belirlenen tuşa basarak veya fareyi hareket ettirerek bilgisayarınızı açabilirsiniz.
    Bu yöntem, dizüstü bilgisayar kullanıcıları için de uygun olabilir, ancak anakartın bu özelliği desteklemesi gereklidir.

    Kapağı Kaldırarak Açma (Laptoplar İçin)

    Bazı dizüstü bilgisayarlar, kapağı kaldırdığınızda otomatik olarak açılır. Bu özellik genellikle yeni nesil laptoplarda varsayılan olarak aktiftir. Eğer aktif değilse:
    1. BIOS ayarlarında Lid Open Wake Up gibi bir seçeneği arayın.
    2. Bu özelliği etkinleştirin ve ayarları kaydederek çıkın.
    Artık, bilgisayarınızın kapağını kaldırdığınızda güç düğmesine ihtiyaç duymadan cihazınızı başlatabilirsiniz.

    Adaptör ile Doğrudan Güç Verme

    Bazı dizüstü bilgisayarlarda, adaptör takıldığında bilgisayar otomatik olarak açılabilir. Bu özellik BIOS ayarlarında yer alır ve genellikle Power on AC Attach olarak adlandırılır. Bu seçeneği aktif hale getirerek, adaptörü takar takmaz bilgisayarınızı başlatabilirsiniz.

    Profesyonel Destek Almak

    Eğer yukarıdaki yöntemler işe yaramazsa, bilgisayarınızın donanımında daha ciddi bir sorun olabilir. Bu durumda, yetkili bir teknik servise danışarak profesyonel yardım almanız en doğru çözüm olacaktır.
    Bilgisayarınızın güç düğmesi çalışmadığında paniğe kapılmadan alternatif yöntemleri kullanarak cihazınızı kolayca açabilirsiniz. Ancak, bu yöntemleri uygularken dikkatli olmalı ve bilgisayarınıza zarar vermemek için talimatlara sadık kalmalısınız. Donanım arızası durumunda ise profesyonel destek almayı ihmal etmeyin. Bu pratik çözümlerle, güç düğmesine bağlı kalmadan bilgisayarınızı sorunsuz şekilde kullanabilirsiniz.

    x takip için @salihertugrul

    MSI’dan ASUS Rog ve Steam Deck’e rakip konsol geliyor!

    0
    MSI, CES 2025’te taşınabilir oyun cihazları pazarına yepyeni bir soluk getirecek Claw 8 AI modelini tanıttı. Performansı ve yenilikçi özellikleriyle dikkat çeken bu konsol, özellikle oyuncuların beklentilerini karşılamayı hedefliyor. MSI, cihazın tasarımından yazılımına kadar her detayıyla bu alanda önemli bir oyuncu olmayı amaçlıyor. İşte detaylar… Claw 8 AI, şık ve modern tasarımıyla göz dolduruyor. Cihaz, kullanıcı ergonomisini artırmak için yeniden tasarlanan kontrol elemanlarına sahip. MSI, özellikle FPS ve aksiyon oyunlarında daha hassas bir kontrol deneyimi sunmayı hedefliyor. Claw 8’in dayanıklı gövdesi ve şık iki tonlu renk kombinasyonu da cihazın dikkat çeken diğer özellikleri arasında. Taşınabilir oyun dünyasında güçlü bir seçenek olan Claw 8 AI, Intel’in yeni nesil Core Ultra 7 258V işlemcisini kullanıyor. Bu işlemci, yüksek performansı düşük enerji tüketimiyle birleştirerek kullanıcıların oyun deneyimini üst seviyeye taşıyor. MSI ayrıca XeSS grafik teknolojisiyle oyunlarda daha etkileyici ve gerçekçi görseller sunmayı vaat ediyor. 8 inçlik IPS ekranıyla gelen Claw 8 AI, geniş görüş açıları ve canlı renkler sunarak oyun oynama deneyimini zenginleştiriyor. OLED ekran yerine IPS tercih eden MSI, dayanıklılığı ön planda tutarak kullanıcı memnuniyetini artırmayı amaçlamış. Bunun yanı sıra, yeni nesil MSI Center M yazılımı, çoklu platform arayüzüyle cihazın kullanımını kolaylaştırıyor. Claw 8 AI’nin yanı sıra daha kompakt bir seçenek sunan Claw 7 AI modeli de tanıtıldı. Daha küçük bir form faktörüne sahip bu cihaz, aynı performansı daha minimal bir tasarımla birleştiriyor. Özellikle taşınabilirliği ön planda tutan kullanıcılar için ideal bir seçenek olabilir

    Samsung S25 serisinin fiyatı ne kadar olacak? İşte son bilgiler!

    0
    Samsung’un merakla beklenen Galaxy S25 serisi, lansman tarihi yaklaşırken fiyatlarıyla gündemde. 22 Ocak 2025’te San José’de tanıtılacak olan serinin, Galaxy S24 modellerine göre belirgin bir fiyat artışıyla geleceği öğrenildi. Bu yükselişin arkasında, Exynos işlemcilerinin tamamen terk edilerek Snapdragon 8 Elite çipine geçilmesi ve 3 nm üretim sürecindeki maliyet artışları yer alıyor. İşte Galaxy S25 serisinin fiyatları ve detaylar… Samsung, Galaxy S25 serisi için üç farklı model sunacak: Galaxy S25, Galaxy S25 Plus ve Galaxy S25 Ultra. Bu cihazlar, özellikle Snapdragon 8 Elite işlemcisi ve yüksek depolama seçenekleriyle dikkat çekiyor. Ancak yeni nesil özelliklerin maliyeti, fiyatların önceki serilere göre yükselmesine neden olmuş durumda.

    İşte S25 serisinin Avrupa fiyatları:

    Galaxy S25

      • 128 GB: 964,90 €
      • 256 GB: 1.026,90 €
      • 512 GB: 1.151,90 €

    Galaxy S25 Plus

      • 256 GB: 1.235,90 €
      • 512 GB: 1.359,90 €

    Galaxy S25 Ultra

      • 256 GB: 1.557,90 €
      • 512 GB: 1.681,90 €
      • 1 TB: 1.930,89 €
    Serideki tüm cihazların, Snapdragon 8 Elite işlemciye sahip olacağı doğrulandı. Exynos işlemcilerden vazgeçilmesi, cihazların performansını önemli ölçüde artırırken, maliyetlerdeki yükselişi de beraberinde getirdi. Bu değişiklik, Galaxy S25 modellerini amiral gemisi segmentinde öne çıkaracak gibi görünüyor. Samsung, lansman sırasında bazı ülkelerde özel kampanyalar düzenleyecek. Örneğin İtalya’da cihaz satın alan kullanıcılar, 200 Euro indirim fırsatından yararlanabilecek. Ayrıca, lansman döneminde Galaxy S25 serisini alan kullanıcılar arasında çekilişle 100 Galaxy Watch Ultra hediye edilecek.

    Acer 600 Hz’e kadar yenileme hızı sunan monitörleri ile iddialı

    Üç yeni Nitro oyun monitörü, 24 ve 27 inç panelleri, 600 Hz’e kadar ultra yüksek yenileme hızları ve AMD FreeSync™ Premium sertifikası ile bir üst seviyede oyun görselleri sunuyor.

    Acer, geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden ve çok çeşitli uygulamalara elverişli Nitro oyun ve akıllı monitörlerini tanıtarak ekran portföyünü geçtiğimiz aylarda genişletti.

    Bu noktada öne çıkan konu ise yenileme hızları. Zira Acer, yeni Nitro oyun monitörlerini, 600 Hz’e kadar çıkan yenileme hızlarıyla beraber yüksek çözünürlükler sunan performansları sayesinde pazarın bugünkü en hızlı modelleri arasına sokmayı başarıyor. Bu monitörler ayrıca, 0,1 ms’ye kadar düşen hızlı tepki süreleri ve sorunsuz, yırtılmasız bir oyun deneyimi için AMD FreeSync™ Premium teknolojisiyle geliyor.

    Hem yeni Nitro monitörler hem de yeni Acer akıllı monitörlerin her biri, entegre WebOS platformu, ekran yansıtma teknolojisi ve Wi-Fi ve Bluetooth desteği gibi özellikleriyle kullanıcıların cihazlardan doğrudan içerik stream ettikleri anlarda veya çalışırken kullanım rahatlığı ve pratikliği artırıyor.

    Yeni Nitro oyun monitörleri, bir sonraki seviyeye geçmek isteyen, daha iyi oyun deneyimi düşleyen, ek özellikler ve kapsayıcı bir atmosfer arayan oyuncuları hedefliyor. İki adet 27 inç ve bir adet 24 inç ekran büyüklüğüne sahip AMD FreeSync Premium uyumluluğu sunan monitörler, ekran titremesini ve yırtılmayı en aza indirerek daha akıcı kareler sağlıyor. Bu “Ultra Hızlı” monitörler, yüksek çözünürlüklü paneller, son derece hızlı yenileme hızları ve çarpıcı tepki sürelerini bir araya getirerek üst düzey performans sunuyor.

    600 Hz yenileme hızı ve 0,1 ms G-to-G (Griden Griye) tepki süresi ile piyasada bulunan en hızlı oyun ekranlarından biri olan 24 inç Nitro XV240 F6, FHD çözünürlüklü bir monitör olarak karşımıza çıkıyor.

    Yeni HUAWEI MatePad 11.5 kağıt dokusu ekranı ile dikkat çekiyo

    Yeni HUAWEI MatePad 11.5, kullanıcılarına PaperMatte Ekran teknolojisi ve geliştirilen HUAWEI Notes uygulamasıyla verimliliği artıran bir deneyim sunuyor.

    HUAWEI MatePad 11.5, 2200 x 1440 çözünürlüğe ve 120 Hz yenileme hızına sahip 11.5 inç FullView ekran ile dikkat çekiyor. Bu ekran, kağıtsız not alma, okuma ve öğrenme deneyimlerini kusursuz bir hale getiriyor.

    Nanoscale Anti-Glare Etching Teknolojisi ile üretilen PaperMatte Ekran, yansımaları minimize ederek uzun süreli kullanımlarda bile göz konforu sağlıyor. TÜV Rheinland ve SGS sertifikalarına sahip ekran, hem yansıma önleyici hem de kağıt benzeri bir doku sunarak, uzun süreli çalışmalarda görsel yorgunluğu azaltıyor.

    Renkli eBook Modu, ekranın parlaklık, renk sıcaklığı ve ton dengesini optimize ederek, görselleri fiziksel kitapların canlı renk ve dokularıyla eşdeğer bir şekilde sunuyor. Çizgi romanlar ve dergiler gibi içeriklere hayat veren bu özellik, PaperMatte Ekran deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.

    Ayrıca, HUAWEI M-Pencil sayesinde ekran ve kalem arasındaki etkileşim, kağıt üzerindeki gerçek kalem hissini mükemmel şekilde ekrana taşıyor. Kalemin ekran üzerindeki hareketi sırasında oluşan hafif titreşim ve sürtünme hissi, kullanıcıya benzersiz bir yazma deneyimi sunuyor.

    Baldur’s Gate 3’ün sahne mobil oyunu, kullanıcıları dolandırdı!

    0
    Larian Studios’un son dönemin en çok konuşulan RPG oyunu Baldur’s Gate 3, mobil platformlardaki bir dolandırıcılık girişimiyle gündeme geldi. Sahte bir mobil oyun, Baldur’s Gate 3 adı altında iOS mağazasında yer alarak oyuncuları tuzağa çekmeye çalıştı. İşte bu dolandırıcılık girişiminin detayları… ‘Baldur’s Gate 3 – Mobile Turuk’ adıyla Kasım 2024’te yayınlanan sahte uygulama, oyunculara ücretsiz görünüyor. Ancak uygulamayı indiren kullanıcılar, 29.99 dolarlık aylık abonelik tuzağıyla karşılaşıyor. Üstelik vaat edilen oyun deneyimi, gerçekte sunulmuyor. Sahte oyunun iddiaları arasında D&D sınıflarıyla karakter oluşturma ve hikaye odaklı bir deneyim yer alıyor. Ancak kullanıcılar, sadece para tuzağına çekiliyor. Sahte uygulama yalnızca maddi kayıplara değil, aynı zamanda kullanıcı gizliliğini de tehdit ediyor. Hizmet şartlarında yer alan bilgiler, kullanıcıların IP adresi ve diğer kişisel verilerinin toplandığını gösteriyor. Bu, dolandırıcılığın yalnızca finansal değil, aynı zamanda güvenlik açısından da ciddi bir risk oluşturduğunu ortaya koyuyor. Larian Studios, Baldur’s Gate 3 için herhangi bir mobil port planlamadığını daha önce açıklamıştı. Oyuncuların, yalnızca resmi kaynaklardan gelen duyurulara güvenmesi gerektiğini vurgulayan şirket, bu tür dolandırıcılıklara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Stüdyonun gelecekte bir mobil port geliştirme ihtimali olsa da şu an için bu yönde bir çalışma bulunmuyor.

    Yerel işletmeleri tehdit eden kimlik avı dolandırıcılığı tehlike saçıyor

    Kaspersky, dünya genelinde kullanılan bir e-imza platformu olan Docusign’dan geliyormuş gibi görünen sahte e-postaları içeren ve giderek artan bir kimlik avı dolandırıcılığı konusunda uyarıda bulundu.

    Docusign kimlik avı saldırısı, hizmet sağlayıcıdan gelen ve gerçekmiş gibi görünen mesajları andıran bir e-posta ile başlıyor. Diğer kimlik avı saldırılarının aksine, olayın arkasındaki saldırganlar Docusign müşterilerine sunulan özelleştirme seçenekleri nedeniyle gerçek Docusign e-postalarının herhangi bir adresten gelebileceği göz önüne alındığında, genellikle gönderen adresini taklit etme veya maskeleme zahmetine girmiyorlar.

    Saldırıda genellikle hedeflenen kişiye finansla ilgili bir belgeyi elektronik olarak imzalaması gerektiği bildiriliyor ve tıklama bağlantısı da e-postada yer alıyor. Bazı durumlarda kimlik avcıları, içinde QR kodu bulunan bir PDF ekini de mesaja iliştiriyor. Hedef kişiden eki açması ve sözde imzalanacak belgeye erişim için bir QR kodunu taraması isteniyor. Ancak gerçekte kod, kullanıcıların kimlik bilgilerini toplamayı amaçlayan bir kimlik avı web sitesine yönlendiriyor.

    Taktikler ve uygulama e-postadan e-postaya değişebiliyor. Bununla birlikte temel ilke aynı kalıyor: Kimlik avcıları, alıcının Docusign ile e-imzanın gerçekte nasıl çalıştığını anlamamasına bel bağlıyor. Dikkatsiz kurban, kimlik avı sayfasına giden bağlantıyı (veya QR kodunu) takip ediyor ve doğrudan saldırganlara giden iş odaklı giriş kimlik bilgilerini forma yazıyor. Başarılı kimlik avı saldırıları yoluyla elde edilen kullanıcı adları ve şifreler genellikle yasadışı dark web pazarlarında satılan veri tabanlarında derleniyor ve daha sonra ilgili kuruluşlara saldırmak için kullanılıyor.

    Docusign’ın amacı, aslında şirketler ve bireyler için elektronik olarak imzalanmış belgelerin alışverişini mümkün olduğunca kolaylaştırmak. Bir hesap oluşturmak, kimlik bilgilerini girmek, ekleri açmak veya imzalamak için yalnızca akıllı telefon kullanmak gibi herhangi bir ek adım veya kısıtlama normalde bu ilkeye aykırı bir davranış. Bu nedenle Docusign bunların hiçbirini istemeden, imzalama sürecini olabildiğince hızlı ve basit hale getirmeye çalışıyor.

    Samsung’un üç kez katlanabilen telefonu ile ilgili yeni bilgiler geldi!

    0
    Samsung’un üç kez katlanabilen telefon projesi, teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştı. Ancak, gelen son bilgiler bu yenilikçi cihazın beklenenden daha geç piyasaya sürüleceğini gösteriyor. İlk olarak 2025 yılında tanıtılması beklenen cihazın çıkış tarihi, 2026’ya ertelenebilir gibi görünüyor. Yeni cihazın tasarımı, Huawei’nin “S” tipi katlanma mekanizmasından farklı olarak, “G” tipi içe doğru çift katlanabilir bir yapıya sahip olacak. Bu tasarım, cihazın ekran korumasını artırarak dayanıklılığını iyileştirmeyi hedefliyor. Özellikle kapalı pozisyonda ekranın tamamen korunması, kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlayacak. Bu yeni nesil cihaz, açıldığında geniş bir tablet ekran deneyimi sunarken, taşınabilirliğiyle de dikkat çekecek. Ancak, yüksek üretim maliyetleri nedeniyle cihazın ilk etapta sınırlı sayıda, muhtemelen 300 bin birimden daha az üretileceği belirtiliyor. Samsung’un ekran altı kamera teknolojisinden vazgeçebileceği iddiaları da gündemde. Görüntü kalitesi konusundaki endişeler ve maliyetin artışı, bu kararın arkasındaki temel nedenler olabilir. Üç ekran paneli ve iki menteşe içeren karmaşık tasarım, cihazın maliyetini mevcut katlanabilir telefonlara kıyasla oldukça yükseltecek gibi görünüyor. Fiyatlandırma da cihazın satış başarısını etkileyebilir. Huawei’nin üçe katlanabilen telefonu 2800 dolarlık fiyat etiketiyle piyasaya sürülmüş ve yüksek maliyeti nedeniyle beklenen satış rakamlarına ulaşamamıştı. Samsung’un benzer bir fiyat politikası izleyip izlemeyeceği merak konusu. Samsung’un bu yenilikçi tasarımı, katlanabilir telefon pazarına yeni bir soluk getirebilir. Ancak fiyat ve üretim zorlukları cihazın başarısını belirleyecek.