Nintendo oyunlarını özel kılan sizce nedir? Teknoloji ve grafik olarak diğer konsolların gerisinde olmasına rağmen Nintendo farklı olmayı başarıyor. Peki, ama nasıl? Aslında bugün inceleyeceğimiz Mario vs Donkey Kong oyununa baktığımızda cevabı daha iyi göreceğiz. 2004 yılında zamanın el konsolu GameBoy Advance için çıkan bu oyun 20 yıl sonra karşımızda. Remaster ustası diyebileceğimiz Nintendo, yine başarılı bir iş çıkararak kendine güvendiğini ispat ediyor. Kolay değil 20 yıl önce çıkan bir oyunu bugün oyuncuyla buluşturmak riskli bir hamle. Bu oyun da tasarımı, eğlencesi ve oynanabilirliği ile ne kadar zamansız olduğunu gösteriyor. Gelin detayları inceleyelim.
Mario vs Donkey Kong Adeta Kedi Fare Kovalamacası
Şüphesiz oyun dünyasının en bilinen simalarından biri Mario. Günümüzde bence çok popüler olmasa da 80’ler ve 90’ların maskotlarından biri de Donkey Kong. Bu iki karakteri bir oyunda birleştirmek zaten zekice bir fikir. Oyunda temel motivasyonumuz Mario oyunlarındakiyle aynı. Donkey Kong, bir mağazadan Mario oyuncaklarını çuvala atıp kaçıyor. Biz de onun peşine düşüyoruz. Prensesi kurtarmaya çalıştığımız gibi bu sefer de oyuncaklar için amansız bir mücadele veriyoruz.
Platform ve Bulmaca bir Arada
Yalnız diğer Mario oyunlarından farklı olarak bu sefer puzzle yani bulmaca unsuru devreye giriyor. Örneğin karşımıza sıklıkla kırmızı, mavi, sarı düğmeler çıkıyor. Bunlara bastığımızda sahnedeki platformlar ya da engeller kaybolup beliriyor. Bu sayede ilerlemeye ve ulaşılması güç bölgedeki oyuncakları kurtarmaya çalışıyoruz. Bir de bölümden çıkmamız için anahtarı kapıya ulaştırmamız gerekiyor. Anahtarı bazen bir yere atıp başka bir düğmeye basmamız gerekiyor. Fakat anahtar 15 saniye içinde yok oluyor. Yani bölümler ilerledikçe bu tarz zorluklar devreye giriyor. Yine de bana kalırsa oyunun geneli daha zorlayıcı olabilirdi. Özellikle bu türde Nintendo’nun Captain Toad oyunu bence çok daha başarılı ve akıcı. Tabii bir de Amiga’daki Benefactor bence bulmaca platformun gizli zirvesi.
Diğer Mario oyunlarına göre bu sefer göre daha sakin ilerliyoruz. Çünkü bulmaca unsuru nedeniyle biraz daha düşünerek hareket etmemiz gerekiyor. Ekrandaki mekaniklere dair kafamızda çözüm geliştirip öyle ilerliyoruz. Bazen başarılı oluyoruz, bazen olmuyoruz. “Aaa! Demek ki bu burayı böyle geçiyormuşuz” diyerek şaşırdığımız oluyor. Kısacası, Nintendo, en iyi yaptığı şeyi, oyuncuyu sinir harbine sokmadan mutlu etmeyi başarıyor.
Eğlenceli bir Aile Oyunu
Sonuç olarak Nintendo Switch’in son demlerinde hoş bir sürpriz yaparak bizi nostalji yolculuğuna çıkarıyor. Grafikler, Remake için gayet yeterli ve göze hoş geliyor. Orijinal oyunda 100 bölüm varken Nintendo 30 yeni bölüm ekleyerek güzellik yapıyor. Ancak baz oyunun eskiliğinden kaynaklı bazı kontrol aksaklıkları oluyor. Mesela düşmana değiyor muyuz, yoksa onu yakalıyor muyuz? Ya da üstümüze bir tuğla düşüyor mu yoksa kaçabiliyor muyuz? Bu tarz küçük dokunuşlar bazen aksıyor. Ya da Mario Wonder’ın kusursuza yakın mekaniklerinden sonra biraz fazla beklenti içine girmiş olabilirim.
Switch sürümünde bir yenilik olarak ikinci bir oyuncu Captain Toad karakteri ile oyuna dahil olabiliyor. Böylece Mario vs Donkey asıl hedefine ulaşıyor: Ebeveynler ve küçük çocukların beraber oynaması için biçilmiş kaftan.