İkisi bir arada dizüstü bilgisayarlar oldukça yaygın. Bir kez dokunmatik ekrana alışanlar da, tıpkı telefonlarda büyük ekrana alışınca küçük ekran kullanamayanları andırıyor; bir daha geri dönmek istemiyorlar. İşte bunlardan birisi de kapalı dururken bile dikkat çeken Lenovo Yoga 910.
Ekranın birleşim yerindeki zincirimsi yapı ile göz alan gümüş renkteki Yoga, şirketin hem eğlenceli hem ciddi sistemlerinden birisi. Eğlenceli çünkü hafif, tablet gibi kullanılabiliyor ve şık görünüyor. Ciddi, çünkü gerçekten performans arayanlara hitap ediyor.
Ultrabook’ların hayatımıza girmesiyle tüm dünya bilgisayarlarla yakınlaştı. Önceden hantal, kalın ve ağır duran dizüstüler artık her çantaya sığabilen boyutlara ve hafifliğe geldiler, göz alan tasarımlarıyla, telefonlar rollerini çalmadan önce hayatımızda önemli bir köşeye sahip oldular. (Adipex)
Diğer yandan iş ve kişisel kullanıma yönelik sistemler eskisi kadar keskin bir ayrıma sahip değil. Çünkü her ne olursa olsun, işe gidenler de bizleriz. Üreticilerin bunu anlaması iyi oldu, böylece Yoga 910 gibi cihazlar karşımıza çıkabilmeye başladı.
Yoga 910, Core i7-7500U işlemci ve 16 GB’lık güçlü bir belleğe sahip. Genelde oyun amaçlı hazırlanan dizüstü bilgisayarlarda gördüğümüz bellek miktarı sevindirici. Buna karşın dahili Intel HD Graphics 620 ekran kartını kullanıyor. Yani bir oyun dizüstüsü değil.
512 GB kapasiteli SSD’si sizi sadece sistem dosyalarıyla kısıtlamıyor. Sıradan kullanım için fazla fazla, biraz yoğun kullananlar içinse giriş seviyesi SSD’lere sahip dizüstülere kıyasla daha rahat bir depolama alanına sahip. Genişleme seçenekleri ise çok çeşitli; özellikle USB’de bunu görmek mümkün, zira bir adet USB-C 3.0, bir adet USB 2.0, bir adet USB-A 3.0 bulunuyor. Ayrıca Bluetooth 4.1 ve hızlı 802.11ac WLAN kablosuz bağlantı destekliyor.
Tasarım ve işçilik konusunda metal alaşımlı yapısıyla tam puan alan Lenovo Yoga 910, genel performansta ise orta seviye sistemleri geride bırakıyor.
Telefonlar dizüstülerin yerini aldı demiştim ama akıllı telefonların hayatımıza hücumu, bilgisayar ve TV ekranlarına bakışımızı da değiştirdi. Artık bu cihazların çok daha iyi ekranlara sahip olmalarını bekliyoruz. Yoga 910’un 13,9 inçlik IPS ekranı 1920×1080 piksel çözünürlük sunuyor. Parlaklık ve kontrast değerleri ortalamanın üzerinde; yani bu cihazla rahat rahat film ve video seyredebilirsiniz.
Gelelim Yoga’nın en güçlü olduğu yanlara; ofis kullanımıyla yaklaşık 8 saatlik, video izleme testinde neredeyse 9 saatlik de pil süresine erişmesi harika. Sistemi çok yoğun kullanmıyorsanız işe giderken ya da dışarıda bir cafe’de çalışmak için adaptörü çantanızda taşımanıza gerek olmayabilir.
Klavye konusunda ThinkPad’ler ile devleşen Lenovo, Yoga’da bu harika klavyeyi kullanmıyor. Ancak 910’un klavyesi rakipleriyle kıyaslandığında yine de oldukça iyi. Rahat bir yazım deneyimi sunuyor. Keza sistemdeki touchpad de nazar değmesin denecek kadar iyi. Bir Macbook performansına en çok yaklaşan birkaç touchpad’den birisi diyebilirim.
Tablet modunda ekranın dokunmatik hassasiyeti oldukça iyi. Ekranı döndürülerek cihazın alt kısmının üzerine kapatılıyor. Bazı sistemlerdeki gibi ekran etrafında döndürülerek klavyenin üzerine gelmiyor. Bu sebeple elinizde tutarken klavyenin tuşlarına basabilirsiniz, ancak Windows’un tablet modu bunları engelliyor.
Yazının başında cihaz kapalıyken bile dikkat çekiyor demiştim. Bunun sebeplerinden birisi de ekran menteşesinin zincir şeklinde olması. Yani ekranın kasa ile bağlandığı noktadaki menteşe…
Bu cihaza hafif ‘steampunk’ havası katarken, sağlamlığı da doğrudan etkiliyor. Zira birçok kişi kendileri ya da etraflarında birkaç sene kullanılmış, ekran menteşelerinden birisi sökük ya da ekranı eski sağlamlığını kaybetmiş dizüstü bilgisayarlara şahit olmuşlardır. Lenovo Yoga 910, onlardan değil : )
Sonuç olarak, iyi bir görüntü ve ses kalitesi, klavye, yüksek kapasiteli depolama alanı ve iyi bir performans arayanlar için ideal bir ikisi bir arada cihaz