Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY (Ernst&Young)’ın Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri Araştırması’nın yeni versiyonu, yapay zekânın siber güvenlik işlevlerinde nasıl bir devrim yarattığını ve bu teknolojinin etkin bir şekilde benimsenmesiyle kurumların nasıl daha güvenli hale gelebileceğini ortaya koyuyor.
Rapor, yapay zekânın siber güvenlik alanında daha hızlı tespit, müdahale ve veri analizi sağladığına dikkat çekiyor. Ancak, yapay zekânın siber güvenlikte kullanımı, aynı zamanda yeni güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. Rapor, CISO’ların siber güvenlik stratejilerini yapay zekâ ve otomasyon ile nasıl güçlendirebileceğine dair öneriler sunuyor. Özellikle, otomasyonun kapsamını genişletme, yapay zekâyı tüm işletme genelinde değerlendirme ve tehdit algılama uygulamalarında güncel kalma gibi stratejik eylemler ön plana çıkıyor.
Yapay zekâ hızlı tespit ve yanıt verme konusunda önemli bir rol oynuyor
EY araştırması, şirketlerin yapay zekâ ve otomasyonu benimseme konusunda hızla ilerlediğini gösteriyor. Yapay zekâ teknolojilerini etkin bir şekilde entegre eden şirketler, tehditleri tespit etme ve tehditlere yanıt verme sürelerini diğer şirketlerden %50 daha hızlı gerçekleştirme imkânına sahip olurken bu gelişmeler, siber güvenlik iş yüklerini hafifletme potansiyeli sunuyor.
CISO’lar (Bilgi Güvenliği Yöneticileri), yapay zekânın ve üretken yapay zekâ (GenAI)’nın siber güvenlik stratejileri üzerindeki etkilerini değerlendirme konusunda daha da proaktif bir yaklaşım sergiliyor. Yapay zekâ, siber ekiplerin aynı veya daha az kaynakla daha etkili olmalarına yardımcı oluyor ve daha az kaynakla daha fazlasını yapma fırsatı sağlayarak CFO’yu memnun etme fırsatı da sunuyor. Araştırma, siber savunmada yapay zekânın kullanımından elde edilen verimlilik kazanımlarının %15 ila %40 arasında değişebileceğini gösteriyor.
Siber güvenlik, yapay zekânın şirket genelinde güvenli bir şekilde benimsenmesini hızlandırabilir
Şirketlerin iş genelinde yapay zekâyı uygulamaya koymasıyla birlikte siber güvenlik işlevi, diğer departmanların yapay zekâ tabanlı çözümlerden değer yaratma potansiyelini gerçekleştirmelerine yardımcı olabilir. Ancak siber ekiplerin, yapay zekâ işlevleri ve denemeleri yaygınlaştıkça uygun kontrolleri kurmak için işletme içinde daha stratejik, proaktif ve entegre bir rol üstlenmesi gerekiyor. Bu noktada ESET gibi saygın ve güvenilir markalardan destek alınması ve tercih edilmesi önem taşıyor.
Yapay zekânın yaygınlaşmasında siber tehditlerle mücadele şart
Hacker’lar halihazırda yapay zekâ sistemlerindeki güvenlik açıklarını hedef alıyor. Hacker’ların saldırılarına ek olarak, kuruluşların çalışanlar yapay zekâ kullanırken uyumluluk veya düzenlemeleri ihlal etmediğinden emin olması gerekiyor. Yapay zekâ genelinde güçlü siber güvenlik, ekiplere deneme yapma konusunda güven verirken şirketlerin pratik uygulamaları belirlemesine ve yatırım getirisini açıkça tanımlamasına yardımcı oluyor.
Yapay zekâ siber güvenliğin daha fazla iş değeri sunmasına yardımcı oluyor
Siber güvenlik ekibinin zaman kaybetmeden hedeflere odaklanmasını sağlayan yapay zekâ uygulamaları sayesinde bu ekipler, işletmenin geri kalanının yapay zekadan güvenle değer elde etmesine yardımcı olabilir.
Yapay zekâ ayrıca siber işlevin daha hızlı kararlar almasını ve analizler yürütmesini, maliyet tasarrufu için süreçleri kolaylaştırmasını ve ek çalışanlara olan ihtiyacı azaltmasını sağlıyor. Bu, düzenleyici taleplere uymak ve pazar fırsatlarına hızlı yanıt vermek için önem taşıyor.