İstanbul’un artık kronikleşmiş trafik sorunu yol, köprü ve tünellerle çözülmeye çalışılıyor. Bu hizmetler trafiği bir nebze olsun rahatlatsa da, tam anlamıyla bu soruna bir çözüm üretilemiyor. Bu noktada sorunun çözümü için akıllı şehircilik uygulamaları devreye giriyor. Gelişmiş ülkelerde hükümet ve yerel yönetimler, teknoloji ve ulaşım sistemlerini birbirine entegre ederek, vatandaşların daha kolay seyahat edebilmeleri için uygulamalar geliştiriyorlar.
Bu hafta dünya devi teknoloji şirketleri Google ile Yandex’e harita servisi sunan Başarsoft şirketinin CEO’su Alim Küçükpehlivan ile bir araya gelerek, İstanbul’un trafik sorununu ve yapılabilecek teknolojik uygulamalarla bu sorunun nasıl çözülebileceğini konuştum.
Güncellenmiş haritalarla trafikte daha az zaman harcıyoruz
Türk şirketi Başarsoft, hali hazırda ABD’li Google ve Rus Yandex’in Türkiye’deki harita hizmetlerini sağlıyor. Telefonumuzda kullandığımız haritaların güncel olabilmesi adına her gün kameralı 10 araçla Türkiye’yi sokak sokak gezen ekipleri olduğunu anlatan Alim Küçükpehlivan, kentsel dönüşümle birlikte değişen adresleri de güncelledikleri bilgisini paylaşıyor. Bu sayede adres bulmak için çok da az zaman harcayarak, trafikte kaldığımız süreyi de azaltıyoruz. Aynı zamanda emniyet için MOBESE sistemindeki görüntülerin hangi alanda çekildiğini tespit ederek güvenlik hizmeti de veren şirket, akıllı şehircilik anlamında önemli hizmetlere katkıda atıyor.
Google Transit ile en kısa yoldan ulaşım
Alim Küçükpehlivan ile yakın zamanda hayata geçen Google Transit’i de birlikte inceleme fırsatı bulduk. Haritacılık alanında Türkiye’de akla gelen ilk isim olan başarılı CEO, şehir içinde daha kısa sürede ve en doğru rotayı kullanarak nasıl yolculuk edebileceğimiz anlattı ve uygulamanın nasıl verimli kullanılabileceği hakkında bilgi verdi.
“Toplu taşıma bu zamana kadar aktarmaları ve bağlantı noktalarını göstermiyordu. Şimdi Google Transit modülünü açtı. Böylece gideceğimiz yere “araba ile mi yoksa toplu taşıma ile mi gitmeli?” sorusunun cevabını daha kısa sürede öğrenebiliyoruz. Yıllardır Google belediyeden veri istiyordu ancak bu bilgiler paylaşılmamıştı. Ancak şu anda Google Transit’ten toplu taşıma seçenekleri aktif ve aktarmaları görebiliyorsunuz. Uygulamanın sağlıklı çalışması için minübüs, halk otobüsleri ve vapurlar ile motorların bu sisteme full entegre olması lazım. Google Transit ve benzeri hizmetlerin belediye tarafından verilerle eksiksiz desteklenmesi gerekiyor. Burada sıkıntı İETT ve raylı sistemlerin yönetiminin farklı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ulaşım sorunu bir bütün olarak ele alınmalı ve bütünsel bir çözüm sunulmalıdır. ” şeklinde konuşan Alim Küçükpehlivan, akıllı şehircilikle ilgili uygulamaların verimli çalışabilmesi için de şu önerilerde bulunuyor;
- Otopark verileri ile de bu sistem desteklenmeli ve aracımı park ederek devam edip edemeyeceğimi bilmem gerekir. Hali hazırda bu hizmet İspark uygulamasında var ancak vatandaşın genel olarak kullandığı uygulamlarla bu verilerin paylaşılması ve kullanımının yaygınlaştırılması gerekir.
- Dünya’da hali hazırdaki akıllı şehircilik projelerinin ulaşımla ilgili kısımlarında open data yaklaşımı benimsenmiş durumda. Yani belediyelerin bu konuda verilerini paylaşmaya kamu yararı bakımından sıcak bakması gerekir. Ayrıca ülkemizi yurt dışından ziyaret eden turistlerin global olarak kullandıkları yazılımları ülkemizde de kullanmak gibi beklentileri ve ihtiyaçları söz konusu.
- Kendi gözlem ve tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki; kentin ara noktalarına ulaşım söz konusu olduğunda vatandaşlar birden fazla araç değiştirdikleri için ve yolculukları sırasında özel araçları tercih ettiğinden dolayı trafik yoğunluğu yaşanıyor ve park ihtiyacı ortaya çıkıyor. Halbuki ana varış noktalarının dışında çekim merkezleri arasında da hat sayısı oluşturulup, ulaşım seçenekleri sağlanmalı.
Belediyeler verilerini vatandaşın hizmetine sunmalı
Bütün bunlardan çıkardığımız sonuç; trafik yoğunluk haritasına göre akıllı uygulamalara anında alternatif rota bilgileri paylaşılabilirse aslında bu sorun da çözülür! Şu an hali hazırda sürücüler ve sarı dolmuşlar birbirlerini arayarak alternatif yolları öğrenmeye çalışıyorlar. Halbuki bu hizmet şehircilik uygulamaları kapsamında uygulamalarla vatandaşın hizmetine sunulsa, insanlar alternatif rotaları tercih ederek, trafik yoğunluğuna neden olmayacaklar. Bu da belediyelerin ellerindeki trafik ve ulaşımla ilgili bilgileri üçüncü parti uygulamalarla paylaşmasıyla uygun hale gelebilir.