Gelecekteki eğitim teknolojileri günümüzün en çok merak edilen konulardan biri. Gelişmekte olan teknolojilerden bulut bilişim, arttırılmış gerçekli, 3D yazıcılar henüz görmediğimiz teknolojiler için zemin hazırlamaya başladılar bile. En azından bu teknolojilerden yola çıkarak yakın gelecekte eğitimde öne çıkacak yeni sistemler hakkında öngörüde bulunmamız mümkün. Bu haftaki yazımda gelecekte eğitimi şekillendirecek teknolojileri bir araya getirdim.
Arttırılmış gerçeklik
Arttırılmış gerçekliğin Google Glass fırtınası ile dünyayı sarması beklentiler arasında. Ancak AR teknolojisinin eğitim amaçlı kullanılması şu anda akıllı telefon uygulamaları ile sınırlanmış durumda. Sky Map gibi uygulamalar gökyüzünü incelemek için geliştirilmiş, ancak henüz eğitim için yeterli değil. Google Glass ve diğer AR teknolojileri sayesinde öğrenciler yakın zamanda dikkatlerini dağıtacak cihazlara ihtiyaç duymadan dünyayı keşfedebilecek.
3D yazıcı
10 yaşındaki çocuğunuz için legodan daha iyi bir alternatif mi arıyorsunuz? 3D yazıcıları deneyin. 3D yazıcılar geleceğin okullarında mutlaka olması gereken teknolojiler. Bu sayede çocuklar belli oyunlarla sınırlı kalmak yerine, 3D yazıcılarla farklı modeller üreterek hayal güçlerini geliştirebiliyorlar. Mühendislik öğrencileri ve öğretmenler de 3D yazıcılardan fayda sağlayabilecek diğer bir grup. 3D yazıcılar ile üretilen mini modellerle öğrenciler gerçek prototipleri yapmadan önce mühendislik tasarım prensiplerini test edebiliyorlar. CAD (bilgisayar destekli tasarım) yazılım sistemi ile birlikte kullanılan 3D yazıcı ile öğrenciler tasarımlarını daha az maliyetli ve daha kısa zamanda test etme imkanı buluyor.
Bulut bilişim
Bulut bilişim bugünlerde çok hızlı bir şekilde hayatımıza giriyor ve toplumun pek çok alanında değişiklikler sağlıyor. Özellikler eğitim alanında. Çin’in Zhejiang bölgesindeki Zhuji şehrinde 118 okulda kurulan 6000’den fazla bulut bilişim terminal cihazı bunu destekler nitelikte. Yakın gelecekte öğrenciler ödevlerini yapmak için yalnızca bir elektronik cihaza ihtiyaç duyacak ve geri kalan tüm dökümanlar bulut üzerinde yer alacak. Bu okula ağır kitaplar taşıma döneminin sona ereceği anlamına geliyor. Bulut bilişim ile internet bağlantısının bulunduğu her yerde okuma dokümanlarına erişim sağlanabilecek. Bu sayede öğrenciler proje veya ödevleri üzerinde diledikleri her an çalışma imkanı elde edecek. Okul kütüphanesine gitmek yerine dijital kütüphaneye erişim her yerden sağlanacak.
Online sosyal ağ
Bugün pek çok üniversite kendi oluşturduğu sanal ağlar üzerinden öğrencilerine sosyalleşme imkanı tanıyor. Büyük bulut platformun bir parçası olan bu sosyal ağlar üzerinde öğrenciler öğretmenlerin moderatörlüğünde düşüncelerini özgürce paylaşabiliyor. Bu ağlar üzerinde öğrenciler ücretsiz interaktif öğrenme imkanı elde ediyor, daha çok paylaşımda bulunuyor, iş birliği ve ekip çalışması ruhu gelişmiş oluyor.
Esnek monitörler
Kağıttan laptop, netbook veya tabletlere geçiş olmaya başlasa da derslerde deftere not alma halen güncelliğini koruyan bir alışkanlık. Peki eğitim dünyası dijitalleştikçe kağıt ve kalemden, klavye ve ekrana geçiş nasıl olacak? Cevap esnek OLED tabanlı ekranlar olabilir. Bu ekranlar normal kağıtlar gibi hafif, esnek ve süper ince olabiliyor. Bunun anlamı bu ekranların rulo olarak sarabilir ya da gazete gibi katlayabilir olabilecekleri.
Biyometri ile göz takip
Dikkat çeken bir diğer teknoloji de biyometri. Geleneksel olarak biyometri kişiye has özellikler olduğundan güvenlik amacıyla kullanılır. Ses, göz tanıma, parmak izi, yüz tanıma sistemleri gibi. Okullarda da mevcut durumda bu sistemler öğrencilerin devamsızlık durumunu kontrol etmek ve kütüphanelerde kitap ödünç alma sistemlerinde kullanılıyor. Bunun yanı sıra biyometri çok farklı alanlarda kullanılabilir. Örneğin göz tarama sistemi sayesinde öğretmenler öğrencilerin tepkilerini kontrol ederek dersi anlayıp anlamadıklarını tahmin edebilirler. Örneğin reklam sektöründe göz tarama sistemi tüketicilerin reklam materyallerine verdiği tepkileri ölçmek amacıyla kullanılıyor. Aynı yöntem eğitim sisteminde kullanılarak eğitim verimliliği arttırılabilir ve bu sayede kişisel eğitim sistemleri geliştirilebilir.
Çoklu dokunmatik ekranlar
Geçtiğimiz 10 yıl içinde okullarda kara tahtadan beyaz tahtaya geçiş yapıldı ve tepegöz veya video projektörler kullanılmaya başlandı. Muhtemelen bundan sonraki aşama büyük bir LCD dokunmatik ekran şeklinde olacak. Ve çok daha fazla interaktif etkileşime imkan verecek. Bu yeni nesil tahtanın akıllı telefonlardan tek farkı aynı anda pek çok öğrenci tarafından erişilebiliyor olması olacak.
Oyun tabanlı öğrenme
İnternet çağında yetişen bugünün çocuklarının dikkatleri çok kolay dağılabiliyor. Facebook, YouTube ve akıllı telefonların olduğu ve tüm sorularına Google’dan kolaylıkla cevap bulabildikleri düşünülürse bu durum çok da şaşırtıcı olmasa gerek. Böyle bir ortamda okullardaki klasik eğitim yöntemlerinin de farklılaştırılması gerekmekte. Bu bağlamda video oyunları ve diğer oyun tabanlı eğitim yöntemleri bugünün ve geleceğin en önemli eğitim metodları arasında.
Görsel kaynak: eduspire.org