1989 yılında başladığı otomobil sporları kariyeri boyunca 4 kez Türkiye Ralli Şampiyonluğunu kazanan ve 2000 yılında Dünya Ralli Şampiyonası’nda ülkemizi temsil eden Serkan Yazıcı hem hızlı bir pilot hem de başarılı bir yönetici. 2011 yılında aktif sporculuk hayatına ara veren Serkan Yazıcı Aralık 2015’te düzenlenen Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulu sonucunda başkanlık görevine seçilerek motor sporlarına yeni bir boyut katmak için kolları sıvamış durumda.
TOSFED nedir, tam olarak ne yapar kısaca açıklayabilir misiniz?
TOSFED Gençlik ve Spor Bakanlığı – Spor Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) tarafından tanınan, Türkiye’de otomobil sporları yöneticisi konumunda bulunan resmi kurumdur. 1991 yılında kurulan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu, ulusal yarış organizatörü tescilli kulüpleri ile bugün ralli, pist, karting, tırmanma, rallikros, offroad, trial, klasik oto, drift olmak üzere 9 ayrı branşta faaliyetler gerçekleştirmektedir.
TOSFED başkanı olarak gördüğünüz en büyük eksiklik nedir? İlk olarak neleri değiştirmek istiyorsunuz?
Kısa vadede sporu ucuzlatarak halka indirmeyi düşünüyoruz. Yıl sonunda da tüm otomotiv sektörünün dikkatini çekecek ‘Otomobil Sporları Festivali’ düzenlemeyi planlıyoruz. Bütün branşlar 3-4 gün süresinde aynı bölgede etkinlikler, yarışlar, gösteriler yapacaklar. Sporun tüm paydaşlarının bir araya gelerek büyük bir sinerji yaratacağı, otomobil üreticileri ve tedarikçilerinin buluşacağı büyük bir festival olacak. Geleneksel hale gelecek olan bu projemizle uluslararası arenada bile kendinden söz ettirecek bir ilk’i gerçekleştireceğiz…
Otomobil sporlarında Türkiye’nin durumu nedir? Aktif seyirci, bilgi, kültür ve sporcu anlamında dünyaya göre durumumuz nedir?
Avrupa’nın birçok ülkesine göre geride olsak da, ülkemizde otomobile büyük bir ilgi olduğu bir gerçek. Bugüne kadar onlarca marka ülkemizde ya yarışları destekledi, ya takım kimliğinde bir şekilde sporun içerisinde yer aldı. Ancak bugün baktığımızda sadece Ford ve BMW markaları var ki, onlara uzun süredir devam eden bu desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Marka ve üreticilerin, sportif mücadelenin yanında, bunu sosyal projelerle destekleyerek yeniden otomobil sporlarına destek vereceklerinden eminiz. Bugüne kadar gençlere bu işe başlayabilecekleri kapıları açamadık, onları doğru yönlendiremedik. Otomobil markalarının desteği ile ‘Ben de yarışçı olmak istiyorum’ diyen, kendine güvenen gençlerin bu spora başlamalarını sağlayacak, Anadolu ve büyük şehirleri kapsayan projelerimiz var.
Yarışçı geçmişi olan biri olarak başkanlık yapmanın artıları ve eksileri nelerdir?
Bence mutlaka tüm spor federasyonları, geçmişte o sporu yapmış başarılı kişiler tarafından yönetilmelidir. TOSFED de bir spor federasyonudur ve benim gibi sporcu geçmişi olan, sporla içiçe birisinin sporu yönetmesi daha kolay. Ayrıca bizim yönetimimiz benim haricimde, otomobil sporları geçmiş olan arkadaşlarımızdan oluşuyor.
Teknolojinin motor sporları üzerindeki etkileri nelerdir?
Otomobil sporları markalar için büyük bir ARGE alanıdır. ABS ESR gibi birçok sistem otomobil sporlarından elde edilen veriler sayesinde geliştirilmiş sistemlerdir. Hatta otomobilin “beyin” olarak bilinen ECU (elektronik control unit) bir yarışçı beyni gibi düşünülebilir.
Eskiye göre araçların spec’leri, yakıt değerleri, güvenlik önlemleri ya da neler değişiyor teknoloji ile?
Elbette öncelikle güvenlik… Güvenlik sistemlerinin gelişimine paralel, daha az yakıt tüketimi ile ilgili çalışmalardan çok ciddi sonuçlar alınmaya başlandı. Bugün çok küçük hacimli motorlardan düşük yakıt değerleri ile yüksek güçler elde edilebiliyor. Bunların yanı sıra konvansiyonel motorlar yerine hybrid ve elektrikli motorlarda ciddi yol alındı hatta sürücüsüz otomobile kadar ulaşıldı.
Bilgisayar oyunlarıyla aranız nasıl? Oynadığınız bir yarış oyunu var mı? Simülatör veya benzeri bir şeyi deneyimleme ve gerçek hayattakiyle karşılaştırma şansınız oldu mu?
PlayStation’da Colin McRae Rally ve WRC oyunları ile vakit geçirmişliğimiz var tabii ki. Hatta sıksık yarışçı arkadaşlarımızla karşılaşıp, aynı etapta daha iyi zaman yapabilmek için yarış konsantrasyonunda birbirimizle yarışmışlığımız vardır. Gerçekle karşılaştırdığımızda ise, birebir olmasa da bayağı başarılı olduklarını söyleyebilirim.
Teknoloji sizin hayatınızda nasıl bir yer tutuyor? Akıllı telefon ve sosyal medya ile bağınız nasıl?
Sosyal medya artık o kadar hayatımızın içindeki, dışında kalmak mümkün değil. Bende akıllı telefonum sayesinde günün her saati başta Facebook ve Instagram olmak üzere sosyal medyayı takip ediyor, pek çok konu hakkında çok daha hızlı bilgi sahibi olabiliyor ve bilgilerimi paylaşabiliyorum.
Not: Söyleşimizde emeği geçen Atıl Atılgan’a teşekkür ederiz.