Geçenlerde TV’de bizim kuşağın fenomen sinema serisi Geleceğe Dönüş’e denk geldim. Şu an olsa, işim de olmasa da yine oturur izlerim orası bir yana; belki önceki defalarca izleyişlerimde o kadar da dikkat etmediğin geleceğe gittikleri tarihe ve o tarihteki yeni teknolojilere ayrı bir odaklandım bu kez. Çünkü DeLorean’ın varış için ayarlandığı tarih sadece 11 gün sonra yaşayacağımız 21 Ekim 2015’ti ve geleceğe vardıkları anda göze çarpan en büyük farklılık uçan arabalardı. Tabii 90’lı yıllarda Geleceğe Dönüş ve benzeri filmlerde şaşkınlıkla ve heyecanla izlediğimiz uçan araba sahneleri şu an sadece gülümsetiyor ve filmin senaristleri için uçmuş bu adamlar dedirtiyor yalnızca.
Uyanın! sadece 50 yıllık petrolümüz kaldı
Bugün bırakın uçan arabaları, elektrikli ya da hibrit arabalar için bile şartlar hâlâ çok olgunlaşmamış görünüyor. En azından Türkiye’nin de içinde olduğu dünyadaki pek çok ülke için diyebiliriz bunu. Düzenli aralıklarla yılın trendi ya da geleceğin çığır açan teknolojileri şeklinde medyanın tekrar tekrar gündemine aldığı bid içerik malzemesi elektrikli araçlar. Ancak olumlu gelişmeler, ilerlemeler de yok değil. Başta Tesla olmak birçok markanın piyasaya sundukları elektrikli araç modeli çeşidi her geçen gün artıyor. Bunun yanında özellikle son dönemde malum markanın yaşadığı emisyon krizinin elektrikli araçların yaygınlaşması için dönüm noktası olacağı pek çok medya çevresinin ortak görüşü. Dünyanın 50 yıllık petrolü kalmışken karbon emisyonunu düşürmemiz ve kullandığımız arabaları kazıp çıkardığımız hidrokarbondan kurtarmamız geleceğimiz açısından son derece kritik, bu konudaki farkındalığı artırmak ise elektrikli araçlara ilginin artması için son derece önemli. Çevre farkındalığı kadar elektrikli araç tercihlerinde bu araçların hangi özellikleri ile hayatı kolaylaştıracağı konusunda bilinçli olmak da altını çizmemiz gereken bir konu. Örneğin Amerikan Bilim Akademisi’nin elektrikli arabalar için yaptığı tasnif cebe atılması gereken bir bilgi. Ne zaman ihtiyaç duyacağımız belli olmaz, bu işlerin yaygınlaşması daha önemlisi yatırım ve destek alması herkesin ekonomik çıkarını gözetecek bir inovasyona bakıyor hepimizin bildiği gibi. Velhasıl Akademi elektrikli araçları dört farklı türe ayırmış: Uzun mesafe bataryalılar, kısa mesafe bataryalılar, mesafesi uzatılmış bataryalı hibrit arabalar ve minimal bataryalı hibritler.
2015 sonunda dünyadaki elektrikli otomobil sayısı 1 milyonu bulacak
Aslında tüm otomobillerin gelecekte elektrikli olacağı konusunda herkes hem fikir, bu konuda zihinleri kurcalayan soru elektrikli araçların yaygınlaşmasının nasıl ve ne zaman olacağı? Rakamlar benim öngörülerimden daha iç açıcı. Son olarak 2014 yılı sonunda tüm dünyadaki elektrikli otomobil sayısının 721 bin adet olduğu açıklandı. Bu rakam içerisinde en büyük oran 118 bin ile ABD’ye ait tahmin edeceğiniz üzere. Ülkedeki satışlar 2014’te 2013’e göre %27 oranında artış göstermiş. ABD’yi 108 bin elektrikli araçla Japonya izliyor. Öte yandan 2015 yılı sonunda tüm dünyadaki elektrikli otomobil sayısının 1 milyonu geçmesi bekleniyor. Bu rakamlar elektrikli araçların geleceğinin parlak olduğu düşüncesini yaratsa da özellikle ABD’de benzin fiyatlarındaki düşüş elektrikli araçlara talebi tehdit ediyor. Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasının önündeki diğer engel menzillerinin 200 km civarında olması ve uzun şarj süreleri. Şarj noktalarının yetersiz olması ise bir başka engel.
Devlet desteği yoksa 5-0 geride başlıyorsunuz
Aslında bence en önemli sorun yine ekonomik argümanlar ve elbette devlet desteği. Devlet tarafından elektrikli araç alımında yapılan destek olmadan elektrikli araçlar maliyette geleneksel araçlar karşısında kaybetmeye mahkum. Devlet tarafından verilen vergi kredisi önemli ancak bu kredi yalnızca vergi ödemesi yüksek olanlara sağlanıyor. Bu da dar gelirli insanlar için elektrikli araç alımının zor olduğu anlamına geliyor. Vergi Türkiye pazarı için de en önemli sorun. Gerçi biz henüz çok yolun başındayız. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde yürüyen hazırlıklar kapsamında geliştirilen ve bu yıl içinde ilk prototipi üretilecek iki yerli otomobilin her ikisinin de çevre ile dost, verimli motor teknolojisine sahip olacağı konuşuluyor.
Çevre farkındalığından ekonomik avantajlarına her şey bir yana tüketicinin satın alma algısına elektrikli araçları oturtmanın en iyi yolu iyi bir elektrikli araba deneyimi sunmak. Bunu başaran ya da iyi yolda olan ortamın ise ağırlıkla ABD’de de olduğu rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki ABD’nin hangi şehirleri en iyi elektrikli araç deneyimi sunuyor? Bu sorunun cevabı olan şehirler ve neden bu unvanı hak ettikleri bu araçların bizim gibi ülkelerde daha hızlı yaygınlaşabilmesi adına gelecek için bir projeksiyon çizebilmemizde işimize yaratacak. Gelin bu şehirlere kısaca göz atalım.
En iyi elektrikli araç deneyimi bu şehirlerde
Amerika’nın Georgia, Kaliforniya ve Kolorado eyaletleri elektrikli araç kullanımında ilk 15’de yer alan 10 şehri içinde barındırıyor. Nedeni ise devlet desteği. Bu eyaletlerde elektrikli araçlar için önemli oranda teşvik sağlanıyor.
San Diego, Kaliforniya
Kaliforniya’nın elektirkli araç sahiplerine tanıdığı pek çok kolaylıktan biri belki de en önemlisi şerit esnekliği. Bu özellikle trafiğin yoğun olduğu San Diego’da önemli. Ancak elektirkli araç sürücüleri trafikte sıkışıp kalan diğer araçların kornalarına maruz kalmayı göze almalılar.
Naples, Florida
Listedeki pek çok şehrin aksine Naples’de sürücülere elektrikli araç teşviği sağlanmıyor. Naples’i üst sıralara taşıyan ise uzun sürüş mesafesi. Şehirde sürücüler yılda ortalama 20 bin mil yol katediyor. Ve mesafe uzun elektrikli araçların maliyeti klasik araçlara göre düşük olduğundan dolayı sağlanan tasarruf miktarı da artmış oluyor.
Charleston, Batı Virginia
Batı Virginia’da bulunan kömür sayesinde bu bölgenin enerji ihtiyacının yüzde 95’i kömürden karşılanıyor. Bu nedenle Charleston’da elektrikli araca sahip olmak temiz değil ancak tabiki ucuz. Bölgedeki elektrik fiyatı en düşüklerden biri.
Atlanta, Georgia
Georgia eyaletindeki devlet desteği sayesinde Atlanta elektrikli araç kullanarak maliyetlerde kısıntı sağlayan ilk şehir olma ünvanına sahip.
Los Angeles, Kaliforniya
Tesla araçlar Los Angeles’da gittikçe popüler olmaya başladı. Tesla’nın ortalama fiyatı 5 bin 124 dolar ve BMW’den ucuz. Şehrin çeşitli yerlerinde yer alan şarj istasyonlarında araçlar ücretsiz şarj ediliyor. Ayrıca Kaliforniya eyaleti akülü elektrikli araç alımlarında 2 bin 500 dolar indirim sağlıyor.
Augusta, Georgia
Tıpkı Atlanta da olduğu gibi bu şehirde de sürücüler Georgia eyaletinin sağladığı teşvikten faydalanıyorlar. Augusta ve Atalanta arasındaki temel fark Atlanta’daki sürücülerin araçları ile daha fazla zaman geçirmesi ve daha uzun yol kat ediyor olmaları
Seattle, Washington
Puget Sound bölgesindeki elektrikli araç sahipleri Washington’un ucuz ve çoğunlukla hidroelektrik olan enerjisinden faydalanıyorlar. Buradaki elektrik bölgenin en ucuz elektriği.
Denver, Colorado
Denver’de bir elektirkli araç sahibi hayatı boyunca ortalama 2 bin 971 dolar tasarruf yapmış oluyor. Bölgede 5 bin-6 bin dolar arasında değişen teşvik sağlanıyor. Ancak bu teşvikten vergi ödemeniz bu tutarda veya daha fazla ise faydalanabiliyorsunuz.
Şikago, Illinois
Şikago’da elektrikli araç sahibi olmak maliyet açısından faydalı ancak özellikle soğuk havalarda tehilikeli olabiliyor. Araştırmaya göre soğuk havalarda görüş mesafesi yüzde 57 oranında düşebiliyor.
Fort Collins, Kolorado
Fort Collins listedeki sürüş mesafesi en düşük şehir. 9 bin 6 mil. Bu nedenle mesafe kısa olduğundan dolayı bu daha düşük tasarruf anlamına geliyor.