Hayatımızın vazgeçilmezi olan otomobiller endüstriyel gelişimin de göstergesi. İlk örneğine 1880’lerde rastlanmış olsa da elektrikli otomobiller gerçek anlamda yaygınlaşamadı. Tabii bunun birkaç nedeni var. Petrolü yöneten şirketlerin yaptırımları gibi daha spekülatif konuları bir kenara bırakıp konuyu teknik olarak incelersek elektrikli motorun menzil ve hız gibi temel eksiklikleri söz konusu. Belki de artık bu cümleleri geçmiş zamanda kullanmak gerek çünkü son yıllardaki atılımlarla elektrikli otomobil motorları hiç olmadığı kadar güçlü. Tabii bu “zorunlu” gelişimin belirli nedenleri var. Özellikle son yıllarda otomobil sektöründeki “aileleşme” yani farklı modellerin belli bir grup altında toplanarak aynı üretim bandından benzer parçalarla hazırlanması birçok otomobil meraklısının hevesini kaçırdı. Birbirine benzeyen araçlarda farklılık algısını yakalamak ve yükselişe geçmek için elektrikli otomobiller markalar için önemli bir fırsat.
Sektöre Ar-Ge anlamında en çok yatırım yapan markalardan biri Tesla. Ünlü bilim adamından ismini alan Tesla Motors şirketi 2014 model araçları Tesla Model S ile tarihi değiştirmeye ant içmiş durumdalar. Araç tek bir şarj ile 600 km’nin üzerinde yol alabiliyor. 100 km’e hıza 4.6 saniyede ulaşan Model S, 416 beygir gücünde ve 215 km sürat yapabiliyor. Aracın ABD satış fiyatı 90,000 dolar civarında.
Tabii Tesla çok daha yüksek fiyatlı özel otomobiller üreten otomobilden çok teknolojiye yakın bir firma. Geleneksel markalar ise şu aşamada hibrit otomobillere yatırım yapmakta. Sadece 2014 yılında 15 civarı farklı marka ve modelin hibrit motorla geldiğini gördük. Bunların içinde Porsche ve Maserati gibi üst segment markaların da yer alması önemli bir gösterge. Hibrit yani melez araçlar hem benzinli hem de elektrikli motorla çalışıyorlar. Hibrit ve elektrikli otomobillerin en büyük artısı çevreye saygılı olmaları, benzin ve dizel motora göre çok daha düşük kirlenme değerleri üretmesi ve yakıt sarfiyatında sürücüleri mutlu etmesi. Hibritin dışında direkt elektrikli motor ile çalışan otomobillere ise Renault firması son yıllarda ağırlık vermiş durumda. Formula 1 teknolojilerini klasik motorlarına başarıyla uygulayan firma, son yıllardaki çıkışını elektrikli modellerde öncü rol oynama hedefiyle birleştiriyor. Bu vizyonun en somut örneği ise Renault Zoe. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim. Zoe, ülkemizde 66,500 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulmuş durumda. Bir elektrikli otomobilin Türkiye’de satışa sunulması kolay bir iş değil. Özellikle şarj üniteleri ve vergilenme oranları gibi daha çok devlet içerikli konulara rağmen Zoe, alıcılarını bekliyor. Bu araçla yaptığımız test sürüşlerinde gördük ki tork denen kalkış anındaki itici güç çok yüksek. Bunun da nedeni klasik bir otomobilin devir kazanması için gereken süreye elektriklide ihtiyaç duyulmaması. Yani elektrikli aracınızı bilgisayar gibi açıp ilk saniyeden itibaren en yüksek performansta sürüyorsunuz. Zoe tek şarj ile 150 km civarında gidebiliyor. Şehir içi için oldukça ideal gözüken bu rakam uzun yolda sorun çıkarabilir. Zaten Zoe de şehir için tasarlanmış bir model. Aracın minimalist tasarımı, ion etkili havalandırma gibi detayları da bunu destekliyor. Böyle bir araç aldığınızda park alanınıza şarj ünitesi kurmanız gerekiyor. 1000 – 3000 Euro arası değişen bu ünitelerden 22kW’lık model ile aracanızı 1 saatte %80 şarj edebilirsiniz. Bunun dışında şu an için hava alanı ve AVM’lerde şarj ünitelerine rastlanmakta. Önümüzdeki sene çeşitli benzin istasyonlarında da şarj ünitelerine rastlayacağız. Bu tarz bir aracı bugün kullanmanın bir diğer dezavantajı da aküyü kiralamak. Aracın motorunu bir telefon bataryası gibi düşünecek olursanız ortalama 3000 şarjda aracın menzili büyük oranda düşüyor. İşte bu sorunu da Renault aküyü kiralayarak çözüyor. Ayda 59 Euro gibi bir miktarı firmaya ödemeniz gerekmekte. Bunun sonucu olarak da aküyü garantili bir şekilde kiralamış oluyorsunuz. Olası bir aksilikte firma değişimi garantiliyor. Şu an için bu tip aksilikleri de olsa da beş sene önce Türkiye’de bir elektrikli otomobil satılacağını söylemek hayal olurdu. Elektrikli otomobil hayalin de ötesinde bir devrim olacak şekilde geleceği şekillendirecek. Bugünden biraz zahmete katlanıp katlanmayacakları ise sürücülerin takdirinde olan bir konu.