Kaykay’ı bilirsiniz değil mi? Hani yaklaşık 20×80 cm’lik bir tahtanın dört tekerlek üzerine konmuş halinden söz ediyoruz. Aslında ilk kaykay, 1940-50 yılları arasında görülmüş. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Amerikan Ordusu’nda görevli olan Betty Magnuson, Paris’in Montmartre bölgesinde çocukların paten tekerleklerini bir tahtaya monte edip kaydıklarını rapor etmiş. Aslında o yıllarda Kaliforniya’da okyanusun dalgaları arasında surf yapan gençler de rüzgarın esmediği, denizin çarşaf gibi olduğu günlerde ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlardı.
“Kaldırım sörfü”
Aslında kimse ilk kaykayı kimin yaptığını bilmiyor. Muhtemelen aynı anda birçok kişinin aklına bu fikrin geldiği düşünülüyor. Ancak ilk kaykayların Los Angeles, Kaliforniya’dan ısmarlandığı biliniyor. Bill Richard adlı bir dükkan sahibi Şikago Roller Skate Şirketi’ne özel bir sipariş verdi ve paten tekerleklerini tahta bir plaka üzerine eklemelerini istedi. Kaykayların bu ilkel hali kısa zamanda gençler arasında çok tutuldu. O günlerde kaykayla gezenler buna “kaldırım sörfü” adını veriyorlardı. 1960’lardan itibaren ciddi bir kaykay sektörü oluştu. 1964 yılında kaykaycıların ilk dergisi “The Quarterly Skateboarder” piyasaya çıktı. Ancak, 1963-65 arası milyonlarca doların döndüğü kaykay pazarı 1966 yılında duruverdi. Çünkü kaykay oldukça tehlikeli bir oyuncaktı. Ayrıca veliler çocuklarının kollarını, bacaklarını kırmasını istemiyorlardı. Aynı yıl dergi de kapandı zaten…
1970’li yılların başında Frank Nasworthy, poliüretan malzemeden tekerlek üretimine başladı. O güne kadar tekerlekler ya metalden, ya da kilden yapılıyordu. Bu yeni tekerlekler hız ve performans açısından kaykaya yeni bir boyut kazandırdı. Yıllar sonra kaykay eski popülerliğine yeniden kavuştu. O günlerde kaykayla saatte 80 km’den fazla hız yapıldı ve bu rekor Guiness Rekorlar Kitabı’na geçti.
Yıllar içinde kaykay malzemelerinde ve biçiminde önemli değişiklikler yapıldı ve bu değişiklikler sürüş şeklinde de önemli gelişmelere neden oldu. Kaykayla akrobatik hareketler yapmak, havaya sıçramak çok daha kolaydı artık. Ayrıca kaykaylar için özel parklar, alanlar düzenleniyordu. 2006 yılına kadar dünyanın dört bir yanında 2400’den fazla kaykay alanı yapıldı. Çin’de yapılan SMP Skatepark 12 bin metrekareden büyük alanı, 5000 kişilik seyirci tribünüyle bir efsane gibiydi kaykaycılar için…
Marty McFly’la başlayan hoverboard rüyası
Robert Zemeckis’in yönetmenliğini yaptığı 1989 yılında gösterime giren ve 1985 yapımı “Back to the Future” (Geleceğe Dönüş) filminin devam filminde Michael J. Fox tarafından canlandırılan Marty McFly’ın havada uçan bir kaykay kullanmasıyla “uçan kaykay” (hoverboard) konusu gündemin en popüler konularından biri oldu. Bugün her ne kadar havada gitmese de “hoverboard” olarak tanımlanan elektrikli kaykaylar inanılmaz bir hızla hayatımıza girdi.
Aslında 2000’li yılların başında “Ginger” (Zencefil) kod adıyla hayatımıza giren dengeye dayalı bir sistemle yönlendirilen ve hızlanıp yavaşlayan Segway’e de bir gönderme yapmamız gerekiyor. Çünkü bir anlamda yeni elektrikli kaykaylar da aynı prensiple çalışıyorlar. Bir biçimde yeni elektrikli kaykaylar Segway’lerin gidonsuz modelleri gibi…
Chic Robot teknolojisi Media Markt’ta
Çeşitli fiyat ve kalitelerde ülkemizde birçok elektrikli kaykay satılıyor. Ancak birçok açıdan değerlendirildiğinde satın aldığınız ürünün kalitesi son derece önemli… Özellikle güvenlik ve sürüş konforu açısından…
Media Markt’ta satılmakta olan elektrikli kaykaylar Chic Robot 1012 IOCHIC markasını taşıyor. Ürünün arkasındaki şirket, Eğitim Bakanlığı ve üniversitenin Bilgisayar Destekli Ürünler İnovasyon Tasarım Mühendislik Merkezi tarafından destekleniyor. Şirket, henüz üç yaşında olmasına rağmen 22 bağımsız fikri mülkiyet haklarına sahip şimdiden…
Chic Robot’un Smart serisi olan bu ürünler, 20 ila 100 kilo ağırlık taşıyabiliyor. Yaklaşık 2-3 saatte şarj edilebilen Chic Robot’larla 15 km mesafeye ulaşabiliyorsunuz. Ürün yalnızca 10 kilo ağırlığında… Tam 2 yıl garantili ve Media Markt’ta stoklar tükenmek üzere… Elinizi çabuk tutun bana kalırsa….