Ekranı katlanabilen telefon dediğinizde aklıma ilk gelen markalardan biri Samsung olur her zaman. Çünkü daha bu telefonlar piyasada yokken Samsung’un bu alanda çalışmalar yürüttüğünü biliyordum ve bu yönde pek çok haber de kaleme aldım. Bugün ise Samsung ile birlikte diğer teknoloji devleri de en yeni modellerini görücüye çıkardı bile. Huawei, TCL, Oppo, Motorola, vivo ve şu an aklıma gelmeyen birçok marka ekranı katlanabilen telefonlar üzerinde yoğun bir çalışma yürütüyor.
Bu modellerin piyasaya çıkmasıyla birlikte ulaşılması imkansız bir teknoloji kafamızda canlanıyordu. Ama pek de öyle olmadı. Evet, hala oldukça yüksek fiyatlara sahipler, ama yıldan yıla da fiyatlar daha makul bir seviyeye geliyor. Tabii işin enflasyon, döviz kuru kısmına hiç girmeyeceğim, o durum daha çok bize özel şu sıra.
Konumuza geri dönecek olursak ekranı katlanabilen bu esnek yapıdaki telefonlar aslında birer deneyim telefonu. Kendilerinden beklediğimiz şey ya genişleyip tablete yakın bir büyüklüğe ulaşması ya da iyice küçülerek minik bir kredi kartını andırması. Yani biraz şekilcilik söz konusu. Peki burada bize sağlanan esneklik nedir? Bir telefonun katlanarak cebe girmesi onu çok daha minik bir hale getirdiği gibi, çantanıza koyduğunuzda da daha az yer kaplamasını sağlıyor. Ayrıca tablet gibi büyüyen modelleri düşündüğümüzde yeri gelince standart telefon kullanırken birden tablete dönüştüğünde oyun oynayabildiğimiz veya film izlediğimiz bir ekran hayal edin.
Ve tabii tüm bunların üzerine de ekranın katlanabilmesi zaten başlı başına sıra dışı bir deneyim. Milyonlarca telefonun arasında sizinki sanki çok özel bir yere sahip ve son teknolojiye gerçekten sahip olduğunuz hissini sonuna kadar alıyorsunuz.
Ancak alınacak daha çok yol var. Açıkçası yazımın başında da belirttiğim üzere büyük heyecanla yıllarca bu tip telefonları bekledim. Ancak şu an bu heyecanı duyduğum noktadan uzaktayım. Bunun üzerine düşündüm. Sırf ben değil, bu telefonları deneyimleyen pek çok kişiden aldığım bilgiler de aynı paralelde ve örtüşüyor. Sorun fiyatlar değil sadece. Ki ben fiyatların tüm olumsuz şartlara rağmen çok yüksek olduğunu düşünmüyorum. Zaten gelecekte yayınlaştıkça bu fiyatların tabii ki altı görülecek.
Asıl takıldığım nokta bu telefonların hayatımda bir şey değiştirmemesi. Yani günün sonunda bir telefondan ne bekliyorsam aynısını yapıyorum ama bu esnek ekranlı yapının bana sunduğu avantajlar bana dokunamıyor. Mesela çalışma hayatımda ya da eğlence tarafında bana büyük bir farkındalık yaşatmıyor.
Elbette şunu da unutmamak lazım: Bu tip telefonlar daha yolun çok başında. Bu telefonların çok daha ince bir yapıya büründüğünü, belki de kağıt kadar ince ama çelik kadar sağlam olanlarını göreceğiz. Ve tüm bunların üstüne bir de daha fonksiyonel bir yapının sunulmasıyla birçok kişinin cebinde olmasını isteyeceği bir çözüm ortaya çıkabilir.
Mevcut modellere bakınca birçoğunun fazlasıyla ağır olduğunu görüyorsunuz. Bunun için şikayet edecek halimiz yok elbette, sonuçta ekranı düşününce iki telefonu tek telefon gibi kullanıyorsunuz. Ama biz teknolojiden daha fazlasını istiyoruz. Daha ince, hafif ve hayatımıza daha yararlı dokunuşlar yapan çok yönlü bir telefon.
Şunu da söyleyeyim: Bu esnek yapıdaki telefonları almak isteyenler genellikle çabuk bozulur mu sorusunu soruyor. Sanki bu tip modeller daha zarif ve daha dayanıksızmış gibi bir algı var. Ancak bu doğru değil. Ekranı açıp kapatmakla, sert kapatıp açmakla bozulacak çapta dayanıksız telefonlardan söz edemeyiz. Aksine hem zerafet sunuluyor, hem de bunun üstüne dayanıklı bir yapı da sağlanıyor.
Şu da bir gerçek ki dayanıklılık ve uzun ömürlülük noktasında geliştirmeler sürüyor ve gelecekte çıkacak modeller çok daha iyisini yapacak. Bugün kullandığımız telefonlarda yaşadığımız olumlu ve olumsuz deneyimler gelecek modellerin iskeletini şimdiden oluşturmaya başladı ve daha iyileri de raflardaki yerini alacak.
Bu evrimi beraber göreceğiz, ama benim yıllardır hayalini kurduğum telefon olmaları için daha alacakları çok yol var.