Sosyal Medya olmasaydı daha sosyal olunacağını söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. Sosyal Medya artık hayatın vazgeçilmezleri arasında geliyor. Telefonlar, tabletler insanların elinden düşmüyor, ama artık bağımlılık haline gelen bu platform, sosyalleşme konusunda da olumsuz etkiler oluşturuyor. Ne yazık ki sosyalleşmek istenirken, bazen sosyallikten de uzaklaşılabiliyor. Facebook, Twitter,Instagram gibi sosyal paylaşım sitelerinde çok fazla zaman harcayarak aslında günlük hayattan geri kalınıyor. Bu platform yüzünden sorumluluklar unutulabiliyor ve günlük işlevselliğin azalması söz konusu olabiliyor. Günde ne kadar sosyal medya da kalındığının artık bir önemi yok, neredeyse uyanık olunan bütün zamanlarda sosyal medya kullanılıyor.
Bu haftaki yazımda, sosyal medya olmasaydı hayatın nasıl olacağından bahsetmek istiyorum.
Sosyal medya olmasaydı, yeri mutlaka başka şeyler ile doldurulurdu dediğinizi duyar gibiyim, ama eğer bu platform olmasaydı hayatın nasıl daha yaşanılır hale geleceğini bir düşünmenize.
Yemeği önce Kendimiz Yerdik..
Özellikle Instagram ortamında bir kısım kullanıcılar, yemek yemeden önce resmini paylaşmayı artık alışkanlık haline getirmiş durumda. Önündeki yemeğin bir an önce lezzetine varmak varken, önce resmini paylaşmak ve her an online olarak alınan yorumları okumak, eğer arkadaşları ile birlikte yemek yiniliyorsa, hem gelen yorumları okuyarak zaman kaybedilmesine, hem de yemek masasındaki diğer kişilere saygısızlık anlamına geliyor. Gerçi, günümüzde yemek masasındaki diğer kişiler de ellerindeki cep telefonları ile kendi dünyalarında değiller ise tabi. Eğer sosyal medyada yemek resmi paylaşma alışkanlığı olmasaydı; hem yenilen yemeğin tam anlamı ile tadına varılacak, hem de arkadaşlar ile daha fazla iletişim kurularak, paylaşım sağlanacaktı.
Havuzda Yüzmek Yerine, Tweet Atmak
Sıcak bir yaz günü, deniz kenarında ya da havuz başındasınız ve sosyal medyada geziyorsunuz. Bütün bir yıl boyunca derslerden, çalışmaktan zaten çok bunalmışsınız. Biraz dinlenip yorgunluk atmak varken, ortamın güzelliklerinin tadını çıkartmak dururken, sosyal medyada zaman harcıyorsunuz. İşte sosyal medyanın sizi hayattan kopartmasına olumsuz bir örnek daha.
Ailenizle ve Çevrenizle Tanışın
Aile üyelerinin birlikte olduğu akşam saatlerinde, özellikle genç yaştakilerin kendi odalarına çekilip, bilgisayar ya da cep telefonu ile ilgilenmeleri, aile bağlarının da gelişmesini engelleyebildiğini söylemek durumundayım. Akşam yemeklerinde elde cep telefonunun olması, yemeği bir an önce bitirip, kendi ortamına dönme isteği, aile birlikteliklerini de kısıtlamakta. Aile bireyleri arasındaki iletişim sorunlarının tek sebebini sosyal medyaya bağlamanın yanlış olduğunu söylemekle birlikte, payının da oldukça fazla olduğunu ifade etmeliyim.
Eskiden, çocukların ev dışında oyun oynamaktan eve getirme konusunda sorun yaşayan aile büyükleri, günümüzde evden dışarı çıkarma konusunda sorun yaşayabiliyorlar. Devamlı dijital ortamlar ile iletişim halinde bulunan çocuklar, ailesine ve dış dünyaya karşı daha pasif ve isteksiz kalabiliyor. Her ne kadar bu gibi durumların olmaması için aile içinde özellikle internetin kısıtlanması bir çözüm gibi dursa da, çözüm için bir uzman ile görüşmekte yarar olduğunu düşünüyorum.
Genç yaştaki aile bireylerine internet bilinci, sosyal medya kavramları, iyi ve kötü yönleri konusunda uzmanlardan bilgi alıp, bilinçli davranmak oldukça önemli.
Neden Beğeniyor, Yorum Yapıyor ve Paylaşıyoruz?
Facebook ya da Instagram gibi sosyal paylaşım ortamlarında, devamlı fotoğraf çekip paylaşmak, paylaşırken de içinde bulunulan ruh hali dışında farklı bir ruh haline bürünme konusunda, bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre: Facebook ile beyinin ödül merkezi (nucleus accumbens) arasında güçlü bir bağlantı olduğu bulunmuş. Facebook üzerinden olumlu bir duygu alındığında, beynin bu bölgesi hareketlenmeye başlıyor, alınan pozitif duyguların yoğunluğu arttıkça, beynin ödül merkezindeki hareketlilik de aynı oranda artıyormuş.