Teknoloji güzel bir şey, buna şüphe yok. Özellikle oyunlar söz konusu olduğunda teknolojiyi bir başka seviyoruz. Muhteşem grafikler, gerçekçi aydınlatmalar, yüksel çözünürlüklü kaplamalar derken, teknolojinin oyunları her geçen gün gerçeğe yaklaştırdığını görüyoruz.
Peki, oyunların keyfini çıkartmak için illa muhteşem sisteme sahip bilgisayarlara mı ihtiyacımız var? Aslında yok. Bağımsız yapımcılar ve bazı çevrim içi oyunlar sağ olsun, günümüz oyunlarından keyif alabilmeniz için muhteşem sistemlere ihtiyacınız yok.
1. Transistor
Geçtiğimiz yıl piyasaya sunulan bu harika oyun, birkaç yıl önce ortalığı sallayan Bastion’ın ruhani takipçisi olarak kabul ediliyor. Sesini kaybetmiş bir şarkıcı olan Red’in hikayesini, muhteşem müzikler ve sağlam bir anlatıcı sesinden dinliyoruz.
Sıra tabanlı bir Hack’n Slash/Rol Yapma Oyunu olan Transistor, hem taktiksel, oynanışı hem de tatmin edici zorluğuyla sizi saatlerce bilgisayarınızın başında tutabilecek bir oyun. Sadece müzikleri ve tok sesli anlatıcısı için bile alınabilecek bu oyunun başında, insan saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyor bile.
Büyülü – ve konuşan- bir kılıç, sesini kaybetmiş, karizma ötesi bir başkahraman ve Bastion’dan tanıdığımız anlatıcının harika sesiyle Transistor gerçekten başarılı bir yapım.
2. Apotheon
2015’in ilk sürprizlerinden biri kuşkusuz Apotheon. Antik Yunan dönemini muhteşem bir şekilde işleyen oyunda, platform, rol yapma öğeleri, aksiyonu ve sağlam bir hikayeyi birlikte yaşıyoruz.
Grafikleri belki süper gerçekçi değil, belki ışıklandırması da kötü (ya da yok) ama bu oyunda başka bir şey var; sanat. Adete dönemin çömlekleri üzerinden anlatılan güzel bir hikaye var. Sanatsal grafikler, büyük küçük herkesi tatmin edecek kalite. Bulmacaları ve diyalogları ustaca hazırlanmış. Tanrıların unuttuğu bir kentte, yükselen bir kahramanın epikler ötesi hikayesi sizi gerçekten derinden etkileyecek.
3. Dota 2
Valve bünyesinde geliştirilen başka bir klasik oyun daha. Dota 2’nin günümüz trendi MOBA oyunlarından biri olması dışında, benzerlerinden ayrılan birçok önemli özelliği var. Source oyun motorunu arkasına alan Dota 2, hem düşük seviyeli sistemlerde, hem de yüksek seviyeli sistemlerde sizi tatmin edecek bir grafik kalitesi sunuyor.
MOBA oyunlarının atası olarak kabul edilen DotA’nın geliştirilmiş versiyonu olarak kabul edebileceğimiz Dota 2, sizlere gerçek bir oyun deneyimi vaat ediyor. Üstelik Dota 2 tamamen bedava bir oyun. Oyun içerisindeki hiçbir içerik için sizden para istenmiyor. Yani Free 2 Play (oynaması bedava) oyunların genelinin aksine, Valve ve Icefrog’un bu eserinde mikro ödeme sistemi bulunmuyor.
Oyunun ödeme sistemi sadece ve sadece kozmetik ürünleri kapsıyor ve kahramanların hepsi, oyuna başlamanızla beraber hizmetinize sunuluyor.
4. Wolf Among Us
Telltale Games son yılların en iyi hikaye anlatıcılarının başında geliyor. Özellikle The Walking Dead serisiyle dikkatleri üzerine çeken oyun firması, aynı mantıkla yaptığı başka bir oyun olan Wolf Among Us ile, hikaye anlatımını bir üst noktaya nasıl çekebileceğini herkese kanıtlamış oldu.
Çarpık bir peri masalı hikayesi olan Vertigo’nın çizgi roman serisi Fable’dan uyarlanan Wolf Among Us, yeni nesil macera oyunu deneyimini sizlere sunuyor. Oyunun diyalog sistemi bugüne kadar görülmemiş bir hıza ve gerçekçiliğe sahip. Verdiğiniz her önemli karar bir şekilde ilerliyen bölümlerde karşınıza çıkıyor ve oyun sizi bu sayede her saniye şaşırtabiliyor.
Üstelik çizgi roman tarzı grafikleri sayesinde bu harika oyunu oynamak için öyle muhteşem bir bilgisayara da ihtiyacınız yok.
5. Hotline Miami
2013 yılında piyasaya sunulan Hotline Miami, içerdiği muhteşem oynanış öğeleriyle bugün bile kendinden bahsettirmeyi başarıyor. 80’lerin oyun mantığını günümüze getiren oyun iki boyutlu grafiklere ve kuşbakışı oynanışa sahip. Hack’n Slash türünün son yıllardaki en iyi temsilcilerinden biri olan Hotline Miami, içerdiği şiddet düzeyi nedeniyle epey eleştiri almış olsa da, hem bilgisayarı çok iyi olmayan oyuncuları hem de eski oyunları özleyenleri uzun süre bilgisayar başına çivileyecek kadar iyi bir oyun.