Oyun dünyasında farklı yapımlar çoğu zaman bu endüstrinin daha da ileri gitmesi için ışık tutan birer dev fener haline gelmesini sağlıyor. Bu yapımlardan biri olarak bence Deathloop çoğumuzun oyunlara bakış açısından ve beklentilerinden daha fazlasını sunabileceği konusunda önemli bir noktaya kendini bırakıyor.
Deathloop sizi ilk saniyesinden itibaren ilk defa gördüğünüz ve her defasında da illaki şaşırdığınız bir döngünün parçası haline getiriyor. Yaşamla ölüm arasındaki bağın beyinsel olarak kopmadığı ve sizin olan biteni hatırladığınız bir döngü düşünün. Her ölüm size yeni bir bilgi olarak geri dönüyor ve yeniden denemeye hırslandığınız bir sürecin parçası haline geliyorsunuz. Kendinizi tanımanız, etrafı öğrenmeniz, silahları tanımanız, düşmanları fark etmeniz derken garip bir deneyimde olduğunuzu ve bu durumu sevmeye başladığınızı hissetmeniz de olası.
Hikayenin neden böyle olduğu kısmını size bırakıyorum. Öğrenecek, okuyacak ve dinleyecek çok şey var ve bunu söylersem zaten bu deneyimin bir keyfi kalmaz. Adanın merkezinde bu döngüyü oluşturan cihaz ile birlikte olaylar örgüsünü adım adım çözeceğiniz gerçekten benzersiz bir süreç sizi bekliyor. Ara sinematikler dahil okuduğunuz ve gördüğünüz her yeni içerik size bir şeyler katıyor ve ilk etapta bunun farkında olamıyorsunuz. Bir kere daha ölünce kafanıza dank ediyor ve gülümsüyorsunuz. Ölesiye merak etmeye ve daha da fazla etrafı kurcalamaya başlıyorsunuz.
Çoğu oyunun veremediği bu karıştırma ve öğrenme hissiyatı oyuna muazzam derecede yedirilmiş. Bu merak olayları arasında bir gün döngüsü içinde adadaki 8 hedefimizi ortadan kaldırmamız isteniyor. Başaramazsanız ne olacağını az çok biliyorsunuz sanırım, döngü sıfırlanıyor. Gerçekten çok acımasız bir durum.
Gün dönümü olayını haritada farklı bölgelerde günün farklı saatlerinde oynayabilme ve o saatlerde gerçekleştireceğiniz aksiyonlarında öteki aşamalarda bazı şeylerin kaderini etkilediği durumlar ortaya çıkartmışlar. NPC olarak bir işle uğraşan birini sabah öldürmediğinizde akşam o işi bitirdiğini görebilirsiniz. Ya da öldürürseniz akşam hala o işin yarım kaldığını da görebilirsiniz.
Etrafın değişimi size bağlı olmasa bile öğrendikleriniz sizinle kalıyor. Bu da gidişat konusunda çizdiğiniz başarılı adımları kalıtsallaştırmanızı sağlıyor.
Yetenekleriniz ve silahlarınız ile birlikte rakiplerinizi hızla ortadan kaldırabileceğiniz çeşitli kombinasyonlara da sahip oluyorsunuz. Rakiplerinin zekası sizi hiç zorlamayacaktır fakat sayıca üstün oldukları bazı noktalarda sizi biraz yorabilirler. Silah ve yetenekle birleşen çevresel tasarımlar ve grafikler oyunun kendi büyüsüne kapılmanızı kolaylaştırıyor. Günümüz yapımlarının gerçekçi çizgisinden bir tık uzakta bir yapım olan Deathloop görsel açıdan kendi limitlerini zorluyor.
Oynanış ise bilindik FPS türüne hakim herkes için kolayca ilerlenebilir bir yapıda. Grafiklerin bir tık farklı olması ilk başlarda oynanışa negatif bir etki yüklerken, ilerleyen aşamalarda algınızın oturması ile birlikte bu döngünün bir parçası olmayı yadırgamıyorsunuz.
Grafiklerin etkisini harita ve çevre tasarımlarının güzelliği ile perçinliyoruz. Son zamanlarda gördüğüm en güzel dizaynlardan biri bu oyunda karşımıza çıkıyor. O kadar güzel ki, binaların tepesine çıkıp etrafı izlemek, detaylarda boğulmak ve NPC’lerin kendi hayatlarında neler yaptığını izlerken kendinizi bulabilirsiniz.
Özgünlük ve deneyim açısından kabının dışına taşan, zincirlerini kırarak oyun dünyasında tadı damakta bırakan bir yapım olarak niteleyeceğim Deathloop çoğu oyuncuya hitap etmese bile gelecekte yeni deneyimleri harekete geçirecek bir kalitede.