Yapay zekânın kısa sürede ne kadar yol kat ettiğini hepimiz biliyoruz. Kimilerine göre insan eliyle geliştirilen bu suni “şey” çoktan bilinç kazandı. Hatta bilinç kazanmakla kalmayıp insanlık için tehdit haline gelmeye başladı. Bilim kurgunun temel tartışma konularından biri olan makineleşme ve insanlığı karşı karşıya getiren teknolojik gelişmeler, tarihimiz ve belki de neslimiz için yeni bir sayfanın açılmasını sağladı. Buna göre, gelecek yıllar içerisinde yapay zekânın altında ezilmememiz için kendimizi geliştirmemiz gerekecek. Gelişim derken de vücudumuza eklenecek takviye donanım parçalarından bahsediyoruz. İlk duyduğunuzda şaka gibi gelse de sektör devlerine göre yapay zekâ ile ortak bir yaşam sürmek istiyorsak tek (ve son) şansımız bu…
Önce iyi haberlerden başlayalım. Yazıda okuyacaklarınızın gerçek olması için öngörülere göre en az on yıl geçmesi gerekiyor. Kötü haber ise yirmi-otuz yıl içerisinde “cyborg” benzeri bir canlıya dönüşebiliriz. Nasıl mı? Buyurun okuyun…
Simbiyotik Yaşam
Microsoft, Google gibi büyük firmaların insan beynini elektronik parçalarla zenginleştirmek için araştırmalar yapıyor. Ancak en önemli gelişme kısa bir süre önce çağımızın dahisi Elon Musk’tan geldi. Musk kurduğu yeni bir şirket ile insan beynini makinelerle birleştirecek bir projeye start verdi. Neuralink ismi verilen bu teknoloji, telefon, tablet, bilgisayar gibi her türlü aracıyı ortadan kaldırıyor ve bizi sunucu ile bütünleştiriyor. Kimilerine göre telefonların da uzun dönemde yerini alması öngörülen Neuralink, bilişsel özelliklerimizi de zenginleştirecek. Bu sayede bir kitap sayfasına baktığımız anda onu hafızamıza alabilecek ya da gördüğümüz her anı, fotoğraf veya video şeklinde depolayabileceğiz. Projenin diğer hedefi ise epilepsi, alzheimer, depresyon gibi beyin kaynaklı hastalıkların önüne geçebilmek ve yaşam kalitesini yükseltmek. Çok daha hızlı hesap yapabilen, sağlıklı ve çevrimiçi süper insanlar Musk’un rüyalarından biri.
Benzer bir teknoloji üzerinde çalışan firmalardan biri de Facebook. Musk’ın projesi kadar iddialı olmasa da Facebook da beyne takılacak bir devre aracılığıyla makinelerle iletişimi sağlamak istiyor. Facebook projesinde aslında bilgisayara uzaktan bağlanmak amaçlanıyor. Yani projeyi bir nevi beynimizi kablosuz olarak modeme bağlamak olarak özetleyebiliriz.
Sony’den Akıllı Lens
Vücudumuzu daha etkin kılmak için sadece beynimize parçalar takmakla yetinmeyeceğiz. Hatta bundan çok daha kısa bir süre önce gözlerimizde akıllı lensler kullanmaya başlayacağız. Teknoloji devi Sony’nin geçen sene aldığı bir patent ve sürdürdüğü çalışmalar ışığında, yakında her şeyi kaydedecek bir lens kullanmaya başlayabiliriz. İddialar gerçek ise kasıtlı bir göz kırpmayla video veya fotoğraf kaydına başlamak mümkün. Gözünüzü kırpmadan tek bir noktaya baktığınızda ise dijital ve optik zoom ile uzaktaki görüntüler büyütülerek gözünüze yansıtılabilecek. Artırılmış gerçeklik ile zenginleştirilen lens, bize karşımızdaki kişinin sosyal medya bilgilerinden derlediği verileri aktarabilir ya da navigasyon cihazı olarak işimize yarayabilir. Bu baki alanda Sony’nin tek başına olmadığını belirtelim. Birkaç sene önce benzer işlevsellik ile büyük bir rüzgâr yakalamak isteyen Google da ticari olarak başarı sağlayamadığı Google Glass’ı küçültüp lens formatına çevirmeye kararlı. Konuyla ilgili çalışan bir başka firma ise Innovega. Amerika tabanlı firma, iOptik isimli gözlükle Google Glass’ın daha iyisini yapmaya kararlı. İlgili videoyu aşağıda izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?time_continue=149&v=DF7OvoHzL8I
Tamamen çevrimiçi olan ve birbiriyle senkronize şekilde işleyen elektronik aygıtlardan oluşan vücudumuz, yakın gelecekte yeni bir sorunun doğmasına neden olacak. Tüm bu gelişmeler insanlığı iyiye doğru götürmeyi başarabilecek mi? Kimlik ve kişiliğimize dair her türlü detay bulut sunucularda yedeklenirken yeni oluşacak sosyal formları sindirmeyi başarabilecek miyiz? Etik değerler ve alışkanlıklarımız evrim sürecimizde hiç olmadığı kadar tehlike altında olabilir mi? Soruların cevabına kendimizi hazırlamalıyız çünkü yeni bir evrimi kendi evimize yani bedenimize davet eden bizlerden başkası değil.