Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    HaberlerOyunAssassin’s Creed Valhalla: Dawn of Ragnarök İnceleme

    Assassin’s Creed Valhalla: Dawn of Ragnarök İnceleme

    Ünlü oyun serisi Assassin’s Creed’in son büyük oyunu Valhalla çıktığı günden beri oyun dünyasında adından söz ettirmeye devam ediyor. Assassin’s Creed Valhalla’nın üçüncü ve son DLC paketi Dawn of Ragnarök oyuncularla buluştu. Dawn of Ragnarök bize neler sunmuş gelin birlikte bakalım.

    Dawn of Ragnarök DLC paketinin baş kahramanı Odin. Mitolojiden tanıdığımız ünlü ismin Valhalla içerisinde yer alan anılarını deneyimlemek için yerimizi alıyoruz. Bu deneyim için oyunun başlarında adım attığımız ana şehrimizden bir meditasyon ile erişim sağlayabiliyoruz.

    Konunun başlangıç noktası Odin’in oğlu Baldr esir alınmıştır ve bu noktada Odin olarak konuya dahil oluyor, Surtr’ün hain planlarını da ortay çıkartmaya çalışıyoruz.

    Dawn of Ragnarök oynanış olarak önceki AC yapımlarından biraz farklı mekanikler sunuyor. Artık hikayenin gidişatı ile elde edeceğimiz ve üzerimizde bulunacak bir bileklik ile 5 farklı türdeki yaratığın özünü emerek onların güçlerine sahip olabiliyor ve bunu yararımıza kullanabiliyoruz.

    • Power of Muspelheim ile Muspel devlerini alt ettiğimizde bir ateş kütlesine dönüşebiliyoruz. Böylece lavlar dahil etrafta Muspel gibi gezebiliyoruz.
    • Power of the Raven ile beyaz bir kuzguna dönüşüp hem uzun mesafeleri hızlıca alabiliyor hem haritada enine, boyuna ve dikine hareket edebiliyorsunuz.
    • Power of Winter ile Jotun devlerinden kendimize buz hasarı verebilme gücünü kazanabiliyoruz.
    • Power of Rebirth ile öldürdüğünüz düşmanları kendi saflarınıza katabiliyor ve daha güçlü çatışmalara katılabiliyorsunuz.
    • Power of Jotunheim ile de bir Jotun devi haline dönüşüp bazı noktalara ok vasıtası ile ışınlanabiliyoruz.

     

    Dawn of Ragnarök oynaması müthiş keyifli görsel bir anlatım diline sahip. Odin’in macerasına adım attığınızda etrafın farklılığı, uçan yanardağ parçaları gibi şeyler dikkatinizi çekecektir. Burada yer alan közler, elde edeceğiniz düşmanın özünü size kazandıran bilekliğin güçlendirilmesinde kullanılıyor ve oyun içerisinde sık sık bunları toplamak gibi aksiyonlarda da bulunabilceksiniz.

    Dawn of Ragnarok’a başlamadan önce diğer DLC’leri ve ana oyunu tamamladıysanız oldukça güçlü bir şekilde olaya dahil olabiliyorsunuz. Artık son DLC olduğundan dolayı orada geçen aksiyonlar da serüvende buraya kadar gördüklerinizden daha sert ve acımasız.

    Dawn of Ragnarök serüveni ana hikayenin akışı kadar bölgeye dağılmış ve sizin daha da güçlenmenize, Valhalla miti içinde daha önce de gördüğümüz efsanevi tarzda silahların kullanılabildiği fırsatları da beraberinde getiriyor. Token of Kara kazanarak ve bunları harcayacağımız görevler sonrasında efsanevi silahlar elde edebiliyoruz. DLC’nin zorluğunu düşündüğümüzde işlerin daha kolaylaşması için bu tarz aktivitelerde bolca zaman geçirip iyice güçlenerek daha rahat ilerlemeniz sağlanabiliyor.

    Her AC DLC’si bugüne kadar hikayesinin getirdikleri ile birlikte yeni silahları, zırhları ve aksiyonları serüvenimize dahil etti. Burada da Atgeir isimli bir büyük Polearm benzeri silahımız var. Bir miktar kullanımının ağır olduğunu ve gidişata göre sizi yavaşlatabileceğini söyleyebiliriz. Farklı eklenen yeni silahlar ve zırhlarla bolca değişik görüntü bizlere sunulmuş. Bunları elde etmek için yine harita üzerinde basılmadık yer bırakmamak en önemli motivasyonunuz oluyor.

    Bir DLC olduğu için çok büyük beklentilerimin olmadığı lakin Odin’in serüveni, kuzguna dönüşebilmek ve diğer farklı mekanikleri oyun anlayışımız içerisine eklediği için bu DLC’ye oldukça pozitif bir şekilde yazımı burada sonlandırıyorum. Umarım önümüzdeki dönem AC serisinin devamında aynı burada olduğu gibi değişik ve güzel fikirleri hayatımıza katarlar.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN