En son ne zaman elinize gerçek bir fotoğraf filmi aldınız? Telefonunuzdaki yüzlerce fotoğrafı eski albümlerinize değişir miydiniz? İşte bu temel iki soruya verdiğiniz cevaba göre ilginizi çok çekebilecek bir eğilime ışık tutalım istedik bu hafta. Dijital dünya fotoğrafın ruhuna belki çok şey katıyor ama fotoğrafın kökleri yani film oldukça geri plana kalıyor. Işık ve film arasındaki tekrarlanması mümkün olmayan kimyasal olaylar bugün tekrar popüler hale geldi. Tam olarak kast ettiğimiz şey şu. Film kullanan bir fotoğraf makinesinden çıkan fotoğrafların tadını arıyoruz. Kimine göre retro kimine göre analog o havayı yakalamak için çeşitli programlar kullanılsa da iş donanıma geldiğinde Fuji çok başarılı iki model ile karşımıza çıkıyor. Bu arada bir bilgi verelim. Anında baskı alabileceğimiz ilk Polaroid film, 1943 yılında Edwin Herbert Land tarafından icat edildi. Fotoğrafla uğraşırken üç yaşındaki çocuğunun “Neden hemen görüntü alamıyoruz ki?” şeklindeki sitemi üzerine beyninde ışıklar yanan mucit Edwin Herbert Land o yıllarda bu maceranın ilk adımını atıyor. Günümüzde Polaroid makinelerin yenisi üretilmiyor ancak mevcut makineler için The Impossible Project (www.the-impossible-project.com) film üretmeye devam ediyor. Yeni makine almak ve daha kolay şekilde filmlere ulaşmak isteyenler de ülkemizde de satışı bulunan Fuji’nin yeni modelleriyle tanışabilirler. Şimdi bu modellere bakalım.
Instax Wide 300
Oldukça büyük bir fotoğraf makinesi olan Instax Wide 300’ü elinizde tuttuğunuzda etrafınızdakilere tam bir Geleceğe Dönüş sahnesi yaşatıyorsunuz. Dört adet kalem pille çalışan Wide 300 612 gram ağırlığında ve 86mm x 108mm boyutlarında fotoğraf baskısı verebiliyor. 40 cm’e kadar yakın çekim ve selfie / özçekim için de Instax Wide 300 tercih edilebilir. Bir önceki 210 modeline göre tripod girişi bulunan 300’de grup çekimlerini daha rahat yapabiliyorsunuz.
Instax Mini 90 Neo Classic
Bir diğer yeni ürün de Mini 90 Neo Classic. Ayarlanabilir flaş ışığı, bulp modu ve çift pozlama, hem arkaplanı hem de öndeki nesneleri aydınlık çekebilen parti modu desteğiyle geliyor. Bu güzel özelliklerinin dışında Mini isminden de anlaşılabileceği gibi 62mm x 46mm film boyutlarını destekliyor. Bu da küçük olsa da eğlenceli kullanımlar için tercih ediliyor.
Neden Analog?
Gelelim bu tarz bir makine ile çekim yapmaya. Vizör ve objektif arasında bir fark olduğu için baktığınız ve çekilen fotoğraf birbirini %100 tutmuyor. Bir süre alışmanız gerekiyor. Onun için de beğendiğiniz kadrajı gözünüzde ayarladıktan sonra %10 kadar sola ve biraz da aşağı indirmeniz gerekiyor. Bu talimatlar sizi korkutmasın, zamanla gözünüz ve eliniz alışıyor. İşin maliyet kısmına geldiğimizde filmlerin tanesi ortalama bir, bir buçuk dolara geliyor. Ucuz değil ama objektifin değişmemesi, filmlerin sınırlı oluşu size fotoğraf açısından bir bakış açısı katıyor. Bazen imkanların kısıtlı olması yaratıcılığı kamçılar, basçek fotoğraflar da bunun bir göstergesi. Günün sonunda onlu paketler halinde satılan filmlerden belki bir ya da iki tanesi gerçek anlamda kalıcı oluyor ama o fotoğraflar da büyüleyici güzelliğiyle göz kamaştırıyor.
Akıllı Telefonlara Film Çıktısı!
Son olarak Fuji’nin dijital dünyaya sırtını dönmediğini başarılı aynasız makinelerinden biliyoruz. Buna ek olarak geliştirdikleri Instax Share de analog ile tanışmak isteyenler için geliştirilmiş. Akıllı telefonla kablosuz bağlantı kuran bu ürün Mini boyutunda çıktı almanıza yarıyor. Fotoğraf çıktısına göre daha gerçekçi fotoğraf havası veren bu ürün cep telefonu kullanma alışkanlığını bırakmadan analog keyfi sürmek isteyenlere hitap ediyor.
Batum gezisi sırasında çekmiş olduğum Wide fotoğrafları paylaşarak yazımı noktalıyorum. Filmler taranıp orijinaline sadık olarak işlemden geçirildi.
