Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Dijital KültürAnalogdan dijitale değişmeyen tek eğlence

    Analogdan dijitale değişmeyen tek eğlence

    Old radio on wooden table outdoorsBugünlerde eski şaşalı günlerinden uzaklaşarak çoğumuzun hayatında akıllı telefonlarımızdaki bir uygulama ikonu kadar yer kaplayan radyo yüzyılı aşkın bir süredir yaşayan bir medya aracı. Özellikle TV’den önceki dönemlerin en yaygın ve etkili iletişim aracı olan radyonun icat hikayesi ise biraz karışık. 1800’lü yıllarda Nikola Tesla radyo ile ilgili insanların ilgisini çekecek bazı geliştirmeler yapmış. Hatta 1893 yılında St. Louis, Missouri’deki bir konferansında fikirlerini paylaşmış. Sadece Tesla değil o dönemde benzer teknolojiler üzerinde çalışan Olive Lodge gibi birçok bilim adamı bu alanda çalışmalar yapıp, radyoyu kendilerinin icat ettiklerini iddia etseler de İtalyan mucit Marconi 1898 yılında ilgili teknolojinin patentini alarak radyonun mucidi olarak kayıtlara geçmiştir. Bir başka kaynağa göre ise Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov anlaşılabilen ilk radyo dalgalarını iletmeyi başarmış ancak bu icadı için patent almamıştır.
    marconi
    Dönem için çok heyecan verici bu fikrin resmiyete dökülmüş olmasına rağmen insanlığın istenilen teknolojiyi mümkün kılan gerçek cihazlara kavuşması için 1900’lerin başına kadar beklemesi gerekti. Bu tarihe kadar radyo teknolojisi yalnızca acil durumlarda iletişim amaçlı kullanımla sınırlı kaldı. 1907 yılında ise ilk transatlantik radyo servisi kuruldu. Bununla birlikte radyo teknolojisi ilgili mühendis ve yatırımcıların dikkatini çekmeye başladı.

    1919’da radyo üzerinden ilk kez insan sesi iletildi

    Pek çok önemli bilim adamının yaptığı çalışmalara rağmen radyo istasyonlarının tüm dünyada yaygınlaşması çok da eski sayılmaz. Amerika’daki ilk radyo istasyonu hakkında bir birçok şehir efsanesi vardır. Kimi kaynaklara göre Kaliforniya’da yer alan Columbia Broadcasting System şirketine ait KCBS ilk radyo istasyonu olarak bilinmesine rağmen bir başka kaynağa göre ülkedeki ilk radyo istasyonları Stockton’daki KWG ve Los Angeles’teki KNX’tir. Ayrıca yine aynı zamanlarda düzenli radyo programlama ve diğer hizmetleri üreten farklı firmalar da okuduğumuz kaynaklarda karşımıza çıkıyor. 1919 yılında Wisconsin-Madison Üniversitesi radyo istasyonu ilk defa insan sesinin dalgaları kullanarak iletilmesini sağlamıştır. Bu tarih radyonun müzik dinlemek için kullanılmaya başlanmasından iki yıl öncesidir.
    radyolar
    AM frekansıyla başlayan radyonun altın çağı

    Radyo frekanslarının ilk kullanımı ise 1906 yılında I. Dünya savaşı sırasında kullanılan AM(Amplitude Modulation- genlik modülasyonu) frekansıdır. AM frekansı bundan sonraki 30 yıl boyunca popülerliğini korumuştur. Sıklıkla radyonun altın çağı olarak adlandırılan bu dönem boyunca radyo istasyonları çok sayıda eğlence programı ürettiler. Müziğin yanı sıra Amos ‘n’ Andy ve Superman gibi çeşitli programlar da yayınlandı. Radyolar ayrıca günlük haberlerin paylaşımı için de önemli bir kanal haline geldi.

    1940’lı yıllarda ise araştırmacılar AM frekansına alternatif olarak FM(frequency Modulation-frekans modülasyonu) frekansını geliştirmeye başladı. FM, AM’e göre kısa zamanda daha popüler oldu çünkü herhangi bir frekans üzerinden iletilebiliyordu. Geliştirilmesinin asıl amacı klasik müzik severler ve eğitim olsa da, FM yöntemi 1960’larda rock müziğin favorisi oldu.

    Dijital analoğa göre üstün, çünkü daha fazla istasyon sağlıyor

    Digital Audio Broadcasting (DAB) standardının 80’li yıllarda Almananya’da bir araştırma merkezinde bir proje üzerinde çalışan bilim adamları tarafından geliştirildiğini duymak size şaşırtıcı gelebilir. Bu yöntemde dijital alıcılarla çalışan dijital iletim sıkıştırılmış sesi toplayarak radyo dalgalarına iletiliyordu. İlk dijital ses yayınını başlatan ülke ise 90’lı yılların ortalarında Norveç oldu. İngiliz BBC, Norveç’i takip etti ve 10 yıl içinde dünyada oldukça popüler hale geldi. Dijitalin analoğa göre üstün ve sebeple de hızla popülerleşmesini sağlayan yanı FM’e göre daha fazla spektruma sahip olması, bu da daha fazla istasyon anlamına geliyor.
    Podcasting

    Norveç radyo konusunda her dönemde öncü

    90’ların gelmesiyle internetin hayatımıza girişi ve eğlence tüketimindeki seçeneklerin giderek artması ile birlikte medya sektöründe adım adım geri plana itilen radyo, son dönemde ise yine internetle birlikte silkinerek kendine geldi diyebiliriz. Çünkü dijitalleşen tüm tüketim alışkanlıklarımız gibi radyo dinleme alışkanlıklarımızın da internete kayması, dinleyiciler için içeriğin sınırsızlaşması diğer yandan radyo yayıncılığının da giderek kolaylaşması anlamına geliyordu. Amerikalı teknoloji uzmanı Carl Malamud internet radyoya öncülük etmiş ve 1993 yılında “Internet Talk Radio”yu başlatmıştır. Akabinde hızla yaygınlaşan bu trendi fırsat olarak gören bazı ülkeler radyo yayıncılığının dijitalleşmesi yönünde büyük adımlar atmaya başladılar bile. Geçtiğimiz aylarda Norveç Kültür Bakanlığı bir açıklama yaparak 2017 yılında FM radyo yayınlarına tümüyle son verileceğini ve sadece internetten radyo yayını yapılacağını duyurdu. Bu geçişle birlikte Digital Audio Broadcasting (DAB) Norveçli dinleyicilere FM radyodan daha yüksek ses ve yayın kalitesinde çok daha çeşitli içerik sağlayacak. DAB şu anda Norveç’te 22 radyo kanalı barındırıyor ve eski FM radyoların bir kısmının DAB bünyesinde dijital yayına geçmesi söz konusu. Norveç’teki bu gelişmenin zaman içerisinde birçok ülkede yaşanacağı kesin. Spotify, Netflix, Hulu gibi hizmetler yaygınlaştıkça ülkeler radyo yayınlarını 1993’ten beri hayatımızda olan FM radyolardan internete taşıyacaklar.

    Dijital radyo günleri

    İlk radyo yayınına bundan 88 yıl önce 6 Mayıs 1927 tarihinde İstanbul Sirkeci’deki Büyük Postane’nin stüdyoya dönüştürülen üst katından kulak veren Türk radyo dinleyicisi de radyolardaki bu dijitalleşme trendine ayak uyduruyor. Radyo dinleme alışkanlıklarımızın dijital dönüşümü üzerine URYAD(Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği)’ın Haziran 2015 tarihli güncel bir araştırması var. 16-54 yaş aralığındaki 500 internet kullanıcısıyla gerçekleştirilen bu araştırmaya göre Türkiye’de her 5 kişiden 3’ü radyo dinlerken; bütün zamanların eğlence ve iletişim aracı radyo her 2 haneden 1’inde karşımıza çıkıyor. Radyo dinleyenlerin yüzde 52’si bulunduğu ortamda çalan radyoyu dinliyor. Yani bireyler olarak kendimiz dinlemesek de evimizde, iş yerimizde, trafikte, alışveriş merkezlerinde, kahvelerde, her yerde radyo dinliyoruz. Üstelik diğer mecraları da radyo dinlemek için kullanıyoruz.
    Hipster blog smartphone
    Cepten radyo dinleme oranı yüzde 32

    Televizyondan radyo dinleme oranı yüzde 31 iken 18-24 yaş arası bireylerin cep telefonundan radyo dinleme oranı yüzde 32. İnternet kullanıcılarının yüzde 75’i internete bağlıyken aynı zamanda online olarak radyo da dinliyorlar. İnternet kullanırken radyo dinleyenlerin yüzde 59’u, radyoda duydukları reklamları, fırsatları, ilgi çekici konuları, o anda internette araştırıyorlar. Her 5 kişiden 2’si, radyoda duyduğu ve ilgisini çeken bir fırsatı, reklamı, konuyu ilk fırsatta internetten araştırıyor. Araştırmaya göre radyoda herhangi bir program takip edenlerin %30,3’ü sosyal medyada da takip ederken, herhangi bir programcı takip edenlerin ise %41,4’ü sosyal medyada da takip ediyorlar. En göze çarpan mecralar ise Facebook ve Twitter olarak gözlemleniyor.

    Yeni nesil radyo alışkanlığının odağında mobil var

    Dijitalleşen radyo kültürün odağında ise haliyle akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar var. Türkiye’de de birçok radyonun dijitalleşerek tüketicilerine mobil cihazlardan ulaşmaya gayret ettiği son dönemlerde hepimizin takip ettiği bazı global müzik servisleri radyo işinde de başı çekiyor. 75 milyonun üzerinde aktif kullanıcı ve 20 milyonun üzerinde ücretli aboneye sahip Spotify bu alanda zirvenin sahibi. Eylül 2013 itibariyle Türkiye pazarına giren uygulama Avrupa’nın ikinci en büyük dijital müzik ciro kaynağı. Kullanıcılarına müzik içeriklerini keşfetme, yönetme ve paylaşma fırsatı sunan uygulamanın radyo deneyimi de oldukça iyi. Ne dinleyeceğinize bir türlü karar veremediğiniz anlarda imdadınıza koşan Spotify uygulamasında radyoyu seçip “yeni istasyon oluştur”a tıklamanız yeterli oluyor. Beğendiğiniz bir sanatçı, albüm ya da çalma listesi seçiyorsunuz. Spotify tüm kataloğundaki benzer parçaları bulup, sizin için çalıyor.
    spotify
    Deezer ise Spotify’ın en iyi alternatifi niteliğinde bir uygulama. Üyelerine 35 milyonluk geniş müzik kataloğuna ek olarak 35 bin konuşmalı radyo programı ve podcast’e erişim imkanı sunan Deezer da Spotify gibi Türkiye pazarında yerini almış bir servis. Deezer’ın “çalma listesi radyosu” özelliği ise bence uygulamanın artılarından. Çalma listesi radyosu, kullanıcıların sevdikleri müzikleri dünyanın dört bir yanındaki uzman müzik editörlerinin önerileriyle harmanlıyor. Bu kategoride benim üç numaram Tuneln ise dünya çapında en çok tercih edilen uygulamalardan. Tuneln üzerinden özellikle yabancı birden çok radyoya ulaşabilir ve kendi tarzınıza uygun radyoyu bulabilirsiniz. İlla Türkiye’den de bir isim zikretmek gerekirse sunduğu envai çeşit müzikle Karnaval’ı tek geçerim.

    Dijital dönüşüm radyoculuk mesleğini nasıl etkiledi?

    Dijitalin radyo dinleyicisini, sektörü etkilemesi hikayesi deneyimlerimden yola çıkarak sizlere güle oynaya anlatabileceğim bir konu. Ama işin bir de radyo yayıncısına getirdikleri, götürdükleri var. Bu kazık bir soru aslında. Google da olsa her şeyin cevabını bilmiyor. Analogdan dijitale diye yola çıkıp okuyucuya büyük bir vaad vermişken, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyorum ve bu bölümde telefonla görüş hakkımı kullanmak istiyorum. Gazeteci ve radyocu arkadaşım meslektaşlarım içinde teknolojiden en iyi anlayan adamlardan biri olan Timur Akkurt’u arıyorum. “Timur, dijital sizin mesleğin icra şeklini, mutfağını nasıl değiştirdi abi?” Timur başlıyor anlatmaya:(Görsel temsili)
    Radio presenter in radio station on air
    “Dijitalleşmenin en büyük katkısı cızırtı, parazit artık yok. Başka bir taraftan baktığımızda bu eksi olarak da görülebilir. Parazitli de olsa bir şekilde dinlediğimiz bir radyo dijitalde ya vardır ya yoktur. Bence bir süre daha analog yayınlar sürmeli. Zaten ülkemizde de dijitalleşme adına gerekli alt yapı çalışmaları yapılmış değil. Zor para kazanılan bu sektörde üzerine bir de yatırım yapmak radyo sahiplerini iyice zora sokacağından bu yatırımlara bence bir süre daha yanaşmayacaklar.” Gönderme yaptığım yarışmadaki gibi zaman kısıtı da yok nasılsa, Timur yardırdıkça yardırıyor. “Radyonun içindeki dijitalleşme ise çok faydalı. Otomasyon sistemleri ve çalınacak müziklerin arşivlenmesi eskiye oranla işleri çok daha kolaylaştırdı ve maliyetleri de düşürdü. Neredeyse tüm radyolarda otomasyon sistemleri kullanılmaya başlandı. Uzaktan erişim sayesinde ofise bile gitmeden yayın akışına müdahale şansı olması bu sistemlerin rahatlıkla sevilmesine neden oldu.”

    Teknolojiyi alan, gelenekselden kopamayan radyo severler için

    Radyo kültürü bir yandan dijitalleşirken diğer yandan olaya daha romantik bakıp da evde dedesinden kalma nostaljik radyosunu henüz atmamış-üzerine bir de annesinin ördüğü danteli örtenlere diyecek lafım yok- olanlarınız vardır aranızda. Belki o radyo kadar ruhunuza iyi gelmeyecektir ama elbette sizin için de teknoloji dünyasının sunduğu alternatif ürünler var. Bu anlamda teknoloji üreticileri tüketicinin hem vazgeçemediği radyo içeriğini hem de eksik kalamadığı teknoloji arzusunu gidermek adına oldukça şık tasarımlara sahip cihazlar üretiyorlar. Evden araç içine kadar farklı cihazlarda fonksiyon olarak sunulan radyo, aldığımız alete göre esas işimizi görürken bir yandan da radyo dinleme ihtiyacımızı gideriyor. Bu kategoride alarmlı saatli radyolar, FM radyolu bluetooth speaker’lar, taşınabilir müzik setleri, araç içi oto teyp’leri henüz internet radyoya geçememiş daha geleneksel kullanıcılar için iyi seçenekler.
    Reaching For Alarm
    Akıllı telefonuyla uyanamayanlar için alarmlı saatli radyo

    Siz de akıllı telefonunuz yanı başınızda uyuyan ve alarm çalınca öteleye öteleye vaktinde uyanamayıp işe geç kalan biriyseniz alarm saatli bir radyo size hem vakit kazandıracak hem de sabahınıza keyif katacak. Ben Philips’in AJ3400/12 büyük ekranlı çift alarmlı saatli radyosunu kullanıyorum. 400 mW hoparlör gücüne sahip cihaz LED ekranı, sadece 0,33 kg ağırlığı ve şık tasarımı ile kullanışlı bir ürün. Alarmım çalıyor, uzanıp kapatırken, bazen uyku sersemi yanlışlıkla bazen farkında olarak radyoyu açıyorum, kahvemi yudumlarken sabah haberlerini eskilerin tabiriyle ajansı dinliyorum. Ürünün fiyatı da oldukça uygun. Aynı kategoride farklı fiyat seçeneklerinde Goldmaster’ın ve Sony’nin de ürünleri de var. Öte yandan FM radyolu bluetooth speaker da son dönemde bir çok kişide gördüğüm bir ürün. Bluetooth özelliği, hafifliği ve renk seçenekleri ile bence kullanışlı ve iş gören cihazlar. Özellikle sürekli değil de arada kullanacağınız yazlık gibi yerlerde ya da ofisinizde tercih edebileceğiniz bir ürün olabilir. Pembesinden moruna farklı renk seçenekleri kız arkadaşınıza hediye olarak alabileceğiniz iyi bir alternatif.
    Let the gps guide you

    Araç içinde radyo dinlemekten vazgeçemiyor musunuz?

    Yukarıda birbirinden çarpıcı sonuçlarını paylaştığım URYAD’ın araştırmasına göre radyoyu en fazla dinlediğimiz yerlerden bir diğeri araç içi. Otomobilinde en çok radyo dinleyen grup yüzde 43 gibi yüksek bir oranla AB grubu. Bu grubun nispeten daha yüksek gelir skalasına yönelik daha fonksiyonlu daha teknolojik ve giderek akıllanan otomobiller içerisinde asla sırıtmayacak ismi basit gibi gelse de on parmağında on marifet olan oto teypleri var. Şu hırsızların doksanlarda araçların etrafında gecenin bir yarısı kol gezdiği sadece kaset çalan zamazingolardan bahsetmiyorum. Bu kategoride bildiğiniz tüm dijital numaralardan anlayan çok marifetli ürünler var. Pioneer, Sony, Navitech gibi markaların bu segmentte çok başarılı ürünleri olsa da Kenwood’un bence kusursuz bir araç içi eğlence deneyimi vadeden cihazı Kenwood DNX5380M tavsiye etmek istediğim bir ürün. DVD , DivX , Mpeg 1/2 , VCD , Jpeg Oynatabilme, MP3 , Wma , AAC çalabilme özelliklerine sahip cihazın fiyatı biraz yüksek gelebilir. Ama değeceğine emin olabilirsiniz.

    Radyoyu sadece akıllı telefondan değil, bulunduğunuz ortama uygun cihazlardan hakkını vererek dinlemek isteyenlerdenseniz sizi MediaMarkt’ın ses sistemleri sayfalarında bir tura çıkartalım.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN