Bilgisayarımızın beyni olarak kabul ettiğimiz işlemciler kısa sürede büyük yol kat ettiler. Bunda değişen sektör ihtiyaçları kadar Intel ve AMD rekabetinin de payı büyük. İşlemci üretiminde yedinci nesle gelen AMD, neredeyse tüm stratejilerini baştan oluşturarak oyuna denge getirme ve pazar payını büyütmenin hedefinde. Bugüne kadar Intel’e karşı daha çok “muhalefet” olarak rota çizen AMD yeni vizyonuyla tahta geçebilecek mi? Tabii işlemci üreten bir teknoloji devi için öne geçmek, kullanıcıların yorumundan çok daha farklı anlamlar taşıyabiliyor.
Doğru Konumlandırma
Şunu kabul etmek gerekir ki artık Intel ve AMD’nin yeni rakipleri var. Tablet ve telefonların büyük ivme kazanmasıyla gelişen mobil pazarda Intel, Snapdragon ve hatta Nvidia gibi direkt rakiplere karşı savaş veriyor. AMD ise oyun konsollarında yerini sağlama alırken yatırım yaptığı dizüstü bilgisayar piyasasında tam olarak istediğini elde edemedi. Masaüstü bilgisayar pazarına geldiğimizde ise bundan belki beş-10 sene önce, ev sinema sistemleriyle kapışan uygun fiyatlı ve HD içerik oynatabilen küçük PC’lerin yerini stream, bulut hizmetleri, Netflix gibi dijital yayın hizmetleri alınca AMD’nin A7 ve A10 gibi işlemcileri doğal olarak önemini yitirdi. Biraz da AMD ve ATI birleşimiyle ortaya çıkan CPU ve GPU yani işlemci ve ekran kartını birleştiren FM2 mimarisi artık daralan bir sektöre hizmet ediyor ve geleceği meçhul.
Sanal Gerçeklik Başarının Anahtarı mı?
AMD yeni bir konumlandırmayla yeni bir başarı formülü geliştirmek istiyor. Bunu ilk denedikleri alan ekran kartı piyasası. AMD’nin ekran kartında direkt rakibi Nvidia. Nvidia yenilikçi teknolojilerle öne çıkarken AMD daha uygun fiyat politikasıyla rekabet ediyordu. Bu ayrım yeni nesil kartlarda iyice belirgin oldu. Nvidia’nın 1060, 1070 ve 1080 isimli yeni kartlarına karşın AMD, RX 480 ve RX 470 gibi ürünleri piyasaya sürdü. Ham güç açısından AMD daha altta kalsa da neredeyse üçte bir fiyatta olması AMD’ye büyük sempati kazandırdı. Ancak bir ürünü sadece ucuz diye konumlandırmak uzun vadede başarısızlığa yol açacağından AMD akıllı bir zar attı ve ekran kartlarını “Sanal gerçekliğe %100 hazır” olarak lanse etti. Tabii burada önemli bir bilinmeyen sanal gerçekliğin ne kadar tutacağı.
Zen’in Gücü
Ekran kartı cephesinden sonra AMD yeni açılımını işlemci alanında yapmaya hazırlanıyor. Uzun süredir eski bir mimariyle devam edip 9590 işlemcisiyle adeta kullanıcıları bilinmeze iten AMD nihayet 2016 yılında pes etmediğini gösteriyor. Zen’le birlikte artık AMD’nin fiyat politikası ve hedef kitlesi değişiyor. Ekran kartı piyasasında “ekonomik çözüm” olarak ilerleyen AMD, işlemci piyasasında artık bu şekilde ilerlemeyecek. Tamamen yüksek profilli kullanıcılara hitap edecek Zen işlemcilerin fiyatları da Intel seviyesinde olacak. AMD yaptığı sunumlarda Intel’in Intel Broadwell-E işlemcilerini geçtiğini ve AMD 9590’a göre %40 performans artışı olduğunu gösterdi. Tabii bu testler yüzde yüz geçerli ve güvenilir olmasa da Intel’in de 10 çekirdekli yeni Broadwell işlemcilerinin yolda olduğunu unutmamak gerek. Her ne olursa olsun Intel’le yapılan kıyaslama artık AMD’nin yeni işlemcisinin 1500 doların altında olmayacağını gösteriyor. Kısa vadede AMD’nin mobil pazarda bir hamlesi de planlanmıyor. Dolayısıyla yüksek fiyat ilk bakışta hardcore oyuncu kitlesine hitap ediyor gibi gözükse de bu kullanıcıların sayısı sanılanın aksine bir hayli az. Ayrıca alışkanlığını değiştirmeyi sevmeyen kitlenin Zen’e transferi çok bel bağlanabilen bir yatırım alanı değil. Bunun yerine AMD, Zen’in tampon bellek kısmında yaptığı gelişmelerle veritabanı ve iş istasyonu gibi sektörlerde yerini sağlama almak istediğini görüyoruz. AMD, konsol piyasasında olduğu gibi hazır müşteriye sürümden kazanmayı tercih ediyor. Aynı taktikle AMD sabit ve uzun süreli ilişki yaşayacağı bir pazar yaratmanın hedefinde. AMD’nin beklenen geri dönüşü Zen ailesi ve onun ilk üyesi Summit kod isimli 8 çekirdekli işlemci 2016’nın son çeyreğinde piyasada olacak. Değişimi beraber izleyeceğiz.