Yüzüklerin Efendisi hepimizin hayatında öyle ya da böyle bir şekilde yer etti. Fantastik yapısı, karakterlerin özgünlüğü, hikayenin yalın ve bir o kadar heyecan verisi olması gibi tatlı detayların birleşimi ile çoğumuzu cezbetti. Kitaplarından sinemaya, sinemadan oyun dünyasına adım atan her oyununda biraz daha heyecanlandık. Şimdi karşımızda The Lord of the Rings: Heroes of Middle-earth duruyor, gelin bakalım bu yapım bize neler sunuyor?
Oyun dünyası her geçen gün biraz daha güçlenip farklılaşıyor. Şu an cebimizde taşıdığımız telefonlar, kullandığımız tabletler dahi geçmişte kullandığımız PC’lerden ve bazı konsollardan daha iyi grafik işlem gücü sunmaktalar.
Bu detaylar yan yana geldikçe mobil oyunculuğun sınırları her geçen gün biraz daha genişliyor. Tabii bu genişlemede mobil oyunculuk anlayışında yeni denemeler, yeni kategoriler ve fundamental alışkanlık değişimleri de gerçekleşiyor.
The Lord of the Rings gibi RPG öğelerinin bol olduğu bir oyunu, bu öğeleri koruyarak mobil dünyaya taşımaya çalışmak bir noktadan sonra yürek isteyen bir deneme aslında. Daha önce farklı oyunlarda karşımıza çıkan bazı fikirlerin güzel bir derlemesi olarak bütün bu ince detayları The Lord of the Rings: Heroes of Middle-earth adı altında toplanıp bizlere sunulmuş.
Oyunumuz klasik bir iyi kahramanlar ve kötü adamlar konsepti üzerinden yürüyor. Orta Dünya konsepti içinde birbirinden siyah ve beyaz gibi ayrılan bu karakterlerin oluşturduğu Light ve Shadow tarafları üzerinden karakter ağacımız ilerliyor. Bu karakterler elbette LotR evreninde karşımıza çıkan iyi ve kötü karakterler. Benzer oyunlarda olduğu gibi yakın dövüş karakterleri, uzaktan saldıranlar, iyileştiriciler ve büyücüler gibi farklı tarzda karakterler var. Siz bu karakterler ile en iyi ve dengeli grubunuzu kurup harita üzerinde ilerlemeye başlıyorsunuz.
İlerledikçe karakterler seviye atlıyor, siz genel olarak seviye atlıyorsunuz, karakterlere eşyalar düşüyor ve bunları yükselterek savaş gücünüzü artırıyorsunuz.
Oyunun ilk 10 görevi sizi genel akışa alıştırıyor diyebiliriz. Yeni karakterler açıyor, takım dengesini anlıyor, yetenekler ve işleyişi çözüyorsunuz. 10. Seviye ile birlikte Guild bölümü açılıyor. Oyuncu hesao seviyenizin 12’ye gelmesi ve Light görev serisinde 3-1’e ulaşmanızla birlikte Shadow tarafının oynanışına ve karakterlerine de ulaşabiliyorsunuz. Benzer yapıda ilerleyen Star Wars ve Marvel için kahraman toplayarak ilerlediğimiz oyunlara benzer nitelikte bir akışa sahip olan The Lord of the Rings: Heroes of Middle-earth detaylı bir oynanış yapısına sahip.
Harita ve bölümler üzerinde ilerlerken Quest ve Objective bazlı özel talepleri de karşılayarak ayrıca puanlar kazanabiliyoruz. Hem kahraman hem de hesabınıza ait deneyim puanlarını bu şekilde artırmanız olası.
Oynanış şekli yukarıda da dediğim gibi benzer mobil oyunlardan ilham alıyor. Aslında bizim gibi eski oyuncular için “Heroes 3 gibi ama ekranda yer değiştirmiyorsunuz” demem yeterli aslında. Bu tarz yapımları bu yüzünden seviyorum. Oyunda karakter bazlı çoğu şey yükseltilebiliyor. Eşyalar, kahramanların kendileri, yetenekler. Böylece daha fazla oynanabilirlik alanı oluşturuluyor.
Görevleri otomatik savaşa verip geçmenin de ötesinde arkaplanda bir hikaye akışı var. Ara ekranlar ve sunulanlarla birlikte basit bir zaman geçirme oyunundan çok daha fazlası ortaya çıkıyor. 14. Seviyede açılan Adventures ve 20. Seviyede açılan Arena ile rekabetin dozajı da kızışıyor.
Karakterlerinizi geliştirmek için hiç para vermeden de ilerleyeceğiniz gibi parayla store’dan çeşitli şeyler de satın alabiliyorsunuz. Hero chest için Shard’lar alabileceğiniz gibi ekibinize katılmasını istediğiniz kahramanlar için arama da yapabiliyorsunuz.
Grafiksel açıdan baktığımızda bence çok daha iyi olabilirmiş The Lord of the Rings: Heroes of Middle-earth. Çocuksu grafikler ile biraz daha farklı bir çizgi izlenmek istenmiş. Detaydan uzak, olabildiğince yalın bir tarzı var. Yalınlık isterken görsel detay seviyesini de aşağılarda tutmak bence yakışmamış. Menülerin ve arayüzlerin tasarımları oldukça güzelken oyunun karakter motoru ve alan tasarımlarının detay seviyeleri tablette gözüme battı açıkçası. 256 GB’lık 9. Nesil 10.2 inç’lik iPad’imde sorunsuz yağ gibi aktı oyun. Telefonda denesem belki bu grafikler ekranın küçük olmasından dolayı biraz daha iyi gelebilirdi belki gözüme.
Sesler ve atmosfer açısından baktığımızda klasik bir mobil oyundan çok fazlası değil ve grafikleri tamamlayacak şekilde oluşturulmuş. Ne rahatsızlık yaratıyor ne de bizi aşırı derecede gaza getiriyor. Seslerin açık ya da kapalı olmasının efektif bir fakını bile görmedim diyebilirim. Menü müziklerinin epiklik seviyesi güzel ama, onu demeden geçemeyeceğim.
Elinizin altında Yüzüklerin Efendisine dair bir meşgale olsun, arada açayım hikayeye bakayım, iki karakter kasayım diye düşünüyorsanız bu oyun tam size göre. Çok bir şey beklemeden oynadığınızda tatlı bir keyif verecek cinsten.