Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir terim “giyilebilir teknoloji”. Bunu duyduğumuz anda gözümüzün önüne lazerli, mikro çipli, gelişmiş teknolojik aygıtlar geliyor. Oysaki giydiğimiz kıyafetlerin içinde de teknolojiden büyük oranda yararlanıldığını çoğu zaman unutuyoruz. Giyilebilir teknoloji akıllı saat gibi kolumuza taktığımız cihazlar kadar halihazırda üzerimize giydiğimiz tekstil ürünlerini de kapsayan çok daha geniş bir konu aslında.
Teknolojinin tekstil dünyasını nasıl değiştirdiğini görmek için on sene önce üretilmiş mont ve kabanlara bakmanız yeterli. Eskiden birkaç kilo ağırlığında olan bu ürünler günümüzde gramlarla ölçülüyor. Giysilerin bu radikal gelişiminde dolaylı ve direkt katkısı olan kurum ise hiç şüphesiz NASA. Uzay araştırmaları kapsamında astronotların ekstrem koşullarda daha güvende olmasını sağlamak için giysi teknolojileri sürekli olarak geliştiriliyor. Yeni uygulama alanlarından biri de Nanoseramik Filtre. Nanofiberlerden oluşan bu özellik, kumaşı bir saç telinin 250000’de biri inceliğine getiriyor. Bu ince ve iç içe geçmiş yapı, bakteri oluşumunu engelleyip ısı değişimlerine karşı astronotlara ek koruma sağlıyor.
Yukarıdaki örnek biraz uç olabilir. Doğal olarak satın alacağımız giysinin havalı olması için uzaya çıkacak kadar sabırlı değiliz. Hanesbrands isimli firma Aerogel ismini verdiği yeni bir jel yapısını giysilerinde kullanarak dağcıları gözü kapalı şekilde Everest’e göndermeyi başardı. Havanın %90’ı yoğunluğunda olan Aerogel’den üretilen giyse sadece 3 milimetre kalınlığında. Yani kelimenin gerçek anlamıyla neredeyse sadece hava giyiyorsunuz! Benzer bir yenilik de Token Hu markasından geldi. Onlar da kağıt inceliğinde bir ayakkabı yaptı. Ancak ayakkabıyı kesmek ya da delmek için bir tanka ihtiyacınız olabilir! Light Wing ismindeki bu ayakkabılar 70 dolara satılıyor. Kağıt inceliğinde olduğu için üzerine istediğiniz deseni çizebiliyorsunuz. Kullanılan malzeme duvar mantolama sistemlerinden, uçak yapımına kadar farklı uygulama alanlarına sahip. İleride gerçek bir Süper Kahraman göreceksek, sanırız kostümü çelik zırh yerine bu tarz ince bir dokudan oluşacak.
Piyasada karşımıza çıkan ve son yıllarda esnek kullanımı ve tasarımlarıyla beğeni toplayan outdoor ürünleri de teknolojiden faydalanıyor. The North Face’in popüler ürünü Thermoball “Her yerde tek bir ceket yeterli” sloganı ile satılıyor. Ürünün sentetik malzemesi sıcaklık, çok yönlülük ve sıkıştırılabilirlik kombinasyonu yönünden zirve niteliğinde. Sentetik malzeme ısı küçük ceplere hapsediliyor ve ortaya 600 kaz tüyüne eşit sıcaklık çıkıyor. Canlı ve çarpıcı renklerle sadece outdoor değil moda düşkünlerini de kalbinden vuran bir ürün Thermoball.
Son olarak The North Face’in 60. yılını kutlayan Red Dot ödülünü kazanan Fuse Form teknolojisine bakalım. Bir dağ ceketi olarak tasarlanan Fuse Form ebat olarak hayli mütevazı fakat işlevsel olarak rakipsiz. Patentli HyVent Alfa kumaş kullanılarak geliştirilen Fuse Form daha hafif, daha sağlam olmayı başarıyor. Aşınma direncinin yüksek olması ürünün rengine, tasarımına zarar vermiyor. Ürünün dikişsiz olarak geliştirilmesi onu yağmur ve kar tozuna karşı da korumalı hale getiriyor. Daha önce hiç dikişsiz bir ürün görmediyseniz yekpare tasarım sizi şaşırtacaktır. Genellikle bu tarz ürünler önceki yıllarda sizi Eskimo gibi gösterirken artık şehirde de rahatlıkla gezebiliyorsunuz.
Görüldüğü gibi uzay teknolojileri her alanda değişime neden oluyor. Ancak her nedense tekstil alanı bu gelişimden en az yararlanan alanlardan biriydi. Artık üreticiler daha hafif, daha güçlü ve daha şık ürünler üretmek için en az NASA kadar çalışıp bu tabuyu yıkmak istiyorlar. Diğer taraftan maliyetleri düşük tutmak da işin bir diğer boyutu. Bu da tüketici alışkanlıklarıyla doğru orantılı bir şekilde tekstil dünyasındaki evrimi etkileyecek. Sadece marka olduğu için pamuktan üretilmiş bir tişörte yüksek bir meblağ ödemek mi yoksa ömür boyu giyebileceğiniz ürüne para harcamak mı?
Siz de üzerinizde biraz teknoloji bulundurmak istiyorsanız burayı ziyaret etmeyi unutmayın.