Rol yapma oyunu özelliklerine sahip sıra tabanlı strateji dendiğinde akan sular duruyor bende. Bu türe Jagged Alliance ile başlayıp devamında X-COM ve Silent Storm gibileri gördükten sonra her yeni benzer yapımda aynı merak ve heyecanla yaklaşıyorum konuya.
Company of Crime da merakla başına oturduğum oyunlardan oldu. 1960’ların Londra’sına seyahat şansı veren yapım ister suç örgütlerine katılmanıza ve kendi suç imparatorluğunuzu kurmanıza, isterseniz de güvenlik kuvvetleri ile suç örgütlerinin peşine düşmenize olanak veriyor.
İki tarafında keyfi başka, birinde kaçan ötekisinde ise kovalayan olmak müthiş keyifli. Önce kaçan taraftan başlayalım. Londra’nın kenar mahallelerinde başlayan mücadelemizde mekan basmak, bar kavgasına karışmak gibi sıradan olaylar ile yolumuzu açmaya çalışıyoruz. Ünümüz arttıkça ekibimiz ve kazancımız artıyor. Yeni elemanlar aldıkça onlara silah vb şeyler de temin edebiliyoruz. Bazen mekanları basıp haraç kesmek, bazen de basılan mekana sahip çıkmak gerekiyor. Arada ekipten arkadaşlar enselenip hapise düşebiliyorlar. Onlara da hapiste bakmak, biraz görev alanımızı genişlettiğimizde de hapisten kaçırmamız gerekiyor.
Her bireyin kendine özel farklı yetenek eğilimleri var. Bu eğilimler ile birlikte her seviye atladığında karakterlere 2 farklı yetenek seçimi sunuyor oyun. Oyun stilinize göre bunları seçmenizde fayda var. Ekibinizi de dengeli kurmanızı, aynı türden elemanlardan oluşturmamanızı öneririm. Ortamda kavga çıktığında masayı sandalyeyi tutup fırlatan birileri de olsun, uzaktan hızlıca gelip düşmanın gözüne parmağını sokarak kör edecek bir elemanınız da bulunsun. Arkadan laf dalaşı ile düşmanın dikkatini dağıtıp moralini bozmak da bir seçenek, ya da havalı silahlar ile ortamda hafif bir kaos oluşturabilirsiniz.
Çete olarak dikkat etmeniz gereken en önemli şey her görevin ne istediği aslında. Birini öldürmeyin diyorsa öldürmemelisiniz. Dövmek serbest, olayın doğasında var zaten bu durum. Ateşli silah kullanmaya başladığınızda da durum değişiyor. Genelde polisler kavganın sonuna doğru alana geliyor ve hızla olay mahallinden topuklayıp uzaklaşmanız yapılması gereken ilk seçenek oluyor. Eğer olur da kaçamazsanız biraz güç kullanarak şansınız varsa paçayı yırtmanız olası. Ek olarak ateşli silah kullanıldığı an polis olay mahalline daha çabuk intikal ediyor.
Oyunda karakterlerin özel yeteneklerini aşırı sevdim. Kafa atmak, Haymaker denen yumruk çeşidi olsun, tekme atarak rakibi uzaklaştırmak hatta o tekme etkisi ile bir yerlere çarparsa ekstra hasar alması, rakibi tutup bir tarafa doğru fırlatmak, kafasını tutup masaya duvara vurmak, masadan kapılan bira şişesi küllük gibi objeleri rakibe fırlatmak, masa-sandalyeyi tutup rakibin sırtında kırmak gibi seçenekler bugüne kadar bu tarz yapımlarda görmediğim kadar eğlenceli bir ortam sunuyor.
Polis tarafıyla da oynarken genel olarak mekanda çıkan olaya gelip ekibinizle müdahale ediyor, dövüp tutuklamaya çalışıyorsunuz. Özel yetenekler burada da mevcut.
Yaz biterken güzel bir şekilde kışın ne oynarım diye düşünenler için Company of Crime bence nefis bir seçenek. Gelen güncellemeler ile oyunun stabilitesi ve geliştirilme aşaması da devam ediyor.
