Uzmanlara göre koronavirüs ile mücadelede birinci kural temizlik, bunun için de ellerimizi sık sık sabunla yıkamak gerekiyor. Elimizdeki mikroplar ise yüzümüze ne kadar sık dokunursak bizim için o kadar tehlikeli. Bu nedenle el yıkama hastalanmaya ve hastalığın yayılımını azaltmaya karşı bu kadar önemli ve etkili. Ancak elimizi yıkamaya fırsatımızın olmadığı ve yanımızda dezenfektanımızın olmadığı zamanlar olabilir. Bu bağlamda da elimizi yüzümüzden uzak tutmak, temiz olduğundan şüphe ettiğimiz ellerimizle yüzümüze dokunmamak son derece kritik. Örneğin şu an çoğumuz evlerden çalışıyor olsak da ofis ortamı bu söylediklerim için çok müsait. Kaldı ki araştırmalara göre ofis çalışanları saatte ortalama 20-25 defa ellerini yüzlerine sürüyorlar. Hiçbir yere dokunmasak bile günde en az 200-250 kere baktığımız ve dokunduğumuz akıllı telefonlarımız virüsler için en önemli taşıyıcıların başında geliyor. Çoğumuz yemek yerken bir yandan telefon kurcalamayı çok seviyoruz. Ve yine çoğumuz telefonlarımızı temizlemeyi unutuyoruz. Bu açıdan bakınca telefonlarımızı asla yıkamadığınız üçüncü el olarak adlandırmamız mümkün. Dolayısıyla kendimizi virüsten korumak için belki de en önemli kurallardan bir diğeri başta akıllı telefonumuz olmak üzere kişisel cihazlarımızı dezenfekte etmek. Ancak şunu belirtmekte fayda var ki evet uzmanlar virüslerin iletiminde akıllı telefonları potansiyelini görüyor, ancak çok fazla endişe etmiyor. Bunun nedeni akıllı telefon yüzeylerinde kalan mikropların, hava ve su yoluyla taşınan mikroplarla aynı tutarlılığa sahip hastalıkları ilettiğinin henüz net bir şekilde bilinmemesi. Ayrıca, bir yüzeydeki mikropların bulaşıcılığının birkaç saat sonra ‘dramatik bir şekilde düştüğünü’ söyleniyor. Ama yine de sadece koronavirüsten değil diğer virüslerden de korunmak adına akıllı telefonlarımızı hijyenik hale getirmek önemli. Akıllı telefonlarımızı alkol derecesi yüksek olan dezenfektanlarla temizlemek mümkün. Ayrıca telefonlarınızı tanımadığınız ya da hasta olduğu şüpheli kişilere vermemeniz de önemli. Bununla birlikte telefon ve diğer teknolojik cihazların temizliğinde Ultra Viyole ışınlarlar alternatif etkili çözümlerden bir diğeri olarak karşımıza çıkıyor. Bu haftaki yazımda koronavirüs’e karşı ultraviyole ışınlarla akıllı telefonlarımızı nasıl temizleriz konusunda bazı ipuçlarını bir araya getirdim.
Dezenfeksiyon ile sterilizasyonun farkını bilmek önemli
Öncelikle ultraviyole (UV) ışınlar ya da Türkçe’de kullanılan adıyla morötesi ışınlarından ne anlamamız gerektiğine bakalım. Ultraviyole (UV) ışınları dalga boylarının kısa olması sebebi ile çıplak gözle göremediğimiz ışınlardır. Gözlerimiz, dalga boyları 400 nm (nanometre) ile 700 nm arasında olan ışınlara karşı duyarlıdır. Fakat UV ışınlarının dalga boyları 100 nm ile 400 nm arasında seyretmektedir. Bu sebepten de insan gözünün algılayabildiği en düşük dalga boylu ışın, mor olarak görünmektedir. Dolayısıyla daha düşük dalga boylu UV ışınlarına morötesi ışınlar denir. UV ışınlarının önemli bir özelliği, bakterileri öldürebilme yetisine sahip olmalarıdır. Bu sebeple, hastanelerin sterilizasyon gerektiren bölümlerinde ya da ameliyathanelerin ışıklarında morötesi ışınlardan faydalanılır. Ayrıca hastanelerin, okulların ve daha birçok alanın havalandırma sistemlerinde ve bazı besinlerin sterilizasyonunda UV ışınları kullanılır. Bu noktada dezenfeksiyon ile sterilizasyonun farkında da değinmek gerek. Sterilizasyon, bir maddenin üzerinde veya içinde bulunan tüm mikroorganizmalardan arındırılma işlemi iken, dezenfeksiyon ise, patojen mikroorganizmaların inaktive edilmesi anlamına gelmektedir.
Koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri UV ışınları da kullandığımız cihazların temizliğinde alternatif bir çözüm olarak daha çok konuşulmaya başlandı. Telefon hijyenini bir adım daha ileri götürmek istiyorsanız, telefonunuzu proaktif olarak sterilize etmenin en önemli yollarından biri olarak gösterilen UV ışınlarını kullanan çözümler sunan birçok girişimci firma var. Örneğin ABD’de de PhoneSoap isimli firma tarafından sunulan çözümde telefonunuz iPhone’unuz için bronzlaşma yatağı gibi düşünebileceğiniz bir aparat üstünde UV ışınlarına maruz kalıyor. Bu aparat telefonunuzun yüzeyine DNA’yı bozan ve çoğalmasını ve yayılmasını önleyen ışık dalgaları gönderiyor. Temel olarak bakterileri veya virüsü etkisiz hale getiriyor. Son derece basit bir uygulama aslında. UV ışınları yakın gelecekte hijyen açısından kullanımda daha önemli bir hale gelebilir. MIT tarafından yapılan bir çalışmaya göre alkollü mendiller ve dezenfektanlar bazı bakterilerle savaşmak için etkilidir ve UV ışığı, UV’nin gücüne ve diğer bazı faktörlere bağlı olarak doğru koşullar altında etkili olabilir.
Telefon üreticileri kararsız
UV ışığının yeni koronavirüs ile ne kadar etkili olacağı ise belirsiz, bu konuda somut bilimsel çalışmalar henüz yok. Örneğin bazı bilim insanları yukarıda bahsettiğim PhoneSoap’ın SARS’a karşı etkili olmadığını bulmuşlar.
PhoneSoap’ın, soğuk algınlığı veya grip geçiren mikropları nötralize edebileceği ve diğer patojenler üzerinde etkili olma ihtimalinin olduğu söyleniyor.
Bazı telefon üreticileri ise, UV’nin telefon yüzeyindeki koruyucu filmlere zarar verebileceğinden virüsle mücadelede dezenfektan mendillerin kullanılmasını öneriyor. Bazıları ise UV ışınlarını kullanarak hizmet vermeye çoktan başladılar.Örneğin Samsung’un başlatmış olduğu hizmet sayesinde, kullanıcılar, Samsung’un yetkili servislerinde ve deneyim merkezlerinde telefonlarını temizletebiletebiliyorlar. Samsung’a göre ultraviyole ışık ile temizlenen telefonlar herhangi bir zarar görmüyor. Aynı zamanda ıslak mendil ya da başka bir temizleme maddesi ile ulaşılamayacak bir temizlik sağlıyor. Fakat, bu temizleme işlemi sonrasında, cep telefonlarımızın kaç gün temiz kalacağı açıklanmış değil. Bununla birlikte bazı uzmanları telefonunuzu silmenin yeterli olmayabileceğine dikkat çekiyor, çünkü dezenfektan bu yöntem ile eşit olarak dağıtılamayabilir veya bakteriyi gerçekten öldürmek için yeterli olmayabilir. Dünyada PhoneSoap dışında bu segmentte çözümler sunan başka firmalar da var.
Örneğin Verilux adlı bir şirket, akıllı telefonunuzun temizliğinde kullanabileceğiniz bir UV ışık çubuğu geliştirmiş. LEDMEI ve Yasolote’den gibi girişimci firmaların da benzer çözümleri var. Temelde çalışma prensipleri ışını yüzeye göndermek ve virüsleri etkisiz hale getirmek. Türkiye’de de İTÜ ARI Teknokent firması Money Shower tarafından geliştirilen ultraviyole ışık temelli bir diğer hijyen cihazı ile de telefon, anahtarlık gibi araçlarınızı mikrop ve bakterilerden arındırmanız mümkün.
Aslında yapmanız gereken telefonunuzu her gece şarj ettiğiniz gibi en azından her gece temizlemeniz ve gün içinde telefona dokunduktan sonra elinizi yüzünüze götürmemeyi alışkanlık hale getirmeniz. Burada iş biraz kişinin kendisinde bitiyor. Çünkü düzenli telefon dezenfeksiyonu veya temizliği için resmi bir öneri söz konusu değil. Ancak bilim insanları hala koronavirüs için temel bilgiler ve testler üzerinde çalışmaya devam ederken, UV ışıklı aparatlar telefon temizliği için cebinizde ek bir fütüristik araç olabilir.