Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bir zamanların oda boyutunda yer kaplayan işlem gücü, çok daha hızlı bir şekilde avucumuzun içine konuşlandı. Peki, işlemciler nasıl oluyor da böylesine küçük yapıda üretiliyor? 7 nm+ gibi işlemci yapım süreçleri ne anlama geliyor?
Teknoloji jargonunda bir işlemci mimarisinin daha ufak boyutlara sığdırılmasına nanometre düşüşü deniliyor. İşlemcinin boyutlarını düşürmek özellikle mobil cihazlar için çok büyük anlam ifade ediyor. 12nm bir mobil işlemci ile 7nm bir işlemci arasında tonlarca fark bulunuyor.
İlk olarak müthiş bir enerji verimliliği elde edersiniz. İşlemcinin kapladığı alan ve verimliliği arttığı için soğutmaya çok daha az alan ayırırsınız. Ayrıca ergonomi koşulları gereği, bir mobil cihazın hacmi az çok bellidir. Siz işlemcinin verimli çalışması için ne kadar az alan kullanırsanız, cihazınıza o kadar çok teknoloji eklersiniz.
Bu yüzden akıllı telefon sektöründe ciddi bir mimari yarışı bulunuyor. Akıllı telefon üreticileri çok hızlı bir şekilde 11nm seviyesinden 7nm seviyesine düştüler. Böylece çok daha az enerji harcayan, çok daha az ısınan ve doğal olarak pili çok daha uzun süre dayanan amiral gemisi akıllı telefonlarla tanıştık.
İşlemcinin nanometre bazında küçülmesi için gerekli olan şey her zaman aynıdır: transistörleri küçültmek. 1950’li yılların hemen başlarında çözümlenmeye başlayan bu teknoloji için ilk büyük gelişme 1958’de geldi. Mühendisler dünyanın ilk entegre devresini üretmeyi başardılar. Bu gelişme sayesinde günümüzün en büyük teknolojilerin üretilmesini sağlayan mikroişlemcilerin önü açılmış oldu.
İşte tam bu noktadan sonrası büyük bir teknoloji yarışı oldu. Hırslı bir bilgisayar bilimcisi ve Intel’in kurucu ortağı olan Gordon Moore ve ekibi transistör boyutlarını küçültmenin bir yolunu keşfetti. Mühendisler her yıl bir inç başına düşen transistör sayısını ikiye katlıyorlardı. Mühendisler her zaman bir yolunu buluyordu ve bu durum günümüze kadar asla değişmedi.
Günümüzde inç başına düşen transistör sayısı 24 aylık periyotlar halinde iki katına yükseliyor. Peki ya sonrası? Doğal olarak yıllar geçtikçe, işlemci nanometreleri düştükçe transistörlerin sayısı artırmak zorlaşıyor. Fiziksel limitler nedeniyle bir zaman sonra işlemci nanometrelerini daha fazla düşüremeyeceğiz.
İşte o gün geldiğinde çok daha tuhaf, ilgi çekici ve potansiyeli kat kat daha yüksek bir dünyanın kapılarını açacağız. Kuantum dünyasını keşfetmek zorunda kalacağız.