Günümüzde şirketler, hiç olmadığı kadar iyi kurumsal vatandaş olma baskısı altındalar. Tüketiciler artık bu şirketleri dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için en ön saflarda görmek istiyor. Bu beklentiyi karşılamanın en kestirme yolu ise sosyal sorumluluk çalışmaları. Yapılan projelerin duyurulması ve milyonlarca insana ulaşması için de sosyal medya en iyi mecra diyebiliriz. Kısacası, sosyal medya artık kurumsal sorumluluk projeleri için hayati öneme sahip. Peki sosyal medyayı sosyal sorumluluk çalışmalarının duyurulmasında kullanabiliriz?
“Güvenilir olmak” paha biçilemez…
Yaşadığımız dijital çağ ile birlikte tam bir “şeffaflık” dönemine geçiş yapmış bulunuyoruz. Bu yüzden artık “güven” oluşturmak her zamankinden daha değerli. Keza gerçeklerin kolayca ortaya çıktığı ve sosyal medyada hızla yayılarak, dakikalar içerisinde okyanus ötesine ulaştığı çılgın bir iletişim çağının tam ortasındayız. Aradığımız bilgiye saniyeler içerisinde kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Ancak bilgi ile olan ilişkimiz manipülasyonların, dolandırıcıların ve sahte haberlerin yükselişiyle değişti. Bu durum iş dünyasında ve siyasi çevrelerde güvensizliğe yol açtı. Bu güvensizliğin giderilmesi ve yeniden güven kazanabilmek için sosyal medyanın sunmuş olduğu imkanlardan nasıl faydalanabiliriz? Bu konuda nasıl içerikler oluşturabilir, oluşturduğumuz bu içerikleri nasıl en efektif şekilde kullanabiliriz?
İlk kural etik olmak…
Son yıllarda moda endüstrisi gerek çevreye olan zararları, gerekse olumsuz çalışma koşulları nedeniyle tüketiciler ve aktivistler tarafından acımasızca eleştiriliyor. Örneğin, bu alanda faaliyet gösteren bir şirketin çevreye zarar veren bir uygulamaya karşı çıkması ve bu alanda kurumsal sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmesi tüketiciler nezdinde olumlu bir davranıştır. Şirket çalışanlarının da bu uygulamaları benimsemesi ve adapte olması projenin başarıya ulaşmasında oldukça etkilidir. Ancak burada ilk kural etik olmaktır. Kurumsal sosyal sorumluluk tanımı gereği yasal zorunluluklara ve yasalara uymayı değil, gönüllü olarak gerçekleştirilen etik, “doğru” ve “iyi” işleri ifade eder.
Kar amacı gütmeyen kuruluşlar gibi markalar da, içeriklerini ve şirket vizyonlarını ilerici bir mesajla bulaştırarak destek, güven ve sadakat sağlayabilir. Keza yapılan araştırmalara göre, Z kuşağının temsilcileri bir markanın sosyal olarak bilinçli olduğunu bilmenin satın alma kararlarını etkilediğini söylüyor.
Dürüstlük her şeydir
Mevcut ve potansiyel müşterilere ne yapıp ne yapamayacağınızı açıklarken dürüst olun çünkü dürüstlük en iyi politikadır. Unutmayın ki bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirebilmek için öncelikle hazırladığınız projenin marka değerinizle örtüşüyor olması gerekir. Ayrıca sosyal bir fayda da sağlıyor olmalısınız ki yaptığınız çalışma reklam kampanyası olarak algılanmasın. Keza, şirketler yaptıkları projelerde dürüst olmaz ve tüketicileri yanıltmaya yönelik çalışmalar hayata geçirirlerse, ağır eleştirilere ve sosyal medya linçlerine maruz kalabilirler.
Etkileşim şart!
Akıllıca kullanıldığında, sosyal medya platformları olumlu değişimi yönlendirmek için kullanılabilir. Sosyal medyanın tanımlayıcı özelliklerinden biride sosyalliğidir. Hedef kitlenizle bir ilişki geliştirmek için onları dinlemek ve size sorulan soruları sabırla yanıtlamanız gerekir. Sorulan soruları ve yorumları yanıtsız bırakmak, projenizin “samimiyetsiz” olduğu izlenimini verecektir.